65 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi
  • National struggle
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

Milli Mücadele Dönemi Türk Dış Politikasında İlkesel Yaklaşımlar ve Uygulama Örnekleri

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2011, Cilt XXVII, Sayı 79 · Sayfa: 71-96
Tam Metin

Milli Mücadele'nin diplomasi boyutu başlı başına bir araştırma konusudur. Bu konuda birçok inceleme de yapılmıştır. Ancak yapılan çalışmalarda görülen önemli eksikliklerden biri de, konunun tarihsel bağlamından kopuk bir şekilde, daha çok içe dönük bir üslupla ele alınması sonucu ortaya çıkan perspektif sorunu olmuştur. Bu durum, Türk ulus devletinin kuruluşuyla sonuçlanan Milli Mücadele'nin 20. yüzyılda bağımsızlık hareketleri içindeki konumunu ve özgün niteliklerini anlamayı güçleştirmektedir. Modern zamanlar içinde dünya sisteminin oluşumunda temel belirleyici enstrümanlardan ikisi olan savaş ve diplomasi unsurlarının birbirini tamamladığı bir tarihsel kesitte ortaya çıkan Milli Mücadele'de, sonuca gidilirken belirli ilkesel yaklaşımlardan hareket edilmiştir. Doğu/Batı dünyasının yeniden tanımladığı bu dönemde Milli Mücadele'nin hedefleri doğrultusunda askeri mücadelenin yanında, dış politikada da diplomasi cephesi silahları optimal bir verimlilikle kullanılarak sonuç alınmaya çalışılmıştır. Tam bağımsızlık ve uluslararası alanda eşitlik odaklı olarak belirlenen bu ilkelere sadık kalınarak verilen mücadele ve yürütülen diplomatik faaliyetler sonucunda Milli Mücadele'nin temel hedefleri tutturulmuş ve bağımsız Türk devletinin kuruluşu gerçekleştirilmiştir.

Bu çalışmada; Milli Mücadele'nin özgün taraflarından birini oluşturan dış politika uygulamalarındaki bazı ilkesel yaklaşımlara yer verilerek, konunun çok cepheli taraflarına dikkat çekilmek amaçlanmıştır.

Milli Mücadele Döneminde Yusuf AKÇURA’nın Faaliyetleri

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2010, Cilt XXVI, Sayı 78 · Sayfa: 589-614
Tam Metin
Son yüzyıllık tarih dilimi içinde ismi sıkça duyulan entelektüel bir kimliğe sahip olan ve cumhuriyetin kurucuları arasında TBMM'deki yerini alan Yusuf Akçura'nın, Türk Tarih Kurumu'nun kurulması ve başkanlığına giden yolda Milli Mücadele'nin askeri ve diplomatik safhasında almış olduğu rolün değerlendirilmesi fayda sağlayacaktır. Döneme ilişkin bu hizmetlerinin de Cumhurbaşkanlığı ve Genelkurmay ATASE Başkanlığı arşiv belgeleri içinden çıkmış olması Akçura'nın biyografisine dair bir takım önemli katkılar yapmaktadır. Halide Edip ve Yakup Kadri gibi önemli isimlerin cephede görev alma istekleri Akçura'nın etkisi doğrultusunda fiilen gerçekleştiği savunulabilir. Bununla beraber Mustafa Kemal Paşa'nın, muharebeler sırasında eğitime verdiği önemin ve Büyük Taarruz'dan hemen sonra milli iktisadi kalkınma konusundaki bilinen duyarlığı, İzmir İktisat Kongresi'nden 3 ay önce bu konuda Akçura'nın kürsüdeki etkileyiciliğini de dikkate alarak hareket ettiğini gösteriyor. Cumhuriyet döneminde Mustafa Kemal Paşa'nın belirli konularda çalışma arkadaşı ve fikir açısından yanında yer alan birisi olarak Akçura'nın, karizmatik lider olarak ifade ettiği Paşaya bakışı ise bir aydının gözü ile Mustafa Kemal Paşa'yı göstermektedir.

İSTİKLAL MADALYALI POLİSLER VE YÜZELLİLİK POLİSLER

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2009, Cilt XXV, Sayı 75 · Sayfa: 523-574
Tam Metin
30 Ekim 1918 tarihinde Osmanlı Devleti'nin imzaladığı Mondros Ateşkes Antlaşması, Anadolu'nun işgaline uzanan süreci başlatmıştır. Mustafa Kemal önderliğindeki Kuva-yı Millîyeciler ellerinde kalan son vatan topraklarını kurtarmak için işgale karşı Millî Mücadele'yi başlattı. Mustafa Kemal bu mücadelede Türk halkının büyük bir çoğunluğunun desteğini kazandı. Bu süreçte Türk polisi de asli görevi olan asayiş ve güvenliği sağlamanın yanı sıra Millî Mücadele'ye tam destek verdi. Bu mücadelede hayatını kaybetmiş veya Millî Mücadele'ye katkılarından dolayı İstiklâl madalyası kazanmış birçok polis mevcuttur. Ancak Millî Mücadele sırasında düşman devletler ve İstanbul Hükümeti ile işbirliği yaptıkları gerekçesiyle yurt dışına sürgün edilen "Yüzellilikler" içerisinde 13 tane de polis yer almıştır. Bu makalede Türkiye Cumhuriyeti Emniyet Genel Müdürlüğü arşivinden elde edilen belgeler doğrultusunda İstiklâl madalyası verilen bazı polislerle, "Yüzellilikler" arasında sürgüne gönderilen polislerin yaşam öyküleri ve faaliyetleri incelenmiştir.

Milli Mücadele’de Yalvaç ve Şehit Olan Yalvaçlılar

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2009, Cilt XXV, Sayı 74 · Sayfa: 235-252
Tam Metin
Bilindiği üzere Yalvaç, bir ilçe merkezi olmakla birlikte, siyasî, ekonomik ve stratejik bakımdan Anadolu'nun önemli yerleşim yerlerinden biridir. Bu araştırmada, Millî Mücadele'de Yalvaç'ın yeri, konuyla ilgili arşiv vesikaları ve diğer kaynaklar taranarak tespit edilmeye çalışılmıştır. Saha araştırması denilen metodla bazı hatıralar, literatüre kazandırılırken, ilk kez Yalvaç Vefayata Mahsus Vukuat Defterleri de incelenerek Yalvaçlı şehitler ayrıntılı bir şekilde ortaya çıkarılmıştır.

Damat Ferit Paşa Hükümetleri Döneminde Kuva-yı Milliye Hareketine Yöneltilen İthamlar

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2008, Cilt XXIV, Sayı 70 · Sayfa: 17-56
Tam Metin
Millî Mücadele Dönemi'ne bakıldığı zaman Kuvâ-yı Milliyeciler, yalnız İtilaf Devletleri ile değil, Damat Ferit Paşa Hükümetleri ve Millî Mücadele'ye muhalif basın ile de mücadele etmişlerdir. Nitekim gerek Sultan Vahdettin gerekse de Damat Ferit Paşa Hükümetleri Anadolu'da düşmanla mücadele eden Kuvâ-yı Milliye'nin önüne geçebilmek için azamî derecede gayret sarf etmişlerdir. Kuvâ-yı Milliye Hareketi'ni, İttihatçılık, Bolşeviklik, asilik, dinsizlik vb. şekillerde suçlayarak halkın bu harekete katılmasının önüne geçmek ve bu suretle halk desteğinden mahrum olacak Kuvâ-yı Milliye Hareketi'ni kolayca tenkil edebilmek istemişlerdir. Fakat Kuvâ-yı Milliye aleyhinde yapılan bu propagandalar Anadolu'da kısmî kargaşaya sebebiyet verdiyse de nihaî olarak amacına ulaşamamıştır.

Milli Mücadele Döneminde İç Güvenlik ve Türk Polisi

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2007, Cilt XXIII, Sayı 67-68-69 · Sayfa: 339-382
Tam Metin
Osmanlı Devleti'nin 1. Dünya Savaşı'nda yenilmesi ve ardından parçalanmasından sonra Türk toprakları Avrupa ülkeleri tarafından işgal edildi. Ancak Mustafa Kemal önderliğindeki Kuva-yı Milliyeciler ellerinde kalan son vatan topraklarını kurtarmak için işgale karşı Millî Mücadele'yi başlattı. Mustafa Kemal bu mücadelede Türk halkının büyük bir çoğunluğunun desteğini kazandı. Bu mücadeleyi inceleyen çok fazla çalışma mevcut olmasına karşın önemli bir grubun, polislerin bu mücadeledeki yeri yeterince incelenmiş değildir. Oysa polis asli görevi olan asayiş ve güvenliği sağlamanın yanı sıra Millî Mücadele'ye tam destek vermiştir. Bu mücadelede hayatını kaybetmiş veya Millî Mücadele'ye katkılarından dolayı İstiklal madalyası kazanmış birçok polis mevcuttur. Bu nedenle bu makale Türk polisinin Millî Mücadele esnasındaki çalışmalarını, katkılarını ve özet olarak polis teşkilatının içinde bulunduğu genel durumu incelemeyi amaçlamaktadır.

1920 Yılının Yazında Egemenlik ve Malî Kaynakların Denetimi

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2005, Cilt XXI, Sayı 61 · Sayfa: 305-321
1 9. yüzyılın ortalarından itibaren Osmanlı Mâliyesinin giderek çökmesinin bir sonucu olarak Türkiye'nin malî yapısı "batılı fınans çevrelerinin" kontrolü altına girdi. Osmanlı hükümeti adına para basma yetkisini de elinde bulundurmak imtiyazıyla kurulan Osmanlı Bankası 1910 yılma kadar ülke genelinde açtığı şubelerle teşkilâtını genişletti. Türkiye'de Ulusal Direniş'in başladığı günlerden itibaren, bu direnişin malî kaynaklar sağlama konusunda ciddi sıkıntılar yaşadığı açıkça bilinmektedir. TBMM'nin 23 Nisan 1920'de faaliyete başlamasıyla birlikte tüm ülkede malî denetimi sağlamaya çalışması, ülke çapında "iktidar tekelini" ele geçirerek "devlet İşlevlerini" üstlenmesi açısından oldukça ilgi çekici bir süreçtir. Osmanlı Bankası'nın, Osmanlı siyasal ve ekonomik yapısı içindeki imtiyazlarıma Ankara'nın denetimine ve iznine tabi kılınması iki bakımdan önem taşımaktadır: a) Bankanın yönetim merkezinin bu durumu kabul etmesiyle Türkiye'deki "ulusal direniş hareketi"nin "batılı fınans çevreleri" açısından, Osmanlı Hüküme-tinin ısrarla göstermeye çalıştığı gibi "bîr ayaklanma" biçiminde algılanmadığını göstermesi; b) Yeni bir kurumlaşma sürecinde "ulusalcılık" ülküsünün sadece "ülkenin si¬yasal bağımsızlığım "sağlamak ve sürdürmek" ten İbaret olmadığı gerçeğinin altını çizmesi bakımından. Bu konuya ilişkin 1920 yılı Haziran'mda İcra Vekilleri Heyeti İle Osmanlı Bankası direktörlüğü arasında imzalanan mutabakat metni ve bü metinde TBMM ve İVH'nİn Osmanlı Bankası yönetimine dikte ettirdiği şartlar Ankara'nın "ulusalcı" değerlerinin ne kadar derin ve haklı temelleri olduğunu ortaya koymaktadır. Bu tebliğde İlk defa kullanılacak olan bu belgelerin ışığında söz konusu "ulusalcı" kaygıların dayandığı temeller değerlendirilmeye çalışılmaktadır.

Bir Sivas Kongresi Bibliyografyası Denemesi

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2005, Cilt XXI, Sayı 62 · Sayfa: 493-520
Tam Metin
Bu çalışma, Mustafa Kemal'in Erzurum Kongresi öncesi ve Sivas Kongresi ve Millî Mücadele vesilesiyle değişik tarihlerde ikamet ettiği günlerindeki Sivas şehri ve 4 Eylül Sivas Kongresi hakkındaki kaynakların değerlendirme denemesidir. Çalışmamızda, Sivas Kongresi ile alâkalı görülen eserler, değişik başlıklar altında, toplanıp tasnif ve tetkik edilmiş. Çalışmanın amacı, bu konuda çalışma yapacak araştırmacılara yardımcı olmaktır.

Hüseyin Rauf Orbay’m Hayatı (1880-1964)

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2004, Cilt XX, Sayı 59 · Sayfa: 597-642 · DOI: 10.33419/aamd.702817
Hüseyin Rauf Orbay, 1880 yılında İstanbul Cibali'de doğdu. Babası Amiral Mehmet Muzaffer Paşa, Annesi Hayriye Rüveyde Hanımdır. Rauf Bey, ilkokulu Cibali İlkokulunda, ortaokulu Trablus Askerî Rüştiyesinde, liseyi Heybeliada Bahriye Okulunda okudu. Rauf Bey, 1899'da teğmen rütbesiyle Deniz Kuvvetlerine katıldı. 1918 yılma kadar değişik savaş gemilerinde görev yaptı. Balkan Savaşları döneminde Hamidiye Akmıyla tanındı. Birinci Dünya Savaşı'nda; İran Cephesi'nde savaştı. Deniz Harbiye Reisliği görevinde bulundu. Savaşın sonunda kurulan Ahmet İzzet Paşa Hükümetinde Bahriye Nazırlığı yaptı. Bu sırada Baş Murahhas olarak Mondros Mütarekesi'ni imzaladı. Türk Kurtuluş Savaşı döneminde; kongrelerden sonra, Heyet-i Temsİliye adına Son Osmanlı Meclisi (Meclİs-i Mebusan) toplantısına katıldı. Bu sırada İngilizler tarafından tutuklanarak Malta'ya sürüldü. Malta'dan kurtulduktan sonra, önce Nâfia (Bayındırlık) Bakanlığı, sonra Başbakanlık ve TBMM Başkan Vekilliği yaptı. Cumhuriyet Devrinde; Terakkiperver Cumhuriyet Partisi'nin kurucuları arasında yer aldı. Şeyh Said İsyanı sebebiyle partisi kapatılınca bağımsız kaldı. Atatürk'e karşı tertiplenen İzmir Suikastında ceza aldı. Bu sırada yurt dışında olduğundan 10 yıl yurda dönemedi. Türkiye'ye 1935 yılında döndü. 1942 yılında Londra Büyükelçisi tayin edildi. 1944 yılında emekliliğini isteyerek kamu görevinden ayrıldı. Nihaî olarak, 1964'de İstanbul'da vefat edene ka¬dar, hayatını üniversitelerde ders ve konferanslar vererek ve seyahatlere çıkarak geçilmiştir. Hüseyin Rauf Orbay, OsmanlI'dan Cumhuriyet Devrine uzanan süreçte önemli bir asker ve siyaset adamıdır.

Dramalı Rıza Bey ve Kuzey Batı Anadolu Kuva-yı Milliye Mücadelesindeki Hizmetleri

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2003, Cilt XIX, Sayı 57 · Sayfa: 977-1008
Dramalı Rıza Bey, Sadrazam Damat Ferit Paşaya suikast teşebbüsünde bulunmak suçuyla yargılanmış ve 12 Haziran 1920'de asılarak idam edilmiştir. Kendisi bir komitacı ve "Teşkilât-ı Mahsusa" elemanıdır. Millî Mücadele'nin başlarında ise bir Kuva-yı Milliyeci olarak ülkesi ve milleti için mücadele eden değerli bir şahsiyettir. Millî direniş ve teşkilâtlanmanın ilk öncülerinden olmuştur. Onu cephelerde bir müfreze kumandanı olarak görmekteyiz. Birinci Anzavur İsyanı'nda ise isyanın bastırılmasında önemli rol oynayan bir "Takip Müfrezesi" kumandanıdır. Millî kuvvetlerin ihtiyacı olan silâh ve cephanenin temini için Akbaş Cephaneliği'nin basılmasında başrol oynamıştır. Oldukça kısa sayılabilecek ömrü hep fırtınalı ve dağdağalı olarak geçmiş, ülkesi ve milleti için mücadele etmiş ve bu uğurda ölmüştür.