2 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi
  • Right
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı

Vilayat-ı Şarkıye Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti Erzurum Şubesi’nin Kuruluşu ve Atatürk’ün Cemiyete Katkıları

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2000, Cilt XVI, Sayı 47 · Sayfa: 537-559
Mondros Mütarekesinin uygulanmaya başlanmasından itibaren OsmanlI Devleti'nin topraklarının paylaşılmakta olduğu dönemde kurulan Müdafaa-i Hukuk ve Reddi İlhak cemiyetlerinden birisi de: 2 Aralık 1918 tarihinde İstanbul'da kurulmuş olan Vilayat-ı Şarkiye Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti'dir. Cemiyetin Erzurum Şubesi kuruluşundan (10 Mail 1919) itibaren Erzurum Kongresi sonucunda Doğu Anadolu'da bulunan bütün müdafaa-i hukuk cemiyetlerinin Şarki Anadolu müdafaa-i hukuk cemiyeti altında toparlanması ile kapanmasına (fiilen 7 Ağustos 1919, resmen 24 Ağustos 1919) kadar geçen çok kısa zaman içerisinde o günün şartları içerisinde kendisinden beklenin üzerinde ve hatta genel merkezinden daha faal bir şekilde çalışmalarda bulunmuştur. Biz burada cemiyetin kuruluşu ve yapmış olduğu faaliyetlerle Atatürk'ün Erzurum'a gelişine kadar olan dönemde cemiyete olan katkılarını inceledik.

Atatürk'ün Ülkü ve İlkeleri Arasındaki Bütünlük ve Uyum

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1990, Cilt VI, Sayı 18 · Sayfa: 493-506
XX. Yüzyıl sosyolojisinin gündeminde toplumsal yapı, toplumsal değişme ve hareketlilik, toplumsal roller, toplumsal katılım ve siyasal davranış analizleri; başlıca inceleme konularını oluşturmaktadır. Böylesine bir yaklaşım ve birikim fonu önünde, Atatürk'ün ülkü ve ilkeleri arasındaki gerek yapısal bütünlüğü gerekse, işlevsel tutarlılığı yoklamak, güç olduğu kadar ilginç görünüyor. Dönemin Cumhurbaşkanı Sayın Kenan Evren, İstanbul Üniversitesi' nde Ekim 1985'te yaptıkları bir konuşmada şöyle demişlerdi: "... Yobazlığa karşı aşılmaz birer bilim kaleleri olan üniversitelerimiz, vatan ve insan sevgisinin, hür düşünce ve müspet bilimin bütün iyilik ve güzelliklerinin ve özellikle Atatürkçülüğün Öğrenilmesi ve öğretilmesi gibi önemli görev ve sorumluluklarla yükümlüdürler. Bu yazımız, herhangi bir ideoloji ya da öğretinin kısır döngüsüne dökülmüş bir kalıp değil; belki pragmatik bir düşünce sisteminin olaylar karşısında eleştirel yöntemle gözden geçirilmesidir.