8 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi
  • Türk basını
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

CUMHURİYET GAZETESİNDE ÇOCUK VE ÇOCUKLUK MESELESİ (1928-1939)*

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2021, Cilt XXXVII, Sayı 104 · Sayfa: 173-220 · DOI: 10.33419/aamd.1015966
Tam Metin
Bu çalışmada Türkiye’de hükûmetin gayriresmî yayın organı niteliğindeki Cumhuriyet gazetesinin 1928-1939 yılları arasında çocuk ve çocukluk meselesine olan yaklaşımı incelenmiştir. Çalışmanın ilk bölümünde yeni rejimin çocuk ve çocukluğa yönelik anlayışı ve yasal gelişmeler, meselenin Osmanlı geçmişi ile karşılaştırmalı bir biçimde ele alınmıştır. İkinci bölümde Cumhuriyet gazetesinin modern eğitim sistemi içerisindeki çocuk ve çocukluğa ilişkin haber ve söylemleri incelenmiştir. Üçüncü bölümde gazetenin toplumsal bir varlık olarak çocuğa yaklaşımı ortaya konulmuştur. Son bölümde ise Cumhuriyet gazetesinin çocukların yaşadığı yoksulluk, beslenme, barınma ve çocuk işçiliği gibi problemlere olan yaklaşımı belirlenmeye çalışılmıştır. Böylelikle yeni rejimin ve gazetenin çocuk ve çocukluk meselesine yönelik tutumları bütüncül bir bakış açısıyla tartışılarak Cumhuriyet rejiminin ilk kuşağına yönelik pratikler ortaya konulmuştur.

Çok Partili Döneme Geçiş Sürecinde Türk Basını

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2011, Cilt XXVII, Sayı 79 · Sayfa: 131-192
Tam Metin
Türk siyasetinde 1945-1950 yılları arasındaki dönem oldukça önemlidir. Bu yıllar arasındaki gelişmelerin etkisiyle Türk basınında büyük bir canlılık göze çarpmaktadır. Bu çalışmada, çok partili döneme geçişte Türk basını incelenecektir. Makale, bu konuda yapılmış incelemelerin bir derlemesi niteliğindedir ve belirtilen dönemdeki belli başlı gazeteler yer almaktadır. Basının içinde bulunduğu durum genel hatları ile açıklanacaktır.

Cumhuriyetin İlk Yıllarındaki Gelişmeleri Basının Yorumlayışı (1923-1926)

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2008, Cilt XXIV, Sayı 70 · Sayfa: 149-194
Tam Metin
1924 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu'nun 77 inci maddesine göre matbuat kanun dairesinde serbest olmasına ve neşrinden evvel teftiş ve muayeneye tabi olmamasına rağmen, Türk basınının çok partili hayata geçmeden önce tam bir hürriyet havası yaşadığı iki dönem söz konusu olmuştur. Bunlardan ilki meşrutiyetin ilan edildiği 1908 yılında başlayıp 1909 yılında bitmiş, ikincisi ise 1923'te Türkiye Cumhuriyeti'nin ilanıyla başlayıp 4 Mart 1925 tarihli Takrir-i Sükun Kanunu'yla sona ermiştir. Makalede Saltanatın kaldırılmasından İzmir suikastına kadarki süreçte yaşanan olaylar ve Ankara Hükümeti'nin aldığı kararlar karşısında Türk basınının tavrı ve bu kararlar ve olaylar nedeniyle basının kendi arasında yaşamış olduğu kutuplaşma ve çatışmalar hakkında bilgi verilecektir.

Basınımıza Yansıdığı Şekliyle Balkan Antantı Sürecinde Türkiye ve Bulgaristan

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2004, Cilt XX, Sayı 60 · Sayfa: 759-784 · DOI: 10.33419/aamd.703340
Balkanlar, Avrupa'nın her zaman müdahale ettiği ve çıkarları için kullandığı alan olmuştur. I. Dünya Savaşı'ndan sonra bir barış ortamı oluşmasına rağmen, bu sonucu kabullenmeyen devletler de mevcuttu. Avrupa'da İtalya ve Almanya, Balkanlar'da ise Bulgaristan anti-revizyonist bir dış politika içerisine girmişlerdi. Türkiye ise kendisi için barışçı bir politikayı hem içte hem dışta benimsememiştir. Bu amaçla bütün komşuları ile barış ve dostluk antlaşmaları imzalamıştır. Balkan Antantı'da, özellikle Türkiye'nin girişimleri ile oluşturulmaya çalışılmıştır. Antantın oluşum süreci içerisinde Türkiye ve Bulgaristan'ın yaklaşım ve tutumları, Türk basınına yansımaları ile ele alanmıya çalışılmıştır. Balkan devletleri arasında yoğun diplomatik ziyaretler yapılmış ve bu işin odağını da Türkiye oluşturmuştur.

Millî Mücadele Dönemi Türk Basınında Wilson Prensipleri

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1996, Cilt XII, Sayı 35 · Sayfa: 357-378
Mütareke devri yakın tarihimizde, Türk aydınının içine düştüğü fikir ayrılığının had safhaya ulaştığı, ekalliyetlerin içinde bulunduğu ihanetin tescil edildiği, fırsat düşkünü mütegallibelerin hüküm sürdüğü ve ülke geneline gaflet, kargaşanın hâkim olduğu bir dönemdir. Mustafa Kemal Paşa bu vaziyeti Nutuk'ta şu şekilde tasvir etmektedir; "Muhasım devletler Osmanlı devlet ve memleketine maddeten ve manen tecavüz halinde; imha ve taksimata karar vermişler. Padişah ve halife olan zat, hayat ve rahatını kurtarabilecek çareden başka birşey düşünmüyor. Hükümeti de aynı halde. Farkında olmadığı halde başsız kalmış olan millet, zulmet ve müphemiyet içinde tecelliyata muntazır... Ordu, ismi var cismi yok bir halde... Komutan ve subaylar... karanlık felaket uçurumu kenarında dimağları çare-i halas aramakla meşgul.

Basından Günü Gününe Büyük Zaferin Hikâyesi

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1988, Cilt V, Sayı 13 · Sayfa: 37-90
Kurtuluş Savaşı, Türk milletinin maddî ve manevî bütün gücüyle katıldığı ve sonunda hakkı olan başarıya eriştiği büyük bir millî destandır. Biz bu incelememizde Atatürk önderliğinde başarılan Türk Bağımsızlık Savaşı'nda cephe gerisinin yarasına merhem olmaya çalışan dördüncü kuvvetin, gazetelerin he yaptıklarını, Kurtuluş Savaşı'nı günü gününe nasıl izlediklerini, o günlerin gazetelerini açarak canlandırmaya çalışacağız.

Güney Vilâyetlerimizin İşgalinin Türk Basınındaki Yankıları

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1988, Cilt IV, Sayı 12 · Sayfa: 783-792
Türk basını içinde özellikle Anadolu basını Güney'deki işgaller karşısında açık bir tavır takınmış ve yayınlarıyla kamuoyu oluşturmaya çalışmıştır. Bu yayınlar mitinglerde alman kararları ve yayınlanan bildirileri ihtiva ettiği kadar Özellikle işgali, Mondros Mütarekesi, Wilson Prensipleri ve milletlerarası hukuk açısından değerlendiren ve doğurduğu sonuçlan dile getiren başyazılar olarak karşımıza çıkmaktadır.

Millî Mücadele’de “Anadolu Ajansı”nın Kuruluşu ve Faaliyetine ait Bazı Belgeler

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1985, Cilt I, Sayı 2 · Sayfa: 587-608
Ulusal Kurtuluş Savaşının kazanılmasında ve o tarihlerde Türk kamuoyunun bu düşünce etrafında toplanmasında hiç şüphesiz Türk basınının ve Anadolu Ajansı'nın önemi büyüktür. Basının önemini Mustafa Kemal, henüz Ulusal Kurtuluş Savaşının başlangıcında anlamış ve bunun için gazete çıkarılması yolunda girişimlerde bulunmuştu.