89 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi
  • Turkey
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

Cumhuriyetin Kuruluş Yıllarında Türk Eğitim Yaşamında Macar Eğitimcilerin Yeri

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2004, Cilt XX, Sayı 58 · Sayfa: 231-244
I.Dünya Savaşı'ndan sonra eğitim alanında aşamalar kaydeden Macaristan, yeni Türkiye Cumhuriyeti'nin bu alandaki çabalarına, kurulan işbirliği sonucunda yardımcı olmuştur. Bu çalışmada Cumhuriyetin kuruluş yıllarındaki Türk ve Macar eğitimi karşılaştırılarak, Macar eğitiminin Türk eğitimine yaptığı katkı incelenmiştir.

Atatürk'ün Vefatı ve Macaristan'daki Yankıları

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2003, Cilt XIX, Sayı 57 · Sayfa: 1009-1016
Macaristan halkının Atatürk'e duyduğu hayranlığın temelinde onun önderliğinde gerçekleştirilen Kurtuluş Savaşı ve hemen sonra kurmuş olduğu Türkiye Cumhuriyeti yatmaktadır. Bunun yanı sıra geçmişten gelen etnik ve kültürel yakınlıklar Atatürk döneminde Türk- Macar dostluk bağlarının daha da güçlenmesinde önemli bir rol oynamıştır. Atatürk'ün ölümü bütün dünyada olduğu gibi Macaristan'da da büyük yankı ile beraber, bu dostluğun bir ürünü olarak büyük bir üzüntü uyandırmıştır. Bu çalışmada Atatürk'ün ölümünün Macar kamuoyundaki yankıları ve Macarların Atatürk'e bakış açısı ele alınmıştır.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuri̇yeti̇ni̇ Yaratan Tari̇hî Süreç Ve Son Geli̇şmeler

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2002, Cilt XVIII, Sayı 54 · Sayfa: 735-793
Kıbrıs uyuşmazlığı özellikle 1950'li yıllardan beri Türk dış politikasının önemli konularından biri olmuştur. Uyuşmazlık, Kıbrıs'ta yaşayan Rumların adayı Yunanistan ile birleştirme (ENOSIS), Türklerinin ise Türkiye'nin güvenliğini ve Türk cemaatinin varlığını korumak için bu birleşmeye karşı koyma çabalarından çıkmıştır. Bu çalışmada, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini yaratan tarihi süreç; Kıbrıs uyuşmazlığının tarihçesi, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin kuruluşundan sonraki gelişmeler ve çıkarılan güçlükler, Kıbrıs'a Yunan askerî cuntasının müdahalesi ve Kıbrıs, Birinci ve İkinci Barış Harekatı, Barış Harekatının sonuçları ve Kıbrıs Türk Federe Devletinin kuruluşunu izleyen gelişmeler, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin kuruluşu, tanınması, ambargo ve jenosid çerçevesinde incelenmiştir.

Atatürk'ün Vefatı Ve Alman Basını

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2002, Cilt XVIII, Sayı 54 · Sayfa: 875-902
Türk-Alman resmî ilişkilerinin 1924 yılında tekrar başlamasıyla, Almanya'nın Türkiye'ye ilgisi yeniden artmıştır. Bu ilgi neticesinde Türkiye hakkında haberler, Alman basınında geniş yer bulmuştur. Atatürk'ün ölümü üzerine de Alman basınında yer alan haber sayısı oldukça fazladır. Mahalli ve ulusal bütün Alman gazeteleri, Atatürk'ün ölümü üzerine onun hayatını ve icraatlarını anlatan geniş haberlerini üzüntüyle vermişlerdir. Bu haberler ışığında, Almanların da Türklerin acılarını paylaştıkları görülmektedir.

Mısır Basınında Atatürk ve İnkılâpları

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2001, Cilt XVII, Sayı 50 · Sayfa: 385-408
Bu çalışmada, Atatürk ve inkılaplarının Mısır basınındaki yansımaları üzerinde durulmuştur. 1920'li ve 1930'lu yıllarda Türkiye'de yaşanan değişim sürecinin bazı gazete haberlerine dayanılarak Mısırlılar üzerindeki etkileri ortaya konmaya çalışılmıştır. İncelenen gazetelerde Atatürk'ün yaptığı inkılaplar genelde olumlu bulunmakla beraber, bazı konularda eleştirilere de rastlanmaktadır. Bu yazıda ayrıca Türkiye'de gerçekleşen batılılaşma ve laikleşmeye yönelik hareketlere Müslümanların tepkisinin ne olduğu ve bu değişimin sonuçlarının onlara ne gibi bir örnek oluşturduğu konusu da açıklığa kavuşturulmaya çalışılmıştır

Cumhuriyet Dönemi Spor Adamlarından: Burhan Felek

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2001, Cilt XVII, Sayı 49 · Sayfa: 203-236
Bu çalışma kapsamında, Cumhuriyet dönemine damgasını vuran önemli isimlerden Burhan Felek'in yaşamı ele alınmış ve Türk sporuna olan katkıları üzerinde durulmuştur. Çalışma sporun tanımı ve Cumhuriyet dönemi Türk spor tarihine ilişkin bir özetle başlamaktadır. Bu özet içerisinde önce OsmanlI Devleti'nin son dönemlerinde spor alanındaki gelişmeler ve Türkiye Cumhuriyeti'nin OsmanlI'dan devraldığı spor mirası anlatılır. Daha sonraysa Türk Devrim süreci içinde spordan hangi amaçlarla ve nasıl yararlanıldığı ortaya konur. Çalışmanın ikinci bölümündeyse Cumhuriyet dönemi Türk sporunun çalışmada özetlenen gelişimi İçinde Burhan Felek'İn yeri ve katkıları gösterilir

Milli Mücadele’den Cumhuriyet’e Türk-İran İlişkileri, 1919-1925

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2000, Cilt XVI, Sayı 48 · Sayfa: 769-796
Bu makale Birinci Dünya Savaşı'nm sonundan İran'da Rıza Şah'm tahta geçtiği 1925 yılma kadar Türk-İran ilişkilerini incelemektedir. İki ülkede de yeni rejimlerin kurulduğu bu dönemde, bir yandan milliyetçi, antiempeıyalist, tam bağımsızlıkçı ve Batıcı yeni rejimlerin arasında ilişkiler her gün biraz daha gelişirken; diğer yandan iki ülkede de yeni rejimler yerleştikçe geçmişteki problemlerin izlerinin tekrar ortaya çıkmaya başladığı görülmektedir. Türk-İran ilişkileri bu dönemde sınır meseleleri, etnik unsurlar, ikili siyasi ilişkiler konuları etrafında oluşmaktadır. Türk-îran ilişkilerine bu dönemde anlaşmazlık ve işbirliği olmak üzere iki temel boyut hakimdir.

Atatürkçülükte Sistem ve Strateji

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2000, Cilt XVI, Sayı 47 · Sayfa: 603-613
Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti'ni kurarken, bir sistem ve stratejiye dayanarak amacını belirlemiştir. Sistem, modem bir Türk Cumhuriyeti kurulmasını amaçlıyordu. Atatürk, bu amacı gerçekleştirmenin zor olduğunu biliyordu. Çünkü, Osmanlı Devleti, çağdaş teknolojik gelişmelere ayak uyduramamıştı. Bu nedenle, Batı toplumlarıyla Türkler arasında büyük bir gelişmişlik farkı ortaya çıkarmıştı. Atatürk, çok zor da olsa, bu farkı ortadan kaldırıp, Türkler'i modem bir toplum haline getirmek gerektiğine inanıyordu. Önce bir bağımsızlık savaşı, sonra da bir devrim yapmak gerekiyordu, Bu modem sisteme bir an önce kavuşabilmek için, bir strateji oluşturdu. Bu stratejinin şartları, Türk Milleti'nin özellikleri dikkate alınarak belirlenmişti. Atatürk'ün oluşturduğu strateji, Atatürkçülük ve Atatürk ilkeleri olarak gerçekleşmiş oldu.

Türk-Yunan Anlaşmazlıklarının Kökeni ve Önemi Üzerine

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2000, Cilt XVI, Sayı 46 · Sayfa: 277-286
Bu makalede güncel gelişmeler ve Türk, kamuoyunda endişe konusu olan Kıbrıs ve Ege sorunlarına kısaca değinildikten sonra, Türk-Yunan anlaşmazlıklarının kökeni ve kaynağında Ege sorunlarının olduğu ve Birinci Dünya Savaşı öncesinde Türkiye ile Yunanistan'ı nasıl savaşla karşı karşıya getirdiği -içinde Atatürk'ün yazışmalarının da yer aldığı- arşiv belgeleriyle vurgulanmaya ve konunun önemine dikkat çekilmeye çalışılacaktır.

Türkiye’nin Kıbrıs Politikaları (1950-1960)

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2000, Cilt XVI, Sayı 46 · Sayfa: 249-275
Kıbrıs sorunu, resmi olarak 1954 yılında Türkiye'nin gündeminde yer almaya başlamıştır. Bu tarihe kadar Türkiye, Kıbrıs adasını ele geçirmek isteyen Yunanistan karşısında sessiz bir politika izlemeyi uygun görmüştür. Bu sessizliğin nedeni; Kıbrıs'ın, İngiltere'ye ait olmasından ileri geliyordu. Yunanistan'ın Kıbrıs konusunu 1954 yılında Birleşmiş Milletlerin gündemine getirmesi üzerine, Türkiye de, bu soruna taraf olduğunu ortaya koymuştur. Bu tarihten sonra Türkiye'nin, Kıbrıs konusunda izlediği politikalar üç aşamadan geçmiştir. Türkiye birinci aşamada; Kıbrıs'ın, İngiltere ta¬rafından Türkiye'den alındığını ileri sürerek, adanın bütünüyle Türkiye'ye geri verilmesi anlamına gelen "ilhak" tezini savunmuştur. Ancak kısa bir süre sonra bu politikanın başarılı olamayacağı anlaşılmıştır. Türkiye, ikinci aşamada da; dönemin siyasi, ekonomik koşullarının zorlaması ve İngiltere'nin de baskıları sonucunda, 1957 yılından itibaren, Kıbrıs adasının paylaşılmasına razı olmuş, yani "taksim" tezini benimsemiştir. Ancak bu politika da, Yunanistan'ın uzlaşmaz tutumu yüzünden, gerçekleştirilememiştir. Türkiye, üçüncü ve son aşamada ise; İngiltere'nin empoze ettiği ve taraflara baskı yaparak kabul ettirdiği, federal bir Kıbrıs Cumhuriyeti kurulması yolundaki çözümü kabul etmiştir. Bu çözümün sonucu olarak, 1959'da Zürich ve Londra Antlaşmaları imzalanmış ve İngiltere, Türkiye ve Yunanistan'ın garantörlüğünde Kıbrıs Federal Cumhuriyeti kurulmuştur.