50 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi
  • cumhuriyet
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

Lozan’dan Cumhuriyet Rejimine Giden Yol

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1996, Cilt XII, Sayı 34 · Sayfa: 149-158
Yirmibirinci yüzyıla yaklaşan dünyamızda halk egemenliğine dayalı demokrasiyi ve cumhuriyeti iyice öğrenmek, girdisini çıktısını bellemek zorundayız. Hele bugün birçok devletin cumhuriyet rejimine geçmekte olduğunu göz önüne alırsak, Türkiye'deki rejim üzerinde tartışmayı bir kenara atarak, ikinci mi olsun, üçüncü mü olsun tartışmalarına son vermek zamanı gelip geçmiştir bile. Çünkü, Türkiye Cumhuriyeti savaşlar, yoksulluklar ve sayılmayacak kadar zorluklar aşılarak kurulmuştur.

Ağaoğlu Ahmet Beyin Demokrasi Anlayışı

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1996, Cilt XII, Sayı 34 · Sayfa: 195-222
XX. yüzyıl Türkiye'sinin rejimiyle birlikte kurulmasında hizmetlerine rağmen gölgede kalmış aydınlardan biri olan Ağaoğlu Ahmed özellikle Türk Demokrasi Tarihi'nin teorisyenlerinden biri olarak önemli roller oynamış; Atatürk'e İnkılaplar ve Cumhuriyet'in ilanı sırasında danışmanlık ve benzeri alanlarda yardımcılık yapmıştır. Biz onun bu hizmetlerinin bir kısmını anlatabilmek için, demokrasi ve ona yakın hususlardaki fikirlerini bir arada sunmak istiyoruz.

Atatürk Ve Cumhuriyet

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1995, Cilt XI, Sayı 33 · Sayfa: 779-807
29 Ekim, 29 Ekim 1923'te ilân edilen cumhuriyetimizin yıldönümüdür. Millî mücadele sırasında "Cumhuriyet" fikir ve ideal olarak yaşamış, Cum-huriyete yönelme bir amaç olmuştur. 23 Nisan 1920'de TBMM toplanmış, fakat Cumhuriyet'in ilânı Millî Mücadele'nin tamamlanmasından sonraya kalmıştır. 29 Ekim 1923'te ilân edilen Cumhuriyet, kademe kademe içerik bakımından da demokratik nitelik kazanan gelişmeler göstermiştir.

İmparatorluktan Cumhuriyet'e Türkiye: İspanyol Algısı

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1994, Cilt X, Sayı 29 · Sayfa: 429-442
İspanya'daki yenilenme kaygısı 20. yüzyılın ilk otuz yılını kapsamaktadır. Joaquín Costa, Ateneo de Madrid'de (1902) Oligarşi ve Caciquismo üzerine dersler verdi. "Vatanın kötülükleri" ne karşı, berbat kürsü, özlü ve doğrudan formülleri ile, daha sonra bağlamsal olarak daha sonra arşivlenmiş olan "okul ve kiler" için reçete önerdi.

Türkiye Cumhuriyeti'nin İlanı

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1989, Cilt VI, Sayı 16 · Sayfa: 7-26
1 Nisan 1923'de seçimin yenilenmesine karar veren T.B.M.M., Cumhuriyeti resmen ilan etmemesine rağmen görevini büyük bir sorumlulukla yapan tarihi meclis olmuştur. ikinci Meclis 11 Ağustos 1923'de toplanmıştı. Cumhuriyetin ilanı bu meclis tarafından gerçekleştirilmekle beraber, Lozan Barış Andlaşmasının imzası ve T.B.M.M. tarafından onaylanması, Ankara'nın yeni kurulan Devletin İdare Merkezi olması gibi iki önemli kararın alınmasını da öncelikle gerekli kılıyordu. Lozan Barış Andlaşmasımn imzasından sonra Mustafa Kemal Paşa, Özel Kaleminde memur olan ve kişisel güvenini kazanmış bulunan Hasan Rıza Soyak'ı çağırarak bir kaç küçük kâğıt parçasını vermiş ve şöyle demiştir: "Bunları al, müsvedde halindedirler, beyaz edeceksin. Yazılar karışıktır, dikkat et, okuyamadığın veya anlayamadığın yer olursa bana sorarsın. Bunları şimdilik yalnız sen ve ben bileceğiz; âmirlerine dahi bahsetmene lüzum yoktur". Haşan Rıza Soyak, Mustafa Kemal Paşa'nın kullandığı küçük bir not defterinden koparılmış ve onun el yazısı bulunan bu sahifeleri okuyunca bunların 20.1.1921'de kabul edilen Teşkilâtı Esasiye Kanunu'nun devlet şekline ait maddelerini değiştiren ve Türkiye Devletine, "Cumhuriyet" şeklini kazandıran taslak olduğunu görmüştür. Mustafa Kemal Paşa tarafından hazırlanan metin aynen şöyledir: "Türkiye Devletinin hükümet şekli Cumhuriyettir". "Türkiye Devleti Büyük Millet Meclisi tarafından idare olunur". "Meclis, hükümetin inkisam ettiği idare şubelerini, icra vekilleri vasıtasıyla idare eder". "Türkiye Cumhurreisi, Umumî Heyet tarafından, Türkiye Büyük Millet Meclisi azası arasından bir intihap devresi için seçilir. Reisin vazifesi yeni Cumhurreisinin intihabına kadar devam eder. Tekrar intihap olunmak caizdir. Türkiye Cumhurreisi, devletin reisidir; bu sıfatla lüzum gördükçe Büyük Millet Meclisine ve Vekiller Heyetine riyaset eder". "Başvekil, Cumhurreisi tarafından ve meclis azası arasından intihap olunur. Diğer vekiller, Başvekil tarafından yine Meclis azası arasından intihap olunduktan sonra heyeti umumiyesi, Cumhurreisi tarafından Meclis'in tasvibine arz olunur. Meclis içtima halinde değilse, tasvip işi Meclis'in içtimaına talik olunur".

Atatürk ve Cumhuriyet

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1986, Cilt III, Sayı 7 · Sayfa: 155-170
Atatürk çok yönlü, yapıcı ve yaratıcı, büyük bir insandır. Bugüne kadar, birçok yazar, eleştirici ve araştırıcılar, Atatürk'ün çeşitli yönleri üzerinde durmuşlardır. Bize göre, O'nda "cumhuriyet düşüncesinin hangi yıllarda başladığı ve nasıl geliştiği üzerinde az durulmuştur, oysa Atatürk'ün en büyük eseri Cumhuriyet'tir.

Cumhuriyet-Lâiklik-Eğitim Üzerine

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1986, Cilt II, Sayı 5 · Sayfa: 379-382
Atatürk îlkeleri'ni, onun düşündüğü sosyo-politik ve sosyo-ekonomik sistemin alt sistemleri gibi kabul etmek ve birinin diğerine üstünlüğü fikrine kapılmamak gerekir. İncelemenin başlığından anlaşılacağı gibi, kapsamın¬da bunlardan sadece ikisinin eğitime olan ilişkisine değinilecektir.

Atatürk Cumhuriyeti’nin Lâiklik İlkesi

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1985, Cilt II, Sayı 4 · Sayfa: 55-64
Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'nde laiklik kavramının Özellikleri bu makalede açıklanmıştır. Laiklik, Atatürk'ün anladığı demokratik rejimi en iyi tanımlayan bir özelliktir. Yazar, Atatürk'ün yaratmayı amaçladığı bağımsız ve milliyetçi Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceğinin bu ilkeye ne ölçüde saygı duyulduğuna ve korunduğuna bağlı olduğunu vurgulamaktadır.

Cumhuriyetin İlânı ve İzmir Basını

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1985, Cilt I, Sayı 3 · Sayfa: 959-976
22 Eylül 1919 tarihli The Times gazetesi Sivas Kongresinden "Sivas'taki Anadolu Cumhuriyeti" diye söz etmektedir. Bütün bu belgeleri düzenleyenler, Anadolu'daki ulusal direnişin Cumhuriyete dönüşeceğini sezmiş bulunuyorlardı. Nitekim aynı tarihlerde İstanbul'daki kimi Osmanlı yöneticilerinin de Mustafa Kemal'in Cumhuriyeti getireceğinden kaygı duydukları görülmektedir. Sözgelimi son Osmanlı sadrazamlarından Ali Rıza Paşa, bir söyleşi sırasında Mustafa Kemal'i Ahmet İzzet Paşa'ya çekiştirirken "Cumhuriyet yapacaklar, Cumhuriyet!" diye bağırmaktan kendini alamamıştır

Cumhuriyetin İlk Dönemlerinde Lâiklik

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1985, Cilt I, Sayı 2 · Sayfa: 513-526
Lâiklik ilkesi, Atatürk İnkılâpları arasında bir zamanlar belki de en çok tartışılmış olanıydı. XIX. Yüzyıldan başlayarak Türk toplumunda lâik düşünceyi doğuracak ilk duygular ve eylemler yavaş yavaş gelişmiştir. Ama bu gelişme, örneğin Türkçülük akımının gelişmesi gibi güçlü ve etkili değildir. Lâiklik, gerçek niteliği anlaşılmadan, gizli bir duygu biçiminde, özellikle XX. Yüzyıl başındaki sayıca çok sınırlı bir aydın kesiminin zihinlerinde belirmişti. Bilindiği gibi, bu belirsizliği tam anlamıyla inkılâpçı bir hareketle sona erdirip Türk toplumuna lâikliği getiren Atatürk'tür.