1135 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Atatürk Araştırma Merkezi
  • Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

Türk Kurtuluş Hareketinin Safhaları ve Çağdaşlaşmaya Etkileri

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1985, Cilt I, Sayı 2 · Sayfa: 319-326
Bu konu; İçişleri Bakanlığına, Millî Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığına ve Yükseköğretim Kurulu Başkanlığına duyurularak Atatürk'ü anma toplantılarında diğer konularla birlikte, bir konuşmacı tarafından işlenmesi önerimiz yetkililer tarafından benimsenmiş ve mahallî kuruluşlara yayınlanmıştır.

Millî Egemenlik

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1985, Cilt I, Sayı 2 · Sayfa: 315-318
Ülkemizde parlamento hayatının yüz yılı aşkın bir mazisi vardır. İlk Osmanlı Meclis-i Mebusam'nın kuruluş tarihi 19 Mart 1877'dir. Hakkında pek çok görüşler ileri sürülen bu parlamento, her şeye rağmen parlamenter sistemin başlangıcını teşkil etmesi itibariyle siyasal tarihimizin önemli bir dönüm noktasıdır.

Millî Kurtuluş Önderi Olarak Atatürk

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1985, Cilt I, Sayı 2 · Sayfa: 527-542
Ulu Önder Atatürk, yaşamının büyük bir bölümünü -38 yılını (1881-1919)- çökmekte olan Osmanlı Devletinin içine düştüğü karmaşık ortamda "Mustafa Kemal" olarak geçirmiş, fakat bütün olumsuz koşullara rağmen, kazandığı askerî başarılar sonucu, "ulusal bir kahraman" olarak Türk halkı üzerinde engin bir prestij kazanmıştır. Böylece milletinin kaderinde hâkim bir rol oynayacak üstün nitelik ve yeteneklerinin ilk belirgin örneklerini vermek suretiyle, Türk toplumunun geleceği için bir umut ışığı oluşturmuştur. Nihayet herkesin her şeyden ümit kesmek üzere olduğu bir anda, bu umut ışığının kaynağı Mustafa Kemal, mensubu olmakla daima gurur duyduğu aziz milletine yön verici bir dehaya dönüşmüş ve Türk devlet geleneğini kanıtlayarak "Çağdaş Türkiye Cumhuriyeti" içinde anıtlaşmıştır.

Atatürk Dönemi Türk Dış Politikasına Genel Bir Bakış

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1985, Cilt I, Sayı 2 · Sayfa: 451-474
1919'da Atatürk, Türk Kurtuluş Savaşı'm oluşturmaya başlarken, dünya Birinci Cihan Savaşı ertesi döneme girmekteydi. Bu yeni dönemde uluslararası ilişkilerde, Avrupa'nın rolü azalmakla birlikte, yine de ağırlık merkezini oluşturmaktaydı. Dünya Savaşı, özellikle Avrupa'da büyük yıkıma yol açmıştı. Savaşı galip bitiren tarafın başında yer alan İngiltere ve Fransa da büyük problemlerle karşı karşıyaydı, özellikle Fransa, Savaş'ta uğradığı büyük zararlardan hızla kurtulmak zorundaydı. Yenik devletler, özellikle de Almanya daha da büyük sıkıntılar İçindeydi. Öte yandan, Savaş'ın son yılına kadar Antant tarafında yer almış olan Rusya'da da Sovyet îhtilâli'nin getirdiği sosyal çalkantılar ve iç savaşın acılı günleri yaşanmaktaydı.

Cumhuriyetin İlk Dönemlerinde Lâiklik

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1985, Cilt I, Sayı 2 · Sayfa: 513-526
Lâiklik ilkesi, Atatürk İnkılâpları arasında bir zamanlar belki de en çok tartışılmış olanıydı. XIX. Yüzyıldan başlayarak Türk toplumunda lâik düşünceyi doğuracak ilk duygular ve eylemler yavaş yavaş gelişmiştir. Ama bu gelişme, örneğin Türkçülük akımının gelişmesi gibi güçlü ve etkili değildir. Lâiklik, gerçek niteliği anlaşılmadan, gizli bir duygu biçiminde, özellikle XX. Yüzyıl başındaki sayıca çok sınırlı bir aydın kesiminin zihinlerinde belirmişti. Bilindiği gibi, bu belirsizliği tam anlamıyla inkılâpçı bir hareketle sona erdirip Türk toplumuna lâikliği getiren Atatürk'tür.

Millî Mücadele’de Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyeti

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1985, Cilt I, Sayı 2 · Sayfa: 413-434
1919 yılı sonlarında Sivas'ta kurulan "Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyeti", Millî Mücadele'deki faaliyetleri arasında zaman zaman Padişah'a, Sadrazam'a, Dahiliye Nazırı'na ve bazı kuruluşlara telgraflar çekerek yurdumuza ve milletimize karşı yapılan haksızlıkların düzeltilmesi amacıyla gerekli girişimlerde bulunulmasını istemiş, bu arada yabancı devlet başkanlarına, İstanbul'daki itilâf Devletleri temsilcilerine de protestolar göndermiştir.

Üçüncü Dünya Milletleri Açısından Mustafa Kemal ve Kemalizm (Türkçe-İngilizce)

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1985, Cilt I, Sayı 2 · Sayfa: 341-348
Avrupa devletlerinin Afrika ve Asya ülkeleri üzerindeki baskılarının artmasına ve yaygınlaşmasına yol açan Birinci Dünya Savaşı, Türklerin saygın, haysiyetli ve bağımsız bir millet olarak yaşamalarını ciddî bir şekilde tehdit etmekteydi. Fakat onlar şartların gerektirdiği adamı Mustafa Kemal'de buldular. Azimkâr, kendini vatanına adamış, zeki ve ileri görüşlü Mustafa Kemal, insanüstü bir cesaret, büyük bir soğukkanlılık ve sarsılmaz bir güven ile, Millî Kurtuluş Hareketinin ve yeniden bir millet yaratmanın ve onu geliştirmenin peşinde getirdiği çeşitli meseleleri çözebilmiş, korkunç engelleri aşmış, baş döndürücü görevleri başarmıştır.

Atatürk ve Milliyetçilik

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1985, Cilt I, Sayı 2 · Sayfa: 353-412
Milliyetçilik, Atatürkçü düşünce sisteminin başlıca ilkelerinden biridir, öteki Atatürk ilkelerinden ayrılamaz, Millî Mücadele, Türk milliyetçiliğine ve Türk milletinin bağımsız yaşama azmine dayanılarak kazanılmıştır. Atatürk'ün kurduğu ve genç kuşaklara emanet ettiği Türkiye Cumhuriyetinin Anayasaları milliyetçiliğe önemli bir yer vermiştir. 1924 Anayasasına 1937 yılında yapılan ilâveler sırasında, milliyetçilik, diğer ilkelerle birlikte, devletin temel ilkelerinden biri olarak kabul edilmiştir . Cumhuriyet döneminin öteki Anayasalarında da, milliyetçilik, temel ilke olarak yer almıştır

Atatürkçü Çağdaşlaşmanın Türk Toplumundaki Sonuçları

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1985, Cilt I, Sayı 2 · Sayfa: 335-340
Büyük Atatürk'ü milletçe bir kere daha anarken, bir "Çağdaşlaşma İdeolojisi" olan Atatürkçülüğün Türk Toplumunun çeşitli alanlarda gerçekleştirdiği köklü değişiklikleri ve bunun, alman ve görünen somut sonuçlarını özetlemekte yarar görüyoruz. Atatürkçü çağdaşlaşmanın en önemli ve köklü sonuçlarının "Devlet Yönetimi ve Rejim" konusunda gerçekleştirildiğine şüphe yoktur.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti’nin Hukukî Niteliği

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1985, Cilt I, Sayı 2 · Sayfa: 475-504
Kuvvetler ayrılığı kriterine dayanan klâsik hükümet şekilleri tasnifi, üç hükümet sistemini ayırt etmektedir. Bunlar, başkanlık sistemi, parlâmanter sistem ve meclis hükümeti sistemidir. Her üç sistemin tanımlanmasında, yasama ve yürütme kuvvetlerinin birbirleriyle ilişkileri noktasından hareket edilmektedir. Yasama ve yürütme kuvvetleri ya aynı elde, daha doğrusu aynı devlet organında toplanabilir ya da ayrı organlara verilebilir.