- Türkiye 17
- Osmanlı Devleti 13
- Turkey 12
- Ottoman Empire 10
- Atatürk 9
- Basın 7
- Millî Mücadele 7
- Demokrat Parti 6
- İstanbul 6
- Press 6
Arapça Ezan Yasağı Ve Kaldırılması
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2017, Cilt XXXIII, Sayı 95 · Sayfa: 123-1601926 Yılı İstanbul Ticaret Ve Sanayi Odası Raporu Çerçevesinde Aşar Vergisinin Kaldırılması İle İlgili Bir Değerlendirme
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2017, Cilt XXXIII, Sayı 95 · Sayfa: 39-92İkinci Dünya Savaşı’nın İzmir’deki Hububat Üretimine Etkisi
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2017, Cilt XXXIII, Sayı 95 · Sayfa: 93-122Ismayıl Hakkı Baltacıoğlu’nun Beden Eğitimi Ve Spor İle İlgili Görüşleri
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2017, Cilt XXXIII, Sayı 95 · Sayfa: 161-177Berlin Antlaşması Sonrasında Erzincan’da Eşkıyalık Ve Ermeni Hadiseleri
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2016, Cilt XXXII, Sayı 94 · Sayfa: 1-28Erken Cumhuriyet Döneminde Siyaset-Ticaret-Medya Üçgeninde Bir Gazeteci: Mehmed Zeki Bey
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2016, Cilt XXXII, Sayı 94 · Sayfa: 49-94Mehmed Zeki Bey, Osmanlı Devleti'nin çözülüşü ile Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu arasındaki çalkantılı bir dönemde Türk basın hayatında yer almış bir gazetecidir. Onu diğer gazetecilerden ayıran en belirgin özelliği, Mehmed Zeki'nin çok dilliliği, çok kimlikliği ve nadir görünebilecek türden hareketli yaşam öyküsüdür. Bu makalede gazeteci ve iş adamı kimliği ile 1924'te Almanya'daki sanayi firmalarını ziyaretiyle başlayan sorunlar süreci konu edilmiştir.
Alman sanayi kuruluşlarından gelen bir talep üzerine Alman Dışişleri'nce Mehmed Zeki Bey hakkında bir rapor hazırlanması söz konusu olmuştur. İstanbul'daki Alman kolonisi Tötonya kulübünün bazı üyelerince kaleme alınarak Alman Dışişleri'ne gönderilen rapor, Mehmed Zeki Bey'i ve sahibi olduğu Turquie Consortium (TUCO) şirketini zor durumda bırakmıştır. Bu durum karşısında, hakarete varan ifadelerin kullanıldığı raporu kaleme alanlara karşı, Mehmed Zeki Bey Türkiye'de hakaret davası açmıştır. Alman büyükelçiliği, hukuki sürece müdahil olmuş ve Türk makamlarını yönlendirme çabası içine girmiştir. Sonuçta Mehmed Zeki Bey, birinci celsede davayı kaybetmiştir.
Türk ve Alman resmi makamlarınca, hukuki süreçte kaleme alınan diplomatik yazışmalar ve istihbarat raporları, Mehmed Zeki Bey şahsında, I. Dünya Savaşı ile erken Cumhuriyet döneminin, siyasi ve iktisadi durumu hakkında değerli bilgiler sunmaktadır. Bu bağlamda medya gücünün, siyasi ve ticari faydalar sağlamakta oynadığı rol de gün yüzüne çıkmıştır.
Başbakanlık Osmanlı ve Cumhuriyet Arşivleri ile Alman Dışişleri Bakanlığı Politik Arşivi'nde Mehmed Zeki Bey ile ilgili olarak hazırlanmış dosyalar, bu sıra dışı gazetecinin, ticari ve siyasi ilişkilerinin ortaya çıkmasında temel kaynak olmuştur.
Oltu’nun İşgali, Kurtuluşu Ve Anavatan’a Katılımı (1878-1920)
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2016, Cilt XXXII, Sayı 94 · Sayfa: 29-481877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonrası 3 Mart 1878'de imzalanan Ayastefanos (Yeşilköy) Antlaşması'na göre, Oltu, savaş tazminatı karşılığı Kars, Ardahan Batum ve Bayezid sancakları ile birlikte Rusya'ya bırakıldı. Bölgedeki Rus işgali tam 40 yıl sürdü ve 25 Mart 1918'de Türk ordusunun Oltu'ya girmesiyle son buldu.
Oltu halkı, 30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Mütarekesi koşullarını kabul etmeyerek, yeniden örgütlenmeye başladı. 18 Ocak 1919'da Kars'ta kurulan "Cenubi Garbi Kafkas Hükümeti" ne bağlı "Şûra Şubeleri" arasına Oltu da katıldı. Ancak bu hükümetin İngilizler tarafından dağıtılmasından sonra "Oltu İslam Komitesi" harekete geçerek, "Oltu Şûra Hükümeti"ni kurdu.
Oltu ve çevresini bir yıl kadar başarı ile yöneten ve Ermenileri sınırları içerisine sokmayan "Oltu Şûra Hükümeti" Büyük Millet Meclisi Hükümetine Oltu'nun Anavatana katılma arzusunda olduğunu bildirdi. Büyük Millet Meclisi, 17 Mayıs 1920'de bu isteği kabul ederek, Oltu'nun Anavatana katıldığını ilan etti. Bu arada Ermeniler 1920 Haziranı'nda Oltu'yu işgal etmek için taarruza geçtilerse de yerli kuvvetlerin ve IX. Kafkas Tümeni'ne bağlı birliklerin karşı taarruzu ile kesin zafer kazanıldı. Böylece Oltu'nun bir Türk yurdu olduğu gerçeği kabul edilmiş oluyordu.
Basın-Yayın Ve Turizm Genel Müdürlüğü Döneminde Turistik Tanıtım Ve Propaganda Faaliyetleri
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2016, Cilt XXXII, Sayı 94 · Sayfa: 95-160Turizm, günümüz itibariyle iktisadi, siyasi ve sosyal açılardan birçok ülke gibi Türkiye'nin de mevcut durumunu ve geleceğini yakından etkileyen unsurlardan biri hâline gelmiştir. Bu anlamda Türkiye'de turizmin geçirdiği safhaların tarihsel açıdan incelenmesi, mevcut turizm teşkilatlanmasının ve faaliyetlerinin daha iyi anlaşılarak kuvvetlendirilmesi ve böylece ülke turizmine katkı sağlamak üzere geleceğe yönelik daha başarılı adımlar atılabilmesi bakımından önem arz etmektedir. Bu bağlamda Başbakanlık'a bağlı olarak 1949-1957 yılları arasında faaliyet gösteren Basın-Yayın ve Turizm Genel Müdürlüğü (BYTGM)'nün Türk turizm tarihi içinde önemli bir merhaleyi teşkil ettiği görülmektedir. Turizm faaliyetlerini geliştirmeye ve artırmaya yönelik turistik tanıtım ve propaganda faaliyetlerinin öneminin arttığı söz konusu dönem itibariyle çağdaş bir anlayış çerçevesinde Türkiye'nin tarihî ve tabii güzelliklerinin ülke insanına ve yabancılara tanıtılması, turistler nezdinde olumlu bir ülke imajı uyandırılması ve bu münasebetle turistlere ülke sathında seyahat imkân ve fırsatları yaratılması bir gereklilik hâlini almıştı. Turizmin ülkeye sağlayabileceği iktisadi, siyasi ve sosyal kazançlar yetkililer ve ilgililer tarafından göz ardı edilmemiş, bu doğrultuda tanıtma ve propaganda faaliyetleri BYTGM'nin başta gelen görevleri arasında yer almıştır. Bu yöndeki çalışmalar belediyeler, gönüllü ve hususi kuruluşlar ile bilim ve sanat insanlarınca da desteklenmiştir.
Çalışma kapsamında Türkiye turizminde önemli bir dönüm noktasını ve gelişim merhalesini teşkil eden BYTGM dönemindeki turistik tanıtma ve propaganda faaliyetleri ele alınmıştır. Bu münasebetle Türkiye'deki sosyal tarih araştırmalarına katkı sağlamak ve turizm tarihi çalışmalarına da ışık tutmak amaçlanmıştır.