1135 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Atatürk Araştırma Merkezi
  • Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

Milli Mücadele’de Yalvaç ve Şehit Olan Yalvaçlılar

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2009, Cilt XXV, Sayı 74 · Sayfa: 235-252
Tam Metin
Bilindiği üzere Yalvaç, bir ilçe merkezi olmakla birlikte, siyasî, ekonomik ve stratejik bakımdan Anadolu'nun önemli yerleşim yerlerinden biridir. Bu araştırmada, Millî Mücadele'de Yalvaç'ın yeri, konuyla ilgili arşiv vesikaları ve diğer kaynaklar taranarak tespit edilmeye çalışılmıştır. Saha araştırması denilen metodla bazı hatıralar, literatüre kazandırılırken, ilk kez Yalvaç Vefayata Mahsus Vukuat Defterleri de incelenerek Yalvaçlı şehitler ayrıntılı bir şekilde ortaya çıkarılmıştır.

Torosların Tepesinde Bir Demokrasi Destanı: Aslanköy Olayı

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2009, Cilt XXV, Sayı 74 · Sayfa: 309-344
Tam Metin
Bilindiği gibi 1947 yılında yapılan muhtarlık seçimlerinde, ilk defa birden çok parti seçime girmiştir. Halk, uzun yıllardan sonra ilk defa bir muhalefet partisine oy verme imkanını elde etmiştir. Ancak halkın tercihi, tasnifler sırasında sandığa yansımamıştır. Ülkenin birçok seçim bölgesinde bu konuda şikâyetler gündeme gelmiştir. Aslanköy Olayı da bunlardan birisidir. Bu çalışmada; Mersin'e bağlı bir köy olan Aslanköy'de çok tartışmalı olan muhtarlık seçimi incelenmiştir. 23 Şubat 1947 tarihinde usulüne uygun yapıldığı halde, Aslanköy'de muhtarlık seçimleri niçin tekrar edilmek istenmiştir? Halk sandığa nasıl sahip çıkmıştır? Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılamalara kadar varan olaylar nasıl başlamış ve hangi aşamalardan geçmiştir? Aslanköylüler verdikleri oylara sahip çıktıkları için nasıl sanık konumuna düşmüşler ve mahkeme aşamaları nasıl bir seyir takip etmiştir? Bu çalışmada yukarıdaki soruların cevapları aranmıştır.

Tek Parti Döneminde Merzifon’da Siyasal ve Sosyo-Kültürel Yaşam

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2009, Cilt XXV, Sayı 74 · Sayfa: 283-308
Tam Metin
Amasya-Çorum ve Samsun illeri arasında yer alan Merzifon ilçesi, bulunduğu konum itibariyle tarih boyunca önemli bir ekonomik ve kültürel merkez olmuş, Cumhuriyetin ilanından sonraki süreçte de varlığını ve önemini korumayı başarmıştır. Bu araştırmada Türkiye Cumhuriyeti'nin, Batıda gerçekleştirilen modernleşme koşullarını oluşturmaya çalıştığı dönemde -bir anlamda Cumhuriyet tarihindeki en hızlı değişimlerinin yaşandığı yıllarda-, Merzifon İlçesinin geçirdiği süreçlerin ortaya konulması amaçlanmıştır. Geleneksel toplumun yerini modern toplum kurumlarının almaya başladığı/aldığı 1923-1950 yılları arasında Merzifon İlçesi siyasal, sosyal, ekonomik yapısı ve kültür kurumlarıyla birlikte ele alınmıştır.

Halâs-ı Vatan Cemiyeti

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2009, Cilt XXV, Sayı 74 · Sayfa: 345-368
Tam Metin
1921 yılında Halâs-ı Vatan adlı bir gizli cemiyetin İngilizlerin İstanbul'daki nüfuzunu kırmak amacıyla kurulduğu iddia edilmişti. Cemiyetin amacı İngiliz İşgal Ordusu Başkomutanı General Harington, İngiliz Polis Komutanı General Ballard ve Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi'nin de aralarında bulunduğu bazı üst düzey kişileri öldürmekti. Ancak İngiliz Yüksek Komiseri Sir Horace Rumbold dahi adı geçen cemiyetin varlığından kuşku duyuyordu. Makale, Osmanlı arşiv belgeleri ışığında bu cemiyetin niteliğini ortaya koymayı amaçlamaktadır.

Güneybatı Anadolu Bölgesi’nde Meydana Gelen Depremler (1851-1971)

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2009, Cilt XXV, Sayı 74 · Sayfa: 369-416
Tam Metin

Güneybatı Anadolu Bölgesi'ndeki Burdur fay hattı çevresinde bulunan Antalya, Burdur, Isparta ve Muğla Şehirleri'nde tarihin her döneminde hafif ya da şiddetli derecede çok sayıda deprem meydana gelmiştir. Bu depremler sonucunda yüzlerce insan hayatını kaybetmiş ve önemli ölçüde maddi zarar meydana gelmiştir. Antalya, Burdur, Isparta ve Muğla şehirlerinde meydana gelen depremler hakkında, yerel yönetimler merkezi yönetime bilgi vermektedir. Yerel yönetimler bazı zamanlarda da merkezi yönetimden, depremden zarar gören insanlar için, çeşitli yardım taleplerinde bulunmaktadır. Bu arada yerel halkın yapmış olduğu yardımlarla, depremzede insanların barınma ve beslenme ihtiyaçları karşılanmaya çalışılmaktadır. Devlet tarafından da gerektiği zaman bu insanlara, acil ihtiyaçlarını gidermeleri için maddi yardım yapılmaktadır. Hasar gören meskenlerin inşaatında kullanılmak üzere, depremden zarar görmüş olan insanlara, devlet ormanlarından bedelsiz olarak ağaç yardımında da bulunulmaktadır. Ayrıca bu insanların, devlete olan muhtelif vergi borçları da belli bir süre için ertelenmektedir.

Geçmişte olduğu gibi, günümüzde de önemli miktarda ölümlere ve maddi kayıplara sebep olan depremlerin, bu zararlarından korunmak için, devlet ve millet olarak her türlü tedbiri almak gerekmektedir.

18 Mart Çanakkale Deniz Savaşı

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2009, Cilt XXV, Sayı 73 · Sayfa: 25-38
Tam Metin
Çanakkale Savaşları İngiltere'nin öncülüğünde Fransızların ve çok sınırlı olarak da Rusya ve Avustralya'nın katılımı ile gerçekleşmiştir. Cephenin açılma önerisi Rusya'dan gelmiş ve planlamayı da Churchill yapmıştır. Boğazları deniz trafiğine kapatan Osmanlı Devleti 28 Ekim'de Karadeniz'de donanması ile Rus gemi ve limanlarını bombalamıştır. Bu olay üzerine önce Rusya ve arkasından da İngiltere ve Fransa Osmanlı Devleti'ne savaş açmıştır. 1914 yılı sonunda Çanakkale Boğazı'nı ele geçirme planlarını yapan Churchill, Boğazların ele geçmesiyle Rusya'ya destek yolunun açılacağını ve Bulgaristan ve Romanya'nın da kendi yanlarında savaşa gireceğini hesaplamıştır. Şubat ayında yapılan bir kaç denemeden sonra Mart 1915 de fırtınalı olmayan bir günde Çanakkale'ye deniz saldırısı başlayacaktır. Ama bu saldırıdan kısa bir süre önce, 8 Mat'ta Nusret mayın gemisinin Boğazın en geniş yeri olan ve İtilaf Devletleri gemilerinin manevra yaptığı Erenköy koyuna boğaza paralel olarak döşediği 26 mayın savaşın kaderini değiştirecektir. 18 Mart sabahı önde İngiliz zırhlıları, ikinci sırada Fransız zırhlıları olmak üzere İtilaf Devletleri donanması saldırıya geçmiştir. Amaçları ilk mayın hatlarından başlayarak mayınları temizlemek ve Boğazın en dar yerine yaklaşarak her iki kıyıdaki Türk savunma mevzilerini susturarak Çanakkale Boğazı'nı aşmaktır. Bu çalışmada 18 Mart Çanakkale Deniz Savaşı'nın ayrıntıları üzerinde durulacaktır.

Çanakkale ve Diğer Cephelerde Şehit Olan Karapınarlılar

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2009, Cilt XXV, Sayı 73 · Sayfa: 1-24
Tam Metin
Bilindiği üzere, Yakınçağ Türk ve Dünya tarihinde Çanakkale muharebelerinin önemli bir yeri vardır. Ancak bu savaşlarda şehit olan Türklerle ilgili yeterince araştırma yapılmamıştır. Bu araştırmada, Karapınar Vefayata Mahsus Vukuat Defterleri esas alınarak ve diğer kaynaklar da incelenerek Çanakkale ve diğer cephelerde şehit olan Karapınarlılar tespit edilmiş ve bu şehitler değişik açılardan değerlendirilmiştir.

95. Yıldönümünde Çanakkale Zaferi

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2009, Cilt XXV, Sayı 73 · Sayfa: 63-82
Tam Metin
Çalışmanın amacı, Çanakkale Savaşlarında Türk askerinin ifadesi güç mahrumiyet içerisinde, tahammülü oldukça zor şartlar altında metanetle vatanı için o dönemde en modern silah ve cihazlarla donatılmış kat, kat üstün düşman kuvvetlerine karşı 95 yıl önce kazandığı zaferin sevinç ve heyecanını Türk milletiyle bir kere daha paylaşmak ve onlara, özellikle gençlere aynı duyguyu yaşatmaktır. Ayrıca bu araştırmayla, ileride bu konuda yapılacak çalışmalara katkıda bulunma amacı güdülmektedir. Çanakkale Boğazı'na hakim olma mücadelesi, I. Dünya Savaşı'nın en önemli olaylarından biridir. Çünkü burada cereyan eden muharebe, hem deniz kuvvetleriyle Boğaz'ın zorlanması ve böylece tahkimat ve kara birliklerine karşı saldırıya geçilmesi, hem de kara ve deniz kuvvetlerinin müşterek taarruzu bakımından benzeri görülmemiş bir harekâttır. Çanakkale Savaşı, Deniz harekâtı ve Kara harekâtı şeklinde iki dönemde cereyan etmiştir. Çanakkale cephesi, I. Dünya Savaşı'nda, tarihin en kanlı savaşlarının yapıldığı ve metrekareye 6000 merminin düştüğü, doktoru, mühendisi, ekonomisti, öğretmeni, öğrencisi, esnafı ve çiftçisiyle topyekûn istiklâl mücadelesine giren bir ulusun yaklaşık 250.000 şehit ve kayıp vererek, sonuçta büyük bir zaferin kazanıldığı yerdir.

Avustralya Basınında Çanakkale Muharebeleri

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2009, Cilt XXV, Sayı 73 · Sayfa: 39-62
Tam Metin
Dünya basını Çanakkale Muharebeleri başladığı andan itibaren savaşla yakından ilgilenmiş, muharebenin gidişatını anında kendi kamuoylarına aksettirmek için elinden geleni yapmıştır. Bu ülkelerden biri de Birinci Dünya Savaşı'nda İngiltere'nin yanında yer almış olan Avustralya'dır. İtilaf Devletleri 18 Mart 1915 tarihinde Çanakkale Boğazı'nda aldıkları yenilgi üzerine denizden yapılacak saldırıyla deniz yolunun açılamayacağını, karadan da bir çıkarma yapılması gerektiğini anlamışlardı. Duyulan ihtiyacın karşılanması için de Avustralya ve Yeni Zelanda askerlerinden oluşturulan Anzak kolordusu 25 Nisan 1915 tarihinde Gelibolu Yarımadası'na çıkartılmıştır. Avustralyalı askerler, 9 Ocak 1916 tarihine kadar da Gelibolu ve Arıburnu'ndaki çarpışmalarda yer almışlardır. Bu nedenle Çanakkale Muharebeleri Avustralya kamuoyu için büyük önem taşımaktadır. Çalışmamızda Avustralya Milli Kütüphanesi (National Library of Australia)'ndeki gazete arşivinden yararlanılarak Avustralya basınında Çanakkale Muharebeleri hakkında çıkan yazılar değerlendirilecektir.

Çanakkale Savaşında Hukuk İhlalleri

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2009, Cilt XXV, Sayı 73 · Sayfa: 83-106
Tam Metin
Birinci Dünya Savaşı cepheleri içerisinde Çanakkale Cephesi'nin, Boğazların askerî ve stratejik konumu nedeni ile Rusya başta olmak üzere, İtilaf Devletleri ve özellikle İngiltere tarafından ne kadar önemsendiği bilinmektedir. Çanakkale'nin geçilmesi Boğazların deniz trafiğine açılmasını sağlayacak, bu da İngiltere ve Fransa'nın Rusları desteklemesini olanaklı hale getirecekti. İngiliz ve Fransızların Osmanlı İmparatorluğu'nu savaş dışı bırakarak Almanya'nın güneydoğudan kuşatılmasını amaçlayan stratejisi, Çanakkale Deniz ve Kara Muharebelerindeki başarısızlık sonucunda boşa çıkmıştır. Bu makale, gerek Türkiye ve gerekse dünya tarihi açısından yeri tartışmasız olan Çanakkale Savaşları'nda İtilaf Devletleri'nin uluslararası hukuk dışı uygulamalarını örneklemeyi amaçlamaktadır.