1135 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yazarlar
- İsmet Giritli 21
- Nuri Köstüklü 17
- Cemal Enginsoy 12
- Utkan Kocatürk 12
- Suat İlhan 11
- Yücel Özkaya 11
- Bekir Tünay 10
- Mustafa Eski 10
- Hamza Eroğlu 9
- Mevlüt Çelebi 9
Anahtar Kelimeler
- Atatürk 329
- Türkiye 113
- Turkey 88
- Milli Mücadele 75
- National Struggle 57
- Osmanlı Devleti 52
- Cumhuriyet 48
- Türkiye Cumhuriyeti 45
- Eğitim 36
- Mustafa Kemal 36
Batı Trakya Türk Basınında Atatürkçü Bir Gazete İnkılâp (1930-1931)
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2001, Cilt XVII, Sayı 50 · Sayfa: 473-490
Özet
Batı Trakya Türkleri azınlık durumuna düştükten sonra basın-yayın faaliyetlerine hız vermişlerdir. Lozan'ın hemen ardından başlatılan gazetecilik çalışmaları İskeçe ve Gümülcine merkezli yürütülmüştür. İki savaş arası dönemde Batı Trakya'da yirmi civarında gazete çıkartılmıştır. Bu gazeteler, çeşitli nedenlere bağlı olarak çok uzun ömürlü olamadıkları gibi birbirlerine de rakip durumdaydılar. Gazetelerin yayın politikalarını kabaca iki kısımda değerlendirmek mümkündür: a) Türkiye yanlısı, milliyetçi ve Türk inkılâplarını destekleyenler. b) Türkiye karşıtı, anti-milliyetçi ve Cumhuriyet aleyhinde faaliyet gösterenler. Biz bunlardan 21 Mart 1930-7 Mayıs 1931 tarihleri arasında faaliyet gösteren ve Türk inkılâplarını samimiyetle destekleyen "İnkılâp" gazetesini inceleyeceğiz. îskeçe'de azınlık önderlerinden Hıfzı Abdurrahman ve Osman Nuri tarafından çıkartılan "İnkılâp" kendisini "Siyasî, İçtimaî, İktisadi, Milliyetperver Türk Gazetesidir" şeklinde tanımlamaktaydı. İnkılâp, haftada bir gün ve dört sayfa olarak çıkartılmıştır. "Yeni harfleri öğrenmek asri Türk'ün ilk işidir" şiarını esas alan gazete harf inkılabım Türk azınlığa benimsetmeyi gaye edinmişti. Bu amaçla gazete sütunlarında eski harfli Türkçe'ye ve yeni harfli Türkçe'ye dengeli oranda yer vermiştir. Biz bu çalışmada tam koleksiyonu elimizde bulunan İnkılâp gazetesinin Batı Trakya Türk toplumunu sosyo-ekonomik, sosyo kültürel yönlerden nasıl geliştirmeye çalıştığını ve Türkiye'den kaçan firarilerin rejim aleyhtarlığı faaliyetlerine nasıl savaş açtığını irdelemeye çalışacağız.
Abolishment of The Caliphate And Turkey’s Transformation to Modern State
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2001, Cilt XVII, Sayı 50 · Sayfa: 345-358
Özet
Caliphate had played a very important in both domestic and foreign poli- ties of Ottoman Empire, especially during the reıgn of Abdulhamid II, but It could not always refrain from serving to the interests of the foreign powers. We also see that Caliphate assumed important roles in the struggle for saving the Turkish nation whose land was almost completely invaded at the end of World War I. The fact that religious elements and the Caliphate have been stili dominant in the mind's of Turkish people. It is clear that with the Constitutıon on 20th January 1921. Sovereignty was unconditionally given to the nation and the Sultanate became null and void. The fact that Ankara was adopted as Capital city on 13th October 1923 and declaration of the Republic of Turkey on, 29th October 1923 oficially Sym¬bol ized the realization of a new State İn Turkey, which was then very dİferent from the former regime in every aspect. As a result of voting performed, in 3rd March 1924, in the Turkish Great National Assembly the Calphate was abolished, The abolishment of the Caliphate can be evaluated as the most meaninful sign that Republic of Turkey shall burn the ships and continue in this direction, Abolishment of the Caliphate, was the most important step in the efforts to dominate not religious post but will of the nation in the administratıon of the state. With this step, the most important legal bases of a national, secular, democratic and modern State has been completed.
Afganistan’da Bir Tük-Alman Heyeti’nin Faaliyetlerine Karşı İngiltere’nin Politikaları
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2001, Cilt XVII, Sayı 50 · Sayfa: 409-428
Özet
İngiliz emperyalizminin Asya'daki varlığının önemli bir halkasını oluşturan Afganistan'ın özellikle I. Dünya Savaşı sonlarında tarafsız, tampon devlet olarak önemi İngiltere için çok artmıştı. Hindistan'daki İngiliz İdaresi'nin evvela çok ciddiye almadığı, Almanya'nın müttefiki Osmanlı Devleti ile beraber Afganistan'a nufüz etme gayreti, Alman-Afgan ittifak antlaşmasının ortaya çıkması İle Delhi ve Londra'da büyük bir tedirginliğe sebep olmuştur. Bilhassa Rusya'nın Bolşevik ihtilâli neticesinde Britanya'nın Ortay Asya ve Kakasya'daki müttefiki olarak devreden çıkmasından sonra, İngiltere bölgedeki imparatorluk menfatlerini ciddî olarak tehdit altında hissetmiştir, İngiliz devlet adamlarının, Aganİstan'ı İngiltere'nin çizgisinde tutmak İçin kendilerini çaresiz hissettikleri belgelerden anlaşılmaktadır. Hindistan Valiliği, Afgan Emiri'ni küstürmemek için Alman-Afgan ittifakını gündeme getirmeyip bilakis ihtiyaçları konusunda İngiltere'nin yardımcı olacağı teklifini Emir'e yaparken, Londra'daki Hindistan ve Dışişleri Bakanlıkları Emir Habibullah'ın Aganistan'm kuzeyindeki toprakları işgal etmesini uygun görmüşlerdir.
Harf Devrimi ve Sağladığı Kolaylıklar
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2001, Cilt XVII, Sayı 50 · Sayfa: 429-450
Özet
Tarih içerisinde değişik yazı şekilleri kullanmış olan Türkler, Müslüman olduktan sonra da, uzun bir süre Arap harflerini kabul etmişler ve kullanmışlardır. Ama zaman içerisinde, özellikle Arap harfleri sessiz harflerden oluştuğundan ve Türkçe'de ise sekiz ya da dokuz sesli harf bulunduğundan, Türkçeyi, bu harfler ile okuyup yazmanın kolay olmadığı ve yetersiz kaldığı anlaşılmıştır. Son dönem Osmanlı Aydınları, Türkler için Arap harfleri ile okuma-yazma öğrenmenin ne kadar zor olduğunu ve bunun için altı yıl kadar zaman gerektiğini, genelde tartışmışlar; bu durumun aleyhimize olduğunu belirtmişler ve bu harflerin ıslah edilerek okuma ve yazmanın kolaylaştırılmasını istemişlerdir. Böylece ıslah çalışmaları başlamıştır. Ama Arap harflerinin ıslahı için yapılan çalışmalar, kolaylaştırmayı sağlayamamıştır. Tersine Arap harflerin¬den yararlanarak ortaya konulan yazım şekilleri, okuyup-yazmayı daha da zorlaştırmıştır. Bu arada Avram Galanti bu çalışmaların en güzelini ortaya koymuştur. Ama gerçek anlamda Türkçe'nin en kolay okunup yazılması Lâtin harfleri ile oluşturulan Yeni Türk Harfleri ile olmuştur ve bu harflerin kabul edilmesi de Atatürk sayesindedir
Atatürk Döneminde Doğu Anadolu (1923-1938)
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2001, Cilt XVII, Sayı 50 · Sayfa: 451-471
Özet
Doğu Anadolu'daki yatırımları "bir irat membaı değil, bir amme hizmeti" olarak gören anlayış, ilerİki yıllarda da devam edecek; Cumhuriyet Döneminde, toplumsal ve ekonomik kalkınmaya yönelik olarak Doğu Anadolu Bölgesi'nde yapılan yatırımların hemen hemen tamamına yakını devlet eliyle gerçekleştirilecektir. Doğu Anadolu'daki çetin coğrafya yatırımların maliyetini, hızını, nitelik ve niceliğini olumsuz biçimde etkilemiş, toplumsal yapıdan kaynaklanan sıkıntıların, dış odakların emperyalist girişimleri ile kaşınması da önemli bir sorun oluşturmuştur. Bütün olumsuz koşullara rağmen Türkiye Cumhuriyeti, yurdun her köşesine olduğu gibi Doğu Anadolu'ya da günün koşulları ve Devletin olanakları ölçüsünde el atmış, yöreyi kalkındırmak için ciddi gayretler göstermiştir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Doğu Anadolu'da yaptığı yatırımlara karşılık buraların genel ekonomiye katkıları oldukça düşük düzeylerde kalaçaktır. Bu durum artık bilimsel çalışmalarla açıkça ortaya konulmuştur. Şurası kesindir ki Büyük Önder Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti, yurdu daima bir bütün olarak kucaklamıştır. Onun için tarihinin her dönemi, Cumhuriyeti kuran iradenin yüceliğini gösteren örneklerle doludur.
Atatürk ve Türk Milleti’nin Sağduyusu
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2001, Cilt XVII, Sayı 50 · Sayfa: 359-368
Özet
Türk milleti, Türk tarihinin en zor döneminde Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde büyük bir dönüşüm gerçekleştirmiştir. Bu dönüşüm esnasında Mustafa Kemal Atatürk'ün tek dayanağı kendisinin de bir mensubu olduğu Türk halkı olmuştur. Bu dönüşümün başlangıcında emperyalist güçler hem şaşırmışlar hem de çılgın bir hareket olarak düşünmüşlerdir. Ancak, Atatürk Türk Milleti'nden Türk Milleti de Atatürk'ten güç alarak zor ve çileli bir savaşa girişmişler, inandıkları zaere ulaşmışlardır. Bu maka¬lede Mustafa Kemal Atatürk'ün Ulusal Kurtuluş Savaşı'm gerçekleştirirken halkına nasıl güvendiği, yine halkına dayanarak zafere nasıl ulaştığı anlatıl¬maktadır.
Mısır Basınında Atatürk ve İnkılâpları
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2001, Cilt XVII, Sayı 50 · Sayfa: 385-408
Özet
Bu çalışmada, Atatürk ve inkılaplarının Mısır basınındaki yansımaları üzerinde durulmuştur. 1920'li ve 1930'lu yıllarda Türkiye'de yaşanan değişim sürecinin bazı gazete haberlerine dayanılarak Mısırlılar üzerindeki etkileri ortaya konmaya çalışılmıştır. İncelenen gazetelerde Atatürk'ün yaptığı inkılaplar genelde olumlu bulunmakla beraber, bazı konularda eleştirilere de rastlanmaktadır. Bu yazıda ayrıca Türkiye'de gerçekleşen batılılaşma ve laikleşmeye yönelik hareketlere Müslümanların tepkisinin ne olduğu ve bu değişimin sonuçlarının onlara ne gibi bir örnek oluşturduğu konusu da açıklığa kavuşturulmaya çalışılmıştır
Özdemir Bey’in Musul Harekâtı ve İngilizlerin Karşı Tedbirleri (1921-1923)
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2001, Cilt XVII, Sayı 49 · Sayfa: 49-79
Özet
Musul Sorunu, Lozan Barış görüşmeleri sırasında Türk-İngiliz ilişkileri¬nin düğüm noktasını teşkil etmiştir. İngiliz Dışişleri ve Savaş. Bakanlığı, Musul vilayetinin İngilizlerin denetiminde kalması için 1922-1923 yılları arasında büyük çabalar harcamıştı. İngilizler bu sırada mümkün olan her türlü faaliyeti destekledikleri gibi, bölgede yürüttükleri İstihbarat çalışmaları ile de yerli aşiretler üzerinde nüfuz sağlamaya çalışmışlardır. İngilizlerin Musul'u ele geçirmek için başlatmış oldukları bu çabalara karşılık, TBMM hükümeti de bölgedeki nüfuz mücadelesinde geri kalmadı. Mİsak-ı Milli'ye göre Türkiye, hudutları içinde yer alan bu bölgedeki hakimiyetini yeniden güçlendirmek istiyordu. Nitekim,TBMM hükümeti düzenli ordunun kuruluşundan itibaren bölgedeki askerî faaliyetleri yürütmek üzere 1921 yılında Binbaşı Şevki Bey'i Süleymaniye Komutanlığı'na tayin etti. Lozan Barış görüşmeleri sırasında TBMM hükümeti bölgedeki etkisini artırmak için bir takım faaliyetler İçerisine girdi. Lozan görüşmelerinin başlamasından kısa bir süre önce Antep Milis Kuvvetleri komutanı özdemir Bey küçük bir gönüllü birliği İle Diyarbakır'dan Musul'a gönderildi. Aslında Mustafa Kemal Paşa ve TBMM hükümetinin gizli bir emri ile Musul'a gönderilen Özdemir Bey, bölgeye kendi şahsî gayretleriyle gittiği izlenimi verecekti. Bunun için de yanına Türk askeri verilmedi. Özdemir Bey'İn mütarekeden sonra Türkiye'de kalan Kuzey Afrikalı (Cezayir, Tunus vb. gibi) topluluklardan sağladığı sivil kuvvetlerle hareket etmesi sağlandı. Özdemir Bey'in Musul'a yönelik faaliyetlerini yakından takip eden İngilizler, bölgeyi askerî açıdan takviye ederek, Süleymaniye ve Revandiz bölgesinde kara ve hava kuvvetleriyle harekete geçtiler, Özdemir'in küçük müfrezesi bölgedeki yerli halk üzerinde yer yer başarılar kazandı. Fakat her bakımdan üstün olan İngiliz kuvvetleri karşısında fazla tutunamadı. Bu makalede, İngiliz generali John Salmon'un raporlarına göre İngilizlerin Özdemir Bey'e karşı icra ettikleri askerî faaliyetler hakkında bilgi verilecek¬tir.
Understanding of Atatürk’s Foreign Policy: Peace at Home, Peace in the World and Accession of Hatay to Turkey
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2001, Cilt XVII, Sayı 49 · Sayfa: 91-106
Özet
Understanding Atatürk's Foreign Policy is stili basic point in order to defend Turkey's rights. Wİthout regarding the distance he always kept in touch with the developments which were seen ali över the world. According to his point of view using army was the last solution. Therefore he contribute to the regional peace, by Balkan Pact and Sadabad Pact. He had promised to Turkish Nation that, he will get Hatay in to Turkey. In his last year, he used the media instead of army. He had dictated five articles under the name of Asim Us in Kurun Gazette by which addressing the friends of France in the International platforms. He stated that Turkey can implement everything what it is possible for Annexation. He cauşed the formation of several Hatay Com- mittee and Aid Association both in Hatay and İstanbul. At the end of such arrangements The League of Nations approved a special status which con- stituted İskenderun as a separate area free in its intemal affairs but attached Syria in foreign. Hatay Parliament had proclaimed the Republİc on 2 September 1938, fînally on 30 June 1939 annexation to Turkey. With the help of his close interest very strategic part of Turkey was gained without militarist problem.
Atatürk’ün Bilinmeyen Bir Mektubu
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2001, Cilt XVII, Sayı 49 · Sayfa: 81-89
Özet
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk, gerek Kurtuluş Savaşı gerekse Cumhuriyet kurulduktan sonra bir çok defa yurt gezilerine çıkmış ve önemli hizmetlerde bulunmuştur. Amaçları ve gerçekleştikleri tarihlerine göre bu geziler iki başlık altında incelenebilir. Kurtuluş Savaş yıllarında gerçekleştirilen gezilerin amacı, Türk ulusunu içinde bulunduğu kötü durumdan haberdar etmek ve kurtuluş çarelerini ortaya koyarak gerekli olan ulusal direnişi bir an önce örgütlemektir. Cumhuriyet kurulduktan sonra gerçekleştirilen gezilerin amacı ise, kurduğu yeni* cumhuriyetin işleyişini görmek, bire bir görüşmelerde bulunarak ülkenin ihtiyaçlarını yerinde tespit etmek ve devrimlerin bir an önce benimsenmesini sağlayarak çağdaşlaşma sürecini hızlandırmak olarak özetlenebilir. Bu yazıda, örnek devlet adamı olarak Mustafa Kemal Atatürk'ün bir yurt gezisinde yaptığı inceleme ve denetlemeler sonunda Ankara'da Başvekil İsmet Paşa'ya göndermiş olduğu bir mektubu ele alacağız. İlk defa yayımla¬nacak bu mektup ve İsmet Paşa'nın bu mektuba verdiği yanıt, Atatürk'ün örnek devlet adamlığını ve kurumlar arası uyumu ortaya koymak bakımın¬dan önemli belgelerdir