1135 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Atatürk Araştırma Merkezi
  • Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

Cafer Tayyar Paşa

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1999, Cilt XV, Sayı 44 · Sayfa: 529-545
Balkan ve Birinci Dünya Savaşlarında önemli görevler üstlenen ve Milli Mücadele Dönemİ'nin "Trakya Milli Kumandanı" olan Cafer Tayyar Paşa, 1877'de Kosova Vilayeti'ne bağlı olan Priştine Sancağı'nda doğdu, "Çolakoğullan" lakabıyla tanınan Anadolu kökenli bir ailedendir. Babası Emin Efendi, gönüllü olarak Osmanlı Ordusuna katıldı, Genç yaşında Süvari Yüzbaşısı rütbesine terfi etti. Alay komutanı olarak katıldığı 1877-78 Türk Rus Savaşı'nda Plevne'de şehit oldu. Babası'nın şehit düştüğü sırada dünyaya gelen Cafer Tayyar Paşa, 10 yaşındayken Annesini de kaybetti.

Cumhuriyet Dönemi Demiryolu İnşaatlarının Mali Kaynakları Ve İlk İç Borçlanmalar (1923-1950)

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1999, Cilt XV, Sayı 44 · Sayfa: 603-626
Cumhuriyetin demiryolu politikası herşeyden evvel inşa politikasına dayanıyordu. Ancak demiryolu inşaatları ise oldukça fazla harcama gerektiren yatırımlardı. Demiryollarını ülkenin en önemli sorunu olarak gören Cumhuriyet yöneticileri, bu sebeple daha ilk günlerden itibaren bütün gayretlerini ve para kaynaklarının önemli bir kısmım demiryolu inşaatlarına ayırmışlardır.

Milli Mücadelede İnebolu-Kastamonu-Ankara Hattı

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1999, Cilt XV, Sayı 44 · Sayfa: 693-699
1918 Yılı sonlan itibariyle Türklerin en önemli sığınak noktası Anadolu karadan ve denizden çok yoğun bir düşman kuşatması ve taarruzuyla karşı karşıya idi. Balkan ve I. Dünya Savaşı felaketlerinin enkazı altında kalan Türk Toplumunun artık tarih sahnesinden çekilmesi bekleniyordu. Türk milleti, büyük insan kaybına uğramış, üretim ve ekonomisi durmuştu. Devlet teşkilatının merkezi İstanbul işgal edilerek kontrol altında tutuluyordu. En önemlisi bir milletin koruyucu "Akyuvar", niteliğindeki ordusu lağvedilmişti. Bütün bunlara rağmen 1919 yılı baharından itibaren tarihi bir faaliyete girişen Mustafa Kemal, Amasya, Erzurum, ve Sivas'daki çalışmaların sonucunu Ankara'ya taşıdı. Burada kalıcı bir organizasyona geçerek, siyasi, askeri ve sosyal nitelikli hayati kararlar alarak, Türk Milletinin daha ölmediğini, yaşaması gerektiğini, yaşantısını da mutlak surette "İstiklâl" kavramıyla bütünleştirmesinin elzem olduğunu büyük inançla savundu. Böylece Mustafa Kemal ve arkadaşları önderliğinde dünyanın beklemediği, büyük irade gücüne dayalı bir kurtuluş mücadelesi başladı.

75. Yılında Türkiye Cumhuriyeti

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1999, Cilt XV, Sayı 44 · Sayfa: 673-681
Egemenliğin halkta olduğu bir devlet biçimini açıklayan Cumhuriyet başlıca iki şekilde uygulanır. Bunlardan birincisi ve ilk aşaması devletin üst düzeydeki yöneticilerinin, özellikle devlet başkanının seçimle belli bir süre için iş başına getirilmesidir. Cumhuriyeti bu anlamıyla ele aldığımızda, halk tarafından veya halkın oylarıyla tesbit edilen bir kurul tarafından belli bir süre İçin seçilmiş bir cumhurbaşkanı ilk şarttır. Cumhurbaşkanının atayacağı bir hükümet ise Cumhuriyet yönetiminin ikinci koşuludur. Bir ülkenin Cumhuriyet olabilmesi için bu iki koşulun gerçekleşmesi yeterlidir. Bir Cumhuriyette Cumhurbaşkanı veraset ya da atama yoluyla işbaşına gelemez. Cumhuriyet uygulamalarından İkincisi ise ortaya Demokrasiyi çıkartmaktadır. Demokrasi bir siyasal rejim şeklidir. Devlet yönetimi olan Cumhuriyet ile siyasal rejimi ifade eden demokrasi bir araya geldiklerinde ikisi de halk yönetimini amaçladıklarından birbirlerini tamamlamakta ve ortaya çağdaş "Demokratik Cumhuriyet" çıkmaktadır.

Cumhuriyet Felsefesi: Çağdaşlaşma

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1999, Cilt XV, Sayı 44 · Sayfa: 733-744
Türk Milleti'nin bütün toplumsal yaşamı kaplayan yenilikleri beraberinde getiren Atatürk Devrimi diğer kökten değişiklik öneren sistemler gibi ütopik alanda kalmamış, toplumsal yaşamın bütün alanına damgasını vurmuştur. Yirminci yüzyılın başında toplumlarm ekonomik, demografik, sosyal, dinsel, ahlaki sorunlarını çözmede model olarak sunulan Batı tipi kalkınma ve Marksist yapılanmanın yanında Atatürk'ün getirdiği Çağdaşlaşma hareketi az gelişmiş ülkelere kökten değişimi sunmuştur. Batı- etkisini büyük ölçüde yitirmiş-Marksist yapılanma dışmda determine bir yapıyı kabul etmeden kültürel, budunsal, ahlaki oluşumuyla suİ generis organizmayı oluşturan Atatürk Devrimi kendini özellikle toplumsal yapının değişmesinde ve ekonomik kalkınmada göstermiştir.

Atatürk'ün Türk Gençliği Harkındaki Düşünceleri

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1999, Cilt XV, Sayı 44 · Sayfa: 683-690
Atatürk'ün en büyük arzusu, Türk toplumunu, insanlık ailesinin bireyleri birbirine sevgi ile bağlı, özgür, müreffeh ve mutlu bir üyesi yapmaktır. Bunu çabuklaştırmak ve milli bir gayeye dönüştürmek içinde fikir ve hareketi birlikte yürütmüştür. Bu ana düşünceyi milletin bütün bireylerinde ve bilhassa genç nesilde uyanık ve güçlü tutmak için de, milli irade fikrini hareket noktası olarak almıştır. Gerçekten de, milli irade toplumsal vicdanı yansıtan en gerçek değerdir. Çünkü o her bireyin doğuştan hakkı olan hür iradenin tüm toplumda ifadesini bulmasından başka bir şey değildir. Bu bakımdan, toplumsal bilincin uyanık ve zinde tutulması hür iradenin kullanımına bağlıdır.

Atatürk’ün Kazandırdığı Değerler Ve Atatürkçülükten Beklentilerimiz

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1999, Cilt XV, Sayı 44 · Sayfa: 745-749
Atatürk'ün Türk tarihi içiresindeki yeri ve Atatürkçülüğün Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu ve Türk milletinin düşünce ve davranışları üzerindeki etkisi, her geçen gün daha belirgin olarak ortaya çıkmakta, bu katkının ve etkinin büyüklüğü çok zaman olayın içerisinde yaşayanların değerlendirmelerini aşmaktadır. Geçen zaman, Atatürk'ün dünya politik akışı üzerindeki yeri ve değerini de daha belirginleştirmekte, büyüklüğü önce hissedilmeye sonra anlaşılmaya başlanmaktadır.

Atatürk’ün Özlemleri

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1999, Cilt XV, Sayı 44 · Sayfa: 717-724
1881'de Makedonya'nın denize açıldığı, kozmopolit bir liman olan Selanik'te doğdu. Ve 1938'e kadar Türkler'in kaderini tamamıyla değiştirdi. Özgürlüklerini ellerine verdi. Ve bugün bile onun fikirlerini, onun düşüncelerini, devrimleri ülkenin gelişmesi yolunda bizlere ışık tutuyor, bizlere yol gösteriyor ve ülkeyi çağdaş ülkeler düzeyine çıkartıyor.

Işığa Doğru

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1999, Cilt XV, Sayı 44 · Sayfa: 711-716
Bir milleti ayakta tutan, hür kılan, gelişip yükselmesini sağlayan üç temel unsur vardır. Bunlar; Dil, Eğitim ve Ekonomik Kalkınmadır.Bir toplumun bel kemiği niteliğindeki bu üç öğeyi gerçekten uygulayabilen bir devlet, daimi olarak ayakta kalır.Dil nedir, Dil "millet' dediğimiz insan topluluğunun oluşmasında ve kaynaşmasında en büyük etkendir.

Atatürk'ün Eğitime Verdiği Önem Ve İnebolu'da Eğitim Durumu

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1999, Cilt XV, Sayı 44 · Sayfa: 701-709
Millet mektepleri her yıl 1 Kasım'da büyük ve eğlenceli törenlerle açılır ve başarılı olanlara diplomaları Mart ayında verilirdi. 1927 Okuma- yazma oranı genel olarak %10 iken bu oran 1935 yılında yani sekiz yıl sonra %20'lere çıkarılmıştır. Görüldüğü gibi artış sekiz yılda % yüzdür.