1135 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yazarlar
- İsmet Giritli 21
- Nuri Köstüklü 17
- Cemal Enginsoy 12
- Utkan Kocatürk 12
- Suat İlhan 11
- Yücel Özkaya 11
- Bekir Tünay 10
- Mustafa Eski 10
- Hamza Eroğlu 9
- Mevlüt Çelebi 9
Anahtar Kelimeler
- Atatürk 329
- Türkiye 113
- Turkey 88
- Milli Mücadele 75
- National Struggle 57
- Osmanlı Devleti 52
- Cumhuriyet 48
- Türkiye Cumhuriyeti 45
- Eğitim 36
- Mustafa Kemal 36
Büyük Taarruzdan Önce Yusuf Kemal Bey’in Padişahla Görüşmesi ve Avrupa Seyahati
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1998, Cilt XIV, Sayı 41 · Sayfa: 488-512
Özet
Millî Mücadele, Türk Milletinin yediden yetmişe her ferdinin bütün imkânlarını seferber ettiği bir mücadeledir. Bu mücadelede önemli hizmetler üstlenmiş gerek siyasî gerekse askerî şahısları tanımak, millet olarak her ferdin görevi olmalıdır. Milleti için hayatını ortaya koymuş şahsiyetler, o milletin mimarlarıdır ve onlara saygı duymak, onların hatıralarını yad etmek bizim en önemli görevlerimiz arasındadır. Bir milletin şahsiyeti, onun tarihiyle bütünleştiği oranda güçlenir ve değer kazanır. Bu toprakları bizlere canı ve kanı pahasına bırakan şahsiyetlere minnet duymak her Türk için öncelikli bir görev olmalıdır. Tarihi şahsiyetlerin unutulduğu toplumlarda idealist bir gençliğin zemin bulması mümkün değildir. İdealist ve mefkure sahibi olmak için öncelikle mazi ile sağlıklı bir şekilde bütünleşmek esastır. Mazi ile yani tarihle bütünleşemeyen toplumlarda geleceğe güvenle bakmak mümkün değildir. Zira "gelecek" denilen kavram "mazi" ile güç bulur. Tarihimizle sorumlu tarih anlayışı çerçevesinde bütünleşmek mecburiyetindeyiz. Sorumlu tarih anlayışı, "dün"e saplanıp kalmak değil, aksine "dün"den "ibret" alarak hataların tekrarını önlemek ve geçmişimizi öğrenerek şahsiyet kazanmaktır. Zira "dün" olmadan "bugün" olamaz.
Mondros Mütarekesi Sonrası Bursa Bölgesindeki Milli Mücadele Hazırlıkları Ve Kuva-Yı Millîyenin Teşkili
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1998, Cilt XIV, Sayı 41 · Sayfa: 450-476
Özet
Anadolu'daki paylaşma bölgelerine daha çok yaklaşmak için diğer müttefik ülkelerle daha önce ateşkes imzalayan İtilâf Devletleri, Osmanlı Devleti'nin ateşkes isteğini sürekli ertelemişler, ancak hedeflerine yaklaştıktan sonra, ateşkes anlaşmasını imzalamaya yanaşmışlar. Bu yüzden Osmanlı Devleti ile imzalanan ateşkes andlaşması, ekim ayının sonuna doğru gerçekleşmiştir. Bu sırada Osmanlı Devleti, Rusya ile imzalanan Brest-Litovsk andlaşması ile Doğu Anadolu'da kendi lehine bir durum meydana getirdikten sonra, İtilâf kuvvetlerinin Trakya'dan İstanbul'a doğru ilerlemesi üzerine, artık ateşkesten başka bir yol olmadığını gördü.İstanbul'da bulunan ve Kütü'l-Amare'de Türklere esir düşmüş olan General Townshend'in aracılığı ile İtilâf Devletleri ile temas kuran Osmanlı Devleti, nihayet başta İngiltere olmak üzere, düşmanlarını Limni Adası'nın Mondros Limam'nda ateşkes anlaşması imzalamaya razı etti. Türk heyeti Bahriye Nazırı Rauf Hariciye Müsteşarı Reşat Hikmet ve Kurmay yarbay Selahattin Beylerden oluşmakta idi. Heyet katipliğine ise Âli Bey getirilmişti.
Dünya Savaşı Sonunda Enver Paşa'nın Kafkasya'daki Planları Ve İngiltere
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1998, Cilt XIV, Sayı 41 · Sayfa: 514-520
Özet
Bilindiği üzere I. Dünya Savaşı'nda İtilâf Devletleri galip gelmiş, 1918 sonlarında Almanya, Avusturya-Macaristan ve Osmanlı Devleti ateşkes isteyerek kaybeden taraf olduklarını kabul etmişlerdi. Her ne kadar savaşı galip olarak bitirdiyse de İngiliz Hükümetini rahatsız eden bazı hususlar vardı. Bu hususlardan biri de Enver Paşa'nm savaş sonrası dönemde Kafkasya'da İngiltere'nin Ortadoğu'da menfaatlerini tehdit edecek bir harekete teşebbüs etmesi ihtimali idi. Kafkasya coğrafyası o günün İngiltere'si için özel bir öneme sahipti. İran'daki İngiliz nüfuzunun devamı, yeni ele geçirdiği petrolce zengin Orta Doğu topraklarının emniyeti e Anadolu'nun geleceğinin İngiliz emperyalizmine uygun olarak tanzim edilmesi ancak Kafkasya'nın geçici de olsa İngiliz denetimi altında olması ile mümkün görülmüştür
I. Dünya Savaşı Sonunda Nahçıvan'da Yapılan Millî Mücadele Ve Bugünkü Nahçıvanın Statüsünün Oluşumu
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1998, Cilt XIV, Sayı 41 · Sayfa: 522-546
Özet
Gürcistan'ı ele geçirdikten sonra Kuzey Kafkasya ve Güney Kafkasya'ya tamamen hakim olmak isteyen Ruslar, daha 1827-28'de İran'la yapılan savaşdan önce, Azeri Nahçıvan ve Revan hanlıkları dışındaki bütün Kuzey Azerbaycan'ı ele geçirmişlerdi. Bu hedefleri doğrultusunda, Rusîran Savaşı'nm başlarında Ruslar, Revam ve Nahçıvan'a hücum etmişlerdi. Rusya'nın Kafkas Orduları Başkomutanı General Paskieviç, Tebriz'e 72 km uzaklıkta stratejik önemi çok büyük olan Nahçıvan Hanlığı'nı işgale yönelmişti. Zira, bu sayede, Abbas Mirza'nm başkentini tehdid edecek ve kuşatma altında tutulan Revan'a gönderilecek her türlü yardımı engelliyecekti.
Birinci Dünya Savaşı'nda Türeler Ve İnsan Hakları
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1998, Cilt XIV, Sayı 41 · Sayfa: 548-555
Özet
Türk kültüründe hoşgörü ve insan sevgisinin çok önemli bir yeri olduğu herkesin malûmudur. Ben burada uzun uzun Ahmet Yesevî, Yunus Emre, Mevlâna, Hacı Bektaş... vb. Türk düşünürlerinin bu konudaki görüşlerini aktaracak değilim. Yine Yahudi, Rum, Ermeni, Süryani ve diğer gayri müslimlere Selçuklular'dan beri gösterilen hoşgörü ve Fatih'in verdiği haklardan da bahsetmeyeceğim. Bu konularda geniş bilgi sahibi olmak isteyenler Atatürk Kültür Merkezi yayını olan Erdem Dergisi'nin Türklerde Hoşgörü I, II, III özel sayılarına müracaat edebilirler.
Atatürçülükte Ulusal Hedefler
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1998, Cilt XIV, Sayı 41 · Sayfa: 376-403
Özet
Tefekkür sözlük anlamı ile düşünme, zihin yorma, düşünülme demektir. Ancak daha kapsamlı olarak incelendiğinde bu kavramın her hangi bir düşünce olmaktan daha öte; anlam ayrıntılarını, kavrayış edinimini de içine alan derin derin düşünme, sağlam ve ciddi zihin yorma ve bilgi birikimi ağırlıklı bir düşünme süreci anlamına geldiğini görürüz1. Böyle değerlendirilince tefekkür insanları öğrenmeye de iter. Daha da önemlisi gerekli bilgileri edinerek, muhakeme ve eleştirme, hatta zevkli olma yeteneklerini geliştirmeyi sağlar.
Avrupa Birliği Ve Türkiye İlişkileri -Atatürkçü Düşünce Işığında-
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1998, Cilt XIV, Sayı 41 · Sayfa: 418-447
Özet
21'inci yüzyıla girmek üzere olduğumuz şu yıllarda, küreselleşme (globalleşme) teriminin sıkça kullanılmasıyla birlikte, bölgesel bütünleşmelere (entegrasyona) doğru gidiş arasında bir ikilem yaşanmaktadır. Tarihsel süreç içinde, bütünleşmeler; önceleri savaşları önleme, barışı hedefleme amacında iken, ekonomik birliğin sabit bir sisteme oturtularak, mali işlerin yetkili bir organ elinde toplanması gereği, ülkelerin egemenlik unsuruna dokunulmadan oluşan, siyasal birliklere yol açmaktadır.
Çağlar Boyunca Türk Kadını ve Atatürk
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1998, Cilt XIV, Sayı 41 · Sayfa: 406-416
Özet
"Türk Kadını"nm temel hakların, yaşamını Dünya Kadınları ile kıyaslanmasını, geçirdiği evreleri ve nihayet "Büyük Atatürk'le beraber ulaştığı aşamayı okurlarımıza özet olarak vermeğe çalışacağım. Konu; ATA'mızın, Cumhuriyetle beraber ele aldığı bir mesele değildir. Bakınız Kasım 1916, Doğu Cephesi'nde, kara kışta, Kolordu Komutanı "Mustafa Kemâl Paşa" Kurmay Başkanına ne not veriyor:
Impact Of The San Remo Terms On Turkey And British Polıcy
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1998, Cilt XIV, Sayı 40 · Sayfa: 98-114
Özet
After the First World War, the victorious Allied powers were unable to dispose of the Turkish question despite months of deliberation. The rivalry of the Allİed powers, particularly of Great Britain and France, över the lands of the old Ottoman Empire, the Greek occupation of Smyma in May 1919 and the subsequent rise of the Nationalİst Movement in the interior under the leadership of Mustafa Kemal *1 which resisted the post-war Allied adjustments and defied the inability of the Ottoman govemment to save the country from foreign invasİon, ali combined to make such a treaty impossible for the Allies. When anti-Nationalist Damad Ferid Paşa, the Grand Vizier and the Sultan's son-in-law, was İn power on 5 April 1920 for the fourth time, the British were confident that the Ottoman government in Constantinople was önce again in their camp. In British eyes, Damad Ferid was perhaps more sincerely convinced than any other statesman of the first rank that Turkey's sole hope of salvatioıı lay in a good understanding with Great Britain. 2 Now, İt was time for the Allies to complete the Turkish treaty and force Damad Ferid to sign it. The Supreme council met at San Remo on 18 April with such a purpose in mind.
Mîllî Mücadele Şahsiyetlerinden Yusuf Kemal Bey (Tengirşenk)
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1998, Cilt XIV, Sayı 40 · Sayfa: 116-132
Özet
Millî mücadele dönemi, Türk milleti için bir var olma yok olma devresidir. Milletimiz, yediden yetmişine kadar bütün fertleri ile düşmana karşı mücadele vermiştir. Bu dönemde görev alan bütün şahsiyetlere millet olarak, şükran borçlu olduğumuzu hatırdan çıkarmamak, bir vatandaşlık görevi olmasından öte, manevî değerlerimizin bize yüklediği bir sorumluluktur. Bu sorumluluğun gereği olarak, yakın tarihimizin belli başlı şahsiyetlerini tanımak ve tanıtmak başta gelen görevlerimizdendir. Yakın tarihimizde özellikle millî mücadele döneminin tarihî şahsiyetlerinin tamamının Türk gençliğine tanıtıldığım söylemek mümkün değildir. Bunun ideolojik sebeplerini bir yana bırakırsak bu konuda ciddi iki engelle karşılaşıldığını görürüz. Bunlar; arşivlerimizin düzensizliği ve arşiv tekelciğidir. Ülkemizde biyografi sahasında çalışmak isteyen araştırıcıların karşılaştıkları en ciddi engel bunlardır.