1135 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Atatürk Araştırma Merkezi
  • Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

Atatürk Biyografisine Katkı

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1997, Cilt XIII, Sayı 38 · Sayfa: 539-541
Herkesin hayatı mükemmel bir tarih parçasıdır. Tarih yapan büyük adamların biyografileri bu açıdan daha bir anlam kazanmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'le ilgili pek çok sayıda biyografi çalışması yapılmış ve yapılmaktadır. Bu eserler hem Atatürk'ü hem de Türkiye Cumhuriyeti'ni daha iyi anlamamıza yardımcı olmaktadır. Bununla birlikte, söz konusu Atatürk Biyografilerinde bir takım tereddütler görülmektedir. Türk Milleti'nin önderi ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Atatürk hakkında, yapılan biyografi çalışmalarına titizlik gösterilmelidir.

Hamdullah Suphi Tanrıöver'in Kastamonu'da Verdiği Konferans

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1997, Cilt XIII, Sayı 38 · Sayfa: 501-519
Hamdullah Suphi Bey, 1922 yılında, Kafkasya, Buhara ve Semerkant'ı içine alan bir Şark gezisi plânlamıştır. Bu maksatla Ankara'dan hareket etmiş ve 23 Nisan 1922'de Kastamonu'ya gelmiştir. Hamdullah Suphi Bey, Kastamonu'da "Türkler'in Muhtelif Medeniyetlerle îcra Ettikleri Temaslar ve Avrupa Medeniyetinin Tesiratı" hakkında bir konferans vermiştir. Konuşma, ayrı ayrı günlerde ve iki farklı konuda plânlanmış iken, daha sonra her iki konu birleştirilmiştir.

Adapazarı Kaymakamı Tahir (1919-1920)

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1997, Cilt XIII, Sayı 38 · Sayfa: 521-538
Millî Mücâdelenin Hey'et-i Temsiliye döneminde, Mustafa Kemal Paşa'nın vilâyet, mutasarrıflık ve kazalarla sık sık tel görüşmesi yaptığı, devrin belgelerinde göze çarpmaktadır. Amasya Görüşmelerini takiben, özellikle D.Ferid Paşa veya İstanbul ile münâsebetlerin kesilmesi istenmişti. Kastamonu ve Bolu'dan sonra, İzmit Mutasarrıfından da aynı yolda hareket edilmesi tâlimatı verilmişti. Bu ve az zaman sonra meydana gelen Adapazarı hâdiselerinde, birçok belgede "Adapazarı Kaymakamı Tahir" imzasına rastlanmaktadır.

Bir Telgraf Memurunun İfadesiyle Mütareke Döneminde İstanbul-Anadolu Haberleşmesi

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1997, Cilt XIII, Sayı 38 · Sayfa: 427-432
Bu hatırat metni aslen Düzceli olan Kafkasya göçmenlerinden ve kasabanın eşrafından Hacı İshakoğlu Mahmûd (Ezan) Hoca tarafından anlatılmıştır. Mütâreke döneminin olaylarını yaşayan ve bir telgraf memuru olan Mahmûd Ezan'm bu hatıratında ilgi çekici noktalar bulunmaktadır. Hoca'nm ele aldığımız bu hatırat metni, Mütareke İstanbulu'nda İtilâf Devletleri temsilcileri ve askerlerinin müdâhalelerini ve İstanbul-Anadolu haberleşmesini aksettirmesi bakımından önemlidir.

Atatürk Ve Türk Gençliği

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1997, Cilt XIII, Sayı 38 · Sayfa: 433-450
1918 yılı, karanlığın hakim olduğu ve umutların eridiği bir yıldır. Bu karanlıklar ve umutsuzluklar ortamında, Mustafa Kemal Paşa için tükenmez inanç kaynağı, yüreğini kaplayan derin millet sevgisi ile Türk gençliğine duyduğu sonsuz güvendir. Birinci Dünya Savaşı'nın felâketli sonuçlar doğurduğu, en ateşli vatanseverlerin güçsüz kaldığı ve umutlarının söndüğü günlerde bile O, Türk Milleti'nin ve Türk gençliğinin başaracağına dair inancını kaybetmemiştir.

Atatürk'ün Almanya'ya Yaptığı Ziyaretin 80. Yıldönümü Münasebetiyle Almanya'da Parkhotel’de Açılan Atatürk Köşesi

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1997, Cilt XIII, Sayı 38 · Sayfa: 549-554
Türk-Alman ilişkilerinin tarihi oldukça eskiye dayanır. Yaklaşık sekiz yüzyıl öncesine uzanan ilişkilere rağmen bu iki ülke karşı saflarda hiç bir zaman savaşmamışlardır. Tarih boyunca süregelen bu karşılıklı dostluğun devamı ve göstergesi olarak, II, Wilhelm'in üç kez İstanbul'u ziyaret ettiği görülür. I. Dünya Savaşı'nda Osmanlı İmparatorluğu ve Almanya'nın aynı ittifak grubu içinde yer aldıkları görülür. Savaş sırasında birçok Türk cephesinde Alman Komutanlar görev yapmıştır. 19-31 Aralık 1917 tarihlerinde Almanya'ya giden heyette orduyu temsilen Mustafa Kemal Paşa (Atatürk) da yer almıştır.I. Dünya Savaşı'nda gösterdiği üstün başarılardan dolayı Mustafa Kemal Paşa'ya 5 Eylül 1917'de Alman Hükümeti tarafından II. Rütbeden Demir Salip Nişanı verilmiştir. Nitekim, Türk Heyeti 19 Aralık 1917'de Bad Kreuznach'a vardığında, Alman Subaylar Mustafa Kemal Paşa'ya büyük ilgi göstermişlerdir. İşte bu seyahatin 80. yıldönümü anısına Bad Kreuznach Büyükşehir Belediye Başkanı Rolf Ebbeke ve otel yönetiminin destekleriyle oluşturulan "Atatürk Haftası" etkinliklerinde "Atatürk Panosu" ve "Atatürk Konferans Salonu" 23 Nisan 1997 Çarşamba günü açılmıştır.

Dünya Tarihinde Kadın-Erkek Eşitliği

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1997, Cilt XIII, Sayı 38 · Sayfa: 543-547
Türk topulumunda kadın haklarını ele almak için öncelikle tarihimizi iyi incelememiz gerekir. İslamiyet öncesi Türklerde kadın büyük ölçüde erkekle eşittir. İlk Türk Devletlerinde devletin başı Hakan, eşi Hatun ile devleti beraber yönetmiştir. Hatta erkekler ile birlikte savaşlara bile katılmıştır. Bu durum Dede Korkut boylarında açıkça belirtilmiştir. Eski Türk boylarında kadına verilen önemin ön planda olduğu dönemlerde İslamiyet öncesi diğer ülkelerde ise kadının insan sayılmadığı, (Çin) koca istediği zaman kadının satıldığı, (İngiltere) kız çocuklarının diri diri toprağa gömüldüğü, (Arabistan) yılandan, zehirden daha fena gözle bakıldığı, (Hindistan) kadınların ruhsuz sayıldığı, (Rusya) gibi devletlerde kadına insanlık dışı davranışlar görülmektedir.

Türkiye'deki Amerikan Okulları Krizi 1927-1928

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1997, Cilt XIII, Sayı 37 · Sayfa: 1-29
Savaş ve Millî Mücadele sırasında, özellikle Anadolu'daki Amerikan okullarının bir çoğu kapanmış bulunuyordu. 1927 yılında, bu okulların durumu şöyledir9: İzmir'de Milletlerarası Yüksek Öğretim Enstitüsü (International College - İzmir) ile, 8 ilk ve orta okul düzeyinde Amerikan ku­rumu mevcuttur. Bu 8 okul şunlardır: Adana, Merzifon, İzmir, Tarsus ve Bursa ile İstanbul'da 3 tane okul. Bu okullar, 19. yüzyıl içinde, esas itibari ile misyoner kuruluşları tarafından ve Hıristiyanlığı yayma amacı ile açılmışlardı.

Bir Fotoğraf ve Anılar

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1997, Cilt XIII, Sayı 37 · Sayfa: 137-139
Geçen ay bir heyetle birlikte Almanya'ya gitmiştik. OYAK Bank Genel Müdürü, bizi Alman bir tanıdığının evine akşam yemeğine davet etti. Salona girdiğimizde masanın üstünde çerçeveli resmi bizlere gösterdiler. Meğerse ev sahibi Voıı der Goltz Paşa'nın yeğeni imiş. Resim 1905 yılında Selanik'te çekilmiş. O zaman Türk Ordusunda Talim ve Terbiye Müfettişliği yapan Almanya Von der Goltz ve arkasında Kolağası Mustafa Kemal. Bende aşağıdaki arzedeceğim konuyu kendilerine anlattım ve metni Almanca'ya çevirip çerçeveletip kendilerine gönderdim.

Lozan Türk Yurdu

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1997, Cilt XIII, Sayı 37 · Sayfa: 31-75
İkinci Meşrutiyetin ilânını meteakip Kanun-i Esasi'de yapılan değişiklikler neticesinde, tarihimizde en fazla sayıda siyasî cemiyet ve partilerin bu dönemde kurulduğu görülüyor. Bu dönem fikrî ve siyasî bakımdan en canlı dönemdir. Osmanlı Devleti'nin çöküş döneminde, "Türkiye nasıl kurtulur?" Sorusunun cevabı olarak ortaya atılan çeşitli görüşler, bu dönem Osmanlı aydınları arasında yer bulmuş, II. Meşrutiyet sonrası da bu görüşler özellikle cemiyet, parti ve basın organları ismiyle siyasî kimliğe kavuşmuşlardı.