4 sonuç bulundu
Yayınlayan Kurumlar
Anahtar Kelimeler
ÇAĞATAY TÜRKÇESİNDE YÖNELME HÂLİ EKİNİN SÖZ DİZİMSEL VE ANLAM BİLİMSEL GÖRÜNÜMÜ
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2023, Sayı 55 · Sayfa: 43-78 · DOI: 10.24155/tdk.2023.217
Özet
Tam Metin
Dünyayı algılayış biçimimiz, zihnin süzgecinden geçtikten sonra dil ile somut hâle gelir. Duygu ve düşüncelerin ifadesi, dili oluşturan birimlerin söz dizimi kurallarına göre bir araya gelerek birbirleriyle etkileşimleri sonucu gerçekleşir. Ancak sınırlı sayıdaki dil birimlerinin sınırsız sayıdaki duygu ve düşünceleri ifade edebilmesinin imkânsızlığı, dil birimlerine birden fazla işlev yükleme zorunluluğunu ortaya çıkarır. Dilin çok işlevli birimlerinden biri de eklerdir. Ekler, kelimeler arasında kurdukları söz dizimsel ve anlam bilimsel ilişkilerle kelime grubu ve cümle biçiminde söz dizimsel yapıların oluşmasını sağlayan dil birimleridir.
Türkçenin işlevsel dil birimlerinden olan hâl ekleri, isimlerle diğer kelimeler arasında bağlantı kurarak zaten tek başlarına bir anlam alanına sahip olan isimlerin aynı zamanda söz diziminin de bir parçası olmalarını sağlar. Hâl eklerinden biri olan yönelme hâli eki de temel işlevi olan yönelme, yaklaşma, yön bildirme işlevinin yanı sıra zaman, sebep, amaç, istek vb. anlam ilgileriyle sonuna geldiği kelimelerin cümlede söz dizimsel görevler üstlenmesini yani cümlenin yönetici ögesine bağlı bir tamlayıcı ögesi olmasını sağlar.
Bu doğrultuda yönelme hâli ekinin Çağatay Türkçesindeki söz dizimsel ve anlam bilimsel işlevlerini tespit etmek amacıyla hazırlanan bu çalışmada, ekin anlam bilimsel işlevleri, kurduğu söz dizimsel yapılar doğrultusunda incelenmeye çalışılmıştır. Çağatay Türkçesiyle yazılmış eserlerde yönelme hâli ekinin başlıca görevi; isimleri, isim, fiil ve edat türünden kelimelere bağlayarak söz dizimsel görevler üstlenmesini yani cümlenin veya kelime grubunun zorunlu veya seçimlik bir ögesi olmasını sağlamaktır. Yönelme hâli eki, bu dönem eserlerinde yer, yön, yönelme bildiren, yaklaşma ifade eden temel işlevinin yanı sıra kelimeler arasında amaç, sebep, durum, zaman, içinlik, mahsusluk, mensupluk, görelik, değer, bedel, karşılık, üstünlük, karşılaştırma, vasıta, zamanda ve mekânda sınırlama, bulunma, çıkma gibi türlü anlam ilgileri oluşturmuştur. Ek, bu işlevlerini kimi zaman bağlandığı köre, ḳarşu, tėgrü, dėgin, dėginçe, tėgi vb. edatlarla birlikte yerine getirmiştir.
Eski Uygurca Bir Tabirnameye Göre Türklerin Erken Dönem Rüya Yorumlarındaki Değişim Üzerine Mukayeseli Tespitler
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2021, Sayı 71 · Sayfa: 7-29 · DOI: 10.32925/tday.2021.51
Özet
Türkçe rüya yorumları üzerine çalışanlar, tabirname türündeki eserleri genellikle Eski Oğuz Türkçesi dönemiyle başlatırlar. 2007 yılında L. Yu. Tuguşeva tarafından yayımlanan Eski Uygur Türkçesi dönemine ait bir el yazması, bu görüşü değiştirebilecek niteliktedir. Rus Bilimler Akademisi bünyesinde muhafaza edilen yazmanın X-XI. yüzyıllar arasında kaleme alındığı düşünülmektedir. Bu doğrultuda Uygurca yazmayı, Türkçe tabirname geleneğinin eldeki en eski ürünü olarak değerlendirmek gerekir. Tuguşeva'nın metnin okunması ve anlaşılması hususundaki görüşlerini eleştirel bir yaklaşımla gündeme taşıyan bu makale, öncelikle alanla ilgilenenlerin dikkatini Eski Türkçe dönemine dek çekmeyi amaçlamıştır. Uygur, Eski Oğuz ve Çağatay sahalarına ait rüya tabirleri karşılaştırılarak yorumlarda örtüşen ya da ayrışan noktalar belirlenmiştir. Erişilen bulgular ışığında tarihte Türk tabirname kültüründeki devamlığın ve değişimin hangi gerekçelerle açıklanabileceği tartışılmıştır.
DUKAKİNZADE AHMED BEY’İN ÇAĞATAY TÜRKÇESİ İLE ÜÇ GAZELİ
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2007, Cilt 55, Sayı 1 · Sayfa: 83-86
Özet
Çağatay edebiyatı Osmanlı edebiyatı üzerinde etki yapmış ve bunun sonucundaOsmanlı şairlerinin bir kısmı da Çağatay Türkçesi ile şiirler yazmışlardır. Bu şairlerdenbirisi de Dukakinzade Ahmed Bey' dir.
GÖSTER- VE GÖRSET-/ ĠÓRSETFİİLLERİNİN YAPISI ÜZERİNE
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2005, Cilt 53 · Sayfa: 124-139
Özet
Bugün Türkiye Türkçesi yazı dili ve ağızları ile bazı çağdaş Türk lehçelerinde aynıanlamda kullanılan biri göster-, diğeri görset- ~ körset- şeklinde olan iki fiil şekliylekarşılaşılmaktadır. Bunlardan görset- / körset- şekli, bazı dilcilerce göster- / kösterbiçiminingöçüşmeli şekli sayılmış; bu da genel bir kanaat oluşturmuştur.Ancak, bu çalışmada bunun böyle olmadığı, yani ortada bir fiilin biri asıl, diğerionun göçüşmeli şeklinden oluşan iki fiil varyantının değil, tam tersine aynı anlamdaiki fiilin bulunduğu Türk dilinin tarihî ve çağdaş verileriyle ortaya konulmuştur.Buna göre, göster- (< köster- < kö-z-ter-) ve görset- / körse- / körsöt- ( < kö-r-üz+e-t-) fiilleri, Türk dilinde 13. yüzyıldan beri var olan iki ayrı yapıdaki fiildir. Bugün de çağdaş Türk lehçelerinde kullanım sıklıkları farklılaşmış olarak varlıklarını sürdürmektedirler.