2 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Antalya’da Salgın Hastalıklar (1894-1922)
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2008, Cilt XXIV, Sayı 71 · Sayfa: 445-486
Özet
Tam Metin
Antalya, sahip olduğu fiziki yapıdan ve deniz ticaret yolları üzerinde bulunmasından dolayı, salgın hastalıklara açık olan bir şehirdir. Bilhassa XIX. Yüzyılın son yıllarından itibaren, Antalya'da önemli salgın hastalıklar meydana gelmiştir. Antalya'da ortaya çıkan salgın hastalıklar arasında kolera, veba, tifüs, çiçek, sıtma gibi hastalıklar bulunmaktadır. Antalya'da salgın hastalıklar, daha çok insanların yoğun olarak yaşadığı ve sağlık şartlarının uygun olmadığı mekanlarda meydana gelmekte ve kısa bir süre içinde etrafa yayılmaktadır. Salgın hastalık tehlikesi belirdiği zaman mahalli yönetim, merkezi yönetimle işbirliği içine girmekte ve hemen sıhhi önlemler alınmakta, temizlik şartları yerine getirilmekte, mahallinde ve kara ile deniz ticaret yolları üzerinde karantina tedbirleri uygulanmaktadır. Antalya'da meydana gelen salgın hastalıklar neticesinde bir çok insan ölmüş, ticari hayatta önemli meseleler ortaya çıkmış ve devlet önemli ölçüde maddi zarara uğramıştır. Böylece salgın hastalıklar ferdi, sosyal ve ekonomik hayatta telafisi imkansız kayıplar meydana getirmiştir.
Nahil ve Nakıl Alayları
Belleten · 1976, Cilt 40, Sayı 157 · Sayfa: 55-70 · DOI: 10.37879/belleten.1976.55
Özet
Nahil'in manası hurma ağacı demek olup galat olarak Nakıl diye meşhur olmuştur. Nahilbent denilen üstadlar tarafından ağaç, meyve, çiçek ve hayvan şekilleri yapılarak düğünlerde gelinin önünde götürülen muhtelif boydaki nahillere dair Osmanlı tarihlerinde ve sûrnamelerde bilgi vardır. Teşbih yoliyle meyvesi ve çiçeği çok ağaca (pürnakıl) denilir. Düğünlerde erkek tarafından tertip edilen nahil, lügatlerde birbirlerine benzer şekillerde tarif edilmektedir. Ahterî'de nahil, palmiye yâni hurma ağacıdır. Biyanki, nahil'in palmiye denilen ağaç ve kadınların bir nevi ziynet eşyası olduğunu yazıyor. Lehce-i Osmanî' de nahil, galatı nakıl, mumdan ve gümüşten ağaç dalı resmi ki arûs (gelin) önünde giderdi. Salahî kamusunda hurma ağacı ve eski zamanda balmumundan veya gümüşten mahsusen yapılarak gelinin önünde götürülen meyve ve şükûfe (çiçek) yi havî ve kıymetli taşlarla süslü ağaca ıtlak olunurdu, demektedir.