42 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yazarlar
Anahtar Kelimeler
- İngiltere 42
- England 15
- Türkiye 12
- Osmanlı Devleti 10
- Fransa 9
- Britain 7
- Turkey 6
- Kıbrıs 5
- Osmanlı İmparatorluğu 5
- Ottoman Empire 5
İkinci Dünya Savaşı Sırasında Türk-Sovyet İlişkileri
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2004, Cilt XX, Sayı 59 · Sayfa: 369-412 · DOI: 10.33419/aamd.702849
Özet
Bu çalışmada, İkinci Dünya Savaşı sırasında Tiirk-Sovyet ilişkileri hakkında bilgiler verilmektedir. Tiirk-Rus ilişkilerinde, Çarlık döneminden itibaren Rusya'nın takip ettiği politika Boğazları ele geçirmek olmuştur. İkinci Dünya Savaşı sırasında Sovyet Rusya bu amacına ulaşmak için Türkiye'yi savaşa sokmaya çalışmıştır. Türkiye ise tarafsızlık politikası izlemiştir. Ancak savaşın sonunun belli olmasından sonra Türkiye savaşa girmiştir. Savaş sonrası ise Türkiye, ABD ve İngiltere'ye yanaşarak, Sovyet Rusya'dan gelebilecek tehlikeyi önlemeyi hedeflemiştir, Çalışmamızda Cumhuriyet Arşivi vesikaları, gazeteler, Dışişleri Bakanlığı yayınları, hatırat ve tetkik eserlerden faydalanılarak konu aydınlatılmaya çalışılmıştır
Büyük Taaruz Öncesi İngiltere Nezdinde Barış Girişimleri ve Türk Bağımsızlık Mücadelesinin Avrupa Kamuoyuna Duyurulması
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2003, Cilt XIX, Sayı 57 · Sayfa: 1115-1131
Özet
Büyük Taaruz öncesi başlatılan ve yaklaşık bir buçuk ay süren barış girişimleri; belki ikinci bir savaşı önleyememiş fakat barıştan yana bir politikanın temel ilke edinildiği, Türk bağımsızlık mücadelesinin hangi şartlarda ve nasıl yapıldığı açıkça Avrupa kamuoyuna duyurulmuştur. Ayrıca İngiltere hükümetinin Türk yurdunda işgali kolaylaştırıcı ve Yunanlıları haksız ve dayanıksız bir şekilde desteklediği de vurgulanmıştır.
RUTH KARK, MICHAL OREN-NORDHEIM, Jerusalem amd Its Environs: Quarters, Neighbourhoods, Villages 1800-1948, The Hebrew University Magnes Press, Jerusalem-Wayne State University Press, Detroit, 2001. 445 sayfa. [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 249 · Sayfa: 571-572
Özet
Kudüs kentinin monografik çalışmalara konu olması bakımından diğer Ortadoğu kentleriyle mukayese edilemeyecek bir düzeyde olduğu açıktır. Osmanlı idaresi döneminde Kudüs kenti hakkında yapılan monografik çalışmalar da yeterli bir sayıya ulaşmış bulunmaktadır. Ancak elimizdeki eser bütün bu çalışmalardan farklı bir nitelik taşımakta ve bu yönüyle diğerlerinden büyük ölçüde ayrılmaktadır. Öncelikle eser 1800'lerden başlayarak İsrail Devletinin kuruluşuna kadar geçen 148 yıllık bir dönemi kapsamasıyla Osmanlı ve İngiltere Manda yönetimlerinin kentin fiziki, sosyal, ekonomik ve kültürel yönlerine yaptıkları katkıları izleme olanağı sunmaktadır. Bu bakımdan eser, yazarların da ifade ettiği gibi, Kudüs ve hinterlandının oluşumunda etkili olan siyasi, ekonomik, kültürel ve sosyal koşulları değerlendirmektedir.
Afganistan’da Bir Tük-Alman Heyeti’nin Faaliyetlerine Karşı İngiltere’nin Politikaları
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2001, Cilt XVII, Sayı 50 · Sayfa: 409-428
Özet
İngiliz emperyalizminin Asya'daki varlığının önemli bir halkasını oluşturan Afganistan'ın özellikle I. Dünya Savaşı sonlarında tarafsız, tampon devlet olarak önemi İngiltere için çok artmıştı. Hindistan'daki İngiliz İdaresi'nin evvela çok ciddiye almadığı, Almanya'nın müttefiki Osmanlı Devleti ile beraber Afganistan'a nufüz etme gayreti, Alman-Afgan ittifak antlaşmasının ortaya çıkması İle Delhi ve Londra'da büyük bir tedirginliğe sebep olmuştur. Bilhassa Rusya'nın Bolşevik ihtilâli neticesinde Britanya'nın Ortay Asya ve Kakasya'daki müttefiki olarak devreden çıkmasından sonra, İngiltere bölgedeki imparatorluk menfatlerini ciddî olarak tehdit altında hissetmiştir, İngiliz devlet adamlarının, Aganİstan'ı İngiltere'nin çizgisinde tutmak İçin kendilerini çaresiz hissettikleri belgelerden anlaşılmaktadır. Hindistan Valiliği, Afgan Emiri'ni küstürmemek için Alman-Afgan ittifakını gündeme getirmeyip bilakis ihtiyaçları konusunda İngiltere'nin yardımcı olacağı teklifini Emir'e yaparken, Londra'daki Hindistan ve Dışişleri Bakanlıkları Emir Habibullah'ın Aganistan'm kuzeyindeki toprakları işgal etmesini uygun görmüşlerdir.
Türkiye’nin Kıbrıs Politikaları (1950-1960)
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2000, Cilt XVI, Sayı 46 · Sayfa: 249-275
Özet
Kıbrıs sorunu, resmi olarak 1954 yılında Türkiye'nin gündeminde yer almaya başlamıştır. Bu tarihe kadar Türkiye, Kıbrıs adasını ele geçirmek isteyen Yunanistan karşısında sessiz bir politika izlemeyi uygun görmüştür. Bu sessizliğin nedeni; Kıbrıs'ın, İngiltere'ye ait olmasından ileri geliyordu. Yunanistan'ın Kıbrıs konusunu 1954 yılında Birleşmiş Milletlerin gündemine getirmesi üzerine, Türkiye de, bu soruna taraf olduğunu ortaya koymuştur. Bu tarihten sonra Türkiye'nin, Kıbrıs konusunda izlediği politikalar üç aşamadan geçmiştir. Türkiye birinci aşamada; Kıbrıs'ın, İngiltere ta¬rafından Türkiye'den alındığını ileri sürerek, adanın bütünüyle Türkiye'ye geri verilmesi anlamına gelen "ilhak" tezini savunmuştur. Ancak kısa bir süre sonra bu politikanın başarılı olamayacağı anlaşılmıştır. Türkiye, ikinci aşamada da; dönemin siyasi, ekonomik koşullarının zorlaması ve İngiltere'nin de baskıları sonucunda, 1957 yılından itibaren, Kıbrıs adasının paylaşılmasına razı olmuş, yani "taksim" tezini benimsemiştir. Ancak bu politika da, Yunanistan'ın uzlaşmaz tutumu yüzünden, gerçekleştirilememiştir. Türkiye, üçüncü ve son aşamada ise; İngiltere'nin empoze ettiği ve taraflara baskı yaparak kabul ettirdiği, federal bir Kıbrıs Cumhuriyeti kurulması yolundaki çözümü kabul etmiştir. Bu çözümün sonucu olarak, 1959'da Zürich ve Londra Antlaşmaları imzalanmış ve İngiltere, Türkiye ve Yunanistan'ın garantörlüğünde Kıbrıs Federal Cumhuriyeti kurulmuştur.
Britain’s Post-War Defence Policy in the Middle East and Its Impact on Turkey, 1945-50
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1999, Cilt XV, Sayı 45 · Sayfa: 1121-1148
Özet
The object of this article is to expose and analyse the gradual stages in the implementation process of Britain's defence policies in the Middle East after the Second World War, taking into account the impact of these policies on Turkey. Britain was concemed about the future of her bilateral defence agreements with local States, as the people of the region were struggling to free themselves from British colonial dependence. In addition, growing Soviet threats towards the region were a cause of concern. Britain's economic and financial difficulties in this period also had negative effects on her projected defence policies in the region. In order to overcome these difficulties Britain tried to secure the United States' cooperation. The article is based on archival material-British and American- as well as secondary sources in English and Turkish
Kıbrıs'ın Siyasî Tarihi İle İlgili Bir Belgenin Değerlendirmesi
Belleten · 1999, Cilt 63, Sayı 236 · Sayfa: 165-228
Özet
İnsan toplulukları, tarih boyunca uzun bir gelişme sonucunda, bugünkü milletler haline gelmişlerdir. Çağımızda milletlerin, ayni tekâmül seviyesine eriştiklerini iddia etmek, mümkün değildir. Ancak, her milletin geçmişteki tecrübelerinden edinilmiş birtakım tarih görüşü olup, bu görüşün geleceğe yönelik tutulması gerektiği, muhakkaktır. Bilindiği üzere başarıya ulaşmanın ilk şartı, yeni kuşakların, mücadelenin temelinde yatan gerçekleri doğru kavraması ve mücadeleyi sürdürebilmesi için gerekli manevi gücü oluşturan, inanç ve azmi kazanmasında yatar. Hiçbir zaman hatırdan çıkartılmaması gerekir ki, şans, tarihin yapısında yoktur. Tarih, hiçbir çağda kumar masası olmamıştır ve de olmayacaktır.
Osmanlı İmparatorluğu, Rusya ve Hindistan Üçgeninde İngiltere'nin Boğazlar Politikası
Belleten · 1999, Cilt 63, Sayı 237 · Sayfa: 559-596
Özet
Tam Metin
Ülkelerin çıkarları ve bu çıkarlarıyla ilgili hedefleri, onların diğer ülkelerle ilişkilerinde, özel birtakım politikaların geliştirilmesini gerekli kılar. Politikalar, bir ülkenin ulusal çıkarlarına ve içinde bulunduğu uluslararası ortama göre oluşturulur ve bu çerçevede yürütülür. Öyle ki, her politikanın bir doğuş sebebi, bir yaşam süresi, bir de sonu olduğu söylenebilir. Tarihçinin başlıca görevlerinden birisi de, belirli bir politikanın neden ve niçin doğduğunu tesbit etmek ve bu politika terk edilinceye, ya da başka bir politikaya dönüşünceye kadar gelişmesini takip etmektir. Bu görüşten hareketle, çalışmamızda belirlenen temel hedef, İngiltere'nin Türk Boğazlarına yönelik politikalarının, doğuşundan son bulduğu noktaya kadar geçen süredeki gelişmesini, -ki bu bütün bir ondokuzuncu yüzyılı ve yirminci yüzyılın ilk çeyreğini kapsamaktadır- belirli etkenler ve değişkenler çerçevesinde incelemektir.
Dünya Savaşı Sonunda Enver Paşa'nın Kafkasya'daki Planları Ve İngiltere
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1998, Cilt XIV, Sayı 41 · Sayfa: 514-520
Özet
Bilindiği üzere I. Dünya Savaşı'nda İtilâf Devletleri galip gelmiş, 1918 sonlarında Almanya, Avusturya-Macaristan ve Osmanlı Devleti ateşkes isteyerek kaybeden taraf olduklarını kabul etmişlerdi. Her ne kadar savaşı galip olarak bitirdiyse de İngiliz Hükümetini rahatsız eden bazı hususlar vardı. Bu hususlardan biri de Enver Paşa'nm savaş sonrası dönemde Kafkasya'da İngiltere'nin Ortadoğu'da menfaatlerini tehdit edecek bir harekete teşebbüs etmesi ihtimali idi. Kafkasya coğrafyası o günün İngiltere'si için özel bir öneme sahipti. İran'daki İngiliz nüfuzunun devamı, yeni ele geçirdiği petrolce zengin Orta Doğu topraklarının emniyeti e Anadolu'nun geleceğinin İngiliz emperyalizmine uygun olarak tanzim edilmesi ancak Kafkasya'nın geçici de olsa İngiliz denetimi altında olması ile mümkün görülmüştür
Kıbrıs'ta 1931 İsyanı ve Yankıları
Belleten · 1998, Cilt 62, Sayı 233 · Sayfa: 207-232
Özet
Tam Metin
Lozan Barış Antlaşması'nın Kıbrıs ile ilgili üç maddesi vardır. Bunlar 16, 20 ve 21. maddelerdir. 16. madde de özet olarak "Türkiye'nin antlaşmada açıklıkla belirtilen sınırlar dışında bulunan bütün arazi üzerinde ve bu araziye bağlı adalardan ayrı cezireler üzerinde her ne mahiyette olursa olsun sahip olduğu bütün hukuk ve dayanaklarından vazgeçtiğini "denilmekte 20. madde de ise: "Türkiye, Britanya Hükümeti tarafından Kıbrıs'ın 5 Teşrinisani 1914'te ilân olunan ilhakı tanıdığını beyan eder" ifadesi yer almaktadır. Bundan önce Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı'na Almanya ve müttefikleri safında katılmış olması üzerine de İngiltere adayı tek taraflı olarak ilhak etmiştir. 26. maddede ise, özet olarak" 5 Kasım 1914 tarihinde Kıbrıs adasında yerleşmiş bulunan Türk uyrukları, yerel kanunun saptadığı koşullar içinde, İngiliz uyrukluğunu edinecekler ve bu kimseler Türk uyrukluğunu yitireceklerdir..." denilmektedir.