8 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • İonia
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Defense Systems at Klazomenai and their Role in the Urbanization Process of the Site from Early Bronze Age into the Late Archaic Period

Höyük · 2024, Sayı 14 · Sayfa: 69-90 · DOI: 10.37879/hoyuk.2024.2.069
Tam Metin
Klazomenai, in North Ionia, is unique in comparison to the other city-states in the region because of diverse archaeological evidence. Current data from the settlement suggest a smooth transition from the end of the second into the first millennia BC. In this article, we discuss the development of the defense systems of Klazomenai dating to the Early Bronze Age II (EBA) and the Archaic period. Excavations in the area close to the Olive Oil Plant of the sixth century BC revealed a bastion of the EBA II, protecting the lower town of a site (Level 1), which has an upper citadel located at Liman Tepe. Following its termination, the area was used for pottery production and as a cemetery during the Early Iron Age (from ca. 11th century into the early 7th century). In the early seventh century BC, the construction of the fortification wall protecting Klazomenai, define the limits of the asty and marks the formal design of the urban layout of the site (Level 3a). The use of the area as a burial ground was terminated following the construction of the defense system. The formation of the various extramural cemeteries surrounding Archaic site is linked with this change. Architectural features of the fortification wall of the seventh century BC, with a glacis, reflect a well-rooted tradition of Iron Age Anatolia. The construction of the gateway with a deep corridor marks the final phase and belongs to the late sixth century BC (Level 3b).

Eski Smyrna Savunma Duvarları

Höyük · 2023, Sayı 11 · Sayfa: 73-88 · DOI: 10.37879/hoyuk.2023.1.065
Tam Metin
Eski Smyrna, Tunç Çağı’nın sonunda Kıta Yunanistan’dan Batı Anadolu’ya ulaşan topluluklarla hızlı bir değişim sürecine girmiştir. Kentte MÖ 11. yüzyılda başlayan bu değişim kendisini MÖ 10. yüzyılın içlerinde kuvvetli bir şekilde hissettirmeye başlar. Kazı çalışmalarında ele geçen ithal seramiklerle Eski Smyrna’nın MÖ 9. yüzyılda limanını etkin bir biçimde kullanmaya başladığı anlaşılmaktadır. Bu tarihten itibaren, doğusunda verimli Hermos Vadisi, batısında ise Ege Havzası’na açılan bir limana sahip olan yerleşim hiç şüphesiz çevresindeki rakiplerinin de ilgisini çekmeye başlamış olmalıdır. Eski Smyrna’yı rakiplerine karşı güçlü kılacak olan ilk hamle ise yaklaşık MÖ 850 tarihinde, kenti çevreleyen kerpiç savunma duvarının inşasının başlaması olmuştur. Hellen savunma yapılarının en erken örneklerinden biri olan kentin bu ilk sur yapısı kentte yerleşimin sona erdiği Klasik Dönem’in sonuna kadar dört ana evreyle gelişimini sürdürmüştür. Eski Smyrna’da 1948-51 yıllarında başlayan sistemli arkeolojik araştırmalarla kentin savunma duvarları kapsamlı bir çalışmaya konu edilmiş ancak araştırma sonuçları, geride cevaplanması gereken yeni sorular bırakmıştır. 2016 yılında kentin savunma sistemlerinin yeniden araştırılmasına başlanmış, özellikle savunma duvarlarında yürütülen eski araştırmalardaki tarihleme ile alakalı veri eksikliğinin giderilmesi ve mevcut verilerin stratigrafiyle birlikte yenilenmesi amaçlanmıştır. Bu çalışma, Eski Smyrna savunma yapıları hakkında yürütülen araştırmaların sonuçlarını yorumlamayı ve savunma duvarları hakkındaki verileri güncellemeyi amaçlamaktadır.

Teos Dionysos Kutsal Alanı Propylonu

Höyük · 2022, Sayı 10 · Sayfa: 75-96 · DOI: 10.37879/hoyuk.2022.2.075
Tam Metin
18. yüzyılın başından itibaren birçok gezgin ve araştırmacının ilgisini çekmiş olan Teos’taki Dionysos Kutsal Alanı’ndaki yapılar topluluğu 2010 yılından itibaren sürdürülen araştırmalarla ancak anlaşılabilmiştir. Hellenistik Dönem’in ünlü Mimarı Hermogenes’in eseri olduğu kabul edilen Dionysos Tapınağı, yamuk biçimli temenos’u, temenos’u dört bir taraftan çevreleyen dor, ion ve dor-ion karışık düzenli stoa’ları, çeşitli anıtlar, doğusundaki merdivenli altarı ve son olarak kutsal alana ana girişi sağlayan propylon’un keşfiyle Dionysos Temenos’undaki yapılar topluluğu tamamlanmış olur. Dionysos Temenos’unda MÖ 3. yüzyılın son çeyreğinde başlayan imar faaliyetlerinin MS 120-130 yıllarına kadar devam ettiği hem yapı yazıtı hem de mimari bezemeden anlaşılmaktadır. Dionysos kutsal alanındaki bu uzun yapı faaliyetlerine İmparator Augustus’un temenos stoa’larının yenilenmesi/tamamlanması ve kutsal alanın ana giriş kapısının (propylon) inşasıyla destek verdiği bu makalede ele alınmıştır. Kentteki birçok yapı faaliyeti nedeniyle İmparator Augustus, Teos sikke darplarında ktistes (kentin kurucusu) olarak adlandırılmış olmalıdır. Latince yapı yazıtı çok parçalı olarak korunmuş olsa da hem yapı yazıtı hem de korinth başlığının stili, Dionysos Propylon’unu MÖ 3 yılına tarihlemeyi mümkün kılar ve böylece Anadolu’daki Roma Dönemi yapılarına kesin tarihli yeni bir yapı daha eklenmiş olur.

Yeni Kronolojik Veriler Işığında İonia Kalıp Yapımı Kaselerinin Bazı Serilerinin Değerlendirilmesi

Belleten · 2000, Cilt 64, Sayı 240 · Sayfa: 419-426
Tam Metin
Hellenistik seramiğin geniş repertuarı içerisindeki belli başlı gruplardan biri olan kalıp yapımı kaselerde en önemli kriter dekorasyon olarak kabul edilir. Bu düzen içerisinde şekil serilerinden birinin diğerinin yerini alması önemli noktayı oluşturur. Bununla beraber kalıp yapımı kaseler gerçek seri üretim değildir. Her usta motifleri kendi düşüncesine göre kompoze eder, kompozisyonda kendi yöntemlerini kullanır, damga serilerini üretir ve düzenler. Kalıplarda damgalarla farklı desenler oluşturmak ustanın zevkine bağlıdır. Bu sistem en azından orijinal damgaların tek olarak yapıldığını gösterir. Kullanılan sınıflandırma sistemi buna göre gelişmiştir.

Batı Anadolu'da Kurulan Kısa Ömürlü Bir Devlet:İonya

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1993, Cilt IX, Sayı 27 · Sayfa: 569-580
30 Temmuz 1922 günü İzmir'de törenle Batı Anadolu'da "İonya Devleti" kurulduğu ilan edilmişi. Başkenti İzmir olan bu devlet yaklaşık on sekiz bin kilometre karelik bir alanı kapsayacak ve bir buçuk milyonluk bir nüfusa sahip olacaktı. Devlet henüz kuruluş aşamasını tamamlamadan, Mustafa Kemal Paşa 26 Ağustos 1922 günü büyük taarruzu başlatacak, 30 Ağustos günü Yunan ordusu büyük hezimete uğrayacak ve İzmir'e doğru kaçmaya başlayacaktır. İzmir ve çevresinden gemilere binerek Anadolu'yu terk eden Yunan ordusu artıklarıyla birlikte yeni kurulan İonya Devleti'nin yöneticileri de gemilere doluşup kaçacaklardır. 9 Eylül 1922 günü Türk ordusunun İzmir'e girmesiyle, İonya Devleti tarihe karışmış olacaktır. Ömrü yalnızca beş hafta süren İonya Devleti'nin kuruluşunun uzun sayılabilecek bir geçmişi vardı. Başlangıç noktası, İstanbul'daki padişah hükümetinin imzaladığı Sevr Andlaşması idi. Yabancı işgallerden arta kalan topraklarda yaşayan Anadolu Türkleri ise, bu antlaşmanın uygulanmasını önlemek için Mustafa Kemal Paşa'nın önderliğinde iki yıldır kan döküyordu. Sevr Antlaşması ile İzmir Bölgesi Yunanistan'a verilmişti. Yani, İzmir ve çevresi ile Manisa, Akhisar ve Ayvalık'a dek uzanan 16 bin kilometre karelik ve 1 milyon nüfuslu bir kesim Yunanistan'ın olacaktı. Anadolu Türkleri buna razı olmamış, silahlı direnişe kalkışmış, sonunda zararlı çıkmıştı. Yunan ordusu ilerleyerek zamanla Afyon, Kütahya, Eskişehir ve Bursa'yı içeren yüzbin kilometre karelik 3 milyon nüfuslu geniş bir alanı ele geçirmişti.

Bithynia, İonia, Karia'da Epigrafi Araştırmaları

Belleten · 1980, Cilt 44, Sayı 173 · Sayfa: 61-68 · DOI: 10.37879/belleten.1980.61
Tam Metin
1978 yılının yaz aylarında üç ayrı tarihi bölgede epigrafik araştırma gezileri yaptım. Anadolu'nun özellikle batı kesimi geçen yüzyıldan bu yana yoğun biçimde tarihi araştırma alanı olmuştur. Uygarlıkların doğduğu yerlere büyük ilgi duyan Batılı bilim adamları, bu yüzyılın başlarında, Yunanistan'dan sonra adalarda ve Anadolu'nun batı bölgelerinde sürekli araştırma gezileri yapmışlardır. Ne yazık ki ülkemiz insanlarının bu tarih araştırmalarına katkısı çok az olmuştur. "Misak-ı milli" sınırları içinde kurulan Cumhuriyet'in ilk geliştirdiği kavramlardan biri, yüzyıllardır üzerinde yaşanmış bu toprakları n uzak tarihini bilmek, araştırmaktır. Gerçekte uzak dediğimiz tarih hemen yakınımızda, birçoğu toprağın yüzeyinde bugün de varlığını sürdürmektedir. Köylerde, kasabalarda, dahası kentlerde evlerimizin duvarlarında, tapınaklarımızın temelinde, dibek olarak kullanılan sütun dipliklerinde, eşikteki mezar stellerinde uzak geçmişi görebilmek için, bunlara Batılı gözüyle bakmamız gerekiyordu. Ne ki, çok yakın zamanlara değin içinde yaşadığımız; varlıklarını, yerlerini korumuş olan tarih kalıntılarının, şimdi de Batı turizminin etki alanına giren bu ülke insanlarının eliyle yerleri değiştirilmektedir. Tarihi yapıtlara mal gözüyle bakan kent - kasaba antikacıları, maniye dönüşmüş tutkuları ile defineciler yaz kış demeden dere tepe gezip antika aramaktadırlar. Geçen yazdan beri yazıt araştırmak için gittiğimiz köylere, tırmandığımız dağ başlarına, doğanın gizlediği dere yataklarına defineciler bizden önce uğramıştı.

Ein attisches Dekret für Erythrai

Belleten · 1976, Cilt 40, Sayı 160 · Sayfa: 569-572 · DOI: 10.37879/belleten.1976.569
Tam Metin
Gegenstand dieser leider nur fragmentarisch erhaltenen Inschrift sir.d Ereignisse in ionischen Stüdten zwischen den Jahren 394 und 386. Um die Inschrift unter dem Gesichtspunkt ihrer historischen Begebenheiten zu verstehen, fasse ich Ereignisse dieser Zeit hier kurz zusammen. Am Ende des peloponnesischen Krieges fielen viele ionische Stüdte von Athen ab und schlossen sich Sparta an. Erythrai wandte sich schon im Jahre 413 an Sparta 3und stand seit diesem Datum unter spartanischen Harmosten. Erst nach dem Sieg des athenischen Admirals Konon im Jahre 394 bei Knidos wurde auch in Erythrai, wie in vielen anderen Stüdten Kleinasiens, das demokratische Regierungssystem eingeführt.

Prof. Celal Saraç: lonia Pozitif Bilimi Temel Kaynakları ve Etkileri. Ege Üniversitesi Arkeoloji Enstitüsü Yayınları No. 1. Bornova - İzmir, Ege Üniversitesi Matbaası 1971. 226 sayfa. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1973, Cilt 37, Sayı 145 · Sayfa: 129-132
Tam Metin
Ege Üniversitesi Fen Fakültesi öğretim üyelerinden Profesör Celal Saraç tarafından yazılan bu kitap, Türk gençliğinin önemle okuması gereken eserlerden biridir. Ege Üniversitesi bu değerli yayını ile Türk aydınlarına büyük bir hizmette bulunmaktadır. Milattan önce altıncı yüzyılı n başlarında, Batı Anadolu'da ve özellikle Miletos kentinde "Tabiat Filozofları" adı ile andığımız düşünürler o güne değin bilinmeyen bir görüş ve davranışla doğa olaylarının nedenini araştırmağa başlamışlar ve böylece bugünkü batı uygarlığının temellerini atmışlardır. O kentlerde o zaman oturanların önde gelenleri Helen'lerdi. Ancak bu uygarlığın doğusunda Ionia'lıların, Hitit, Lydia, Frygia, Karya ve Lykia gibi eski Anadolu Kültürlerinden de yararlandıklarını belirtmek gerektir. Nitekim devrin en büyük bilgini Thales'in babası Hexamyes bir Karya'lıdır. Helen'ler de bir çok alanlarda Anadolu uygarlıklarından aldıkları mühim etkileri hiç saklamamaktadırlar. Böylece Ionia çağı gerçekte bir Batı Anadolu uygarlığı idi. Güzel Ege kıyılarını n bu insanları, yeryüzünde ilk önce yağmuru, fırtınayı, gök gürlemesini, güneş tutulmasını, ve hastalıkları yanlış inançlardan ya da dinsel yargılardan sıyrılmış olarak akılcı bir tutumla, deneyler ve araştırmalar yaparak, bilimsel yönden anlamağa çalışmışlardır