13 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • İttihat ve Terakki
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Kanun-i Esasi Gazetesi’nde İttihâd-ı İslam Teması

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2018, Cilt XXXIV, Sayı 97 · Sayfa: 109-138
Tam Metin

Kanun-i Esasi Gazetesi, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin Kahire şubesinin 1896-1899 yılları arasında neşrettiği bir gazetedir. Gazete, II. Abdülhamid'e muhalefetleri nedeniyle Mısır'a kaçmak zorunda kalan Hoca Kadri Efendi ve Şeyh Alizade Hoca Muhyiddin Efendi tarafından çıkarılmıştır. Hoca Kadri Efendi, aynı zamanda, rüştiye sıralarında İstiklâl Marşı şairi Mehmed Akif'in öğretmenliğini yapmış ve onun düşünce dünyasını etkilemiş bir düşünürdür. Kanun-i Esasi yazarları, II. Abdülhamid'e karşı dinî yönden muhalefet ederken anayasanın yürürlüğe konması, meclisin yeniden açılması ve İslâm Birliği gibi temalar işlemişler, Jön Türklerin gayrimüslim unsurlarla iş birliği yapma politikalarına şiddetle karşı çıkarak İttihâd-ı İslâm düşüncesini temsil etmişlerdir. Bu çalışmada, Kanun-i Esasi'deki makalelerden hareketle İttihâd-ı İslâm teması işlenmiştir.

İttihatçıların Türkleştirme Siyasetiyle İlgili İddialar ve Tarih Yazımındaki Çelişkiler

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2014, Cilt XXX, Sayı 88 · Sayfa: 115-158
Tam Metin
İttihatçıların Osmanlıcı mı yoksa Türkçü mü oldukları ihtilaflı bir konudur. İttihatçılar Osmanlıcılık siyaseti izlediklerini ifade etseler de bazı araştırmacılar izlenen Osmanlıcılık politikasının aslında Türkçülük ile aynı anlama geldiğini iddia ederler. Bu iddiaların kanıtlanması noktasında tarih yazımı ile ilgili çeşitli çelişkiler ortaya çıkmaktadır. İttihatçıların içinde çok farklı görüşleri savunan kişiler vardı. Bunlar arasında Türkçü görüşleri savunanlar da bulunmaktaydı. Ancak bu kişiler partinin yönetim kademesinde görevlendirilmemişti. Türkçü görüşü savunanlardan Ziya Gökalp, partide Merkezi Umumi üyesi olarak görev yapmaktaydı. Ancak onun konumu gençlik teşkilatlanması ile sınırlandırılmış ve kendisi karar verenler arasına alınmamıştı. İttihat ve Terakki Partisi, her görüşten olanları partiye kabul etti. Ancak Osmanlıcılık ve İslamcılık politikası olarak belirlediği çizgisini hiç değiştirmedi.

Ottoman Propaganda and Turkish Identity, Literature in Turkey During World War I

Belleten · 2012, Cilt 76, Sayı 275 · Sayfa: 327-328
Erol Köroğlu'nun bu çalışması, Türk ve yabancı tarihyazımında sıklıkla değinilen ama pek de derinlemesine araştırılmamış olan Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı hükümetinin savaş propagandası ve bir Türk kimliği inşa edilmesi çabaları üzerinedir. Köroğlu, aslen bir edebiyatçıdır. Ancak bu çalışmasında Köroğlu'nun edebiyatçılıkla tarihçiliği itinalı bir şekilde bir araya getirdiği görülmektedir. Kitabın kaynakçasına bakıldığında sadece Birinci Dünya Savaşı döneminde Osmanlı Devleti hakkındaki literatürün değil, asıl olarak bu dönemde Osmanlı İmparatorluğu'nda üretilmiş propaganda ve diğer yayınların incelendiğini görülmektedir. Bu husus çok önemlidir. Zira bu dönem hakkındaki hassaten İngilizce neşriyatta kişiler ve fikirleri tartışılırken bu kişilerin kendi yazdıklarına bakılmayıp bir takım ezberler üzerinden bazı iddialar serdedilmektedir.

Osmanlı’nın Son Döneminden Cumhuriyet’in İlk Yıllarına Liberalizm-Devletçilik Çatışması

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2011, Cilt XXVII, Sayı 80 · Sayfa: 209-240
Tam Metin

Liberalizm, Yakın Çağda ortaya çıkmış ve dünyayı geniş çapta etkilemiş bir fikir akımıdır. Aynı zamanda Liberalizm kamu otoritesinin ekonomik, sosyal, dinsel vb. gibi alanlara müdahale etmesine karşı çıkan bir görüştür. Liberalizm, Avrupa'da eğitim gören Yeni Osmanlılar ve ardından Jön Türkler tarafından Osmanlı Devlet'inde savunulmaya çalışılmıştır. Liberalizm 20. yüzyılın başında yaygın olarak benimsenen siyasi ve iktisadi modernleşme modeli olsa da, Osmanlı'nın siyasi ve ekonomik ihtiyaçlarını karşılayamamıştır. Çünkü Osmanlı liberalleri Osmanlı coğrafyasında girişimci sınıfın olmaması gerçeğini göz ardı etmişlerdir. İttihat ve Terakki yönetimi ise bu konuda daha gerçekçi bir tutum izlemiş, girişimci milli burjuvazi sınıfı devlet eliyle oluşturulmaya çalışılmıştır. İttihat ve Terakki'nin merkeziyetçi devlet yapısı ve Türk burjuva sınıfı oluşturma çabaları Türkiye Cumhuriyeti Devletine bir birikim ve miras olarak aktarılmıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarında "liberal" olarak nitelenebilecek siyasi sima, akım ve partiler olsa bile, liberalizm ulus inşa sürecinin gerekliliği karşısında faydasız olarak görülerek, Türkiye'deki etkinliğini uzun bir süre kaybedecektir.

Osmanlı Devleti'nin Son Dönem Irak Politikasına Bir Örnek: Nazım Paşa'nın Bağdat Valiliği (25 Kasım 1909 - 15 Mart 1911)

Belleten · 2010, Cilt 74, Sayı 271 · Sayfa: 833-870 · DOI: 10.37879/belleten.2010.833
Tam Metin
Bağdat Vilayeti'nde Il. Meşrutiyet'in ilanının hemen ardından büyük devletler tarafından gerçekleştirilen emperyalist faaliyetlerin yanı sıra bölge halkının can, mal ve ırzına tasallut eden eşkıyalık hareketlerinde büyük bir artış gözlenmiştir. Güvenlik konusunda yaşanan zafiyet, ekonomik faaliyetleri olumsuz yönde etkilemiştir. Yaşanan sorunları ortadan kaldırmayı amaçlayan İttihat ve Terakki Cemiyeti, Irak bölgesine olağanüstü yetkilerle donatılmış yetenekli valiler gönderilmesine gayret göstermiştir. Bu doğrultuda Bağdat Valiliği'ne tayin edilen Nazım Paşa, güçlü kişiliğiyle bölgede uzun yıllardır görülen otorite boşluğunu doldurmayı başarmış ve almış olduğu tedbirlerle eşkıyalık olaylarını tamamen ortadan kaldırmıştır. Nazım Paşa Müslüman ve Gayr-i Müslim tebaaya hoşgörüyle yaklaşmış, bu sayede kendisinden evvel Bağdat'a gelen valilerin hiç birisinin gerçekleştiremeye muvaffak olamadığı huzur ortamını tesis etmeyi başarmıştır. Ayrıca yıllardır ihmal edilmiş olan bölgede imar-iskan ve ticari-zirai faaliyetlerin artırılması yönünde kapsamlı bir kalkınma hamlesi başlatmıştır. Başarılı bir vali olarak dikkat çeken Nazım Paşa, Il. Meşrutiyet döneminde yaşanan iç siyasi çekişmeler nedeniyle görevinden azledilmiştir.

Hanedân-ı Saltanat Nizamnâmesi ve Uygulanması

Belleten · 2010, Cilt 74, Sayı 269 · Sayfa: 181-226
Tam Metin
Osmanlı hanedan üyelerinin sosyal hayatını, yaşayışını ve aile hukukuyla ilgili bazı meselelerini düzenleyen ilk nizamname 16 Kasım 1913 tarihinde çıkarıldı. Nizamname, hanedan azasını ilgilendiren birçok meseleyi etraflıca ele almaktaydı. Düzenlemede yer alan hususların önemli bir kısmı teamül-ü kadimden olup bazıları ise kendi devrinde ortaya çıkan bir takım sorunların çözümüne yönelik yeni konulardı.

Sait Molla’nın Nice’te Yayımladığı Risale ve Tahlili

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2006, Cilt XXII, Sayı 64-65-66 · Sayfa: 161-208
Tam Metin
Bu çalışmanın amacı Sait Molla'nın 1923 yılı sonunda yayımlamış olduğu risaleyi ortaya çıkarmak ve tahlil etmektir. Türk Kurtuluş Savaşı sırasında bu harekete etkin muhâlefetiyle tanınan Sait Molla, Mudanya Mütarekesi öncesinde Türkiye'den kaçmış ve Romanya'ya gitmiştir. Romanya'dan sınırdışı edilince Fransa'ya gitmiş ve orada "Muhâliflere Hitabım" adlı bir risale yazmıştır. Risalede Sait Molla İttihat ve Terakki Fırkası ile ittihatçılığa ve ittihatçılara karşı oluşunun nedenlerini; Ankara Hükûmetini, bu hükûmetin yaptıklarını, Lozan Antlaşması ve İngiltere ile Fransa hakkındaki düşüncelerini açıklamakta ve Tevhid-i Efkâr gazetesinde aleyhinde yazılanlara cevap vermektedir.

İttihat Ve Terakki’nin Kurucularından İbrahim Temo’nun Atatürk Ve İnkılâplar Hakkındaki Düşünceleri

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2002, Cilt XVIII, Sayı 52 · Sayfa: 89-105
İbrahim Temo, Osmanlı Devletinin son yıllarında kaderi üzerinde tesirli olan İttihat ve Terâkki Partisinin birinci evresindeki kurucularındandır. Aslen Arnavut kökenli olan İbrahim Temo daha sonra siyasî faaliyetlerine Romanya'da devam etmiştir. 1937'de Mecidiye-Romanya'da yayınlatmış olduğu "Atatürk'ü Niçin Severim' adlı risalesinde, cumhuriyetin ilânı ve inkılâplar sürecini değerlendirmiş, Mustafa Kemal Atatürk'e karşı hissettiklerini Romanya ve Arnavutluk halkı ile paylaşmıştır. Eski bir ittihatçı olarak, İbrahim Temo'nun fikirlerinde, yoğun bir sevgi, saygı ve hatta hayranlık gözlenmektedir. Aynı zamanda, Mustafa Kemal Atatürk ile İbrahim Temo'nun düşüncelerinin benzerlik içinde olduğu tespit edilmiştir.

Doç. Dr. ÜNSAL YAVUZ, Atatürk, İmparatorluktan Milli Devlete, Türk Tarih Kurumu Yayınları XXIV. Dizi-Sa. 10, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara-1990. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1991, Cilt 55, Sayı 212 · Sayfa: 257-268
"İçindekiler" ve "Giriş" dışında, metin kısmı 95, "Kronoloji", "Bibliyografya" ve "Dizin" ile birlikte 117 sayfadan oluşan "Atatürk, İmparatorluktan Milli Devlete" adlı kitabın tanıtımının yapılmasında izlenen yöntemi birkaç cümle ile belirtiyoruz: Her bölüm ele alınarak alıntı yapılan kitapların tesbiti, cümle bozukluklarının saptanması, var olan kronoloji ve bilgi hatalarının gösterilmesinin yanısıra, bölümde anlatılmak istenen düşüncelerin ne ölçüde verilmiş olduğunun belirlenmesi anlatılmaya çalışılmıştır. Ayrıca "Bibliyografya" kısmı ele alınarak değerlendirilmeye çalışılmıştır. Bu arada böyle oldukça geniş, kapsamlı ve "iddialı" sayılabilecek bir konunun değerlendirilmesi sırasında nasıl bir yaklaşımın benimsenmesi gerektiğine çalışılmıştır.

Kurtuluş Savaşı Günlerinde Mustafa Kemal-Enver Çatışması

Belleten · 1990, Cilt 54, Sayı 209 · Sayfa: 381-402
Tam Metin
Birinci Dünya Savaşında yenilgiye uğratılan Osmanlı İmparatorluğu'nu ve yenen İtilaf Devletleri adına İngiltere'yi temsil eden murahhaslar arasında, 30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Bırakışması'nın aktinden dokuz gün sonra, yani 8/9 Kasım gecesi, Osmanlı İmparatorluğu'nu savaşa sürüklemekten sorumlu İttihat ve Terakki Derneği'nin üç önderi -Talat, Enver ve Cemal Paşalar- kimi yandaşlarıyla birlikte, U-67 sayılı Alman denizaltısıyla İstanbul'dan gizlice kaçıyorlardı. Kaçakların hedefi, İngiliz gizli belgelerine bakılacak olursa, Köstence, Türk kaynaklarına göre ise, Kırım kıyılarında, Sivastopol yakınlarında bir sahil kenti olan Gözleve (Evpatorya)'ydı.