3 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • 1924 Anayasası
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

1924 Anayasası’nda Meclis-Yürütme İlişkileri

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1997, Cilt XIII, Sayı 39 · Sayfa: 673-694
1924 Anayasası, 1921 Anayasasından beri açık bir şekilde ortaya çıkan ve fakat dağınık bir manzara arz eden gelişmeleri topluca ifade eden, sağlam yapılı, basit, kendi içerisinde tutarlı, kısa bir anayasadır. Tarihî gelişmenin ürünü olan, yapıldığı devrin ihtiyaçlarına cevapveren "millî karakterli" 34 ve "yerli" bir Anayasa olup, 1921 Teşkilât-ı Esasiye Kanunu'nun dayandığı ilkeleri büyük ölçüde benimseyip geliştirmeye çalışmıştır. Bu çalışmada, kimilerine göre "devrimci bir nitelik taşıyan 5 kimilerine göre ise "devrimciliği kösteklemiş bir metin" 6 olarak tavsif edilen ve "suçlu anayasa" olarak bir zamanlar ilân olunan, zannımızca Türk anayasaları içerisinde aslî kurucu iktidarın en demokratik biçimde kullanıldığı, çerçeve niteliği taşıyan 1924 Anayasasının Meclis-Yürütme Kuvveti İlişkilerini ve bu bağlamda hükümet sistemini ortaya koymaya çalışacağız.

1924 Anayasası

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1986, Cilt II, Sayı 5 · Sayfa: 383-400
Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından 20 Nisan 1924 tarihinde kabul edilen ve bundan dolayı 1924 Anayasası diye adlandırılan metin, gerek içeriği gerek uygulanışı bakımından Türk demokrasi tarihinde ilginç ve özel bir yer almıştır.

Atatürk Devrimlerinin Temel Ögesi Lâyiklik

Belleten · 1978, Cilt 42, Sayı 168 · Sayfa: 603-628 · DOI: 10.37879/belleten.1978.603
Tam Metin
İncelememizin konusu, layik devlet kavramının ve buna bağlı olarak layik hukuk düzeninin açıklanmasıdır. Bu açıklamayı yaparken, Türk toplumuna Atatürk'ün armağanı olan layikliğin, memleketimizdeki tarihsel gelişimi üzerinde kısaca durmanın ve hukuk düzenini layikleştirmenin İslam dinine aykırı düşmeyeceğini, dinsel kaynaklara dayanarak, saptamanın da yararlı olacağına inanıyoruz. Uzun zamandan beri "Hasta Adam" diye anılan ve Birinci Dünya Savaşı sonunda çöken Osmanlı imparatorluğunun üzerinde, Türk milleti tarafından kurulan yeni Türk Devletinin ilk cumhurbaşkanı ve layik cumhuriyet yönetiminin ateşli savunucusu olan ölümsüz Ata'yı anmak için düzenlenen bir toplantıda LAYİKLIK konusunu ele alışımızın nedeni şudur: 1924 Anayasası'nın 2. maddesine 1937 yılında eklenen ve 1961 Anayasa'sının yine 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyetinin niteliklerinden birisi olarak belirlenen Layiklik, yeni Anayasa'mızın 153. maddesinde işaret edildiği üzere, cumhuriyetin ve devrim kanunlarının temelini oluşturmaktadır. Bu önemli niteliğinden ötürü, layiklik; cumhuriyetin kuruluşundan bu yana, memleketimizin siyasal ve sosyal sorunlarının odak noktalarından birisi olma durumunu hâlâ korumaktadır. Bu nedenle de, layiklik kavramı üzerinde çeşitli çevrelerde, çeşitli spekülasyonlar yapılarak, büyük çoğunluğu Müslüman olan halkımızın din duyguları, Anayasa'nın metnine ve ruhuna aykırı biçimde sömürülmektedir. Bu arada hemen belirtelim ki, yasal olan ve olmayan toplantılarda veya gösteri yürüyüşlerinde, layiklik ilkesine aykırı olarak ortaya atılan sloganlar ve dolaylı veya dolaysız olarak yapılan propagandalar, birkaç yıldan beri gittikçe tırmanan silahlı şiddet eylemleri kadar toplumun huzurunu bozmakta, devletin varlığını, ülkenin ve milletin bütünlüğünü sarsacak boyutlara ulaşmaktadır.