4 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Türk Tarih Kurumu
  • Amasya
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Rethinking the German Tokens Uncovered in Amasya, Harşena Fortress and Maidens’ Palace Excavations

Höyük · 2023, Sayı 12 · Sayfa: 201-217 · DOI: 10.37879/hoyuk.2023.2.201
Tam Metin
Amasya, Harşena Fortress which rises from the banks of Yeşilırmak is comprised of three parts. From top to bottom, Harşena Fortress which is also called the upper fortress, the area in front of the rock-cut King Tombs which was called the Maidens’ Palace at the middle and the area called the Lower Palace, today’s Hatuniye District, at the bottom. The 2009-2010 excavations were done in an area north of Harşena Fortress’ cannon tower; excavation seasons of 2011-2013 were done in the area, front of the Royal Tombs in Maidens’ Palace area; excavations of 2017-2019 in Harşena Fortress were done in the area named as the Mosque Area, located at the entrance of the castle, South of the Watchtower. Coin-like tokens which were known from the ancient-time have been utilized for many different reasons. Coins are metallic money which were minted by the political authority, that were used in the trade and had economic value. When the Roman numerical system has been abandoned for the Arabic numerals the usage of tokens for calculation in Europe has also been abandoned. After 16th century tokens were utilized as some type of medal. City of Nuremberg in Germany had been the main producer of tokens. After 17th century tokens got smaller and turned into the game chips. To this day 8 German tokens were uncovered in the excavations in Amasya, Harşena Fortress and Maidens’ Palace. Amasya had always been a trade hub in the Ottoman period. The silk produced in the city had also been a developing trade endeavor in XIX century Amasya. The Germans who settled in the Amasya in this period made contributions to the silk production in the city. Especially this trade with the Germans can explain the German tokens found in the Amasya Fortress.

Amasya-Oluz Höyük Kazısı 2007 Dönemi Çalışmaları: İlk Sonuçlar

Belleten · 2009, Cilt 73, Sayı 267 · Sayfa: 395-422 · DOI: 10.37879/belleten.2009.395
Tam Metin
Amasya, bugüne değin arkeolojik yönden en fazla ihmal edilmiş illerin başında gelmektedir. Her ne kadar "Kral Mezarları" olarak bilinen ünlü Helenistik Çağ kaya mezarları (Res.1) nedeniyle 19. yüzyılın ortalarından beri sıklıkla ziyaret edilip, yayınlara geçtiyse de, yerleşmeler açısından Amasya'daki ilk önemli arkeolojik çalışma, H.H. von der Osten'in Alişar Höyük kazısına başlamadan önce Kızılırmak'ın batısı ile kavsi içinde gerçekleştirdiği yüzey araştırması çerçevesinde yaptığı incelemedir(1). Bu araştırmadan sonra, yörenin yerleşmelerinden gelen buluntular araştırmacıların dikkatini çekmeye başlamıştır.

1997-1999 Yılları Yüzey Araştırmalarında İncelenen Amasya İli Demir Çağı Yerleşmeleri

Belleten · 2005, Cilt 69, Sayı 255 · Sayfa: 467-498 · DOI: 10.37879/belleten.2005.467
Tam Metin
Bu makalede 1997, 1998 ve 1999 yıllarında Orta Karadeniz Bölgesi'nin Kara Kesiminde yer alan Amasya ili Gümüşhacıköy, Merzifon, Suluova ve Göynücek ilçeleri ile Merkez ilçe sınırları içinde gerçekleştirdiğini yüzey araştırmasında incelediğim merkezlerden Demir Çağı yerleşmeleri içerenler ve bunların buluntuları ile Amasya Müzesi'nden bazı önemli örnekler tanıtılmaktadır. Gümüşhacıköy ilçesi, Gümüş beldesinin 20 km kuzeybatısında yer alan ve Büyük Alan ile Sallar köyleri arasındaki Niyazbaba türbesinden adını alan, türbenin 100 m kadar batısında bulunan (bkz. Harita Yer No.1), yaklaşık 4-5 m yüksekliğinde ve 80 x 40 m boyutundaki Niyazbaba Tepesi (Res.1), M. Özsait tarafından gerçekleştirilmiş olan yüzey araştırmaları sırasında saptanmıştır.

Amasya Merkez Eski Şamlar Mezarlığı 1986 Kurtarma Kazısı Raporu

Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 205 · Sayfa: 1715-1720
Tam Metin
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nün 3.3.1986 gün ve 1978 sayılı emirleri ile Amasya İl Merkezi, Eski Şamlar mezarlığı örenyerinde Amasya Müzesi Müdürlüğü'nce bir kurtarma kazısı yapılması uygun görülmüştür. Müze Müdürü Mehmet TEKTAŞ başkanlığında Müze Araştırmacısı Ahmet YÜCE, Memur Naim YILDIRIM, Mehmet ÇAYCI ve Bekçi Şahin KUL'dan oluşan ekiple yapılan çalışmalara 22 Nisan 1986 günü başlanmış, 21 Mayıs 1986 günü tamamlanmıştır. (29) gün süren çalışmalarda ortalama 10 işçi çalıştırılmıştır.