2 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Son 1 yıl
  • Art
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

III. Ahmed Kitaplığındaki Katı’ Tekniğinde Yapılmış Yazma Eser Kapak İçlerinin İncelenmesi

Erdem · 2025, Sayı 88 · Sayfa: 81-100 · DOI: 10.32704/erdem.2025.88.081
Tam Metin
Cilt; bir kitap veya mecmuanın yapraklarını dağılmaktan korumak için yapılan koruyucu kapağa denilmektedir. Ön ve arka kapaklar, miklep, sertab, sırt, iç kapaklar ve şiraze cildin bölümlerini oluşturur. Cilt kapakları kullanılan malzemeye göre sınıflandırılır ve süsleme tekniklerine göre incelenirler. Derinin ince ince oyularak altın zemin üzerine yapıştırılması suretiyle yapılan süsleme müşebbek veya katı’ şemse adını alır. Cilt kapak içleri deri oyma olarak karşımıza çıkar ve sonraları kâğıt oymacılığı şeklinde devam eden katı’ sanatı ile ilgili yapılan araştırmalarda genellikle kâğıt oymalar üzerinde durulmuş, deri oymacılığı araştırmalar yeterince yer bulamamıştır. Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi Türkiye’nin en zengin yazmalarına sahip bir ihtisas kütüphanesidir. III. Ahmed Kitaplığı da bu kütüphane içerisinde yer almaktadır. Bu makalenin konusu III. Ahmed Kitaplığında bulunan katı’ tekniğinde yapılmış yazma eser kapak içleridir. III. Ahmed Kitaplığında yer alan 15 ve 16. yüzyıl tarihli olan 5 cildin (TSMK, A.242, A.3169, A.1357, A.21, A.1585) kapak içi bezemesinde katı’ sanatı tespit edilmiş ve betimsel araştırma yöntemi kullanılarak tezyinatları açısından incelenmiştir. III. Ahmed Kitaplığındaki ciltlerin niteliği, cilt sanatı açısından bilimsel olarak tanıtılması amaçlanmıştır. Cilt sanatının önemli bir bölümünü oluşturan kapak içi süslemeleri açısından yapılan çalışmalardaki eksiklikleri gidermek, dönem özelliklerini belgelemek, Türk sanatı açısından oldukça önemlidir. Yazma eserlerin katı’ sanatlı kapak içlerinde mühür ya da mücellitlerle ilgili bilgiye rastlanmamıştır. Ciltlerin kapak içleri kahverengi ve vişne çürüğü renk deri ile kaplanmıştır. Kapak içlerinde bordür, köşebent, şemse, salbek, miklep, sertab bölümlerinde katı’ tekniği görülür. Ayrıca iç kapak üzerinde yer alan şemse ve miklepteki dendanlı form uygulaması, köşebentlerde Baba Nakkaş üslubunda içeriye doğru kıvrımların yer alması, Fatih döneminin özelliklerindendir. Şemseler dışında tam zeminli ciltler de bulunmaktadır. Kitapların kapak içleri genellikle lacivert, mavi, yeşil, altın, sülyen, siyah zemin üzerinde derinin oyulması ile yapılmış katı’ tekniği tezyinata sahiptir. Katı’ uygulamalarının deri üzerinde geleneksel motiflerin nasıl bir tasarımla uygulanmış olduğunun bilinmesi adına yapılan tespitlerde ayrıca önem arz etmektedir. Desenlerde Selçuklu tezyinatını devam ettiren rumi motifi, bitkisel motif kullanılmış ve 15. yüzyılda kullanılmaya başlanan bulut motifi de rumi motifinin yanına eklenmiştir. Yazma eser iç kapaklarının diğer kütüphanelerdeki örneklerle de karşılaştırması yapılmıştır. 15 ve 16. yüzyıl cilt iç kapak bezemelerinde yüzyıllar arası geçişler çok keskin değildir. Her yüzyılda bir önceki yüzyılın geleneğinin devamıyla birlikte şekil ve bezeme bakımından katı’ sanatlı yazma iç kapaklar, dış kapak tarzında yapılmış, dönemin cilt üslubu ve tezyinat programını yansıtmaktadır.

Şiirin Resmi Resmin Şiiri: Ahmet Haşim ve O Belde Şiiri

Erdem · 2024, Sayı 86 · Sayfa: 97-116 · DOI: 10.32704/erdem.2024.86.097
Tam Metin
Sanatın her alanında disiplinler arası ilişkiler kurularak, sanatçıların kendi alanları dışında farklı disiplinlerden etkilenmeleri sağlanmıştır. Bir şiirin resim ile ilişkisini ele aldığımız bu makalede; Ahmet Haşim’in poetikası ve resim sanatı arasındaki yakın bağı ortaya koymaya çalışacağız. Bu bağlamdan yola çıkarak, genelde resim ve şiir ilişkisi, özelde Ahmet Haşim’in O Belde şiiri temel alınarak poetikası ve resim hakkındaki düşünceleriyle destekleyip, şiirin resimle olan ortaklığına vurgu yapılacaktır. Ahmet Haşim’in O Belde şiirinin belirli imgeler yardımı ile resim sanatına uyarlanışı amaçlanmıştır. Bunu yaparken sözlü ve yazılı yolla ifade etmenin yanı sıra görsel ifade yöntemine de başvurulmuştur. Bu makale ile bugüne kadar mücerret olan renk ve ışığı müşahhas hale getirmeyi amaçladık. Resim ve şiir; tarihin şekillendiren çarkında yerlerini belirlerken, ortaya konulan ürünlerle de sonraki nesillerin tohumlarına can suyunu serper. Resim ve şiir, sözel ve görsel sanatlar olarak çoğu zaman sanatın ayrı dalları olarak çalışılsa da sanatsal bilimlerin aynı çatısı altında varlıklarını yürütürler. Şiirde de resimde de ortak bir kavram kabul edilen imgeden yola çıkarak fizik ve metafizik boyutlara ulaşılan bir ilişki ağıdır. İnsan, edindiği tüm kazanımlarıyla sanatsal yaratımın bir parçasıdır. Ortaya koyduğu ürünler ise kendi varlığından kopan özlerdir. Organik bütünlüğün bir gereği olarak insanın, varlığını ispat ve ifade etme yönelimleri vazgeçilmez bir gerçektir. Her insan özel kabul edildiğinde, insani ifade biçimleri dünyaya gelen insan sayısıyla eş değerdir. Resim ve şiir sanatları kendi alanlarında güçlü ifade yöntemleridir. Şiir, varlığını betim gücüyle resme dönüştürebilir. Türk edebiyatında çoğu şair şiirlerini yazarken aynı zamanda görsel şölen oluşturmaya da özen gösterir. Türk şiir dünyasının Fecr-i Âti dönemi şairlerinden Ahmet Haşim’in O Belde şiiri de resmin şiirsel ahengi içerisinde bir tabloda görülmeye değer. Şiir dünyasının imgesel anahtarlarıyla resim dünyasındaki kapıların kilidi renkler, semboller ve sezgiler ile açılabilir. Ahmet Haşim’in bir bütün olarak hayatı ve sanat anlayışı ortaya konulurken, resim ve şiir ilişkisinin bu bütünlükteki yeri de belirlenmiştir. O Belde şiirinden yola çıkarak O Belde resmine varana kadar, şiirin ve resmin birbirini tamamlayan ve besleyen tarafları incelenmiştir. O Belde şiirinin belirlenen metaforları üzerinden Haşim’in hayatına uzanan bir yol çizilerek, bilinen Haşim kalıplarının ötesinde şiire yeni bir yorum getirilmiştir. Şiirin sembolik dil ile ifadesi; anne, çocukluğa duyulan özlem, mâna ve hayatı ve sanatına şamil olan bir ütopya motifi ile tasvir edilir.