6 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Türk Tarih Kurumu
  • Aydın
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Tire-Ayaklıkırı'ndan Bir Lagynos

Belleten · 2001, Cilt 65, Sayı 243 · Sayfa: 541-546
Tam Metin
Ayaklıkırı Köyü Tire ilçe merkezinin batısındadır. Yakınında bulunan Hasançavuşlar, Kurşak, Kumtepe ve Darmara köyleri ile civarlarında nekropol alanları, tümülüsler ve yerleşimlere ait yapı kalıntıları saptanmıştır. Söz konusu lagynos Tire Müzesi'ne 779 envanter numarası ile kayıtlıdır ve Tire'nin Ayaklıkırı Köyü'nde bulunmuş olup Fahri Bulgurcu tarafından müzeye hediye edilmiştir. Tire'nin Ayaklıkırı Köyü'nde bulunmuş olan bu lagynos 13, 1 cm. yüksekliğe, 3 cm. ağız çapına ve 6, 3 cm. kaide çapına sahiptir. Kiremit rengi ve mikalı hamuru vardır. Hafif dışa çekik ağızlı, ince-uzun boyunlu ve yivli kulpludur. Gövdenin en geniş yeri ortadadır. Kaide halka biçimlidir. Omzunda fırça vuruşlarıyla yapılmış oranj renkte girlandlar, gövdenin en geniş yerinde kalın bir bant ve gövde altında ince tek bir bant yer alır. Kaide tek bir bant halinde boyanmıştır. Büyük bir kısmı kireçle kaplı olan lagynos tamdır.

Aphrodisias. Araştırmalar-Kazılar-Tarihçe

Belleten · 1989, Cilt 53, Sayı 207-208 · Sayfa: 553-564
Tam Metin
Antik Aphrodisias kenti, Aydın ili Karacasu ilçesinin Geyre köyü yakınlarındadır. İzmir yönünden, Aydın-Denizli karayolu izlenerek gelinirse Kuyucak'ı 4 km. geçtikten sonra güneye, Karacasu'ya ayrılan yola sapılarak 29 km. lik asfalt bir yolla Aphrodisias'a ulaşılır.

Antik Alinda Kentindeki Pazar Yapısı

Belleten · 1987, Cilt 51, Sayı 201 · Sayfa: 1117-1138 · DOI: 10.37879/belleten.1987.1117
Tam Metin
Bu yazımızda konu edeceğimiz yapı, Batı Anadolu'da, Aydın ili Çine ilçesine bağlı Karpuzlu bucağındaki ören yerinin en görkemli kalıntısıdır. Karya Satrabı Maussollos'un kızkardeşi Kıraliçe Ada'nın Halikarnassos'tan ayrılmak zorunda kaldığı İ.Ö. 340 yıllarında yerleşmiş olduğu antik Alinda kenti üzerinde bugüne dek yeterli araştırma yapılmamıştır. Burada yapılacak kazı ve araştırmaların, kentin çözümlenememiş ya da çözümlendiği kabul edilen birçok sorunlarına açıklık getireceği, buna bağlı olarak mimarlık tarihine, kent plancılığına ve Hellenistik Çağ mimarlığına yeni boyutlar kazandıracağı gerçektir. İşte bu düşünceden hareketle kentin göze en çok çarpan yapılarından birini olanaklarımızın elverdiği ölçüde daha ayrıntılı olarak tanıtmak ve bazı sorunlarının çözümüne yaklaşımlarda bulunmak amacındayız.

Urartu kemer parçaları üzerine bir tanıtım

Belleten · 1986, Cilt 50, Sayı 197 · Sayfa: 403-412 · DOI: 10.37879/belleten.1986.403
Tam Metin
80'li yılların başında Aydın'da ele geçirilen bir küme eski eser içinde, iki parçadan oluşan ve aynı kemere ait olan bronz Urartu yapıtlarını bu satırlarda kısaca tanıtmak arzusundayız.

Mısır Valisi Mehmed Ali Paşa Kuvvetleri Tarafından Saruhan, Aydın ve İzmir'in İşgaline Dair Vesikalar

Belleten · 1983, Cilt 47, Sayı 185 · Sayfa: 1-30 · DOI: 10.37879/belleten.1983.1
Tam Metin
Tarihlerde görüldüğü üzere Napoleon Bonaparte tarafından 1213 (1789)da Mısır'ın işgali esnasında burasını geri almak için kara ordusundan başka deniz yoluyle sevkedilen kuvvetler arasında Kavala'dan da buranın çorbacı yani yeniçeri bölük kumandanı Hüseyin Ağa'nın oğlu Halil kumandasiyle bir miktar kuvvet yollanmıştı, bunlar arasında Hüseyin Ağa'nın yeğeni Mehmed Ali de vardı. Mısır'ın kurtuluşundan sonra Arnavutluk'tan v.b. taraflardan giden başı bozuk kuvvetlerle beraber Mehmed Ali de Kavala'ya dönmeyerek yanındaki bir kısım gönüllü ile beraber Mısır'da kalmıştı. Zeki ve faal ve aynı zamanda haris olan bu kimse durumu kendisinin yükselmesi için uygun görerek türlü entrikalarla Mısır'a tayin edilen valileri buradan atlatarak nihayet 1220 Rebiü'l-evvel (1805 Haziran)de vezirlikle Mısır valiliğine tayin edildi.

Sancağa Çıkarılan Osmanlı Şehzadeleri

Belleten · 1975, Cilt 39, Sayı 156 · Sayfa: 659-696 · DOI: 10.37879/belleten.1975.156-659
Türk devletlerinde zabtolunan bir memleket, onu zabtetmiş olan hanedanın müşterek malıdır. Bu kanun üzere o hanedanın büyüğü olan uluhan memleketi varisleri arasında taksim ettiğinden hanedan azasından her prens veya şehzade uluhan'a tabi olarak kendisine ait memleketi idare ile devlet muamelâtında bütünlüğü muhafaza ile ulu hakanı metbü tanır. Umumi olarak kaydettiğimiz bu töre bütün Türk devletlerinde tatbik edildiği gibi, büyük Selçuklular, Anadolu Selçukluları, Anadolu Beylikleri ve nihayet Osmanlılarda da bazı tadilat ile bu veraset kanunu tatbik olunmuştur. Devlet merkezinin kuvvetli olduğu zamanlar varis olan hanedan azasından saltanata geçmek ihtirasını göstermek isteyenler arzularını yerine getiremeyüp kanunu bozamamışlarsa da merkezin zaafı ve Ulu Bey'in yani hükümdarın aczinden istifade edenler düzeni zedeleyerek emellerine nâil olmuşlardır.