17 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Azerbaijan
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

Bir Anti-Homosovyetikus: Bahtiyar Vahapzade

Erdem · 2010, Sayı 57 (Bahtiyar Vahapzade Özel Sayısı) · Sayfa: 9-19
Tam Metin
Homosovyetikus, Bolşevik İhtilali'nden sonra Sovyetler Birliği'nde yaratılmaya çalışılan ve tarihinden, kültüründen, inanç ve geleneklerinden koparılmış; milliyetsiz, ateist/dinsiz insanlardan oluşan Sovyet vatandaşı tipinin ortak adıdır. Bu çalışmada ataya, anaya, tarih ve geleneğe saygı ve bağlılığı dile getirdiği şiirleriyle bütünüyle bir antihomosovyetikus olan Bahtiyar Vahapzade'nin fikirleri ve mücadelesi anlatılmaktadır.

Moğol İstilası Öncesi Azerbaycan’ın Sosyo-Ekonomik Yapısı Hakkında

Belleten · 2008, Cilt 72, Sayı 265 · Sayfa: 889-910
Tam Metin
Azerbaycan bölgesi, Selçuklulardan önce de Türk topluluklarının değişik zamanlarda geldikleri bir uğrak yeriydi. Fetihlerle Müslümanların eline geçtikten sonra yaşanan büyük medeni canlanıştan burası da nasibini almıştı. Selçuklular devrinde sağlanan huzur ve güvenlik ortamı gelişmeleri daha da hızlandırdı. Şehirler yeniden imar edilmeğe ve buralarda medreseler, câmiler, hastaneler, saraylar, hanlar, hamamlar, düzenli yollar, çeşmeler vs. gibi devrin medeni ihtiyaçlarına cevap verebilecek tesisler yapılmağa başlandı. Bu, ekonomik ve sosyal gelişmelerin tabii bir sonucu idi. Bunu daha iyi anlayabilmek için, Selçuklulardan önce, Selçuklular devrinde ve sonrasında yaşamış belli başlı coğrafyacı ve seyyahların eserlerine dayanarak Azerbaycan'ı şehirleri ile birlikte tanımak gerekecektir.

Selçukluların Yıkılışından Sonra Irak ve Azerbaycan'ın Durumu

Belleten · 2007, Cilt 71, Sayı 262 · Sayfa: 891-908
Tam Metin
Irak Selçukluları Devleti, Sultan II. Tuğrul'un 17 Mart 1194 tarihinde Rey yakınlarında yapılan savaşta Harezmşah Tekiş'e yenilip, öldürülmesinden sonra tarih sahnesinden çekilmekteydi(1). Aslında bu olay, yaklaşık 40 yıldır devletin bünyesinde yaşanan birtakım siyasî çalkantılar sebebiyle, büyük ölçüde yıpranmış olan bu devlete son ve öldürücü darbenin vurulmasından başka bir şey değildi.

Bakü’de (Mart 1918) Ermenilerin Türettikleri Soykırım ve Edebiyattaki Yansımaları

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2004, Cilt XX, Sayı 60 · Sayfa: 675-686 · DOI: 10.33419/aamd.702668
30 Mart 1918 yılında Baku'de Ermeniler Türkleri katletmeye girişmişlerdir. Bu girişimle birlikte Baku savaş alanına dönmüştür. Bolşevik-Er- meni Komitesi 1 Nisan 1918'den itibaren ise Askeri birlikler eşliğinde taarruza başladılar. Katliam tam üç gün devam etti. Şehirde cesetlerden başka hiç müslüman kalmamıştı. Bu çalışmada 30 Mart 1918'de Ermeniler tarafından Bakü'de yapılan soykırım ve bunun Azerbaycan Edebiyatı'na yansımaları işlenmektedir.

Azerbaycan'ın Mereze Köyü'nde Diri Baba Türbesi

Belleten · 2001, Cilt 65, Sayı 243 · Sayfa: 583-590
Tam Metin
20 Temmuz 1997 tarihinde Azerbaycanlı bilim adamı Prof. Dr. Süleyman ELİYARLI ve müzeci eşi Mira hanım, Sanat Tarihçisi Tülin ÇORUHLU ve Yüksek Lisans öğrencimiz İslam HÜSEYNOV ile birlikte Şamahı şehrine bir ziyaret gerçekleştirdik. Şamahı yolu üzerindeki duraklarımızdan birisi Mereze Köyü idi. Bu köydeki çok ilgi çekici bir mimari eseri ziyaret etmek ve son durumu üzerinde incelemelerde bulunmayı istiyorduk. Şamahı'ya giden ana yoldan ayrılan ve bir vadiye doğru yönelen yolu takib ederek Mereze Köyü'ne ulaştık. Mereze Köyü aynı zamanda önemli bir halı merkezi idi. Burada Şirvan halıları grubuna giren Mereze halıları dokunmaktaydı. Toprak yolun bir tarafında yer alan sahada köy evleri, diğer tarafta ise genel görünüşü ile Ahlat mezarlığını hatırlatan büyük bir Türk (Oğuz / Türkmen) mezarlığı bulunuyordu. Mezarlığın ve köyün arkasında, bir vadi ve sözü edilen köy mezarlığı ile vadiye bakan yamaçta da Diri Baba Türbesi olarak anılan mezar anıtı yer almaktaydı.

Milli Mücadele’den Cumhuriyet’e Türk-İran İlişkileri, 1919-1925

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2000, Cilt XVI, Sayı 48 · Sayfa: 769-796
Bu makale Birinci Dünya Savaşı'nm sonundan İran'da Rıza Şah'm tahta geçtiği 1925 yılma kadar Türk-İran ilişkilerini incelemektedir. İki ülkede de yeni rejimlerin kurulduğu bu dönemde, bir yandan milliyetçi, antiempeıyalist, tam bağımsızlıkçı ve Batıcı yeni rejimlerin arasında ilişkiler her gün biraz daha gelişirken; diğer yandan iki ülkede de yeni rejimler yerleştikçe geçmişteki problemlerin izlerinin tekrar ortaya çıkmaya başladığı görülmektedir. Türk-İran ilişkileri bu dönemde sınır meseleleri, etnik unsurlar, ikili siyasi ilişkiler konuları etrafında oluşmaktadır. Türk-îran ilişkilerine bu dönemde anlaşmazlık ve işbirliği olmak üzere iki temel boyut hakimdir.

Azerbaycan-Osmanlı Siyasi-Askeri İlişkileri (1917-1918)

Belleten · 2000, Cilt 64, Sayı 240 · Sayfa: 509-522
Tam Metin
Kafkasya'ya ait problemlerin çözümünde ilgili olan Osmanlı, çeşitli devletlerin destekledikleri Ermenilerin Azerbaycan topraklarına tecavüz etmesine ilgisiz kalamazdı. Bu durum aslında aşağıdaki nedenlere bağlıydı. a) Bazı devletlerin Ermenileri korumak adı altında ve onların aracılığı ile Transkafkasya'da güçlenmek amaçları, bununla da Osmanlı İmparatorluğu için doğrudan belli tehlike oluşturmaları, b) Ermenilerin Türkiye ve Azerbaycan toprakları hesabına "Büyük Ermenistan" kurmak arzuları; c) Azerbaycan'ın Türk Müslüman nüfusunun maksatlı soykırımı siyasetine uğraması, siyasi-askeri yardıma kesin ihtiyaç duyması vs. 1917 yılının sonlarına doğru Ermeniler bölgedeki amaç ve siyasetlerini tam olarak açıkladıklarında ve Azerbaycan sınırlarında çok sayılı zorakilik hareketlerine başvurduklarında, Osmanlı bazı önlemler almak zorunda kaldı. Bu konuda ilk olarak Transkafkasya'da askeri operasyonları durdurmak ve durumu sabitleştirmek yolunda gösterilen diplomatik girişimleri belirtmek lazımdır. Bu girişimler içerisinde Osmanlı Devleti ile Güney Kafkasya komiserliği arasında 05 Aralık 1917 yılında imzalanan 14 maddelik Erzincan Mütarekesi önemlidir.