3 sonuç bulundu
Dergiler
- Belleten 3
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler
- Büyük Selçuklu İmparatorluğu 3
- Anadolu 2
- İslam 2
- Türkler 2
- 1071 1
Malazgirt Meydan Muharebesinin Diğer Meydan Muharebeleri Arasındaki Yeri ve Önemi
Belleten · 1989, Cilt 53, Sayı 206 · Sayfa: 375-380
Özet
Malazgirt Meydan Muharebesinin 918. yıldönümü münasebetiyle sizlere hitap etmekten kıvanç duyuyorum. Türk milleti uzun tarihi boyunca birçok mutlu günler yaşamıştır. Türkler bu mutlu günlerini büyük bir coşkunlukla kutlarlar. Türkler'in mutlu günlerinin başında kazandıkları zaferler gelir. Kutlamalarda büyük şenlikler yapılır, şölenler verilir, sazlı-sözlü toplantılar düzenlenir. Buralarda ozanlar kahramanların yiğitliklerini dile getirirler. Bunlar sonradan destan haline gelir. Oğuz destanı, Manas destanı, Dede Korkut hikayeleri gibi. Buna Türk milletinin hüzünlü ve sevinçli zamanlarını destan dili ile anlatan Orhun Kitabelerini de ilave edebiliriz. Bu kutlamalar, Türk milletinin kendine olan güvenini artırır; onu gerektiği zaman yeni zaferler kazanmaya teşvik eder. İşte bu sebeple, Gazi Mustafa Kemal'in sevk ve idare ettiği Başkumandanlık Meydan Muharebesi her yıl kutlanmaktadır. Bu mutlu günlerden biri de Malazgirt zaferinden sonra yaşandı. Üstün düşman güçlerine karşı kazanılan bu zaferden dolayı yalnız Türk dünyası değil, bütün İslam dünyası sevince gark oldu. Çünkü bu zafer Türklüğün olduğu kadar, İslâmlığın da zafere idi. Nitekim Bağdad Abbasi Halifesi Alp Arslan'ın zaferi için dua etmelerini İslam dünyasına emretmişti. Malazgirt Meydan Muharebesi, İstanbul'un fethi gibi, tarihin dönüm noktalarından biridir, bu bakımdan son derece önemlidir. Malazgirt Meydan Muharebesi, bilhassa Türk tarihi bakımından bir dönüm noktasıdır. Çünkü, bu savaş sonunda asıl vatan Orta-Asya'dan binlerce kilometre uzakta, Asya'nın batı ucunda yeni bir Türk vatanı meydana gelmiştir. XX. asırda Türklerin Anadolu'dan hürriyet içinde yaşadıkları başka vatanlarının olmayışı burasının önemini bir kat daha artırmaktadır.
Selçuklu Ordusu
Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 202 · Sayfa: 91-100
Özet
Tam Metin
Aslında bütün Türk orduları ortak özelliklere sahip olduklarından, mesela bir Gök Türk ordusu, Karahanlı ordusu, bir Selçuklu ordusu söz konusu olmamak gerekir. Ancak, aralarında yapı bakımından olmasa bile, fonksiyonları bakımından büyük farklar vardır. Bir kısım Türk orduları o zamanın bilinen üç kıtasında imparatorluklar kurarken, bir kısmı yurt kurmuşlar, bir kısmı kurulan yurtları korumuşlar ve yurdu tabii sınırlarına ulaştırmışlardır. Bir Türk ordusu da kurulan yurdu kurtarmıştır. İşte biz bu yazımızda Anadolu'da Büyük Selçuklu İmparatorluğu orduları tarafından kurulan Anadolu yurdunu koruyan ve genişleten Anadolu Selçukluları ordusundan söz edeceğiz.
Gazzalî ve Felsefesi
Belleten · 1986, Cilt 50, Sayı 198 · Sayfa: 621-636 · DOI: 10.37879/belleten.1986.621
Özet
Tam Metin
Gazzalî, H.450/M.1058 yılında Tus şehrinde doğdu. Küçük yaşta babasını kaybettiğinden baba dostu Yusuf Nessac adında saygıdeğer bir zatın himayesi altında tahsiline devam etti. Yusuf Nessac gerek Ebu Hâmid al-Gazzalî ve gerekse onun küçük kardeşi Ahmet al-Gazzalî'nin yetişmesiyle babalarından kalan para tükeninceye kadar uğraştı. Daha sonra bu çocuklara bir medreseye sığınmalarını tavsiye etti. Ebu-Hâmid al-Gazzalî Tus'ta Ahmet İbni Muhammed ar-Razkanî adlı bir bilginden fıkıh öğrendi. Sonra Gürcan'a gitti. Gürcan'da Ebu'l-Kasım el-İsmailî'den dersler aldı. Yeniden Tus'a döndü. Nihayet Nisabur'a giderek Nizamiye Medresesi rektörü İmamü'l-Haremeyn'in derslerine devam etmeye başladı. Ondan Mezhepler Tarihi, Fıkıh Usûlü, Mantık, Din Felsefesi öğrendi. Kelâm ilminde derinleşti. Öğrenci arkadaşları arasında kısa zamanda ön safa geçti. İmamü'l-Haremeyn H.478 /M.1085 te ölünce Bağdad'da bulunan başbakan Nizamülmülk'ün yanına gitti. Burada yapılan bilimsel bir tartışmada Gazzalî bütün konuşmacıları yendi. Nizamülmülk'ün takdirini kazandı. Nizamülmülk onu Bağdat'taki Nizamiye Medresesi'nin yani Üniversitesinin başkanlığına tayin etti. Ve ona dinin süsü anlamına gelen "Zeynüddin" ünvanını verdi. Gazzalî ye İslâmiyet'in öteki dinlerden ve felsefelerden üstün olduğunu ispatlamaya girişmesinden ötürü "Huccetü'l-İslam" dendiği de bilinmektedir. Hatta bu II nci ünvanı I incisinden daha çok tanınmıştır.