4 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Büyük Selçuklu Devleti
Dergiler
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Mu‘izz'î: 11. Yüzyıl “Farsça Gazelin Öncüsü”

Erdem · 2019, Sayı 76 · Sayfa: 117-138 · DOI: 10.32704/erdem.572917

ÖZ

Büyük Selçuklu Devleti sarayında meliküşşü'arâ unvanıyla yarım asrı aşkın bir süre bulunan Emîr Mu'izzî (öl. 518-521/1124-1127), methiye konulu şiir yazma özelliğiyle esas kimliğini kazanmış Büyük Selçuklu saray şairidir. Büyük Selçuklu Devleti'nin sultanları, emîrleri, vezirleri ve önemli tarihî şahsiyetleri için şiirler söyleyen Mu'izzî'nin şairlikteki başarısı, eski ve yeni bütün şahsiyetler tarafından kabul görmüştür. Gerek eski edebiyatçılar gerekse son dönem edebiyatçıların eserlerinde Mu'izzî'nin yer alması, şairliği hususunda özellikli oluşunu göstermektedir. Ayrıca birçok edebiyat tarihçisi tarafından Farsça gazelin öncüleri arasında zikredilen Mu'izzî, Fars edebiyatında gazel nazım şeklinin temelini atmış şairlerden sayılmaktadır. Mu'izzî'nin bazı gazellerine bakıldığında ise kendisinden önceki şairlere göre onun yeni mazmunlar üretmede ve gazeli olgunlaştırmada ilk şairlerden olduğunu söylemek mümkündür. Çünkü Mu'izzî, gazel nazım şekline getirdiği yenilik ve anlayışla, diğer gazel şairlerinden ayrılır. Fars edebiyatının en önde gelen gazel şairlerinden olan Hâfız, Mu'izzî'nin birçok mazmununu incelemiş ve gazellerinden istifade etmiştir. Bunun yanı sıra Senâ'î-i Gaznevî'nin de gazelde Mu'izzî'yi takip ettiği, aynı şekilde Enverî, Zahîreddîn-i Fâryâbî ve Attâr-i Nîşâbûrî gibi meşhur gazel söyleyen şairlerin de Mu'izzî'yi örnek aldığı bilinmektedir. Ancak gazel, Mu'izzî'nin devrinde bir şekilde kendi bağını tegazzül ile birlikte kasideden ayırmış ve müstakil bir nazım türü olma yolunda ilerlemiştir. Mu'izzî'nin dönemi de bu bağlamda gazel kalıplarının henüz tomurcuklanmaya başladığı ve olgunluğun ilk evrelerine geçildiği bir dönem olarak düşünülmekteydi. Gazel söylemenin aslının, sevgiliyi övmek olduğu ancak Mu'izzî'nin bu bahis haricinde tarihî ve hikemî konulara da gazellerinde yer vermesi, gazeli, klasik gazel kurallarına uygun olarak kullanmasının yanı sıra gazel tarzının, Mu'izzî'nin methiyeci yönü ve üslubuyla bütünleştiğini de göstermektedir. Çünkü Mu'izzî, esas ününü kasideciliğiyle kazanmıştır. Hâfız gibi en büyük gazel şairinin ve çağdaşı birçok şairin gazelde Mu'izzî'nin kullandığı teşbih ve betimlemelerden yola çıkarak onun gazelleri ile üslubunu örnek alması, kendi döneminin gazel nazım şeklinde inisiyatif sahibi bir şair olarak önemli bir rol oynadığını açıkça göstermektedir. Dîvânındaki bütün şiirleri incelendiğinde, Mu'izzî'nin gazelcilik yönünün ve gazeldeki ustalığının, aslında Mu'izzî'nin methiye söylemedeki başarısından kaynaklandığı yadsınamaz bir gerçektir. Ayrıca Mu'izzî'nin klasik şiirde kaside ve gazeli birleştiren, tabiri caizse kasideyi gazele ilhak eden bir şair olduğunu da söylememiz mümkündür. Zaten o zamanlar gazel, yenilik arayışlarının da etkisiyle şeklen gazel biçiminde yazılmış, manası geleneksel kasideleri andıran methiyelerden ibaret sayılmıştır. Bunun neticesinde Mu'izzî de çoğu zaman gazele kasidenin görevini ve özelliklerini yüklemiştir, ancak bu yola başvururken şairliğinden ve şiirinden taviz vermemiştir. Fars edebiyatçıları ve edebiyat tarihçileri de Mu'izzî'nin, Farsça gazel nazım şeklinin temelini atan ve gelişmesinde en büyük katkısı olan şairlerden biri olduğunu savunmuşlardır. Bu beyanlar doğrultusunda Mu'izzî'nin, Fars edebiyatının ve özellikle kendi döneminin ilk dönemlerinde meşhur gazel şairleri zümresinden sayıldığı anlaşılmaktadır.

İlginç Yönleriyle Sultan Melikşah

Belleten · 2005, Cilt 69, Sayı 255 · Sayfa: 517-538
Tam Metin
Büyük Selçuklu Devleti'nin azamet devrinin hükümdarı olarak tarihe geçmiş olan Sultan Melikşah, 6 Ağustos 1055'de dünyaya gelmiştir. Daha küçük yaşlarda iken babası Sultan Alp Arslan'la birlikte sefere çıkmak suretiyle, devletin fetih planları çerçevesinde, görev yapmaya ve dolayısıyla da tecrübe kazanmaya başlamıştı. Onun çıktığı seferler sırasında kazandığı başarılar nedeniyle Sultan Alp Arslan, son derecede sevinmiştir I. Daha sonra Alp Arslan, oğlu Melikşah'ı Karahanlı hanedanına mensup olan Celâliye Terken Hatun'la Merv kentinde evlendirdi. Alp Arslan, Üstyurt ve Mangışlak'a sefer düzenledikten sonra Nişabur'a yakın Râdgân kentinde büyük bir tören düzenleterek "Oğlu Melikşah 'ı veliaht yaptığını" açıkladı ve Selçuklu emirlerine "Kendisinden sonra Melikşah'ı sultan olarak tanımaları hususunda teker teker ant içirdi, hil'atler verdi ve "Yönetimine Melikşah 'ı atadığı Şiraz ve İsfahan kentlerindeki camilerde, kendi adından sonra onun adının da hutbelerde okutulmasını" emretti ve onun emrine 15 bin kişilik bir askeri birlik de verdi, daha sonra da Melikşah 'ı, omuzunda hükümdarlık ve tâbiilik simgesi olan eyer örtüsü (gâşiye) olduğu hâlde, ata bindirip onun önünde birkaç adım yürüdü.

T. HODJANİYAZOV : Katalog monet gosudarstva Velikih Sel'djukov (Büyük Selçuklu Devleti'nin Sikke Kataloğu) Red.: M. Masson. Aşkabat 1979 "Ilım". 175 S. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1980, Cilt 44, Sayı 175 · Sayfa: 584
Tam Metin
Yazar, yukarda tanıtılan kitabın ikinci bölümünü oluşturan bu kitabın, bilinen tüm Büyük Selçuklu sikkelerinin ilk koleksiyonu olduğunu belirtmektedir. Katalogda, Sovyetler Birliği ve öteki ülkelerde bulunan, Büyük Selçuklu Devleti'ne ait tüm sikkeler tanımlanmakta, Aşkabat, Taşkent, Bakü ve Devlet Ermitaj müzesi koleksiyonlarında bulunan ve daha önce yayımlanmamış olan sikkelerin bir kısmı ilk kez yazar tarafından incelenmektedir. Kitapta, Türkmenistan topraklarında çeşitli zamanlarda 6 gömüden elde edilen sikkeler tanıtılmaktadır: 1889 yılında, Merv vahasında Talhatan-Baba yakınında bulunan ve XI. yüzyılın ikinci yarısına ait olan altın-gümüş alaşımı sikkeler; 1963 yılında Tahta-Pazar'da bulunan ve XII. yüzyıla ait olan bakır sikkeler; 1963 yılında Kunya - Urgenç'te bulunan ve XII. yüzyıla ait olan altın dinarlar; 1966 yılında Tahta-Pazar'da bulunan ve Sultan Sencer'e ait olan altın kaplı gümüş dinarlar; 1967 yılında Tahta-Pazar'da bulunan ve XI. yüzyılın ikinci yarısına ait olan altın-gümüş alaşımı dinarlar; 1968 yılında Türkmen-Kalin bölgesinde bulunan ve XI. yüzyılın sonu ile XII. yüzyılın başına ait olan altın dinarlar ve altın kaplı gümüş dinarlar.

T. HODJANİYAZOV: Denejnoe obrasçenie v gosudarstve Velikih Sel' djukov (Büyük Selçuklu Devletinde Para Tedavülü) Aşkabat 1977 "Ilım". 120 S. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1980, Cilt 44, Sayı 175 · Sayfa: 583
Tam Metin
Bu kitapta Büyük Selçuklu Devleti'nde ilk sikke basımından başlayarak, Sultan Sencer'in ölümüne dek, para tedavülünün tarihi ve nümizmatik verileri ışığı altında ülkenin siyasal tarihi incelenmektedir. Kitap şu bölümlerden oluşmaktadır: Selçuklu Devleti'nin ortaya çıkışı ve ilk sikkelerin basılışı ; XI. yüzyılın ikinci yarısında Selçuklu Devleti'nde para tedavülü (1063-1092); Melikşah'ın ardılları zamanında para tedavülü; Büyük Selçuklu Devleti'nde iç karışıklıklar ve devletin parçalanması; İç karışıklıklar döneminde para tedavülü; Sultan Sencer döneminde para tedavülü; Sonuç. Kitabın sonunda ise ekler, tablolar ve bunlara ilişkin açıklamalar; sikkelerin basıldığı darphaneler ve basılış tarihleri; Büyük Selçuklu sultanlarının ünvanları ve kısaltmalar listesi yer almaktadır.