17 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Türk Tarih Kurumu
  • Batı Anadolu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Antik Alinda Kentindeki Pazar Yapısı

Belleten · 1987, Cilt 51, Sayı 201 · Sayfa: 1117-1138 · DOI: 10.37879/belleten.1987.1117
Tam Metin
Bu yazımızda konu edeceğimiz yapı, Batı Anadolu'da, Aydın ili Çine ilçesine bağlı Karpuzlu bucağındaki ören yerinin en görkemli kalıntısıdır. Karya Satrabı Maussollos'un kızkardeşi Kıraliçe Ada'nın Halikarnassos'tan ayrılmak zorunda kaldığı İ.Ö. 340 yıllarında yerleşmiş olduğu antik Alinda kenti üzerinde bugüne dek yeterli araştırma yapılmamıştır. Burada yapılacak kazı ve araştırmaların, kentin çözümlenememiş ya da çözümlendiği kabul edilen birçok sorunlarına açıklık getireceği, buna bağlı olarak mimarlık tarihine, kent plancılığına ve Hellenistik Çağ mimarlığına yeni boyutlar kazandıracağı gerçektir. İşte bu düşünceden hareketle kentin göze en çok çarpan yapılarından birini olanaklarımızın elverdiği ölçüde daha ayrıntılı olarak tanıtmak ve bazı sorunlarının çözümüne yaklaşımlarda bulunmak amacındayız.

Selçuk Arkeoloji Müzesinde Saklanan Miken Pyxisi ve Düşündürdükleri

Belleten · 1987, Cilt 51, Sayı 200 · Sayfa: 535-548 · DOI: 10.37879/belleten.1987.535
Tam Metin
60'lı yıllarda Batı Anadolu kıyı kesiminde ve içlerinde yapılan yeni kazı ve araştırmalar, Anadolu'nun Geç Bronz Çağ'ında karşılaştığımız kimi sorunlara bizleri tekrar yöneltmektedir. Özellikle II. binin 2. yarısından itibaren Kıta Yunanistan - Argolis kökenli kültür kalıntıları, Batı Anadolu kıyılarında karşımıza çıkar. Kültür ve ticari alış verişle oluşan bu kalıntılar, sorunları daha da güncelleştirmiştir. Konumuzun içeriğini oluşturan Miken-Akha kültür izleri ve kalıntıları Batı Anadolu'da, önceleri Girit-Minos ilişkileriyle başlar. Sonra Miken-Akha ticari egemenliğini yaşar. Ayrıca Ege ile Batı Anadolu-Hitit ilişkileri de günümüz arkeolojisinde göz ardı edilmemiştir. Nitekim bilim adamları yıllardır önemini korumakta olan bu oluşum üzerine ilgilerini yoğunlaştırmışlardır. Daha önceki bir araştırmamızda, Batı Anadolu'daki Miken etkinliklerini irdelemiş, yayınlanmamış kimi özgün buluntuları arkeoloji dünyasına duyurmuştuk. Bu çalışmamızda yine bir yüzey araştırması sırasında Ionia içlerinde ele geçen Miken pyxisini incelemek ve bazı sorunlara değinmek arzusundayız.

SURAIYA FAROQHI, Towns and townsmen of Ottoman Anatolia (Trade, crafts and food production in an urban setting 1520-1650) Cambridge, 1984. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1985, Cilt 49, Sayı 194 · Sayfa: 396-397
Tam Metin
Faroqhi; Rumeli, Haleb, Suriye ve doğu Anadolu vilâyetlerini konu dışında bırakıyor. Kendi ifadesince bunlar ayrı bir monografi konusudur. Gene Bursa şu sırada etraflı araştırma konusu olduğundan (Barkan'ın basılmayan Hüdavendigar ve Ergenç'in Bursa araştırması kastediliyor) kitabın dışında bırakılmış. Trabzon vilâyeti de bunlar arasındadır. Faroqhi Orta ve Batı Anadolu vilâyetleri şehirlerinin 16-17. yüzyıllardaki ekonomik yapısını; zenaatleri, yiyecek tüketimi, tüketim kalıplarını, nüfuslarını ele almış. Burada kentlerdeki dini yapı, etnik-dini grupların alt kültürleri, folklor hattâ iktisadi strüktürün ötesinde sanat ve mimarî tarihinin ele alınmayacağı başından söylenmiştir.

Batı Anadolu ve İçerlerinde Miken Etkinlikleri

Belleten · 1983, Cilt 47, Sayı 187 · Sayfa: 697-744 · DOI: 10.37879/belleten.1983.697
Tam Metin
Miken çağının bugüne dek kanıtlanabilen tarihsel sürecini, belirli sınırlar içinde, kazı ve araştırmaların ortaya koyduğu olanaklarla sağlayabilmekteyiz. Miken kültürünün aydınlanması, büyük ölçüde genelleşmiş yerleşim öyküleri, yeni kentlerin kurulması-yıkılması ile, gömüt ve yerleşim katmanlarından gelen çanak-çömleğin ve diğer buluntuların hangi koşullar altında üretildiği, bünyelerinde taşıdıkları yöresel buluşlar ve dış etkileşimin saptanması ve söz konusu kalıtsal - arkeolojik bulguların gelişim süreci içinde, zamansal sıralaması ile olmaktadır. Hellas'ta çizgisel-linear B yazısının sahipleri ve ilk Yunan uygarlığını Argolis bölgesinde 16. yüzyıldan itibaren etkin bir biçimde oluşturan ve daha sonra Girit-Minos'lu ataları gibi, deniz aşırı yerleşmelere, ticaretine ilgi duyan Miken kültürü üzerine, bugüne değin yapılan araştırma ve yayınlar ile birçok bilgilere sahibiz.

Erythrai'li Polykritos ya da Oğlu İçin Yeni Bir Onur Yazıtı

Belleten · 1982, Cilt 46, Sayı 183 · Sayfa: 487-498 · DOI: 10.37879/belleten.1982.487
Erythrai'da yeni bulunan, fakat maalesef parça durumunda ele geçen bir onur dekretinde birkez daha, diğer Erythrai dekretlerinden de tanıdığımız biri olan Polykritos'un adına rastlamaktayız. Zengin bir hububat tüccarı olduğunu sandığı bu kişinin, Kelt'lerin Anadolu'nun batı kıyılarına baskınları sırasında (M. ö. yak. 278-270) Erythrai halkına büyük hizmetleri ve parasal yardımları dokunduğunu biliyoruz. Gri-beyaz mermerden olan yeni parça, 1975 yazında Erythrai'daki (bugün Ildırı Köyü) Türk kazıları sırasında Akropol'de Bizans duvarının güneyinde ele geçmiştir. Yazıtın ilk epigrafik incelemesini adı geçen kazılar sürdürülürken diğer epigrafik buluntularla birlikte, geçici olarak depo edildikleri köy okulunda yapmıştım. Taşın sadece sağ kenarı sağlam durumdadır; şimdi İzmir Müzesi deposunda olup envanter kaydı henüz yapılmamıştır.

Truva'nın Düşmesinden İ. Ö. V. Yüzyılın Sonuna Kadar Anadolu ve İtalya Arasındaki İlişkiler

Belleten · 1980, Cilt 44, Sayı 173 · Sayfa: 137-152
Tam Metin
Bayanlar, Baylar, beni çok onurlandıran bu fırsattan yararlanarak, bu çatı altında, meslektaşım Akurgal'ın, Anadolu ile İtalyan yarımadasının Arkaik çağdaki ilişkileri üzerinde konuşmam hakkındaki önerisini kabul ederken, bu konferansın kısa olan ve dilinizi bilmemem nedeniyle daha da daralacak olan süresi içinde, sınırları belirlenmiş bir konuya değinmenin mi, yoksa taşıdığı bütün güçlüklere rağmen, sorunu kendi bütünlüğü içinde ele almanın mı daha yerinde olacağını sordum kendi kendime. Dikkatinizi bu ilişkilerin bazı göze batan noktaları ve bunların gelecekte araştırılabilecekleri biçim üzerine çekmek niyetiyle ikinci yolu seçtim. Bu arada hem cüretli hem de eksik görünebilecek şeyler için daha şimdiden beni bağışlamanızı diliyorum.

Prof. Celal Saraç: lonia Pozitif Bilimi Temel Kaynakları ve Etkileri. Ege Üniversitesi Arkeoloji Enstitüsü Yayınları No. 1. Bornova - İzmir, Ege Üniversitesi Matbaası 1971. 226 sayfa. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1973, Cilt 37, Sayı 145 · Sayfa: 129-132
Tam Metin
Ege Üniversitesi Fen Fakültesi öğretim üyelerinden Profesör Celal Saraç tarafından yazılan bu kitap, Türk gençliğinin önemle okuması gereken eserlerden biridir. Ege Üniversitesi bu değerli yayını ile Türk aydınlarına büyük bir hizmette bulunmaktadır. Milattan önce altıncı yüzyılı n başlarında, Batı Anadolu'da ve özellikle Miletos kentinde "Tabiat Filozofları" adı ile andığımız düşünürler o güne değin bilinmeyen bir görüş ve davranışla doğa olaylarının nedenini araştırmağa başlamışlar ve böylece bugünkü batı uygarlığının temellerini atmışlardır. O kentlerde o zaman oturanların önde gelenleri Helen'lerdi. Ancak bu uygarlığın doğusunda Ionia'lıların, Hitit, Lydia, Frygia, Karya ve Lykia gibi eski Anadolu Kültürlerinden de yararlandıklarını belirtmek gerektir. Nitekim devrin en büyük bilgini Thales'in babası Hexamyes bir Karya'lıdır. Helen'ler de bir çok alanlarda Anadolu uygarlıklarından aldıkları mühim etkileri hiç saklamamaktadırlar. Böylece Ionia çağı gerçekte bir Batı Anadolu uygarlığı idi. Güzel Ege kıyılarını n bu insanları, yeryüzünde ilk önce yağmuru, fırtınayı, gök gürlemesini, güneş tutulmasını, ve hastalıkları yanlış inançlardan ya da dinsel yargılardan sıyrılmış olarak akılcı bir tutumla, deneyler ve araştırmalar yaparak, bilimsel yönden anlamağa çalışmışlardır