4 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Deprem
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

1881 Sakız Depreminde Osmanlı Afet Yönetimi ve Vali Sadık Paşa’ya Yönelik Eleştiriler

Belleten · 2016, Cilt 80, Sayı 288 · Sayfa: 573-618 · DOI: 10.37879/belleten.2016.573
Tam Metin
3 Nisan 1881 Sakız depremi, Osmanlı Devleti'nin 19. yüzyılda, Sakız Adası'nın ise tarihi boyunca yaşadığı en büyük depremdir. Sakız Adası'ndaki yerleşim birimlerin üçte ikisinin harabeye dönmesine, en az 5.000 insanın ölmesine, 30.000'den fazla insanın evsiz kalmasına yol açan bu yıkıcı depremin yaraları, merkezi ve mahalli hükümet tarafından birlikte sarılmaya çalışılmıştır. Arama-kurtarma faaliyetleri, afetzedelerin iaşe ve iskânı, ihtiyaç maddelerinin tedariki ve dağıtımının organizasyonunu, adadan kaçışların önlenmesi önemli meseleler olarak karşımıza çıkmaktadır. Depremin büyük hasar ve kayıplara yol açması afet yönetimindeki zorluğu ve bazı problemleri de beraberinde getirmiştir. Afet yönetiminin başında bulunan Cezâyir-i Bahr-i Sefîd Valisi Sadık Mehmed Paşa bu yıkıcı nitelikli depremin yaralarını sarmak üzere birçok girişimde bulunmuş, ancak bazı hususlarda hem Bâb-ı Âlî hem de başkaları tarafından eleştirilmiştir. Deprem sonrasındaki kargaşa ortamında Sadık Paşa'nın istifasını kabul etmeyen Bâb-ı Âlî, depremden iki ay kadar sonra Valiyi azletmiştir. Kısacası bu makalede, deprem sonrası uygulan afet yönetimi, Vali Sadık Paşa'yı istifaya ve azle götüren süreç ve gelişmeler, deprem sonrasında düzenlenen yardım kampanyaları ve yaşanan bazı önemli olaylar, Osmanlı merkezi ve mahalli yönetimleri ile Osmanlı toplumunun bu büyük deprem sonrasındaki tutumları sorgulanmıştır. Depremin yol açtığı kayıplar ve hasarlar ise başka bir makalede ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır.

1939 Erzincan Büyük Depremi

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2014, Cilt XXX, Sayı 88 · Sayfa: 37-70
Tam Metin
Erzincan'ın tarihinde yaşadığı yıkıcı etkisi en büyük deprem olma özelliğine sahip 27 Aralık 1939 depreminin yaraları merkezi ve mahalli teşkilatlar tarafından beraberce uyum içinde sarılmaya çalışılmıştır. Bu depremden Erzincan'ın yanısıra 11 vilayet de etkilenmiş ve büyük kayıplar vermiştir. Depremzedelerin iaşe ve iskânı, ihtiyaç maddelerinin tedariki ve dağıtımının organizasyonunu önemli meseleler olarak karşımıza çıkmıştır. Belli başlı şehirlerde kurulan yardım komisyonları depremzedeler yararına önemli miktarda para ve insani malzeme toplamayı başarmıştır. Bu yardımların yurtiçinden olduğu gibi yurtdışından da yapıldığı tespit edilmiştir.

Güneybatı Anadolu Bölgesi’nde Meydana Gelen Depremler (1851-1971)

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2009, Cilt XXV, Sayı 74 · Sayfa: 369-416
Tam Metin

Güneybatı Anadolu Bölgesi'ndeki Burdur fay hattı çevresinde bulunan Antalya, Burdur, Isparta ve Muğla Şehirleri'nde tarihin her döneminde hafif ya da şiddetli derecede çok sayıda deprem meydana gelmiştir. Bu depremler sonucunda yüzlerce insan hayatını kaybetmiş ve önemli ölçüde maddi zarar meydana gelmiştir. Antalya, Burdur, Isparta ve Muğla şehirlerinde meydana gelen depremler hakkında, yerel yönetimler merkezi yönetime bilgi vermektedir. Yerel yönetimler bazı zamanlarda da merkezi yönetimden, depremden zarar gören insanlar için, çeşitli yardım taleplerinde bulunmaktadır. Bu arada yerel halkın yapmış olduğu yardımlarla, depremzede insanların barınma ve beslenme ihtiyaçları karşılanmaya çalışılmaktadır. Devlet tarafından da gerektiği zaman bu insanlara, acil ihtiyaçlarını gidermeleri için maddi yardım yapılmaktadır. Hasar gören meskenlerin inşaatında kullanılmak üzere, depremden zarar görmüş olan insanlara, devlet ormanlarından bedelsiz olarak ağaç yardımında da bulunulmaktadır. Ayrıca bu insanların, devlete olan muhtelif vergi borçları da belli bir süre için ertelenmektedir.

Geçmişte olduğu gibi, günümüzde de önemli miktarda ölümlere ve maddi kayıplara sebep olan depremlerin, bu zararlarından korunmak için, devlet ve millet olarak her türlü tedbiri almak gerekmektedir.

N. NİCOLAS AMBRASEYS & CAROLİNE F. FİNKEL, The Seismicity Of Turkey and Adjacent Areas A Historical Review, 1500-1800, İstanbul 1995, 240 s, Eren Yayınevi. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 2000, Cilt 64, Sayı 240 · Sayfa: 657-660
Tam Metin
Bilindiği gibi tarihin günümüzdeki ilgi sahası oldukça genişlemiştir. Tarih, XX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren sadece siyasi olayları açıklamada kullanılan bir bilim dalı olmaktan çıkmış, toplumların sosyal ve kültürel yaşantılarını açıklamak için de çaba sarf etmeye başlamıştır. Bu özelliği bünyesinde toplamaya başlamasıyla birlikte, kardeş bilim dalı olan sosyolojinin imkanlarından faydalanarak tarihsel olayların topluma olan etkilerini de açıklamayı bir görev olarak üstlenmiştir. Tarihsel bir olayın toplum üzerindeki sosyal etkilerini ortaya koymak oldukça zor bir hadisedir. Bu çalışmalar yapılırken çeşitli olaylara ilişkin veriler dikkatlice kullanılarak bir sonuca ulaşılmaya çalışılır. Araştırmacının bu konuda başvurduğu ilk kaynaklar hiç şüphesiz savaşlar, anlaşmalar, barışlar ve fetihler gibi siyasal olaylardır. Bu gibi hadiselerden sonra gelişen nüfus hareketleri, göçler, vergi düzenlemeleri, idari teşkilatlanmalar ve dinsel faaliyetlere bakılarak toplumun genel karakteri hakkında bir fikir elde edilmeye çalışılır. Ancak, bilgiye ulaşmak için kullanılan veriler sadece bu tip siyasal, dini veya askeri hareketlilikler değildir. Bunların yanında; depremler, büyük sel baskınları, yangınlar, salgın hastalıklar, kuraklıklar ve kıtlıklar gibi siyasi olmayan tabiî afet ve olaylar da değerlendirilerek siyasal ve sosyal yaşam açıklanmaya çalışılır. Ancak, ülkemiz tarihçiliği bu konuda yeterli bilgileri ortaya çıkarabilmiş değildir. Son yıllarda doğal afetlerin tarihsel sonuçlan ile ilgili çalışmalar yapılmaya başlanmışsa da bu çalışmaların ihtiyaca cevap verdiğini söylemek güçtür.