9 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yazarlar
Anahtar Kelimeler
The Liman Von Sanders Mission Crısıs: Reactions To The Mission, The Stance Of The Ottoman Empire And Germany (November 1913–January 1914)
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2025, Cilt XLI, Sayı 111 · Sayfa: 1-56 · DOI: 10.33419/aamd.1699281
Özet
Tam Metin
This study aims to conduct a comparative analysis of the Ottoman Empire and Germany’s responses to the international reactions triggered by the arrival of the German Military Reform Mission, led by Liman von Sanders, in Istanbul. The research highlights the mission’s significance in reshaping pre-World War I power dynamics between rival blocs-with some diplomats even regarding it as a catalyst for the seeds of war- particularly focusing on its potential to provoke a conflict between Russia and Germany. It examines the factors that compelled Germany to modify the mission, the Ottoman Empire’s resistance to these changes, and ultimately questions whether these adjustments were imposed by Germany on the Ottomans or whether they constituted a strategic maneuver by the Committee of Union and Progress leadership to create political leverage amid diplomatic pressures.
The mission emerged following the Ottoman Empire’s request for a fully authorized German military delegation to reorganize its army, which had suffered a decisive collapse in the Balkan Wars. The primary point of contention revolved around Liman von Sanders’ appointment as the commander of the First Army Corps, which lay at the heart of Russia’s objections. This development, perceived as an expansion of Germany’s political and military influence over the Ottomans, provoked strong diplomatic protests from Russia and quickly escalated into an international crisis. Initially, Germany resisted these pressures alongside the Ottoman Empire, but mounting diplomatic tensions eventually forced Berlin to retreat. The Ottomans, too, opposed Germany’s demands for a period before ultimately conceding to the modifications.
The study argues that the mission marked a critical turning point not only in the modernization of the Ottoman military but also in the restructuring of Ottoman foreign policy and decision-making mechanisms in alignment with German interests. It demonstrates how power dynamics, diplomatic pressures, and military reform policies became deeply intertwined in Ottoman-German relations. As Germany expanded its military and political influence over the Ottomans during this process, this shift became a key factor influencing the Ottoman Empire’s decision to ally with Germany in World War I. In this regard, the study also seeks to provide a scholarly foundation for debates surrounding Liman von Sanders’ role in the Battle of Gallipoli.
Alman Kaynaklarına Göre Çanakkale Savaşı ve Zaferi
Belleten · 2016, Cilt 80, Sayı 289 · Sayfa: 899-938 · DOI: 10.37879/belleten.2016.899
Özet
Tam Metin
Uzun bir geçmişe sahip olan Türk-Alman ilişkilerinin finali, 1914 Türk-Alman Askerî İttifakı ve 1914-1918 Birinci Dünya Savaşı'nda birlikte savaşmalarıdır. Üç kıtada, çok geniş bir coğrafya binlerce kilometrelik bir alanda yan yana harp eden Türklerin ve Almanların ortak cephelerinden biri de Çanakkale'dir. İtilaf Devletlerine karşı karada ve denizde birlikte savaşılan Çanakkale Savaşı'nda parlak bir zafer kazanılmıştır. Çanakkale Savaşı ve zaferi bütün yönleriyle Türk tarihçileri tarafından yeterince ele alınsa da ve gündeme getirilse de, Türkiye'nin müttefiki Almanya'nın bu savaştaki yeri ve zaferdeki katısı pek de araştırılmamıştır. Ayrıca konuyla alakalı mevcut araştırmalarda Alman kaynaklarına yeterince müracaat edilmemiştir. Makalemiz bu boşluğu doldurmak için kaleme alınmıştır. Türkiye'nin müttefiki olarak Almanya'nın Çanakkale Cephesi'ndeki askerî personel ve askerî mühimmat bakımından bu zaferdeki yeri ve rolü araştırılmıştır. Çalışmada birinci ve ikinci elden Alman kaynaklarına müracaat edilmiştir. Çalışma neticesinde ortaya çıkan sonuçlar şöyledir: Çanakkale Savaşı'nın kazanılmasında Almanya'nın askerî ve mühimmat olarak ciddî destekleri olmuştur. Çanakkale Cephesi'ne Türk Ordusu ile birlikte savaşan 500-700 arasında değişen komutan, subay, asker ve askerî uzman iştirak etmiştir. Özellikle de komuta kademesinde ciddî bir ağırlıkları vardı. Askerî malzeme olarak Almanya'da gelen önemli oranda silah desteği söz konusudur. Alman deniz altıları ve uçakları da bu savaş iştirak etmişlerdir. Cephe gerisinde ise istihbarat ve sağlık gibi alanlarda da benzer bir desteği vermişlerdir. Bu bilgiler ışığında makalemizde çıkan en önemli sonuç, Çanakkale zaferinin elde edilmesinde Alman subaylarının ve askerî yardımının önemli bir yere sahip olduğu şeklindedir.
Teşkilat-ı Mahsusa ve Birinci Dünya Savaşı Yıllarındaki Faaliyetleri
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2013, Cilt XXIX, Sayı 85 · Sayfa: 101-130
Özet
Tam Metin
Kuruluş tarihi tam olarak saptanamayan Teşkilat-ı Mahsusa geleneksel Osmanlıcılık fikrine bağlı gibi görünse de, teşkilat Panislamizm ve Pantürkizm fikrine dayanmıştır. İttihat Terakki'nin yönetimi ele almasından sonra örgütün ilk teşkili 17 Kasım 1913 tarihine rastlamaktadır. Bu örgüt Sadrazama bağlı olarak çalışmıştır. Bu bağlantı, idari bağlantıdan ileri gitmemiş ve örgüt çalışmalarında bütünüyle bağımsız hareket etmiştir. Örgüt başkanı sadece Sadrazam ve Harbiye Nazırına bilgi vermiştir. Bu teşkilat; Ağustos 1914 yılında yeniden örgütlendiğinde, Rusya, Fransa, İngiltere'ye karşı çalışmalar yürütmüştür. Bu üç devletin kontrolündeki bölgelerde çeşitli faaliyetlerde bulunmuştur. Casusluk ve karşı casusluk için hücreler ve gizli gruplar kurmuştur. Askeri operasyonlar için düzensiz kuvvetleri silah altına almak, eğitmek ve idare etmek üzere çete savaşı uzman kadrolar oluşturulmuştur. Bazı bölgelerde Osmanlı topraklarını koruyan tek ittihatçı güç olmuştur.
Rusya’nın Trans-Kafkas Politikası ve Komiserlikle Münasebetleri
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2000, Cilt XVI, Sayı 47 · Sayfa: 491-536
Özet
Rusya'da Çarlık rejiminin yıkılması üzerine olaylar patlak vermiştir .Çarlık rejiminden sonra kurulan yeni hükümet de olayları durdurmada başarılı olamamıştır. Sonuçta Lenin, Rusya'nın kaderini ele geçirmiştir. Ancak Maveray-ı Kafkas komitesi, Bolşevikler'in idareyi ele geçirmesini kabul etmemiştir. Daha sonra da ayrı bir idare organı kurulmasına karar vererek,Maveray-ı Kafkas Komiserliği'ni kurmuşlardır. Komiserlik kurulur kurulmaz, Petrograd'takİ Sovyet hükümetini tanımadığını ilan etti. Esasen Sovyet hükümeti de kurulan bu komiserliği kabul etmemiştir. Kurulan bu komiserlik içinde Azerbaycan Türkleri, Gürcüler ve Ermeniler kendi içlerinde tamamen müstakil idiler. Her ne kadar bu şekilde birleşme ortaya çıkmış ise de gerçekte bu üç milletin milli hareketleri birbirine aykırıydı. Her üç millette kendisini destekleyecek bir kuvvet ve bir büyük devlet aramaktaydı. Sonuçta Osmanlı Devleti, Sovyet Rusya ve Maveray-ı Kafkas Komiserliği ile barış görüşmelerine başlamış ve Sovyetlerle Brest-Litovsk anlaşmasını imzalamıştır.
Kafkas Harekâtının Perde Arkası
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2000, Cilt XVI, Sayı 47 · Sayfa: 367-393
Özet
Bu makalede Sarıkamış faciası ile sonuçlanan Kafkas harekâtının belki de bugüne kadar yapılmış çalışmaları bir başka açıdan takviye edecek olan- farklı bir boyutuna değinilecektir: Jeopolitik, strateji ve uluslararası ilişkiler açısından çok önemli bir Teşkilât-ı Mahsûsa faaliyeti sergilenecektir
Dünya Savaşı Sonunda Enver Paşa'nın Kafkasya'daki Planları Ve İngiltere
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1998, Cilt XIV, Sayı 41 · Sayfa: 514-520
Özet
Bilindiği üzere I. Dünya Savaşı'nda İtilâf Devletleri galip gelmiş, 1918 sonlarında Almanya, Avusturya-Macaristan ve Osmanlı Devleti ateşkes isteyerek kaybeden taraf olduklarını kabul etmişlerdi. Her ne kadar savaşı galip olarak bitirdiyse de İngiliz Hükümetini rahatsız eden bazı hususlar vardı. Bu hususlardan biri de Enver Paşa'nm savaş sonrası dönemde Kafkasya'da İngiltere'nin Ortadoğu'da menfaatlerini tehdit edecek bir harekete teşebbüs etmesi ihtimali idi. Kafkasya coğrafyası o günün İngiltere'si için özel bir öneme sahipti. İran'daki İngiliz nüfuzunun devamı, yeni ele geçirdiği petrolce zengin Orta Doğu topraklarının emniyeti e Anadolu'nun geleceğinin İngiliz emperyalizmine uygun olarak tanzim edilmesi ancak Kafkasya'nın geçici de olsa İngiliz denetimi altında olması ile mümkün görülmüştür
Kurtuluş Savaşı Günlerinde Mustafa Kemal-Enver Çatışması
Belleten · 1990, Cilt 54, Sayı 209 · Sayfa: 381-402
Özet
Tam Metin
Birinci Dünya Savaşında yenilgiye uğratılan Osmanlı İmparatorluğu'nu ve yenen İtilaf Devletleri adına İngiltere'yi temsil eden murahhaslar arasında, 30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Bırakışması'nın aktinden dokuz gün sonra, yani 8/9 Kasım gecesi, Osmanlı İmparatorluğu'nu savaşa sürüklemekten sorumlu İttihat ve Terakki Derneği'nin üç önderi -Talat, Enver ve Cemal Paşalar- kimi yandaşlarıyla birlikte, U-67 sayılı Alman denizaltısıyla İstanbul'dan gizlice kaçıyorlardı. Kaçakların hedefi, İngiliz gizli belgelerine bakılacak olursa, Köstence, Türk kaynaklarına göre ise, Kırım kıyılarında, Sivastopol yakınlarında bir sahil kenti olan Gözleve (Evpatorya)'ydı.
Enver Paşa ve Orta Asya'da Başgösteren "Basmacı" Akımı
Belleten · 1990, Cilt 54, Sayı 211 · Sayfa: 1179-1208
Özet
Tam Metin
Mustafa Kemal başkanlığındaki Türk ulusalcılarının, 1921 yılı Eylül'ünde Yunan istilâ gücüne karşı Sakarya'da kazanmış olduğu zafer, Sovyet Rusya'nın, Türkiye'yi, Enver Paşa aracılığıyla Bolşevikleştirme planlarını altüst ediyordu. Ulusalcılar, başkentleri Ankara doğrultusunda ilerleyen Yunan ordusuyla boğuşurken, Sovyet önderleriyle işbirliği yapan Enver Paşa, Mustafa Kemal'i devirmek, Yunanlıları yenmek ve Anadolu'da kendi önderliği altında Bolşevizmin temellerini atmak amacıyla, Müslüman Bolşeviklerden oluşan bir ordunun başında Anadolu'ya girmeyi tasarlıyordu. Ama Kemalistlerin Sakarya'da sağlamış oldukları zafer, bu tasarıya büyük bir darbe indiriyordu. Bunun üzerine, Rus önderleri, 1921 Martı'nda bir dostluk antlaşması imzaladıkları Ankara yönetiminin dileği üzerine, Enver Paşa'yı Türk sahnesinden kaldırmaktan başka seçeneğe sahip olmadıklarını görüyor; esasen, onun, o sırada Anadolu'da kendilerine bir yararı kalmadığını anlıyorlardı.
I. Cihan Savaşında Kafkas Cephesinde Enver Paşa Tutsak Olmaktan Nasıl Kurtuldu?
Belleten · 1979, Cilt 43, Sayı 169 · Sayfa: 215-226 · DOI: 10.37879/belleten.1979.215
Özet
Tam Metin
I inci Cihan savaşında Kafkas cephesinde (Sarıkamış) dolaylarında cereyan eden savaşlar sırasında Enver Paşa da ı o uncu Kolordu komutanı Ziya Paşa'nın yerine yeni atanan Albay İsmail Hakkı Bey'in (kısa bir süre sonra paşa olmuştur) yanında bizzat harekatı idare etmekte idiler. Ruslar'ın aniden üstün kuvvetlerle Osmanlı hatlarını kuşatarak saldırdıkları ve birçok tutsak alarak toprak kazandıkları bilinmektedir. İşte bu savaşlar sırasında Osmanlı orduları Başkumandan vekili ve Harbiye Nazırı Enver Paşa bu kuşatma ve saldırı sonunda nasıl oldu da tutsak olmaktan kurtulabildi ? Bu olay şimdiye kadar tarih sayfalarına yansımamıştır. Olayın iç yüzünü aydınlığa kavuşturmak amacı ile bu yazıyı merhum büyük kardeşimin bazı notlarından ve bize anlattıklarından yararlanarak yazmağa karar verdim. I inci Cihan Savaşının başladığı yıllarda biz on kardeştik. Babam İstanbul'da Gureba Hastahanesi Başkâtibi İsmail Hakkı Efendi idi. Yukarıda adı geçen olayın kahramanı en büyük kardeşimiz (Doğumu 1888 - Ölümü 1971) Mülâzim-i evvel (Tahsin İsmail - Yenibahçe) idi. Kendisi 19 Ağustos 1908 (1324) de Harp okulunu birinciler arasında bitirmiş ve orduya Mülazim-i Sani olarak katılmıştır.