3 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Türk Tarih Kurumu
  • Felsefe Tarihi
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı

AHMET ARSLAN, İlkçağ Felsefe Tarihi I (Başlangıçlarından Atomculara Kadar) Ege Üniversitesi Basımevi, Bornova-İzmir, 1995. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1996, Cilt 60, Sayı 228 · Sayfa: 477-484
Tam Metin
Kitap "Önsöz" ve "Genel Dizin" dahil (XVIII+205) 223 sayfadır. Yazarın "Önsöz"de ifade ettiği gibi, esasında bu eser, üç cilt olarak tasarlanmıştır. Birinci ciltte yazar, Yunan felsefesinin başlangıcından Sofistlere kadar olan ilk dönemi ele almış ve bu döneme ait filozofların görüşleri hakkında hem ayrıntılı olarak bilgi vermeye hem de bu görüşlerin tahlilini ve değerlendirmesini yapmaya çalışmıştır. İkinci ciltte, Sofistlerden Aristoteles'e kadar olan dönemi, üçüncü ciltte ise, Hellenistik-Roma dönemini incelemeyi hedef aldığını belirtmiştir.

Albert Einstein İçin

Belleten · 1979, Cilt 43, Sayı 171 · Sayfa: 537-546 · DOI: 10.37879/belleten.1979.537
Tam Metin
Hemen bütün uygar dünya bugünlerde Albert Einstein'in 100. doğum yıldönümünü kutluyor. Gönül isterdi ki, Türkiye bu kutlamalara etkin biçimde katılsın. Bu konuda pek iç açıcı olmayan durumumuzu hafifçe noktalayarak, Einstein'in büyük buluşları arasında felsefeye, özellikle yöntembilim ve bilgi kuramı alanlarına getirdiği yeniliklerden birkaçı üzerinde durmak isterim. Ad hoc Kuramlar : İlk ve Ortaçağların doğa biliminden Yeniçağ doğa bilimine geçişte, eskinin tersine, ve yerleşmeye başlayan yeni görüşe uygun olarak, ad hoc uydurulmuş kuramlardan kaçınıldığı kabul edilir. Gerçekten, Yeniçağ fiziğinin kurucusu G. Galilei, "bir olayın niçin meydana geldiğini değil, nasıl meydana geldiğini araştırmak isterim" demekle, bu yeni görüşü dile getirmiş ve metodo risalutivo ile metodo compositivo (costitutivo) yu uygulayarak, başka deyimle, olayın ölçülebilir ögelerini ayırdıktan sonra bunları bir matematik fonksiyonda toplayarak, doğa biliminde yeni çığırı açmıştır. Böylece elde edilen doğa yasasının betimsel (descriptif) olduğu öne sürüldü. Oysa ki bilimin amacı betimlemede kalmayıp, olayın - ya da olayların - açıklamasını vermektir deniyordu; (bunu söylerken, açıklamanın, kaplamı salt betimlemeninkinden daha büyük bir betimleme olduğu gözden kaçırılıyordu).

Prof. Celal Saraç: lonia Pozitif Bilimi Temel Kaynakları ve Etkileri. Ege Üniversitesi Arkeoloji Enstitüsü Yayınları No. 1. Bornova - İzmir, Ege Üniversitesi Matbaası 1971. 226 sayfa. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1973, Cilt 37, Sayı 145 · Sayfa: 129-132
Tam Metin
Ege Üniversitesi Fen Fakültesi öğretim üyelerinden Profesör Celal Saraç tarafından yazılan bu kitap, Türk gençliğinin önemle okuması gereken eserlerden biridir. Ege Üniversitesi bu değerli yayını ile Türk aydınlarına büyük bir hizmette bulunmaktadır. Milattan önce altıncı yüzyılı n başlarında, Batı Anadolu'da ve özellikle Miletos kentinde "Tabiat Filozofları" adı ile andığımız düşünürler o güne değin bilinmeyen bir görüş ve davranışla doğa olaylarının nedenini araştırmağa başlamışlar ve böylece bugünkü batı uygarlığının temellerini atmışlardır. O kentlerde o zaman oturanların önde gelenleri Helen'lerdi. Ancak bu uygarlığın doğusunda Ionia'lıların, Hitit, Lydia, Frygia, Karya ve Lykia gibi eski Anadolu Kültürlerinden de yararlandıklarını belirtmek gerektir. Nitekim devrin en büyük bilgini Thales'in babası Hexamyes bir Karya'lıdır. Helen'ler de bir çok alanlarda Anadolu uygarlıklarından aldıkları mühim etkileri hiç saklamamaktadırlar. Böylece Ionia çağı gerçekte bir Batı Anadolu uygarlığı idi. Güzel Ege kıyılarını n bu insanları, yeryüzünde ilk önce yağmuru, fırtınayı, gök gürlemesini, güneş tutulmasını, ve hastalıkları yanlış inançlardan ya da dinsel yargılardan sıyrılmış olarak akılcı bir tutumla, deneyler ve araştırmalar yaparak, bilimsel yönden anlamağa çalışmışlardır