6 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Fransızca
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Daniel PANZAC, La Marine Ottoman: De l'apogee a la chute de l'Empire (1572-1923), CNRS Editions, Paris 2009, 537 pages. Osmanlı Denizciliği: İmparatorluğun Zirvesinden [Doruk Noktasından] Çöküşüne [Yıkılışına] (1572-1923), CNRS Editions, Paris 2009, 537 s. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 2011, Cilt 75, Sayı 273 · Sayfa: 613-620
Daniel Panzac, edebiyat doktoru, üniversite profesörü (agrege de l'Universite) unvanlarına sahip bir bilim adamı olup, Fransa'da CNRS'te uzun yıllar araştırma müdürlüğü görevini yerine getirmiş, şu anda emekli olan bir Osmanlı imparatorluğu tarihçisidir. Yıllarca, Türk Tarihi konusunda önemli araştırmalara sahip Robert Mantran'ın çalışmalarını sürdürdüğü kurum olan Fransa'nın Aix-en-Provence'deki "Institut des Recherches et d'Etudes sur le Monde Arabe et Musulmane" adlı kuruluşta çalışmalarını sürdürmüş ve buradan emekli olmuştur. Kendisi derin tecrübesiyle Osmanlılar dönemi için çok sayıda önemli eserler vererek, Türk tarihi araştırmalarına önemli katkılar sağlamıştır. Hatta bu eserlerden biri, Türkçe'ye çok değerli meslektaşımız, genç yaşta hayatını kaybeden Prof. Dr. Serap Yılmaz tarafından "Osmanlı İmparatorluğu'nda Veba" adıyla kazandırılmıştır. Fransızca olarak Türkiye'de ISIS Yayınevi tarafından yayınlanmış "XVIII.-XIX. Yüzyıllarda Osmanlı İmparatorluğu'nda Nüfus ve Sağlık"' ve "XVIII. Yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu'nda Ticaret ve Denizcilik"' konulu eserleri de vardır.

Bir Çeviri Faciası

Belleten · 2011, Cilt 75, Sayı 273 · Sayfa: 579-608
Tam Metin
Edmondo De Amicis gibi dünyaca meşhur bir İtalyan edibinin fevkalâde renkli, canlı ve zekâ dolu üslûbuyla kaleme aldığı Costantinopoli, İstanbul 1874 adlı eserinin İstanbul ile alâkalı seyahatnameler arasında çok mühim bir yeri bulunmakta ve içinde on dokuzuncu asrın İstanbul'u ile Osmanlı tarihi üzerinde zengin bilgiler verilen bu kitap doğrudan doğruya bizi alâkadar etmektedir. Bununla beraber seyahatname aradan bir asırdan fazla bir zaman geçtiği halde Fransızca, İngilizce, Almanca gibi dillere birçok defa çevrilmiş olmasına rağmen Türkçeye çevrilmemişti. Sadece merhum Reşad Ekrem Koçu'nun 1936 yılında bir gazetede yayımlanan ve 1938'de kitap haline getirilen 20-25 sayfalık çok kısa bir tercümesi bulunmakta idi. Eserin tamamının tercümesi İtalyanca aslı ile J. Colomb'un Fransızca tercümesi satır satır, kelime kelime karşılaştırılarak Prof. Dr. Beynun Akyavaş tarafından yapılmıştır.

GENERAL G. KORGANOFF, La Participation Des Armeniens A La Guerre Mondiale Sur Le Front Du Caucasse (1914-1918), Paris, Editions Massis, 1927, pp. 198 (Dünya Savaşma Ermenilerin Kafkasya Cephesinde Katılması) (1914-1918) [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 249 · Sayfa: 553-560
General Korganoff'un kitabına Paris'te Fransa Milli Kütüphanesi'nde 2002 yılında Ermeniler üzerine çalışmam sırasında rastladım. Yapmış olduğum katalog taraması sırasında bu kitap dikkatimi çekti ve fotokopisini aldım. Kitap, Paris, Massis Yayınevi tarafından 1927 yılında yayımlanmış olup asıl metin Fransızcadır. General Korganoff, Çarlık Rusyası Genel Kurmay Başkan Yardımcısı (Ermeni asıllı) ve Kafkasya Cephesi Komutanı olup, Kafkasya Cephesi savaşlarına fiilen katılmış, muharebeler sırasında almış olduğu cephe notlarını daha sonra kitap olarak bastırmıştır. Büyük Savaş tan sonra cephe notlarını 19 cephe planıyla birlikte toplam 198 sayfa olarak Paris'te yayımlamıştır.

HOVHANNES J. TCHOLAKİAN, L'Eglise Armenienne Catholique en Turquie, İstanbul 1998, XI-435 büyük boy sayfa, ek 117 sayfa Türkçe metin: "Türkiye'de Ermeni Katolik Kilisesi". Ohan Matbaacılık. Müellifin özel yayını olup satışa verilmemiştir. Metin içinde fotoğraf, tablolar ve belge fotokopileri vardır. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 2001, Cilt 65, Sayı 243 · Sayfa: 709-712
Tam Metin
Ülkemizde özel bir cemaat teşkil eden Katolik Ermenilerin dinî lideri olan sayın müellif, kıymetli bir eser kaleme alıp, reisi olduğu topluluğun sahip bulunduğu bu dinî özellik kadar, tarihî evresini de incelemektedir. Eserin iki dilde neşri için duyulan ihtiyacı kendisi dile getirmiştir. Ermenice gibi öğrenilmesi zor ve bu arada çetin bir alfabeye sahip bir dilde yazılması, dar bir çevreye yayılacağı için, önce hâkim olduğu Fransızca yazmış ve cemaati kadar Türkiye'deki araştırıcıların yararlanması için bu yolu seçtiğini bildirmiştir. Böylece çok isabetli davranmıştır, kaldı ki cemaatin arşivinde bulunan dokuz tane belgenin de neşri yerindedir ve böylece sahip bulundukları tarihi anılardan bir demet sunmuştur. Her ne kadar okunması zor görünür ise de erbâbının tahlil edebileceği işaretlerdir.

Constantinople and its Hinterland, Editörler, Cyril Mango, Gilbert Dagron, Variorum 1995. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1997, Cilt 61, Sayı 230 · Sayfa: 171-172
Tam Metin
Oxford'da 1993 Nisanı'nda yapılan aynı başlıklı sempozyumun İngilizce ve Fransızca bildirilerinden oluşan bir eser. İstanbul'un su sistemi (Mango), beslenmesi (Durliat), şehrin tahılının temini (Magdalino), sebze ve balık temini (Kodeno ve Dagron'un makaleleri) sonra Morrison ve Şevçenko'nun para ve idari yapı üzerindeki ve nihayet savunma sistemi üzerindeki makalelerden oluşan bir eser.

Taş Aletlerin Teknik Betimleri İçin Türkçe - Fransızca Bir Sözlükçük Denemesi

Belleten · 1986, Cilt 50, Sayı 196 · Sayfa: 1-8 · DOI: 10.37879/belleten.1986.1
Tam Metin
Taş nesnelerin betimlenmesi, parçalar üzerinde istiyerek yapılmış düzelti özelliğinin, bir başka deyişle gerçekleştirilen nesnelerin, rastlantısal olarak değil de, insanın isteği ile yapıldığının anlaşılmasından bu yana prehistoryenlerin önemli uğraşlarından birini oluşturmuştur. Daha 1847 yılında Boucher de Perthes, taş nesneleri tanımlama yoluna gitti ve daha sonra da, düzeltilenmiş parça ile yontma artığının ayırdedilmesi gereğini ortaya koydu. O tarihten bu yana da taş aletlerin betimlenmesi, prehistorik incelemelerde başlıca ilgi alanı olmakta devam edip gitti. Türk Dil Kurumu'nun ilk yıllarında (1932-1937) Şevket Aziz Kansu, taş aletlerin ayırdedilebilmesi için bir dizi genel sözcük önerdi. 1960 yılında ise Kılıç Kökten, Türk Arkeoloji Dergisi'nde kullandığı kaplağ (patine), dilgi (lame) gibi yeni sözcüklerle terminolojiyi zenginleştirdi. Bununla birlikte, bazı kavramlardaki anlayışın değişmesi gibi, Türkiye'de bulunan taş aletlerin de artması, yeni bir terminolojinin geliştirilmesini gerekli kılmıştır.