6 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yazarlar
Anahtar Kelimeler
- Anadolu 1
- Anadoluculuk 1
- Animal Production 1
- Atlas 1
- Bartın 1
Pietro Del Massaio’nun Planına Göre 15. Yüzyılda Edirne’nin Kentsel Mekân Değerlendirmesi
Belleten · 2023, Cilt 87, Sayı 310 · Sayfa: 853-888 · DOI: 10.37879/belleten.2023.853
Özet
Tam Metin
Edirne kenti bir Osmanlı başkenti olmasına karşın; mekânsal gelişim sürecine dair yazılı ve görsel kaynaklar özellikle 19. yüzyıl öncesi için kısıtlıdır. Edirne kentine yönelik bilinen en eski haritaların 1854 yılı sonrasına ait olması tarihsel, mekânsal incelemelerde ve tarihsel verilere dayalı olması gereken fiziki müdahalelerde kısıt yaratan bir konudur. Yapılan incelemeler ve araştırmalar sonucunda Batlamyus’un Coğrafya isimli eserinin 15. yüzyılda Pietro del Massaio tarafından hazırlanmış Latin 4802 isimli kopyasında Edirne/ Kaleiçi Bölgesini gösteren plan tespit edilmiştir. 15-16. yüzyıllar arası haritacılık ve kopya eser üretiminde görülen değişimler nedeniyle, tespit edilen plan bulunduğu dönem açısından tek örnektir. Ancak içerik bakımından dönemin mekânsal yapısına dair temel okuma ve çözümlemeleri yapmak mümkün olmaktadır. Bu çalışmanın temel amacı; bu plana yönelik incelemelere dayanarak 15. yüzyıl Edirne kenti Kaleiçi Bölgesinin mekânsal kurgusuna yönelik çıkarımların yapılmasıdır. Bu kapsamda tarihsel okumalar, ek plan ve haritalar gibi kaynakların da desteği ile sur kapıları, yollar, donatılar olmak üzere kentsel çevreye yönelik üç ana başlıkta incelemeler ve tespitler yapılmıştır. Çalışmanın özgün katkısı, literatürde ilk kez ele alınan bu belge ile Edirne kenti için kentsel ölçekte mekânsal gelişim ve kent tarihi konularına yönelik yorumların geliştirilmesidir. Ayrıca Kaleiçi bölgesinin özellikle dini/kamusal donatılar açısından bir hizmet bölgesi niteliğine sahip olduğu da söz konusu belgeye dayanarak tespit edilebilmiştir.
1950-1980 ARASI DÖNEMDE AĞRI’NIN KIRSAL KESİMİNDE GÜNDELİK HAYAT, TARIM VE HAYVANCILIK*
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2021, Cilt XXXVII, Sayı 104 · Sayfa: 419-457 · DOI: 10.33419/aamd.1016037
Özet
Tam Metin
Bu akademik çalışma 1950 ve 1980 arası dönemde Türkiye tarımında “Yeşil Devrim” olarak adlandırılan, toplumsal ve iktisadi dönüşümün yaşandığı bir dönemde Ağrı ili tarımını incelemektedir. Hatta bu çalışma Ağrı ilindeki coğrafi koşulların kırsal alanlarda gerçekleştirilen hayvansal üretim ve bitkisel üretim üzerindeki etkisini gündelik toplumsal ve iktisadi yaşam koşulları altında açıklamaktadır. O dönemlerde tarımda makineleşme, verim artışı, ürün çeşitliliği ve pazara yönelik tarımsal üretim süreçlerinin Ağrı kırsalındaki durumunu da açıklamaktadır. Tüm bunlara ek olarak Ağrı kırsalındaki bu sosyoekonomik dönüşümü daha net bir şekilde ortaya koyabilmek için bu çalışma Ağrı ilindeki bitkisel ve hayvansal üretim istatistikleriyle Türkiye ortalamalarını da kıyaslamaktadır. Böylece de Ağrı ilindeki tarımsal yapıların ve gündelik toplumsal yaşamdaki değişimin dinamiklerinin ne derece bir dönüşüm gösterdiği veya geleneksel toplumsal yapı içinde ne derece durağanlık gösterdiğinin de cevabını aramaktadır. Ancak Ağrı ilinin ekilebilir alanları ve Erzurum ili ile olan ulaşım imkânları dikkate alındığında Ağrı ilinin pazara yönelik üretim için yüksek bir tarım potansiyelinin olduğunu vurgulamaktadır. Ancak sonuç olarak bu çalışma Ağrının coğrafyasını, demografik yapısını ve tarım faaliyetlerindeki dönüşümü coğrafya, iktisat, ziraat, sosyoloji ve tarih gibi farklı disiplinlerin perspektifinden ve sıradan insanların gözünden anlatmaya çalışmaktadır.
Bilim Tarihi Perspektifinden ‘Yedi İklim’ Nazariyesi ve Kültür ve Edebiyatımızdaki Yansımaları
Erdem · 2020, Sayı 78 · Sayfa: 127-150 · DOI: 10.32704/erdem.749088
Özet
Aristoteles'in Fizik, Kosmos ve Meteorologica gibi eserleri defalarca tercüme edilmiş olması Yunan felsefe ve bilim okulunun İslam dünyasındaki etkisini gösterir. Bununla beraber astronomi, dünya ve coğrafya bilgisinin oluşum ve gelişimi İskenderiye ekolüne ve Batlamyus (Ptolemaios ö. 168? ) kuramlarının çevirileriyle şekillenmiştir.Batlamyus'un ikonografik eserleri "Almagest" ve "Coğrafya Kılavuzu" dünya merkezli evren tasarımını esas alır. Bu eserler, kozmogoni, yıldız ve gezegen hareketleri gibi astronomik bilgiler ile yeryüzü topografyasını ve harita referanslarını sunan zengin kaynaklardır. El- Mecistî adıyla çevrilen Almagest, İslam dünyasında, bilhassa Halife Me'mun zamanından itibaren, coğrafyanın temel kaynağı olarak benimsenmiştir. Eserin, İbn-i Hurdazbih, Ferganî, Muhammed b. Musa el-Harizmî, Ebûl- Fidâ gibi büyük coğrafya âlimleri tarafından yeniden değerlendirilip, yer yer değiştirilerek tercüme edildiği görülür. Yeryüzünün meskûn ve gayr-i meskûn bölgelerine dair çıkarımlar bu çalışmanın ürünüdür. Bir coğrafi terim olarak "yedi iklim" bu temeller üzerine kurgulanmış dünya tasarımıdır. Bu kuram, dünyanın meskûn kısımlarının yedi iklim bölgesine ayrılmasına ve yedi büyük deniz tarafından çevrilmiş olmasına işaret eder.Söz konusu görüşün kültürel etkileri ise edebiyatımızın coğrafya algısını şekillendirmiştir. Edebiyat, "mekân" unsuru olmadan düşünülemeyeceği için, onun coğrafya ile doğrudan ilişkisi vardır. Edebiyatta coğrafya, "géo-littéraire", insanın yaşadığı dünyayı anlamlandırmak istemesinin doğal sonucu olarak günümüzde de konuşulan bir edebiyat kuramıdır. Bu çalışmada, bilim tarihi açısından önemli olan söz konusu astronomik ve coğrafî kuramların kültür ve edebiyatımızdaki yeri ele alınacaktır. Klasik edebî metinlerin çok katmanlı yapısında bazen gerçek değer, bazen de sembolik- alegorik bir kalıp olarak değerlendirilen unsurlar, kavram sözlükleriyle açıklanmaktadır. Son derece zengin kültürel verileri toplayan bu çalışmaların klavuzluğu şüphesiz çok önemlidir. Bununla beraber, metinlerin kültürel örüntüsünde yakalanan kavram, terim ve çeşitli sembolik unsurların pek çoğu, derinde karmaşık köklere sahiptir. Bu gibi unsurların kökenini multi-disipliner bir okumayla aramak ve değerlendirmek edebi metinlerin yorumuna boyut katacaktır. Bu çalışmada, bu çeşit bir okumaya örnek olarak, kültür ve edebiyatımızda sıkça karşılaşılan bir coğrafi terimin kökenini, gelişim ve dönüşümlerini izlemek hedeflenmiştir. Bir astro-coğrafya terimi olan ve gök cisimlerinin yeryüzünün bölümleriyle ilişkilerini açıklayan "yedi iklim" nazariyesinin kullanımları edebi metinlerde aranacaktır. Klasik edebi metinlerde "yedi iklim", çeşitli bağlamlarda bazen bir terim, bazen sembol, bazen de bir motif olarak karşımıza çıkar. Bu çalışmada, "yedi iklim" kavramı etrafında teşekkül eden dünya tasarımının kültür ve edebiyatımıza yansıma biçimleri mesnevi ve divanlardan hareketle ele alınacaktır.
Millî Mücadeleyi Destekleyen ve Bilinmeyen Bir Coğrafya Eseri: Anadolu
Erdem · 2008, Sayı 52 · Sayfa: 137-182
Özet
Tam Metin
Bu çalışmada, Millî Mücadele'yi destekleyen ve bu güne kadar araştırmacılar tarafından bilinmeyen bir coğrafya eseri Anadolu konu edilmiştir. Bu yapılırken, konuya giriş mahiyetinde, Millî Mücadele'nin başlaması, Mustafa Kemal ve arkadaşlarının önderliğinde yapılan psikolojik hazırlık veya kamuoyu oluşturma çabası, emperyalist devletlerin Türk milletine yaptıkları, bu yapılanların değişik yöntemler kullanılarak Türk ve dünya kamuoyuna anlatılması, Türk milletinin bilinçlendirilmesi çalışmalarından kısaca bahsedilmiştir. Bu çalışmaların yapıldığı süreçte, öncelikle Anadolu adlı eserin kim tarafından ve niçin yazılmış olduğu ortaya konulmuştur. Devamında ise; eserin incelenmesi ve değerlendirilmesi yapılmış olup, evvela müellifin hayatı ve çalışmaları hakkında bilgiler verilmiştir. Daha sonra, eserin içeriğindeki bilgiler ışığında bazı yorum ve tahlillere yer verilmiş olup, bu tahlillerden biri, Millî Mücadele sırasında Türk milletine vatan sevgisi kazandırmak adına şairane bir üslupla Anadolu coğrafyasının kaleme alınmasıdır. Dolayısıyla eserin, bu ve diğer nedenler yüzünden, hem Millî Mücadele tarihi, hem de içerik açısından araştırma yapacaklar için oldukça önemli olduğu ortaya konulmuştur. Bizim yapmış olduğumuz tahliller dışında, başka araştırmacılara da bu fırsatı vermek amacıyla, çalışmanın sonuna transkripsiyon metin de ilave edilmiştir.
The Other Geography: Representations of the Turkish Landscape in English Travel Writings
Belleten · 2007, Cilt 71, Sayı 261 · Sayfa: 721-744 · DOI: 10.37879/belleten.2007.721
Özet
Tam Metin
During the Renaissance and in the post-Renaissance period, the European idea of travel was based on two fundamental paradigms: exploration and cultivation. However, especially from the eighteenth century onwards, with the worldwide expansion of European imperialism and colonialism, in addition to these two paradigms, various other and often antagonistic paradigms, which were intrinsically associated with the imperial ideology, came to characterize European travellers' attitude towards other peoples, cultures, and geographies in general and towards the Orient and Turkey in particular. It was in this context that a growing number of English travellers, who visited Turkey, began to write detailed and descriptive accounts of their observations and impressions of Turkish life, society, culture, history, institutions, and geography. On the one hand, by situating Turkey within the traditional myth of the exotic and mysterious East, and, on the other, by perceiving it as the inhospitable geography of alien others, most of these accounts display a blend of fact and fiction and embody a contradictory attitude of innocent romanticism and arrogant realism. In essence, they seem to exhibit a dichotomy arising from the opposition of the self and the other. This is most clearly seen, for instance, in Lady Montagu and Richard Chandler in the eighteenth century, in Alexander Kinglake in the nineteenth century and in Gertrude Bell and Freya Stark in the twentieth century. Since travel is essentially a confrontation of two cultures alien to each other and is informed through the cultural distance between the self and the alien other, in the writings of these English travellers this confrontation is voiced sometimes openly and sometimes implicitly with reference to various aspects of Turkey. One important aspect, which has not yet received full critical attention, is the dichotomic depiction of the Turkish geography. So this paper, which mainly focuses on Montagu, Chandler, Kinglake, Bell, and Stark, is an exegetical and critical study of the changing ways in which the Turkish landscape has been perceived and represented by English travellers.
Bartınlı İbrahim Hamdi ve Atlas'ı
Belleten · 2000, Cilt 64, Sayı 239 · Sayfa: 69-88
Özet
Tam Metin
XVIII. yüzyıla gelindiğinde, Osmanlı coğrafya yazıcılığı alanında, İslâm coğrafyasının temel eserleri incelenerek bunların tercüme ve şerhleri yapılmış, Menâzırü'l-avâlim ve Cihânnümâ gibi standart eserler yazılmış, Ebubekir Efendi ve İbrahim Müteferrika'nın mesaisiyle coğrafya ilminde hayli mesafe alınmıştı. Bu arada batı menşeli eserler de gözden geçirilerek bu alandaki yeni gelişmelerden de haberdar olunmuştu. İşte bu zemin üzerinde yeni eserler kaleme alındı. Ancak bu yüzyıldaki coğrafya çalışmaları orijinal eserler olmaktan çok Batı'da kaleme alınan eserlerin Türkçe'ye tercüme edilmesine hasr edilmişti. Fakat bunlar arasında İbrahim Hamdi Efendi'nin Atlas'ı, kitabî kaynaklar yanında yazarın müşahede ve duyduklarına da dayanması sebebiyle önem taşımaktadır.