8 sonuç bulundu
Yayınlayan Kurumlar
Yazarlar
Anahtar Kelimeler
- Hitit 8
- Hittite 6
- Hatti 2
- Adak Kapları. 1
- ambašši 1
- Anadolu 1
- Anadolu Tarihi 1
- Ankuwa 1
- cuneiform 1
- Cuneiform Texts 1
Tatarlı Höyük’ten Hitit İmparatorluk Dönemi’ne Ait Bir Grup Adak Kabı
Höyük · 2024, Sayı 13 · Sayfa: 47-64 · DOI: 10.37879/hoyuk.2024.1.047
Özet
Tam Metin
Ovalık Kilikya’nın doğusunda yer alan Tatarlı Höyük’de yapılan kazılar, yerleşimde MÖ II. binyıl tabakalarının önemini ortaya koyan mimari ve buluntularla karşımıza çıkmaktadır. MÖ II. binyılın ortalarında Çukurova Bölgesi’nde Kizzuwatna Devleti bir Hurri Krallığı olarak kurulmuş ve özellikle Hitit İmparatorluk Dönemi’nde Hitit dinî ve kültürel yaşamına da önemli etkileri olmuştur. Hitit siyasi ve kültürel yapısının güçlü hissedildiği bu dönemde bölgenin belli başlı yerleşimlerinde bu kültüre ait mimari, seramik ve küçük buluntular ele geçmiştir. Bu buluntular arasında Hitit dinî yaşantısının bir yansıması olarak ‘adak’ işlevli olduğu düşünülen, günlük kullanıma uygun olmayan minyatür boyutlarıyla dikkat çeken bazı kaplar da bulunmaktadır[1] . Bu makalede Tatarlı Höyük yerleşiminde 2007-2016 yılları arasında ele geçen bir grup minyatür çanak ve testi tanıtılmaktadır. Belirtilen kazı sezonlarında toplam 11 adet minyatür çanak ve dört adet de minyatür testi ele geçmiştir. Bu kaplardan biri Tatarlı Höyük’te tapınak olduğu düşünülen A yapısı içerisinde bir mekân dolgusunda bulunmuştur. Minyatür çanaklar ayrıca form açısından tipolojik bir sınıflandırma ile ele alınmış ve her tip Hitit Uygarlığının belli başlı yerleşimlerindeki benzerleriyle karşılaştırılmıştır. Tatarlı’da ele geçen ve işlevsel açıdan günlük kullanıma uygun olmayan bu tip kapların çağdaş yerleşimlerde, özellikle Boğazköy’de tapınak alanlarında ele geçtikleri de göz önüne alındığında adak işlevli oldukları ve dinî törenlerde kullanılmış oldukları önerilebilir.
Ortaköy’de Ele Geçen Bir Hitit Mührü
Höyük · 2023, Sayı 11 · Sayfa: 17-30 · DOI: 10.37879/hoyuk.2023.1.017
Özet
Tam Metin
Ortaköy/Şapinuva Kazı Başkanlığı, Çorum Müze Müdürlüğü ve Çorum Emniyet Müdürlüğü’nün iş birliği sonucunda, bronzdan üretilen yarım küre formda bir Hitit mührü bilim dünyasına kazandırılmıştır. Metalden üretilen yarım küre formda damga mühürler, Anadolu arkeolojisinde az sayıda örnekle bilinmektedir. MÖ 15. yüzyılın sonları ile MÖ 14. yüzyıla geçiş sürecinde ortaya çıkan yarım küre formda mühürlerin tarihlemesi konusunda çeşitli görüşler bulunmaktadır. Buluntuların ele geçtiği konteksler, üzerlerinde yer alan hiyeroglif işaretler ile süsleme motifleri mühürlerin tarihleme kriterleri olarak kullanılmıştır. Ortaköy mührü, metalden üretilen diğer yarım küre forma sahip mühür örnekleriyle hem tarihleme hem de süsleme motifleri açısından paralellik göstermektedir. Üzengi biçimli bir tutmağa sahip olan mührün hem dışbükey hem de taban kısmında yer alan hiyeroglif işaretlerle mühür sahibinin adı ve unvanı okunmaktadır. Mührün üzerinde yer alan bantlardaki süslemelerde bitkisel ve simgesel motiflerin yanı sıra mühür sahibinin adı ve unvanına yer verilmiştir. Mühür sahibinin adı ve unvanının bantlar üzerinde süsleme motifi olarak kullanılması diğer yarım küre mühür örneklerinde görülmemektedir. Mührün ele geçtiği Ortaköy ilçesinin sınırları içerisinde, 1990 yılından itibaren kazı çalışmaları yapılan ve MÖ 14. yüzyılın ilk yarısında Hitit İmparatorluğuna başkentlik yapmış Şapinuva kenti yer almaktadır. Mühür, Şapinuva’da tespit edilen Hitit Dönemi’ne ait arkeolojik bulgular ve yazılı belgelerin tarihlemesiyle paralellik göstermektedir. Bu makalede, mührün üzerindeki hiyeroglif işaretlerin okunmasına, mührün üretim tarihinin ve yerinin belirlenmesine odaklanılmıştır.
Kayseri Arkeoloji Müzesinde Bulunan Hititçe Tablet Parçaları I
Belleten · 2021, Cilt 85, Sayı 302 · Sayfa: 1-16 · DOI: 10.37879/belleten.2021.1
Özet
Boğazköy’de ortaya çıkarılan, Hitit (İmparatorluk) Dönemi’ne ait beş adet çiviyazılı tablet (fragmanı), 1932 yılından itibaren Kayseri Arkeoloji Müzesinde bulunmaktadır. Bunlardan (Kayseri 285-ABoT 63=)ABoT 1.63, 1948 yılında yayınlanmış ve “II. Muršili’nin Yıllıklarına” ait olduğu tespit edilmiştir. Bu çalışmada, yayınlanmamış dört tablet parçasından, iki “Kutlama/Bayram Ritüeli” metni (Kay.286, Kay.287) ele alınmış ve flolojik değerlendirmeleri ile sunulmuştur. Her iki tablet parçası da, Boğazköy'de bulunan diğer tabletlerin büyük bölümü gibi dini içeriktedir.
Hitit Tanrılar Topluluğunda Bir Tanrıça: Kappariyamu
Belleten · 2021, Cilt 85, Sayı 303 · Sayfa: 361-382 · DOI: 10.37879/belleten.2021.361
Özet
Eski Anadolu’nun en önemli uygarlıklarından biri olan Hitit uygarlığı tarih boyunca çok sayıda önemli uygarlığa beşiklik etmiş olan ve uygarlıklar tarihinde birçok ilklere tanıklık eden Anadolu’nun verimli toprakları üzerinde MÖ. II. bin yıllarında kurulmuştur. Hint Avrupalı kavimlerden olan Hititler, “Hatti Ülkesi” olarak adlandırdıkları Anadolu’da, siyasi birliği kurduktan sonra yayılmacı bir politika benimsemişlerdir. Bu politika sonucunda Hitit Devleti, Güney ve Güneydoğu Anadolu, Mezopotamya ve Kuzey Suriye’de etki alanı oldukça geniş bir imparatorluk haline gelmişlerdir. Boğazköy’de yapılan arkeolojik araştırmalar sonucunda bulgulanan Hitit dilinde yazılmış olan çiviyazılı kil tabletlerden Hititler’in dine dayalı bir yönetim sistemi benimsedikleri öğrenilmektedir. Bu çalışma, politeist (çok tanrılı) bir inanç sistemine sahip olan Hititlerin resmi dininde ve pantheonunda yer alan Tanrıça Kappariḭamu’nun kökenini, adının anlamını, tanrıçanın ne zaman ve nasıl kutsandığını Hitit çiviyazılı belgelerden elde edilen veriler doğrultusunda filolojik değerlendirmelerle ortaya koymayı amaçlamaktadır.
Dini İçerikli Yeni Hitit Tablet Parçaları
Belleten · 2019, Cilt 83, Sayı 296 · Sayfa: 1-24 · DOI: 10.37879/belleten.2019.1
Özet
Tanıtılacak olan çivi yazılı tabletler, İstanbul'da bulunan Türk ve İslam Eserleri Müzesine bağlı koleksiyoner olan Sayın Muhtar Kent'in koleksiyonundaki 3 yeni Hitit tabletini kapsamaktadır. Tabletlerin geliş yeri envanter defterinde kayıtlı değildir, ancak Hititlerin başkenti Çorum-Boğazköy'den elde edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. 1) 265-(308) envanter nolu tabletin tek yüzünde, son kısımları kırık çivi yazılı satırlar bulunmaktadır. Tabletin mahiyeti konusunda, korunan kelimelerden, tabletin 5 ve 7. satırlarında belgelenen galaktar- ve parhuenaš- kelimeleri ip ucu mahiyetindedir. Bunlar ritüel hazırlığında, Tanrıları cezbetmeye ve yatıştırmaya yarayan iki kurban maddesidir. Bu iki kelimenin yanında 6. satırda, UDUiyant- "koyun veya koyun türü" kelimesi de yer almaktadır. Bu kelimelerden anlaşıldığına göre tabletin konusu bir ritüeli (ayini) içermektedir. 2) 266-(309) envanter nolu tabletin tek yüzünde, baş ve son kısımları kırık çivi yazılı satırlar bulunmaktadır. Tabletin konusu, Hurrice kurban terimlerinin yer aldığı bir kurban listesidir. I MUŠEN (1 kuş), I UDU (1 koyun) gibi kurban hayvanlarının yanında, Hurrice olan ambašši "yakma kurbanı", naši- "Hurrice kurban terimi" kelimeleri belgelenmektedir. Tablette aynı zamanda kurbanların sunulduğu tanrıça isimleri de mevcuttur: DAl-l]a-a-ni; DNI]N.GAL; DIŠTA]R; DNi-n]a-at-ta DKu-li-it-ta gibi. 266-(309) öy. x+1-10' ile KBo 27.191 öy.II 1-11. satırlar arasında, paralel ve duplikat olan satırlar yer almaktadır. 3) 269 envanter nolu tabletin önyüzünde, baş ve son kısımları kırık çivi yazılı satırlar bulunmaktadır. Önyüzde oldukça fazla dökülme vardır. Arkayüzün bir kısmı korunmuş olup yazısızdır. Tabletin korunan satırlarında baş veya son kısmı kırık olan kelimeler tabletin Hattice olduğunu göstermektedir.
Identification of Medical Plants in Hititte Cuneiform Scripts
Belleten · 2017, Cilt 81, Sayı 291 · Sayfa: 305-328 · DOI: 10.37879/belleten.2017.305
Özet
This study was made on the plants used for medical purposes in Hititte cuneiform scripts. There are very few medical texts among Hititte cuneiform scripts. In these texts, it is seen that some plants are used in the treatment of diseases together with various religious rituals. These texts, which have the quality of prescription to some extent, indicate the existence of a traditional medicine in the Hititte era. The mentioned plants' uses in treatment are considered and the connection of these plants to the Anatolian folk medicine today was emphasized. Traditional treatment methods formed as a result of a cultural accumulation. It is possible to see some signs from Anatolia in the 2nd millenium B.C. about the past of the traditional herbal treatment methods which is known to have a long history in Anatolia.
Hitit Kenti Ankuwa'nın Tarihçesi ve Lokalizasyonu Hakkında
Belleten · 1981, Cilt 45, Sayı 180 · Sayfa: 433-456 · DOI: 10.37879/belleten.1981.433
Özet
Tam Metin
M. Ö. III. binyılın sonlarıyla ilgili efsanevi nitelikte ve sonraki devirlerde Hititli kâtipler tarafından Hurri etkisiyle kaleme alınan bazı kaynaklar bir tarafa bırakılacak olursa, en erken Anadolu tarihine ışık tutan otantik yazılı belgelerin, M. Ö. II. binyılın başlarında Asurlu tüccarların Kappadokya'ya gelip ticaret kolonileri kurmalarıyla başladığı görülür. Çivi yazısı ve eski Asur şivesiyle yazılmış olan ve Kültepe - Kaniš/Neša, Boğazköy - Hattuša ve Alişar'da ele geçen bu belgeler, çoğunlukla ekonomik karakterdedir ve bundan dolayı Orta Anadolu'nun o zamanki siyasi tarihi hakkında çok kıt ve ancak dolaylı olarak bilgi vermektedir. Buna rağmen Kappadokya Tabletleri denilen ve geçen asrın sonlarından itibaren bir çok dünya müzeleri ve özel kolleksiyonlara dağılan bu belgeler, bize Anadolu'nun o zamanlar çok sayıda şehir beyliklerinden oluşan (en az 20 adet) siyasi tarihi ile Hattiler, Hititler, Luviler, Palalar, Hurriler, Samiler v. s. gibi oldukça renkli etnik bir görünüm arzeden kavimler topluluğu hakkında değer biçilmez bazı bilgiler vermektedir. Sonradan aynı topraklar üzerinde kurulan Hitit devleti zamanında önemli rol oynayan Anadolu kentlerinden hemen hepsinin kökeninin Hitit öncesi devirlere gittiğini, gene bu tabletlerden öğreniyoruz. Arkeolojik verilerin de gösterdiği gibi, bir kaç istisna dışında, Hititler tarafından kurulmuş bir Anadolu kenti mevcut değildir; çünkü daha neolitik çağda (M. Ö. VII - VI. binyıl) kentsel kültüre geçen Anadolu insanı, Hitit göçlerinden çok daha önceleri, kent konumuna elverişli bütün önemli noktalara birer yerleşim merkezi kurmuştur. Ankuwa da bu Hitit öncesi kentlerden biridir ve -uwa suffixiyle türetilmiş olmasının gösterdiği gibi, (Proto) Hatti kökenli bir kenttir.