5 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Türk Tarih Kurumu
  • II. Abdülhamit
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

19-20. Yüzyıllarda Avrupa’da ve Türkiye’de Askerî Posta Güvercini Kullanımı

Belleten · 2020, Cilt 84, Sayı 301 · Sayfa: 1175-1218 · DOI: 10.37879/belleten.2020.1175
Tam Metin
Haberleşme ile ilgili teknolojik aygıtların icadı öncesinde tüm dünyada haberleşme aracı olarak kullanıldıkları bilinen güvercinler, 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren özellikle Avrupa’da tekrar askerî haberleşme amacıyla kullanılmaya başlanmıştı. Savaşlar sırasında muhasara altına alınan ve telgrafla haberleşme hatları kesilen bölgelerin dışarısı ile haberleşmesi güvercinler aracılığıyla sağlanmaktaydı. 1870-1871 AlmanyaFransa Savaşı’nda Paris’in muhasarası sırasında Fransızlar Paris ile haberleşmek için posta güvercini kullanmış, bu savaşı takip eden yıllarda Avrupa ülkelerinde askerî birimler içerisine posta güvercini (Latince isimlendirmesi Columba Livia Domestica) şubeleri de dâhil edilmişti. Avrupa’daki gelişmeler birçok konuda olduğu gibi Osmanlı Devleti’ne de yansımış, özellikle II. Abdülhamit döneminde İstanbul merkezli bir posta güvercini sistemi kurulmaya çalışılmıştı. Sultan’ın iktidarının son yıllarında nizamnamesi de yayımlanarak Avrupa’da olduğu gibi resmî bir askerî birim haline getirilmeye çalışılan posta güvercini sisteminin uygulamaya konulması mümkün olamamıştı. Buna karşılık başta Rusya olmak üzere farklı ülkelerin Osmanlı sınırlarında güvercinler aracılığıyla istihbarat topladıkları görülmekte ve devlet bu karşı istihbarat faaliyetlerine engel olmaya çalışmaktaydı. Hem II. Abdülhamit döneminde hem de sonrasında – özellikle Birinci Dünya Savaşı sırasında – devletin güvenlik endişeleri arasında başka ülkeler tarafından kullanılan posta güvercinleri de yer alıyordu. Osmanlı Devleti bunlarla mücadele ederken kendi posta güvercini sistemini kurmak için uğraşmaya da devam etmişti. Uygulamaya bir türlü geçirilemeyen bu sistemle ilgili çalışmalar, Cumhuriyet’in ilk yıllarında da sürdürülecek ve Türkiye Cumhuriyeti’nde de askerî posta güvercini sistemi kurmaya yönelik çalışmalar görülecekti.

II. Abdülhamit Dönemi Osmanlı Maden İmtiyazları (1878-1899)

Belleten · 2007, Cilt 71, Sayı 262 · Sayfa: 969-996
XIX. yüzyılın ikinci yarısı, Osmanlı Devleti'nin yabancı devletlerle yapmış olduğu ticarî anlaşmalardan dolayı, yabancı yatırımların arttığı bir dönem olmuştur. Yabancı yatırımlar daha çok demiryolu, liman, fenerler, kamu hizmeti alanlarında yoğunlaşmıştır(1). Madencilik de yapılan bu yatırımlardan nasibini almıştır.

II. Abdülhamit Döneminde Yabancı ve Azınlık Mekteplerinin Faaliyetleri

Belleten · 2007, Cilt 71, Sayı 261 · Sayfa: 613-652 · DOI: 10.37879/belleten.2007.613
Tam Metin
Osmanlı Devleti, çok çeşitli etnik ve dini özelliklere sahip nüfusu bünyesinde barındıran bir demografik yapıya sahip olmuştur. Müslüman olmayan (gayrımüslim) nüfusun hak ve sorumlulukları, söz konusu dönem içerisinde İslam hukukunun öngördüğü esaslar çerçevesinde belirlenmiştir. Buna göre gayrımüslimlerin, azınlık olarak, özellikle dini haklarının korunduğu, askerlik görevinden muaf tutuldukları, mal ve can güvenliklerinin teminat altına alındığı, dolayısıyla Müslüman olan vatandaşlar karşısında ikinci sınıf bir hukuki statüye sahip olmadıkları bilinmektedir.

Son Dönemde Karahisar-ı Sahib Medreseleri ve Islâh-ı Medâris Uygulaması

Belleten · 1994, Cilt 58, Sayı 223 · Sayfa: 635-658
Tam Metin
Büyük Selçukluların İslâm dünyasına yaptıkları, çok sayıda ve değerli katkılar arasında, devlet desteğinde medreseler kurma uygulamasının, şüphesiz pek önemli bir yeri vardır. Bağdad Nizamiyesi'nin açılmasıyla başlayan bu sürecin, asırlarca ve bütün İslâm coğrafyasını kaplayarak devam ettiğini biliyoruz. Bir Türk-İslâm devleti olarak Osmanlı Devleti de tabiatıyla bu gelişmeden uzak kalmamıştır. Uzun yüzyıllar boyunca medreseler, bu devletin idare çarkını döndüren çeşitli kademelerdeki görevlilerin yetiştikleri başlıca kaynak olmuştur. Ayrıca da medreseler, gerek kendisinde okuyanlara doğrudan; okumayanlara ise buradan feyz almış imam, vaiz, müftü gibi din görevlilerinin kitabî bilgiyi sözlü kültür halinde takdimleriyle, dolayısıyla etki etmiş, böylece müslüman Türk'ün kültür dinamikleri arasında inkârı mümkün olmayan bir yer tutmuşlardır.

V. İ. ŞPİL'KOVA : Mladoturetskaya revolyutsiya 1908-1909 gg. (Genç Türk Devrimi, 1908-1909) Moskva 1977 Glav. red. vost. Lit-rı izd-va "Nauka". 295 S. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1980, Cilt 44, Sayı 175 · Sayfa: 584-585
Tam Metin
Bu monografi, Sovyet historiyografisinde, Genç Türk Devrimi'ni genel çizgileriyle inceleyen ilk kitap olarak ortaya çıkmaktadır. Türk arşivlerinden yararlanma olanağı bulamayan yazar, yayımlanmamış olan Rus ve Bulgar arşivlerinden, Rus konsolos raporlarından, İngiltere, Fransa, Almanya, Avusturya - Macaristan, Bulgaristan diplomatik belge yayımlarından yararlanmıştır. Kitap, Önsöz ve Sonsöz'le birlikte beş bölümden oluşmaktadır. Bu bölümlerde, Genç Türk Devrimi'nin toplumsal-ekonomik ve siyasal koşulları, Devrim'in başlangıcı ve Anayasa'nın geri getirilmesi, Devrim'in ilk aşamasında Batılı devletlerin tutumu, Anayasa'nın geri getirilmesinden sonra Osmanlı İmparatorluğu'nda iç karışıklıklar, Devrim'e karşı 13 Nisan (31 Mart) 1909 ayaklanması ve ülkede geçici olarak istibdat rejiminin geri getirilişi, bu ayaklanmanın bastırılması, II. Abdülhamit'in tahtan indirilmesi ve Genç Türkler'in iktidara gelişi incelenmektedir.