16 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Kafkasya
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Kafkas Harekâtının Perde Arkası

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2000, Cilt XVI, Sayı 47 · Sayfa: 367-393
Bu makalede Sarıkamış faciası ile sonuçlanan Kafkas harekâtının belki de bugüne kadar yapılmış çalışmaları bir başka açıdan takviye edecek olan- farklı bir boyutuna değinilecektir: Jeopolitik, strateji ve uluslararası ilişkiler açısından çok önemli bir Teşkilât-ı Mahsûsa faaliyeti sergilenecektir

Azerbaycan-Osmanlı Siyasi-Askeri İlişkileri (1917-1918)

Belleten · 2000, Cilt 64, Sayı 240 · Sayfa: 509-522
Tam Metin
Kafkasya'ya ait problemlerin çözümünde ilgili olan Osmanlı, çeşitli devletlerin destekledikleri Ermenilerin Azerbaycan topraklarına tecavüz etmesine ilgisiz kalamazdı. Bu durum aslında aşağıdaki nedenlere bağlıydı. a) Bazı devletlerin Ermenileri korumak adı altında ve onların aracılığı ile Transkafkasya'da güçlenmek amaçları, bununla da Osmanlı İmparatorluğu için doğrudan belli tehlike oluşturmaları, b) Ermenilerin Türkiye ve Azerbaycan toprakları hesabına "Büyük Ermenistan" kurmak arzuları; c) Azerbaycan'ın Türk Müslüman nüfusunun maksatlı soykırımı siyasetine uğraması, siyasi-askeri yardıma kesin ihtiyaç duyması vs. 1917 yılının sonlarına doğru Ermeniler bölgedeki amaç ve siyasetlerini tam olarak açıkladıklarında ve Azerbaycan sınırlarında çok sayılı zorakilik hareketlerine başvurduklarında, Osmanlı bazı önlemler almak zorunda kaldı. Bu konuda ilk olarak Transkafkasya'da askeri operasyonları durdurmak ve durumu sabitleştirmek yolunda gösterilen diplomatik girişimleri belirtmek lazımdır. Bu girişimler içerisinde Osmanlı Devleti ile Güney Kafkasya komiserliği arasında 05 Aralık 1917 yılında imzalanan 14 maddelik Erzincan Mütarekesi önemlidir.

Birinci Dünya Savaşı Sonlarında Kafkasya'da İngiliz Faaliyetleri

Belleten · 2000, Cilt 64, Sayı 240 · Sayfa: 487-508
Tam Metin
Dünya üzerinde stratejik açıdan çok önemli bir coğrafya üzerinde bulunan Kafkasya tarih boyunca çevresindeki büyük devletlerin sürekli ve yakın ilgisini üzerinde hissetmiştir. Doğuda Hazar Denizi'nden batıda Karadeniz'e uzanan, kuzeyde Rusya ile güneybatıda Türkiye ve güneyde İran'a dayanan bu bölge kaçınılmaz olarak Rusya, İran ve Osmanlı Devleti'nin mücadele sahası olmuştur. Bölgenin eşsiz coğrafi konumu çevresindeki güçlerce rakiplerinin nüfuz sahasını daraltma projelerinde geçit olarak telakki edilmiştir. Hakikaten tarihi gelişmelere bakıldığında görülecektir ki eğer bölge Türk hakimiyetine geçmişse daha kuzeye Türk ilerleyişini kolaylaştırmış; İran hakimiyetinde ise İran'ın Anadolu'ya ve kuzey Kafkasya'ya yönelik genişleme gayretlerini mümkün kılmış; Rus hakimiyetinde ise İran üzerinde Rusya'nın nüfuz kurmasına ve Osmanlı'nın aleyhine genişlemesine ve böylece sıcak denizlere yaklaşmasına imkan vermiştir.

XIX. Yüzyılda Kırım, Kafkasya ve Civarında Misyonerlik Faaliyetleri

Belleten · 2000, Cilt 64, Sayı 241 · Sayfa: 921-948
Tam Metin
Rusların 1550'li yıllarda Kazan ve Astrahan'ı, 1722 yılında Derbent ve Bakü'yü, 1783 yılında da Kırım'ı zabtederek Tiflis Krallığı'nı himayelerine almaları ile bu bölgedeki güç dengesi önemli ölçüde Ruslar lehine değişti. 1785'te Şeyh Mansur'un Ruslara karşı direnişi ile başlayan Kafkas kabilelerinin Rus kuvvetlerine karşı mücadeleleri Şeyh Şamil ile doruk noktasına çıkmış, O'nun 1859 yılında teslim olmak zorunda kalmasıyla bir müddet de Muhammed Emin Efendi tarafından yürütülmüş ise de, 1864 yılından sonra buralar da Rusların hâkimiyet alanı olmaktan kurtulamamıştır.

Dünya Savaşı Sonunda Enver Paşa'nın Kafkasya'daki Planları Ve İngiltere

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1998, Cilt XIV, Sayı 41 · Sayfa: 514-520
Bilindiği üzere I. Dünya Savaşı'nda İtilâf Devletleri galip gelmiş, 1918 sonlarında Almanya, Avusturya-Macaristan ve Osmanlı Devleti ateşkes isteyerek kaybeden taraf olduklarını kabul etmişlerdi. Her ne kadar savaşı galip olarak bitirdiyse de İngiliz Hükümetini rahatsız eden bazı hususlar vardı. Bu hususlardan biri de Enver Paşa'nm savaş sonrası dönemde Kafkasya'da İngiltere'nin Ortadoğu'da menfaatlerini tehdit edecek bir harekete teşebbüs etmesi ihtimali idi. Kafkasya coğrafyası o günün İngiltere'si için özel bir öneme sahipti. İran'daki İngiliz nüfuzunun devamı, yeni ele geçirdiği petrolce zengin Orta Doğu topraklarının emniyeti e Anadolu'nun geleceğinin İngiliz emperyalizmine uygun olarak tanzim edilmesi ancak Kafkasya'nın geçici de olsa İngiliz denetimi altında olması ile mümkün görülmüştür

Harbord Misyonu Nasıl Ortaya Çıktı?

Belleten · 1997, Cilt 61, Sayı 232 · Sayfa: 701-708
Tam Metin
Bilindiği gibi, Millî Mücadele tarihimizin önemli olaylarından biri de, Amerikalı General James G. Harbord'ın,"Ermenistan mandası" konusunda, 46 kişilik heyeti ile Doğu Anadolu ve Kafkasya'da yaptığı inceleme gezisi sırasında, 22 Eylül 1919 günü Sivas'ta, Atatürk ile yaptığı 2-3 saatlik görüşmedir. Atatürk-Harbord görüşmesi konusunda bizde yapılan ilk derinlemesine inceleme, Rahmetli Dr. Fethi Tevetoğlu'nun Türk Kültürü Dergisi'nin 1969 Şubat, Mart, Haziran ve Temmuz sayılarında yayınladığı dört dizilik makalelerdir.