62 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yazarlar
Anahtar Kelimeler
- War of Independence 6
- İstiklal Harbi 5
- Tarih 5
- Türkiye 5
- Anadolu 3
Kurtuluş Savaşı’nda İstanbul Gizli Grupları
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1986, Cilt II, Sayı 5 · Sayfa: 519-526
Özet
Mondros Mütarekesi'nden sonra, İstanbul'da bazı gruplar ortaya çıkmıştır. Mütareke sonrası kurulan ilk teşkilât "Karakol Cemiye ti"dir. Talât Paşa'mn direktifiyle kurulan bu Cemiyet, başlangıçta, İstanbul'da kalan eski İttihatçılar arasında dayanışma sağlamak amacıyla kurulmuştur. Kurucuları ise, Kara Vasıf ve Galatalı Şevket Beylerdir. Cemiyetin çalışmaları çok yönlü olmuştur. İstanbul halkını ve Anadolu yakasındaki çeteleri de silâhlandırmışlardır. Bunun yanında İstanbul semt ve kazaları teşkilâtlandırılarak, İstanbul - Anadolu arasında irtibatı temin amacıyla Kocaeli mıntıkasında bir menzil hattı (teşkilâtı) kurulmuştur.
Kurtuluş Savaşında Demiryolculuk VI
Belleten · 1986, Cilt 50, Sayı 198 · Sayfa: 861-876 · DOI: 10.37879/belleten.1986.861Türk Kurtuluş Hareketinin Safhaları ve Çağdaşlaşmaya Etkileri
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1985, Cilt I, Sayı 2 · Sayfa: 319-326
Özet
Bu konu; İçişleri Bakanlığına, Millî Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığına ve Yükseköğretim Kurulu Başkanlığına duyurularak Atatürk'ü anma toplantılarında diğer konularla birlikte, bir konuşmacı tarafından işlenmesi önerimiz yetkililer tarafından benimsenmiş ve mahallî kuruluşlara yayınlanmıştır.
Kurtuluş Savaşında Demiryolculuk V
Belleten · 1985, Cilt 49, Sayı 195 · Sayfa: 579-592 · DOI: 10.37879/belleten.1985.579
Özet
Tam Metin
"Ankara İtilâfnamesi", yurt çapındaki öneminden ayrı olarak; yurt dışından ve yurdumuzun öteki köşelerinden gereksindiği malzemeleri Mersin Limanı yolu ile getirtmeyi sağlamış olması bakımından Demiryolu işletmeciliğimiz için, ayrıca bir önem taşımakta idi. Adana, Tarsus ve Mersin canlı piyasaları ile doğrudan bağlantı kuran Demiryolları İdaresi, buralarda tüccar ve fabrikatörler elinde, işletme için en büyük önemi taşıyan, satışa arzedilmiş maden kömürleri bulmuştur. Nitekim Genel Müdürlükten Nafıa Vekâletine gönderilen 7.1.1338 (1922) tarihli bir telgraf, Mersin'de bir tüccarda bulunan 250 ton "tuğla halindeki" maden kömürünün satın alınarak bir kısmının getirtilip kullanılmasına başlanıldığını bildirmektedir.
Kurtuluş Savaşında Demiryolculuk IV
Belleten · 1984, Cilt 48, Sayı 191-192 · Sayfa: 497-512 · DOI: 10.37879/belleten.1984.497
Özet
Tam Metin
Anadolu-Bağdat Demiryolları İdaresinde ötedenberi bir yabancı dil kullanılması ile, bu İdarede çalışan kimselerin nitelikleri arasındaki sıkı ilişkiyi görmüş olduğu anlaşılan Naifa Vekili Ömer Lütfi Bey'in; Demiryollarında Türkçe kullanılacağı buyruğunu; müslim olmayan memurları görevden uzaklaştırdıktan sonra vermiş olduğu görülmektedir. Ancak, işlemlerinde Fransızca kullanmanın bu kurumun bir özelliği olmadığı; yabancı sermayeli başka kurumlarda da Fransızcanın kullanılmakta olduğu, bunun Osmanlı topluluğunun siyasal ve kültürel durumunun bir sonucu görümünde bulunduğu, bundan önceki yazımızda belirtilmeğe çalışılmıştı. Alman sermayeli olan Anadolu Demiryolu ortaklığının başına geçenlerin, Fransızcanın bu yaygınlığına karşı, kendi yararlarına doğrudan bir değişiklik yapamayacaklarını görerek, daha başlangıçta, Almancayı da geçerli bir dil olarak araya sokmaya çalıştıklarının örneklerine rastlanılmıştır.
Kurtuluş Savaşında Demiryolculuk III
Belleten · 1983, Cilt 47, Sayı 187 · Sayfa: 677-696 · DOI: 10.37879/belleten.1983.677
Özet
Tam Metin
Bundan önceki yazımızın sonunda; ileri sürdüğü koşulların Nafia Vekili Rauf (Orbay) Bey tarafından benimsenmesi sonucunda, Bakanlar Kurulu kararı ile yeniden Demiryolları Umum Müdürlüğüne atanmasını kabul ettiğini belirttiğimiz Erkânı Harp Miralay (Kurmay Albay) Behiç Bey'e bu kararın 3 Aralık 1337 (1921) de bildirilmiş olduğu anlaşılmaktadır. I. İnönü savaşından sonra, tabip raporu ile istirahatlı olmasından, yerine vekil olarak gönderilmiş Binbaşı Halit Bey'in asil olarak atandığını bildiren 2 Nisan 1337 (1921) tarihli buyruk üzerine Demiryolları Umum Müdürlüğünden ayrılması ile bu göreve yeniden başlaması arasında sekiz ay geçmiş olduğu anlaşılan Behiç Bey'in, bu zaman içinde başka bir görev almağa yönelmediği, bu sonucu beklediği görülmektedir. Nitekim; bize yaptıkları açıklamada: "... tevazua aykırı ise de, o aralık bu işi" kendisinden başka yapacak kimse olmadığını, ve "sırf zaferin temini için bu ağır" görevi kabul ettiğini bildirmekte idiler.
BERTHE GEORGES:GAULIS, Kurtuluş Savaşı sırasında Türk Milliyetçiliği, Türkçe'ye çeviren: Cenap Yazansoy. İst., 1981, Sebât Matbaası, Tarih ve Edebiyat Yayınları -4, 156 sayfa [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 1982, Cilt 46, Sayı 183 · Sayfa: 637-658
Özet
Tam Metin
Tanıtmağa çalışacağımız eser, Madame Berthe Georges-Gaulis'in, Paris'te 1921'de Librairie Plon tarafından yayımlanan Le Nationalisme Turc adlı eserinin tercemesidir. Kitabın başında Şevket Rado'nun Kurtuluş Savaşı sırasında Madame Berthe Georges-Gaulis, Bir Türk Dostu başlıklı yazısı bulunmaktadır. Bunda sırasıyla, Naşid Hakkı Uluğ'un Milli Mücadele'de Türk-Fransız Münâsebetleri makalesi ile, Prof. Dr. Feridun Ergin'in K. Atatürk adlı eserinden, Sa'di Borak'ın neşrettiği, "Milli da'vâmızın meşrû'luğunu isbât için pek yüksek fedakarlıklarda bulunan, Madame Gaulis'e bir teşekkür mektubu yazılması hakkında T.B. Millet Meclisi Reisliği'nce verilen, ittifâkla kabûl edilen belgeden faydalanılmış, Berthe Georges-Gaulis'e yazılan, Türkiye Büyük Millet Meclisi Reisi Başkumandan Mustafa Kemal unvân ve imzalı, 5 Eylül, 1921 tarihli mektubun Türkçe'ye tercemesinin tam metni de neşredilmiştir. Şevket Rado'nun, eserin başında yer alan bu yazısında Berthe Georges-Gaulis'in İstanbul'a ilk gelişi hakkında kısaca bilgi de verilmiştir: Parisli gazeteci Georges-Gaulis, Abdü'lhamid devrinde, 1896'da Le Temps gazetesinin temsilcisi olarak eşi Berthe ile İstanbul'a gelmiştir. Uydurma haberler vermeyen, memleketimizce ciddi, çalışkan bir gazeteci olarak tanı lan Georges-Gaulis, 1912'de, Balkan Savaşı sırasında hastalanıp İstanbul'da ölmüştür. Onun ölümünden sonra eşi Berthe, kocasının işini devam ettirmiş, ünlü gazeteciler arasında yer almış, Birinci Cihan Savaşı başlayınca siyasi sebepler yüzünden İstanbul'da daha çok duramayarak memleketine dönmek zorunda kalmıştır (S. 5-18).
Kurtuluş Savaşı Günlerinde İngilizlerin Eline Geçen Türkiye Büyük Millet Meclisi Gizli Tutanakları
Belleten · 1981, Cilt 45, Sayı 179 · Sayfa: 215-302 · DOI: 10.37879/belleten.1981.215
Özet
Tam Metin
Sayın Sadi Borak'ın 1977 Eylülünde Çağdaş yayınları arasında yayımlanan "Gizli Oturumlarda Atatürk'ün Konuşmaları" başlıklı yapıtını büyük bir ilgiyle izledim. Yazar, yapıtının "Sunu" bölümünde şöyle diyor: "Bu beyanlar (Atatürk'ün), Türkiye Büyük Millet Meclisi arşivinde 56 yıldır gizliliğini korumaktadır. ..." Ondört yıldan beri Avrupa arşivlerinde, özellikle İngiltere Devlet Arşivinde 2 yapmış olduğum araştırmalar sonunda ele geçirmiş bulunduğum birçok belgelerin ışığı altında, Sayın Sadi Borak'ın bu iddiasına katılamıyacağım, çünkü Kurtuluş Savaşımız günlerinde BMM'nin sık sık yapmış olduğu gizli oturumların tutanaklarının en önemlilerinin içeriği İngiliz ajanlarınca öğrenilerek ivedilikle İngiltere yönetimine duyuruluyor; o günlerde oldukça gizli sayılan bu belgeler, İngiltere'nin siyasasını çizen ve uygulayan devlet adamları ve yetkililerce dikkatla okunuyor; Kemalist Türkiye'ye karşı ne denli bir yöntem izlenileceği ona göre ayarlanıyordu.
Atatürk'ün Amerikan Milletine Seslenişi
Belleten · 1981, Cilt 45, Sayı 178 · Sayfa: 107-112 · DOI: 10.37879/belleten.1981.107
Özet
Tam Metin
Doğumunun 100. yıldönümü nedeniyle tümü Atatürk'ün anısına ayrılmış bulunan BELLETEN, Cilt XLV, Sayı 177'de Atatürk'ün uzun yıllar önce yayınlanmış, sonra unutulmuş ve "Söylev ve Demeçler" dizisine de alınmamış bazı konuşma, demeç ve direktiflerini "Atatürk'ün Günümüz Olaylarına da Işık Tutan Bazı Konuşmaları" başlığı altında ve gerekli notlar ve açıklamalarla yayınlamıştık. Bu kez de zamanı, kapsamı ve amacı bakımlarından son derece önemli bulduğumuz bir mesajını aynı metodla, yani gerekli bazı notlar ve açıklamalarla yayınlarken 100.cü doğum yıldönümünde yapılması gerekenlerden hissemize düşen çok küçük bir payı yerine getirmenin kalp huzuru içinde bulunuyoruz. Birinci Dünya Savaşı, Osmanlı İmparatorluğu ve bağlaşıkları için, yenilgi ile sonuçlanmıştı. Osmanlı devlet adamları bu yenilgiyi tam bir teslimiyetle kabullenmişler ve bunu Mondros Mütarekenamesi ile belgelemişlerdi. Ne var ki Türk milleti bu yenilgiyi, özellikle galip devletlerce Mütareke hükümlerine uyulmayarak Türk milletinin toptan yok edilmesi biçiminde gelişen öneri ve davranışları kabullenmemiş, yer yer "Reddi İlhak" ve "Müdafaai Hukuk" örgütleri kurularak yeni bir direnişin hazırlığı içine girilmişti.
Kurtuluş Savaşında Demiryolculuk II
Belleten · 1981, Cilt 45, Sayı 178 · Sayfa: 79-106 · DOI: 10.37879/belleten.1981.79
Özet
Tam Metin
Bundan önceki yazımızda, bu özetlemeleri Türk Demiryolculuğunun kurucusu sayılan Behiç Erkin'in "o zamanlar henüz bir yere vermedikleri defter ve dosyalardaki yazı kopyelerine göre" yaptığımızı açıklamıştık. Göreve başlamasından önceki durumları da kapsayan, Demiryolları İdaresinin gelen - giden yazılarının önmeli olanları birer kopyesini bulunduran bu büyük defterlerde, konu ile ilgili olarak, sayın Behiç Erkin'in, o zamanki görüş ve kanılarını yansıtan kısa notlarına da rastlanılmaktadır. Bundan önceki yazımızın sonunda geçen ve odun parası olarak verilecek on bin lirayı gelip alması için gece yarısı uyandırılması olayı ile, Orman memurlarının davranışlarının üzerinde bıraktığı izlenimleri yansıtan notlar, bunlara birer örnek olmaktadır. 1. derecede önemli olanların yazıldığı bu büyük defterlerle, önemi 2. derece olan dosyalardaki yazı suretlerinden; engüç koşullar altında, yeni doğmaya başlıyan Türk Demiryolculuğunun; başlıca yakıt olarak kullanılan odun satın alınması ile memur ve işçilerin aylık ve gündeliklerinin ödenmesi için gereken paranın bulunmaması gibi doğrudan mali nitelikte olanlardan ayrı nitelikte, büyük uğraşıları gerektirecek başka sorunları da olduğu görülmektedir. Bunlar arasında "Dışarıdan işlere karışma" niteliğindekiler önemli bir yer tutmaktadır.