63 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yazarlar
Anahtar Kelimeler
- War of Independence 7
- İstiklal Harbi 5
- Tarih 5
- Türkiye 5
- Anadolu 3
Mudanya Bırakışmasının Ellinci Yıldönümü
Belleten · 1973, Cilt 37, Sayı 145 · Sayfa: 95-112 · DOI: 10.37879/belleten.1973.145-95
Özet
Tam Metin
Elli yıl önce, Anafartalar kahramanı Mustafa Kemal (Atatürk)'ün komutası altındaki Türk orduları, Çanakkale'de, İstila Gücü Başkomutanı Tüm-General Sir Charles Halington'un idaresindeki İngiliz askeri birlikleriyle çarpışmak üzere, düşman ordusunun karşısında mevzi alıyordu. İngiliz ordusunun Türk toprakları üzerinde ne işi vardı ve neden bu iki ulusun orduları silâhlı bir çatışmaya hazırlanıyordu? Bu iki soruya cevap verebilmek için Birinci Dünya Savaşına kısaca bakmak gerekmektedir. Almanya, Avusturya-Macaristan ve Bulgaristan'ın da katıldığı Merkez Kuvvetleri safında bu savaşa giren Osmanlı İmparatorluğu; İngiltere, Fransa ve İtalya'dan müteşekkil Antant Devletleri tarafından yenilgiye uğratılmış; 30 Ekim, 1918'de Mondros Bırakışmasının imzalamaya zorlanmıştı. Bazı maddeleri kasten belirsiz bir halde kaleme alınan bu Bırakışma, Bağlaşıklara, "gizli antlaşmalara ve fetih hakkına" dayanarak Türk ülkelerini bir savaş ganimeti olarak ele geçirmek fırsatını veriyordu. Savaşa katılan Bağlaşıklar arasında çeşitli tarihlerde imzalanan bu gizli antlaşmalar, Osmanlı İmparatorluğunun ortadan kaldırılarak Türk topraklarının İngiltere, Fransa, İtalya ve Çarlık Rusya arasında paylaşılması gayesini güdüyor; bir bakıma, Bağla-şıkların riyakârlığını ortaya çıkarıyordu; çünkü Osmanlı İmparatorluğuna karşı savaşan devletler, çeşitli vesilelerle savaş gayelerini açıklarken, Türk ülkelerinin bütünlük ve bağımsızlığına el sürmeyeceklerine söz vermişlerdi.
Mustafa Kemal'in Amiral Brock'a Mektubu
Belleten · 1972, Cilt 36, Sayı 144 · Sayfa: 535-540 · DOI: 10.37879/belleten.1972.144-535
Özet
Tam Metin
Atina hükümeti, Yunan ordusu 30 Ağustos 1922'de Dumlupınar'da tamamiyle yenildikten sonra tüm Anadolu'yu boşaltmanın gerektiğini anladı. Bunun için Yüksek Komiseri Simopoulos vasıtasıyle Müttefik Komiserler Pelle, Rumbold ve Garroni'den aracılıkta bulunmalarını rica etti. Bunlar, İzmir'deki amiral ve başkonsoloslarını şehrin Türk ordusuna tesliminde anlaşmayı sağlamak üzere görevlendirdiler. Fakat olaylar çok çabuk geliştiğinden böyle bir görüşme yapılamadı. Daha ertesi gün (9 Eylül) muzaffer Milli Ordu, İzmir'e girdi. İngiliz Başkonsolosu Sir Harry Lamb, öncü kumandanı Yüzbaşı Şerefeddin'in yanına gidip Fransızca konuşarak şehrin Yunan ordusundan kurtarılmış olduğuna dair haberiyle onu selamladı. O da Fransızca şu cevabı verdi: "Müttefik devletleri temsil etmeniz dolayısıyle sizden kendi jandarmamız gelinceye kadar şehirde bizimle birlikte zabıta nizamını sağlamamamızı rica etmeğe yetkili bulunuyorum. Mustafa Kemal Paşa yakında buraya varacaktır".
Mustafa Suphi ve Millî Mücadeleye El Koymaya Çalışan Bazı Dışarda Akımlar
Belleten · 1971, Cilt 35, Sayı 140 · Sayfa: 587-654 · DOI: 10.37879/belleten.1971.140-587
Özet
Tam Metin
Bilindiği gibi M. Suphi başarılı bir öğrenci olarak İstanbul'da hukuk ve Paris'te "Sciences Politiques" okullarını bitirmiş ve Osmanlı Ziraat Bankası ile tarım kredisi üzerinde beğenilmiş bir tez yazdığı gibi bunu daha derinleştirerek tanınmış uluslararası dergilerde yayınlamıştır. Ancak onun aşırı tutkunluğu, ulaşmak istediği ereklere varmak için gösterdiği ivecenlik, zamanın birçok işi kolaylaştırmak için bir etken olduğunu ta baştan anlamayışı, onun yeteneklerinin yurttan yana işlemesini engellemiş ve kendisini sapı k yollara itmiştir. Mustafa Suphi siyasal yaşantıya, zamanın pekçok gençleri gibi İttihat ve Terakki içinde başlamış, ancak az sonra ondan ayrılmıştır. Bu ayrılışta bu partinin yanlış ve zararlı tutumunu görmüş olmasının payı herhalde vardır. Bununla birlikte 1918 bırakışmasından sonra Avrupa'ya kaçmış olan İttihat ve Terakki büyüklerinden Dr. Nazım'ın eski maliye nazırı Cavid'e yazdığı 15 Nisan 1921 günlü mektupta Mustafa Suphi'nin öldürülmesi dolayısıyle şunlar vardır : "Mustafa Suphi'yi elbet hatırlarsın. Selânik'te inikat eden (toplanan) İttihat ve Terakki umumi kongresinde Anadolu'dan murahhas olarak gelmiş ve İktisat Nezaretine getirilmemiş olduğu için bilâhare bize muhalif bir vaziyet almıştı." Anılan kongre 1911 kongresidir. O sırada İttihat ve Terakki parçalanmak tehlikesi geçirmiş, epey zayıflamış ve devletten imtiyazlar alarak veya parti desteğiyle "iş" görerek zenginleşen partili mebuslara karşı çetin saldırılarda bulunulmuştu.