4 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Layiha
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

III. Selim Devri Siyasi Literatürüne Bir Katkı: Yeni Bir Layiha Üzerine Notlar

Belleten · 2012, Cilt 76, Sayı 275 · Sayfa: 75-146 · DOI: 10.37879/belleten.2012.75
Tam Metin
Bu makale, Nizam-ı Cedid hareketinin siyasi ajandasının tasvir edildiği devrin layiha literatürüne küçük bir katkı yapmayı amaçlamaktadır. Nitekim III. Selim döneminde kaleme alınan politik metinler, Osmanlı devlet adam­larının siyasi ve sosyal hayata bakışını şekillendiren perspektifi tahlil ede­bilme bağlamında önemli imkanlar sunmaktadır. Çalışmamıza konu olan layiha, Süleymaniye Kütüphanesi Esad Efendi kitapları arasındadır. Bir müsvedde olduğu anlaşılan layihada, sosyal hayata dair çeşitli düzenlemeler ve bu hususta alınması önerilen tedbirler ile taşra idaresi, vergiler ve Os­manlı merkez teşkilatının yeniden yapılandırılması tartışmaya açılıyor. Sa­vunma merkezli düşünce yapısının bir yansıması olarak müellif, yeni bir ordunun kurulması ve kadim ocakların yeniden yapılandırılması konularına büyük bir önem atfetmektedir. Bunların yanı sıra Bab-ı Ali'nin takip etmesi gereken dış politika ve kurulması planlanan daimi elçilikler de İmparator­luğun savunmasında rol oynayan enstrümanlar olarak layihaya dahil edil­miştir. Makalede, öncelikle lll. Selim devrinde kaleme alınan siyasi metin­ler kısaca değerlendirilerek layihanın müellifi ve telif tarihi gibi önemli noktalar çözümlenmeye çalışılmıştır. Takiben layihanın içeriği, devrin siyasi literatürü ve kanunnameleri ile karşılaştırmalı olarak ele alınmış ve layiha­nın öngördüğü sosyo-ekonomik ve sosyo-politik düzen konusunda kısa bir değerlendirme yapılmıştır.

GELiBOLULU MUSTAFA ALI VE MEVAiDUN - NEFAiS FI KAVAiDi'L - MECALiS

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2002, Cilt 50, Sayı 1 · Sayfa: 1-8
Osmanlı siyasi ve müesseseler tarihi bakımından oldukça zengin kaynaklara sahip olmasına rağmen, bu kaynaklarda Osmanlı sosyal hayatı hakkında çok fazla bilgiye sahip değiliz. Gelibolulu Mustafa Ali'nin "Mevaidu'n- Nefais fi Kavaidi'l-Mecalis" adlı eseri belki diğer bir çok eserde bulamayacağımız XVI. asır Osmanlı sosyal hayatını, gorgu kurallarını, sosyal sınıflarını, Osmanlı toplumunu en iyi şekilde yansıtan bir eserdir. Eser XVI. asır sosyal hayatı hakkında bilgi vermekle birlikte aynı zamanda bir siyaset-name layiha özelliği de taşımaktadır.Osmanlı yaşayışı ve hayat tarzı her zaman merak edilen konulardan birisi olmuştur. Ali, eserinde saray hayatından, devlet müesseselerindeki bozulmalardan, sosyal sınıflardan, kahvehane, meyhane, çeşitli meslek gurupları (harem, hizmetkarlar), dini hayat, toplum yaşantısından çok ilginç kesitler sunması bakımından çok önemlidir. Ali'nin bu eseri böyle çok değişik bilgileri verirken zaman zaman ölçüyü kaçırarak mübalağaya kaçmışsa da dönemin sosyal hayatı hakkında önemli bilgiler vermesi bakımından kıymetli bir kaynak niteliğindedir.

Tuna Vilâyetinin Teşkîline, Karadağ ve Hersek Vukuâtına (1861) Dâir Cevdet Paşa Tarafından Kaleme Alınan Lâyiha

Belleten · 1995, Cilt 59, Sayı 226 · Sayfa: 715-738 · DOI: 10.37879/belleten.1995.715
Tam Metin
Cevdet Paşa, devletin birçok kademesinde görev yapmış ve bu arada her fırsatta, devlet idaresinin çürük taraflarını ve devlet ricâlinin suiistimallerini çekinmeden tenkîd etmiş, çeşitli meselelerde isabetli kararlar vermiş ileri görüşlü bir devlet adamı oldugu gibi, birçok konuda yazmış olduğu kıymetli eserleri ile de ilim dünyasında mümtaz yeri olan büyük bir âlimdir. Devlet idaresine dair fikirleri ve bu hususta kaleme aldığı lâyiha ve arîzalarla Osmanlı Devleti'nde XIX. yüzyılın ikinci yarısında meydana getirilen birçok yeniliklere damgasını vurmuştur. Onun ilim ve devlet adamlığı hususunda yazılmış birçok eser ve makale bulunduğundan; burada, metnini verdiğimiz lâyihasının etrafında dolaşarak, başlık konumuzla ilgili bazı çerçeve bilgiler vermekle yetineceğiz.

Yahudilerin Filistin'e Yerleştirilmeleriyle İlgili Olarak II. Abdülhamid'e 1879'da Sunulan Lâyiha

Belleten · 1993, Cilt 57, Sayı 219 · Sayfa: 565-580
Tam Metin
Bilindiği gibi Yahudiler yüzyıllar boyunca sürgün hayatı yaşamış bir toplumdur. M. Ö. 586'da önce Babil'e sürülmüşlerdir. II. ve IV. asırlarda ise Romalılar ve Hıristiyanlar tarafından ikinci defa ülkelerinden kovulmuşlardır. Böylece, Yahudiler için "Diaspora" hayatı başlamış ve bunun neticesinde de Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarına dağılmışlardır. Ancak gittikleri pek çok yerde, özellikle Hıristiyan ülkelerinde daima ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmüşler ve horlanmışlardır. İş bununla da kalmamış, 1290'da İngiltere'den, 1394'de Fransa'dan (kısmen), 1492'de İspanya'dan, 1496'da ise Portekiz'den tamamen kovulmuşlardır. Bu baskılar ve sürgünler sonunda pek çok Yahudi Doğu Avrupa'ya ve bilhassa Osmanlı İmparatorluğu'na sığınmıştır.