2 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Lozan Barış Konferansı
Yayın Yılı

Lozan Görüşmeleri Sırasında Türk Heyeti ile TBMM Hükümeti Arasındaki İlişkiler

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1990, Cilt VI, Sayı 18 · Sayfa: 615-626
Lozan Barış Konferansı, bugüne değin Türk dış politikası ile ilgili olarak ele alınmış ve incelenmiş bir olaydır. Elbette, yeni Türk Devleti'nin bağımsızlığının, tüm dünya tarafından kabul edilmesi anlamına gelen bu antlaşmanın, böyle bir çerçeve içeresinde ele alınması doğaldır. Ancak Lozan'ın dış politikada olduğu kadar Türkiye'nin iç politikasını da etkilediği bir gerçektir. Lozan Konferansı, gerek görüşmelerin başlamasından evvel, gerek görüşmelerin devam ettiği günlerde ve gerekse görüşmelerin sonuçlanmasından sonra Türkiye'de politik atmosferi en fazla etkileyen olaylardan birisi olmuştur. Bu nedenle Lozan Barışı ile ilgili olarak yapılan bu araştırmada, Lozan'daki Türk heyeti ile TBMM Hükümeti arasındaki ilişkiler temel konu olarak alınmıştır. Bir başka deyişle, bu araştırma için Lozan Konferansının Türk iç politikasına yansımasının ele alınması diyebiliriz.

Atatürk ve Türkiye'nin Modernleşmesi

Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 204 · Sayfa: 985-992
Tam Metin
1922 Lozan konferansına delegelerimiz eşsiz bir zaferle gittiler. Fakat orada müzakereler açıldığı zaman batılı devletler Türkiye'ye eşitlik hakkı tanımak istemiyorlar, bilhassa Türkiye'nin geri bir memleket olduğu noktası üzerinde duruyorlardı. Kapitülasyonların ipkası için Ryan "Medeni Kanun İslâm mevzuatından alınmadır", Galli ise "Kanun-i esasî, kanunların daima fıkıh ahkâmına uygun olmasını ister. Muhtelit mahkemelerde bile Mecelle ihticâc olunur" diyordu. Başdelegemiz İsmet Paşa, Türk adliyesini övdüğü zaman da Curzon "yazık ki, bütün âlemin bildiği üzere mesele böyle değildir" diye bunu istihza ile karşılıyordu. İşte o zaman Riza Nur ve Münir beyler, Türkiye'nin umumî ve asri bir kanun neşredeceğini Barış konferansına bildirdiler. Aynı tarihte Mustafa Kemal, Türk milletine şu sözlerle hitap ediyordu: "Memleket behemehal asri, medeni, müteceddit olacaktır. Bizim için bu hayat dâvasıdır". Ogündenberi modernleşme, Türkiye için bir hayat davası, mücadelelerimizin ana meselesi olmuştur. Bugünkü meselelerimizin asıl kaynağı şüphesiz modernleşme davasıdır.