10 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Manisa
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

20.YÜZYILA AİT BİR GRUP YUNTDAĞ HALISI

Arış · 2019, Sayı 14 · Sayfa: 78-95 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.124
Tam Metin
Anadolu el dokuması halıcılığında önemli halı dokuma merkezleri içerisinde Yuntdağ Bölgesi de geçmektedir. Batı Anadolu halıcılığında Bergama, Çanakkale, Gördes, Kula gibi önemli merkezlerin dokumacılığı ile ilgili yayınlara ulaşmak kolay olmakla birlikte Yuntdağ halılarının tarihini ve teknik, sanatsal özelliklerini anlatan çalışmalar sayıca azdır. Bu çalışmada, Yuntdağ halıları ile ilgili önceden yapılan yayınlar bir arada değerlendirilmiş, alan araştırması sonucunda tespit edilen 20. Yüzyıl Yuntdağ halısı örneklerinin teknik ve desen özellikleri incelenmiştir. Çalışma, alan araştırması ve kaynak taraması yöntemleriyle yürütülmüştür. Alan araştırması sırasında ilk olarak Manisa Turgutlu'da koleksiyon sahibi Orhan Özer ziyaret edilmiş ve koleksiyonu incelenmiştir. Sonra, Manisa Büyükşehir Belediyesi ve Manisa Yunus Emre Belediyesinden ilgili kişiler ile Yuntdağ Bölgesine gidilerek bölge halıcılığı ile ilgili araştırma ve durum tespiti yapılmıştır. Alan araştırması sonucunda özel koleksiyonda yedi, Asmacık Köyü camiinde üç olmak üzere toplam on adet 20. yüzyıl Yuntdağ halısına ulaşılmıştır. Ulaşılan bu dokumaların her birinin teknik analizi yapılmıştır. Bu makale ile tespit edilen Yuntdağ halılarının incelenmesi sonucunda, 20. yüzyıla ait bir grup Yuntdağ halısının literatüre kazandırılması hedeflenmiştir.

Quelques Remarques a Propos Des Princes Gouverneurs en Poste a Manisa

Belleten · 2015, Cilt 79, Sayı 284 · Sayfa: 105-124 · DOI: 10.37879/belleten.2015.105
La presence dans les archives du Monastere de Saint-Jean â Patmos de huit firmans de princes ottomans portant leur tuğra, dont six emis par un şehzade en poste â Manisa, fournit l'occasion de revenir sur la question de leur statut. Ainsi que l'a souligne Feridun Emecen, leur pouvoir etait contr6le de pres par le sultan regnant et particulierement limiti quand ils etaient mineurs. Peut-on pourtant voir en eux des sancakbori comme les autres ? On rappellera d'abord que leur qualite de sultan potentiel - marquee par la cour qui les entouraient dans un ceremonial reproduisant celui de la capitale, mais aussi par le fait qu'ils emettaient de veritables firmans portant leur tuğra - leur donnait une aura particuliere. On peut considerer qu'ils n'en tiraient qu'un pouvoir symbolique. Mais il ne faut pas sous-estimer le poids des symboles. L'etude des actes emis par les princes montre que leur influence debordait largement les limites de leurs sancak. Du reste on constate que les sujets ottomans se toumaient â l'occasion vers eux de preference, considerant â l'evidence qu'un firman de prince, s'il n'avait assurement pas la valeur d'un ordre portant la tuğra du sultan lui-meme, aurait un poids, une influence sans commune mesure avec un acte emis par un autre gouvemeur de province. On a donne en annexe la publication de deux firmans inedits emis par le futur Murad III alors qu'il etait en poste â Manisa en août 1566 et juillet 1567.

İngiliz Belgelerine Göre Kurtuluş Savaşında Manisa ve Bölgesi (1919-1922)

Belleten · 2011, Cilt 75, Sayı 272 · Sayfa: 191-204
Tam Metin
Manisa kenti, Türk Kurtuluş Savaşı döneminde, öteki kimi Aydın vilayeti kentleri gibi, feci günler geçirmişti. Bu çalışmada amaç, Londra'da 'Public Record Office' olarak bilinen İngiliz Devlet Arşivi'nde korunmakta olan İngiliz belgelerine ve kimi yabancı yazarların bu kente ilişkin olarak yayımlanmış olan yapıtlarına dayanarak, o dönemin olaylarını yansıtmaktır. Bunu yaparken, niyetim, o korkunç felakete neden olanlarla kurbanlarının bugünkü varisleri arasında nefret duygulan kışkırtmak değil, bu konudaki bilgi kaynaklarımıza katkıda bulunmaktır.

Mübadele Sürecinde Sorunlar ve Merkezden Müdahaleye Bir Örnek: 1927 Manisa Teftişi

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2010, Cilt XXVI, Sayı 78 · Sayfa: 461-504
Tam Metin
Osmanlı Devleti'nin dağılma döneminin en önemli demografik hareketleri olan Müslüman göçleri, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun ardından da devam etmiştir. Lozan Anlaşması kapsamında 1923 yılında imzalanan "Türk-Yunan Ahali Değişimi Protokolü" ile başlayan süreç, 1930'lu yıllara kadar sürmüştür. Ancak bu dönemde sadece mübadele kapsamında gelen göçmenler değil, daha önceden gelen ve halen yerleştirilememiş göçmenler ile işgal yıllarında yerlerinden ve evlerinden olan insanlar da iskân edilmek durumundaydı. Bu çalışmada, söz konusu dönemde Türkiye'nin çeşitli yerlerinde iskân faaliyetleri esnasında yaşanan problemlerden örnekler verilmektedir. Akabinde taşrada cereyan eden hadiselerde merkezî idarenin nasıl bir kontrol mekanizması kurduğu, 1927 yılında Manisa ilinin geçirdiği teftiş ile örneklenmeye çalışılmıştır.

Yeni Doğuş: Manisa Halkevi Dergisi

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2001, Cilt XVII, Sayı 49 · Sayfa: 131-157
Manisa Halkevi'nin ilk dergisi, Cumhuriyet'in Onuncu yıldönümünde yayın hayatına giren ve 17 sayı çıkarılan Yeni Doğuştur. Yeni Doğuş 1926 yılından sonra Manisa'da yayın hayatına giren ve yeni harflerle çıkarılan ilk süreli yayındır. Dergi Türkiye'nin yeniden doğuşunu gerçekleştiren Atatürk'ün fikirlerini yaymak ve Manisa'nın kültür hayatına bir canlılık kazandırmak amacıyla çıkarılmıştır. Atatürk, cumhuriyet ve inkılaplardan sıkça ve övgüyle söz edilmiştir. Son sayısı 1935 yılı ortalarında yayınlanan Yeni Doğuş, yeni rejimin anlayışını yaymakla beraber, mahallî kültürün ortaya konması çabalarına ağırlık verememiştir. Yeni Doğuş istenilen seviyede olma¬makla beraber, Manisa basın, kültür ve sosyal hayatındaki ilkler arasında yer almaktadır

Atatürk'ün Manisa'yı Ziyaretleri

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1998, Cilt XIV, Sayı 40 · Sayfa: 134-145
Atatürk'ün dikkate değer özelliklerinden birisi de; Milli Mücadele döneminde ve Cumhuriyet'in ilanından sonra Türk halkıyla olan yakın diyalogudur. Atatürk; önemli her olaydan inkılaptan önce veya sonra çıktığı yurt gezileriyle kamuoyunu aydınlatmayı prensip haline getirmiştir. Bu; halkın desteğini kazanmak olduğu kadar halkı bilgilendirmek bakımından da önemlidir.

FERİDUN M. EMECEN, XVI. Asırda Manisa Kazası, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1989, XXVI + 362 sayfa. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1990, Cilt 54, Sayı 210 · Sayfa: 899-900
Tam Metin
[Doç.] Dr. Feridun M. Emecen'in Türk Tarih Kurumu yayınları arasında çıkan ve XVI. Asırda Manisa Kazası (Ankara 1989) adını taşıyan monografisi, çeşitli bakımlardan üzerinde durulması gereken bir eserdir. Yazar, ele aldığı konunun icâbı, her türlü belgeyi gözden geçirmeği ihmal etmemekle birlikte, Saruhan İli'nin yapısı hakkında en güvenilir bilgi ve ana kaynağı Tapu Tahrir Defteri'nin teşkil ettiğini söyleyerek, hareket noktasını doğru ve sağlam bir şekilde tespit etmiştir. Sayın Emecen, bu defterlerin nasıl tanzim edildiği hususunda gerekli malumâtı verdikten ve ilk tahrir defterlerinin bugün elde mevcut olmadığını belirttikten sonra, II. Bayezid devrindeki "Piyadegân Defteri" ile 1531 tarihli "Mufassal Defter" deki kayıtlardan faydalanarak, XVI. yüzyıldan önce Saruhan Sancağı'nın 5 defa tahriri yapıldığını ve ilk tahririn muhtemelen Hacı İvaz Bey tarafından gerçekleştirildiğini yazmaktadır. Müellif, bu zatın, Çelebi Mehmed ve II. Murad devri ümerasından olduğunu tahmin etmektedir. İkinci tahrir ise, Emecen'in hemen hemen kesin bir şekilde tespit ettiğine göre, II. Murad devri ümerasından Kassâb-oğlu tarafından gerçekleştirilmiştir. Yazar, sağlam karinelere dayanarak, elde bulunmayan diğer üç tahririn de yıllarını aşağı yukarı tespit etmeğe muvaffak olmuştur.

Yeni Bulunan Bir At'Tasrif Tercümesi : "Zahrâvi ve 'İlm-i Cerrah"

Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 203 · Sayfa: 445-452
Tam Metin
Manisa İl Genel Kütüphanesi tıp yazmaları yönünden oldukça zengindir ve bunlar içinde tek nüsha olan eserler de mevcuttur. Bu nadir yazmalara hekim ve şair Ahmedî (1334?-1413)'nin Tarvih al-Ervah ve Beyruni' (973-1051)'nin Farsça Kitab-al Saydala Tercümesi örnek gösterilebilir. Burada tanıtmaya çalışacağım kısaltılmış Zahravî tercümesi de bu ünik yazmalardan bir tanesidir.

A Newly Discovered Translation of At'Tasrif, "Zahrâvi 'İlm-i Cerrah"

Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 203 · Sayfa: 453-460
Tam Metin
The Public Library of the Manisa Province has a fairly rich collection of medical manunscripts some of which are unique copies. Two examples that may be cited in this connection are Tarvih al-Ervah by physician and poet Ahmedî (1334(?)-1413) and the Persian translation of Beyrunî's Kitab-al-Saydala. Another unique manuscript is an abridged translation of Zahravî's work, which I intend to introduce here briefly.

Manisa'daki Türbe Mimarisi

Belleten · 1985, Cilt 49, Sayı 195 · Sayfa: 479-502 · DOI: 10.37879/belleten.1985.479
Tam Metin
Doktora çalışmamızın bir bölümünü oluşturan Manisa Türbeleri, Türk Türbe Mimarisinde özgün bir yere sahiptir. Burada beylik ve Osmanlı Türbe geleneğinin yanısıra değişik plan türündeki örnekleri de görebiliriz. Manisa Türbe Mimarisinin örneklerine geçmeden önce şehrin tarihine kısa bir göz atalım. Spil (Sipylos) Dağı eteklerinden, Gediz Nehrine kadar uzanan geniş bir alanı kaplayan Manisa'nın, çok eskilere giden bir tarihi vardır. Teselya bölgesinden gelen Magnetler tarafından kurulduğu söylenen şehir, sıra ile Hititler, Frigler, Yunanlılar, Lidyalılar, İranlılar, Romalılar, Bizanslılar (395-1313), Saruhanoğulları (1313-1410) ve Osmanlıların (1410-1923) hakimiyeti altında kalmıştır.