8 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Minyatür
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Sözel Metinlerde Yer Alan Görsel Malzemelerin Halı Tarihindeki Önemi

Arış · 2012, Sayı 8 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 4) · Sayfa: 4-15 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.35
Tam Metin
Türk halısı ile ilgili yapılan araştırmalarda kaynak olarak kullanılan belgelerin çoğu doğrudan halının kendisidir. Bunların başında kazılarda elde edilen halı parçaları, müzelere intikal eden halılar gelmektedir. Buna mukabil halı tarihi araştırmalarında Holbein, Lotto halısı gibi Avrupalı ressamlar tarafından yapılmış resimlerdeki görüntüler de dolaylı belge olarak kullanılmıştır. Klasik devir anlatı metinleri sözel malzeme olarak daha fazla dikkat çekmiştir. Türk klasik edebiyati aratı metinleri bundan dolayı dünyanın pek çok yazma kütüphanesine intikal etmiştir. Anlatı metinlerinin bazı nüshaları çeşitli vesilelerle nakışhanelerde minyatürlenmiştir. Filologlar ve edebiyatçılar kendi branşlarına uygun metinler üzerine çalışırken bu tür görüntü malzemelerini pek dikkate almamıştır. Diğer yandan sanat tarihçileri için anlatılar da pek önemsenmemiştir. Halbuki her iki alanın verileri bir birini destekler mahiyettedir ve bu tür görüntü malzemeleri disiplinler arası yeni dikkatlerle incelendiğinde, tebliğimizde göstermeye çalıştığımız gibi, bilhassa halı araştırmaları konusuna yeni veriler sunmaya imkan vermektedir. Bu tebliğimizde minyatürlerdeki halı resimlerinin dolaylı belge olarak kullanılabilecegi konusu işlenmektedir.

Son Dönem Osmanlı Resminde Figüratif Anlayış ve Tarih Yorumu

Erdem · 2008, Sayı 51 · Sayfa: 1-22
Tam Metin
Bu makalede, Osmanlı tablo resmi yani pentür repertuvarında, Cumhuriyet dönemi figür ressamlığına da referans teşkil eden tarihi kişilikler ile tarihi olaylar içinde yer aldığı bilinen tarihi olayları kişilikleri ile hatırlatan insanların tasvir edildiği seçilmiş bazı resimler örnek verilerek son yüzyılında Osmanlı resim sanatı ve Osmanlı ressamının tarihe yaklaşımı değerlendirilmektedir. Bu çerçevede yapılan resimler içinde önemli sayıda 19. yüzyılın siyaset ve asker kişiliklerinin resimleri vardır. Sultan III. Ahmed dönemi (1703-1730)'nin ünlü minyatür ustaları Abdülcelil Çelebi (Levni) ve Abdullah Buhari'den sonra kesintiye uğramış gibi görülen Türk figür ressamlığının tekrar canlanacağı 1910'lu yıllara kadar olan dönemin Osmanlı resminin devamı ve ikinci safhayı temsil eden, bu makalede sözünü edeceğimiz örnekler, bir anlamda minyatürpentür gelenekleri arasındaki figüratif diyalektiğin de ortaya konmasını sağlarlar.

Kahire Millî Kütüphanesi’nden Minyatürlü Farsça Yazmalar

Erdem · 2008, Sayı 51 · Sayfa: 235-254
Tam Metin
Mısır, antik medeniyetiyle ve önemli tarihsel anıtlarıyla dünyanın en çok ilgi çeken ülkelerinden biridir. Mısır 1517'de Osmanlı hakimiyetine girmiştir. Kahire sokaklarındaki Osmanlı mimari üslubunun özelliklerini taşıyan birçok yapı, Mısır'ın bu kültürden etkilendiğinin göstergesidir. Osmanlı kültürünün etkileri sadece mimaride değil diğer sanat alanlarında da görülmektedir. Mısır kütüphanelerinde Osmanlı dönemine tarihlenen birçok resimli yazma bulunmaktadır. El yazmaları bakımından ülkenin zengin kütüphanesi hiç şüphesiz Dâru'l-Kütüb el-Kavmiyye olarak bilinen Kahire Milli Kütüphane'sidir. Kütüphanede Arapça, Türkçe, Farsça resimli yazmalar bulunmaktadır. 70 civarındaki minyatürlü eserle Farsça yazmalar sayı bakımından en geniş grubu teşkil etmektedir. Daha çok edebî konulu bu yazmalardaki minyatürler genellikle İran resim üslubu ile Hind-Moğol resim üslubunu yansıtmaktadırlar.

Türk Minyatür Sanatında Cennet

Belleten · 2008, Cilt 72, Sayı 263 · Sayfa: 141-154
Tam Metin
Dinlerin birçoğunda ölüm sonrasında ikinci hayat söz konusudur. Kişi öldükten sonra ya da her şeyin yok olması anlamına gelen kıyametten sonra ikinci bir hayat başlayacaktır. Bu hayatta, dünyada iken iyi işler yapanlar rahat edecek, kötü işler yapanlar ise sıkıntıda olacaktır. İslam kültürüne göre de kıyametten sonra ikinci bir hayat olacak ve iyi insanlar yeni yaşamlarını cennette geçireceklerdir. İslam toplumlarının cennet tasavvuru ile ilgili bilgileri içeren çok sayıda eser mevcuttur. Ancak insanların cennetle ilgili ayrıntıları anlayış biçimini en güzel resimlerde görmek mümkündür. Nakkaş her ne kadar cennetle ilgili resmini yaparken ilgili yazmanın metnini göz önüne alsa da, kendi zihninde oluşan cennet biçimini de resme yansıtması doğaldır. Ayrıca incelediğimiz resimler, yapıldığı dönemde bir anlamda görsel medya aracı olması nedeniyle toplumun cennetle ilgili tasavvurlarının biçimlenmesine de katkıda bulunmuştur. Bu bağlamda çalışmamız özellikle 16. ve 17. yüzyıl İslam toplumunun genel anlamda cennet tasavvurunun tespitine yönelik araştırmadır.

Türk Minyatürlerinde Hil'at Merasimleri

Belleten · 1999, Cilt 63, Sayı 238 · Sayfa: 745-754
Tam Metin
Osmanlı padişahlarının ve sadrazamlarının yabancı elçileri, devlet erkânını ve memurlarını çeşitli vesilelerle onurlandırmak ve taltif etmek amacıyla, bir tür hediye olarak giydirdikleri kaftan veya kürke, genel bir tanımlama ile hil'at denilmektedir. Arapça bir kelime olan hil'at "üste giyilen elbise, kaftan" anlamındadır, "resmen giydirilen elbise, teşrifat kaftanı, halâ-ı fâhire" şeklinde de açıklanmıştır.

Berlin Diez Albümlerindeki Bazı Dağınık Câmi' El-Tevâ'rikh Minyatürleri Üzerine

Belleten · 1982, Cilt 46, Sayı 184 · Sayfa: 845-860 · DOI: 10.37879/belleten.1982.845
Tam Metin
Ünlü vezir Reşid el-Din'in ölümü ve Rab-ı Reşidi'nin 1317 de tahribi üzerine Reşid el-Din ile ilgili bütün eserler yok edilmiş ve bu sırada eseri Câmi el-Tevârikh'in nüshalarının büyük bir kısımı da ortadan kalkmıştı. 1965 yılında teslim ettiğim Doktara tezimde parçalar halindeki Edinburg, Londra ve İstanbul Câmi' el-Tevârikh'lerine değinmiş ve İstanbul M. 1653 No. lu nüshanın Minyatürlerini incelemiş; daha sonra da Câmi` el-Tevârikh minyatürlerinde Uzak ve Yakın Doğu resim sanatının nasıl bir senteze gittiğini bir makalemde açıklamıştım. Bu çalışmamda ise, Berlin'de Preussischer Kulturbesitz'de muhafaza edilen Diez albümlerindeki bazı minyatürlerin H. 1653 No. lu Topkapı nüshasının minyatürleriyle benzerliklerine değinmek ve Rab'-ı Reşidi'de uygulanan değişik üslûplara işaret etmek istiyorum.

NORAH M. TITLEY, Miniatures from Turkish Manuscripts. Catalogue and subject index of paintings in the British Library and the British Museum, 1981, 144 Sayfa, The British Library Board yayınıdır. (B/8965) [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1982, Cilt 46, Sayı 184 · Sayfa: 913-916
Tam Metin
Türk tarihinin karanlıkta kalmış konularını aydınlatmak için gerekli olan yazılı belgeler yanında, resim kalıntılarının da nasıl büyük bir önem taşıdığı son yıllarda iyice ortaya çıkmıştır. Bilimsel bir disiplin içinde öğretilen bu konunun kaynakları kitaplıkları doldurmaktadır. Günümüze dek bir merak için toplanan bu malzemenin, artık meraktan da öte, gerçek belge niteliğinde olduğu yapılan araştırmalardan anlaşılmaktadır. Bu hususda İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nin başlattığı çabayı anmak gerekir. Sanat Tarihi Yıllığı adlı süreli yayın, bu alanda bir çığır açmış, akademik düzeyde tek başına kaldıktan sonra, günümüzde yayınlanan bazı yan popüler sanat dergilerinin de öncüsü olmuştur. Bu çığırı en güzel süsleyen kitaplardan birisine şimdi kavuşmuş bulunuyoruz. Yıllarca Londra kentinde toplanan ve araştırıcılar tarafından büyük bir merak ile ziyaret edilen Türk sanatı malzemesinin olgun ve seviyeli bir katalogu yayınlanmış bulunuyor. Kitabı hazırlayan bu konuda daha önceleri de çalışmıştı. 1977 yılında yayınladığı Iran yazmalarından alınma minyatürler adlı çalışmasından sonra bu girişimini tamamlayan kitap, sanat tarihçilerini özendirdiği kadar, medeniyet, ekin, siyasal tarih üzerinde çalışanların da ilgisini çekecektir.

Kahire'de Yapılmış Bir Hümâyünnâme'nin Minyatürleri

Belleten · 1976, Cilt 40, Sayı 159 · Sayfa: 439-466 · DOI: 10.37879/belleten.1976.439
Tam Metin
Kelile ve Dimne adlı meşhur hayvan masallarının bir Osmanlı varyasyonu olan Hümâyûnnâme, onaltıncı yüzyılda onun Farsça nüshası Enver-i Süheyli'den 'Ali Çelebi denen 'Alî b. Şâlih tarafından seçili bir nesirle Türkçeye çevrilmiş ve Kanunî Sultan Süleyman'a (1520-1566) takdim edilmişti. Bidpay veya Beydaba'nın masalları adıyla tanınan Kelile ve Dimne orijinal olarak Sanskritçe yazılmış (Panchatantra) bir hikâye kitabı olup Sasanî Şahı Hüsrev Anüşirvân zamanında (531-579) İran'a getirtilmiş ve Pehlevice'ye çevrilmişti. Bu eser 750 civarında 'Abbâsi Halifesi el-Mansur zamanında 'Abdullâh ibn el-Mukaffâ tarafından Arapça'ya çevrilmişti. 1150'de Nasrullah bu hikayeleri Farsça'ya çevirmiş ve Gazne sultanı Behramşah'a ithaf etmişti. Doğu edebiyatnda son derece popüler olan bu eser onbeşinci yüzyıl sonunda 'Ali Şir Nevai'nin saray vaizi olan Hüseyn Va'iz Kâşif'i (ölm. 910 H./1504 M.) tarafından yeniden yazılmış ve Hüseyn Baykara'nın veziri Ahmed Süheyli'ye izafetle Enver-i Süheylî adını almıştı.