8 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yazarlar
Anahtar Kelimeler
- Mitoloji 5
- mitoloji 3
- Abdullah Tukay 1
- Altay 1
- Anadolu 1
Çin ve Tibet Kaynaklarına Göre Göktürk Mitleri
Belleten · 2018, Cilt 82, Sayı 293 · Sayfa: 51-82 · DOI: 10.37879/belleten.2018.51
Özet
Tam Metin
Göktürklerin mitolojisi daha önce bazı araştırmalarda incelenmiş ve bu mitolojiye ait anlatıların yer aldığı Çince metinlerin çevirilerinin çoğu yayımlanmıştır. Ancak bazı metinlerin Türkçeye yalnızca özetlenerek çevrildiği görülmüştür. Tibetçe bir belgede yer alan Göktürk mitleri ise bu bağlamda pek fazla incelenmemiştir. Bu çalışmada Göktürklere ait Çin ve Tibet kaynaklarında aktarılmış olan mitler incelenmiş, metinler arasında karşılaştırmalar yapılmış ve Türkçeye tam çevirisi yapılmamış bazı metinler üzerinde ayrıntılı bir şekilde çalışılmıştır. Göktürk mitlerini aktaran Çince ve Tibetçe metinler, çalışmanın sonunda ek olarak okuyuculara sunulmuştur.
Türk Halı Sanatında Mitolojik Kaynaklı Bazı Motifler
Arış · 2012, Sayı 8 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 4) · Sayfa: 38-51 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.38
Özet
Tam Metin
Mitoloji, bir milletin en eski çağlardan itibaren atalarının hayallerini, tutkularını, yaşadıkları önemli olayları olağanüstü hikâyeler şeklinde anlatan destan, efsane ve masallardır. Bu Destan, efsane ve masallarda geçen önemli öğeler maddi kültür eserlerinde de görülmektedir. Milletlerin tarih sahnesinde sürekli kalabilmesi ancak dilini ve kültürünü koruyabilmesi ile mümkün olmuştur. Bu nedenle de meydana getirdiği sanat eserlerini kendi kültürel damgasını vurmuş; geliştirmiş olduğu estetik kriterleri bu eserlerde ortaya koymuştur. Maddi kültürümüzün önemli bir kısmını oluşturan halı ve kilimlerimizdir. Bu halı ve kilimlerimizin yüzeylerinin süslenmesinde yer alan motifler, milletimizin geçmiş çağlardaki inançlarını ve yaşam felsefesini en iyi şekilde yansıtmaktadır. Halı ve kilimlerimizin her biri ayrı bir sanat eseri değerinde olup, yüzeylerinde yer alan motifler içerdikleri anlam bakımından geçmişten günümüze önemli ipuçları sunmaktadır. Bu çalışmada Türk halı ve kilimlerinde eski inançların ve yaşam felsefesinin izlerini taşıyan motiflerden bazı örnekler sunulacak ve bunlarla ilgili açıklamalar yapılacaktır.
Mısır Prensesi, Osmanlı Edîbesi Kadriye Hüseyin Hanım
Erdem · 2012, Sayı 63 · Sayfa: 63-88
Özet
Tam Metin
1888-1955 yılları arasında yaşamış, Mısır Hidivi Hüseyin Kâmil Paşa'nın kızı Prenses Kadriye Hüseyin, tarihî kimliği kadar edebî kimliği ile de dikkate değer bir isimdir. Edebiyatın her türünde eser veren Kadriye Hüseyin'in İstanbul'da Osmanlıca yayımlanan pek çok dergide yazısı yayımlanmış; yazı ve şiirleri devrin Recaizâde Mahmut Ekrem gibi meşhur isimlerinin dikkatini çekmiştir. Zengin bir kültürel birikimi olan Kadriye Hüseyin, çok geniş bir yelpazede, antropoloji, kadın, tarih, folklor, psikoloji gibi çeşitli konularda yazmıştır.
Tatar Yazarı Galimcan Gıylmanov’un “Uçan İnsanlar” Adlı Romanında Mitoloji
Erdem · 2012, Sayı 63 · Sayfa: 247-256
Özet
Tam Metin
Son yıllarda özgürlüğüne kavuşan ve yaratıcılık yoluna çıkan Tatar nesrinde hem gerçekçilik metodu çerçevesinde, hem romantizm akımı dışında eserler meydana geldi. Arkaik, kozmik vb. gibi mitolojiyi edebi eserin temeline alan konular işlendi. Tatar nesrinde arkaik tip imajlar ve yeni mit yaratma çabalarının yaygın olduğunu görüyoruz. Çağdaş yazarlar, mitolojik imajları ve eski motifleri ele alarak onları ana probleme uygun bir şekilde kullanıyorlar, değiştiriyorlar, kendi mitlerini yaratıyorlar. G. Gıylmanov'un "Oça Torgan Keşeler" yani "Uçan İnsanlar" adlı nesrinde kozmik mit ve dağ mitolojik imajı kullanılarak, eski kültürümüz ile bugünkü hayat arasında bağlantı kuruluyor. Gerçek ve mitolojik konuların sentezi yardımıyla bizim bildiğimiz gerçek hayata, oradaki kanunlara, çevremize, hatta kendi yaşam tarzımıza yön veriliyor. Anahtar Kelimeler: Tatar edebiyatı, Galimcan Cıylmanov, kozmik mit, mitoloji, dağ poetik imajı, lirik-felsefi bakış.
Altay Türk Halk İnançlarından Anadolu’ya Dair Bazı Tespitler
Arış · 2011, Sayı 6 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 2) · Sayfa: 60-75 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.19
Özet
Tam Metin
Eski Türk İnanç Sistemi içerisinde Altaylarda yaşayan toplumların (Todoş, Sagal, Kıpçak, Çaptı, Köbök, Kergil, Mundus, İrkit, Tölös, Tonjaaan, Mayman) doğadan kazandıkları tinsel birikimlerini sosyal yaşamlarına nasıl yansıttıklarını ve bu süreci sanat boyutu düşünülerek halk inanmaları bağlamında irdelemeye çalışacağız. Toplumların sosyal birlikteliklerinin önemli yapıtaşları ortak İnanış ve sürece bağlı birikim bir simge olarak topluluğun flamalarında karşımıza çıkar. Resimleri ile açıklayacağımız semboller fabrikasyon tekstil üzerine baskıdır. Söz konusu olan betimlemeler süs veya bezeme olmaktan çok amblem ve sembollerdir. Mitolojik içerik anlamında resmedilen her hayvanla ilgili Altay Kişi' nin halk kültüründe yaşayan inanmaları da tespit edilmiştir. Bununla da motifler etrafında şekillenen inanç sistemini belirtmeye çalıştık. Bu arada halk inançlarında izlerini takip edebildiğimiz eski inanç sistemini de kapsayan bir kısım mistikmitolojik bulgulara kısa açıklamalar getirmeğe çalıştık.
ABDULLAH TUKAY’IN ESERLERİNDE VE MAHALLİ AĞIZLARDA MİTOLOJİK ŞAHISLAR (“SU ANASI” İZİNDEN)
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2011, Sayı 32 · Sayfa: 83-90
Özet
Bu yazıda Abdullah Tukay'ın, eserlerinde geniş yer vererek değişik nüanslarla zenginleştirdiği mitolojik şahıslardan "Su anası" hakkında bugün mahallî ağızlardan kaydedilen mitolojik diyalektolojik terimler, hikâyeler ve metinler okuyucuların dikkatine sunulacaktır
P. Ovidius Naso'nun Tanrıları Aşk Elegeia'sı Şiirlerinde Kullanımı
Belleten · 1990, Cilt 54, Sayı 210 · Sayfa: 591-602
Özet
Tam Metin
Çok tanrılı eski Yunan dinindeki antropomorfik tanrı kavramı iki ana özellik göstermektedir: Tanrı vücudunun insana benzerliği (Epikuros bile "tanrı" konusunda bu düşünceye varmıştır); tanrıların insanlarla ve insan etkinlikleriyle olan ilgisi (bu ilgi ya da bağ, tapınma eylemlerinin ve mitoloji öykülerinin temelini oluşturmaktadır). İnsan ve tanrı arasındaki bu yakınlık daha çok "kahramanlık çağının" bir özelliği olarak görülmüştür. Bu çağda tanrılar insanlarla konuşup görüşerek ilişki kurmakla kalmazlardı, aynı zamanda onların yaşantılarına katılabilirlerdi. Öte yandan ölümlü eşler seçip aileler (küçük aile toplumu) kurabilirlerdi, bunun sonucunda doğacak çocukların ana-babası olabilirlerdi. Böylece tanrılar, ölümsüzlüklerine ve üstün güçlerine karşın, gerçekten farklı bir tür değildi, tersine, bir ölçüde ortak dış görünüşleriyle, bir ölçüde ortak ilgileriyle, duygularıyla ve deneyimleriyle insanlara benzer yaratıklardı.
Türk ve İran Edebiyatlarında Mihr u Mah ve Mihr u Müşterî Mesnevîleri
Belleten · 1983, Cilt 47, Sayı 188 · Sayfa: 1151-1190 · DOI: 10.37879/belleten.1983.1151
Özet
Mitolojide yıldızların çoğu ilâhtır. İnsanoğlunun talihi, ulusların ve devletlerin gelecekleri de yıldızların hareketlerine bağlıdır. Bu itibarla kozmik cisimlerin şahıs adı oluşu, bunlarla insanlar arasında doğal bir ilişki veya benzerlik yaratılması düşüncesinden ileri gelmektedir. Bu evrensel düşüncenin Türk ve İran Edebiyatlarında dünya ve insanlara ışık, hayat ve bereket veren Mihr (güneş) ile Mah (ay) veya Mihr ile Müşterî (jüpiter) gibi çok önemli iki kozmik cismin XIV. yüzyıldan itibaren bazı İran ve Türk şairleri tarafından mesnevilere ad ve konu olarak seçildiği görülür.