21 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Modernleşme
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

TÜRKİYE’DE MODERNLEŞMENİN OLUŞUMU VE CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK ROMANINDA BATILILAŞMA OLGUSU : ”KİRALIK KONAK”, “SÖZDE KIZLAR”, “YAPRAK DÖKÜMÜ”

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2007, Cilt 55, Sayı 1 · Sayfa: 111-144
Batıda tarihsel, toplumsal, ekonomik ve kültürel koşulların sonucunda doğal bir süreç olarak gerçekleşen modernleşmenin, Türkiye'de toplumsal bir proje olarak ortaya çıktığı görülmektedir. Elit ve bürokrat kesimin önderliğinde uygulanmaya çalışılan bu projenin toplumsal alandaki yansımaları romanlarda da ele alınmaktadır. Çalışmada, Cumhuriyet Dönemi Türk Romanı'nda Batılılaşma olgusunun nasıl elealındığını tespit edebilmek amacıyla "Kiralık Konak", "Sözde Kızlar" ve "Yaprak Dökümü" adlı eserler incelenmektedir

Türkiye Demiryollarında İstihdam Edilen Yabancı Uzmanlar (1925 - 1950)

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2007, Cilt XXIII, Sayı 67-68-69 · Sayfa: 305-338
Tam Metin
Modernleşme çabaları, yurt dışı eğitimine gönderilen öğrenciler, seyyahlar ve yabancı uzmanlar gibi aracı gruplar vasıtasıyla yürütülür. Eğitim, sanayi ve ulaşım gibi alanlarda istihdam edilen yabancı uzmanlar Cumhuriyet modernleşmesinin de en etkin unsurlarından birisi olmuşlardır. Cumhuriyet modernleşmesi askerî ve ekonomik amaçlarla hem yeni demiryollarının inşasına hız vermiş hem de mevcut demiryollarının millîleştirilmesine büyük önem vermiştir. Böylece bu alanda özellikle nitelikli personele ihtiyaç duyulmuştur. Bu ihtiyaç yabancı uzmanarın istihdamıyla kapatılmıştır. Yabancı uzmanların en fazla mühendislik hizmetlerinde istihdam edildiği tespit edilmiştir. Demiryollarında istihdam edilen yabancı uzmanların en çok Almanya, Avusturya ve Macaristan gibi ülkelerden geldiği anlaşılmaktadır. Bu durumun Türkiye'nin o dönemdeki yurt dışı ilişkilerinin genel görüntüsünü yansıttığı görülmektedir.

Osmanlı’da Modernleşme/ Batılılaşma Sürecinin İç Mekân Donanımına Etkileri

Erdem · 2007, Sayı 45-46-47 · Sayfa: 35-66
Bu çalışma 19. yüzyıl ve 20. yüzyılın başlarında Osmanlı sarayları ve konutlarında eşya ve mobilya kullanımlarındaki değişimlerin iç mekâna etkilerini irdelemektedir. Modernleşme ve batılılaşma hareketlerinin görüldüğü bu süreçte ilk olarak Osmanlı İmparatorluğu'nun başşehri İstanbul'da genel bir dönüşüm ortaya çıkmıştır. Bu nedenle, bu çalışmada Osmanlı'nın günlük yaşamda kullandığı eşya ve mobilyalardaki dönüşümün nasıl ortaya çıktığı, Osmanlı'nın batılı anlamda eşya ve mobilya kullanımını neden seçtiği, bu dönüşümün insanlara nasıl sunulduğu ve algılandığı araştırılmış, sonuçta saray ve çevresinde başlayarak konut yaşamına yansıyan tüm bu yaşanan değişimlerin konut planlamalarını nasıl etkilediği irdelenmiştir.

Modernleşme Sürecinde Ödemiş Halkevî’nin Kuruluşu ve Faaliyetleri

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2005, Cilt XXI, Sayı 63 · Sayfa: 968-987
1932 yılında kurulmuş olan halkevlerinin yakın dönem Türkiye tarihi açısından en büyük özelliği Kemalist devrımlerin ilkelerinin pratikte halka en kolay yolla ulaştırılması yönünde gerçekleştirdiği faaliyetlerdi. Kemalist devrimlerle şekillenen yeni yaşam biçimlerinin halkevlerinin kurulduğu bölge özellikleri göz önünde bulundurularak düzenlediği dikkatlerden kaçmadı. Okuma yazmanın çok düşük olduğu, ekonomik sorunların pençesinde kıvranan Türkiye'de halkevleri Cumhuriyetin ilk yıllarında tavandan tabana büyük bir örgütlenme ile toplumsal ve kültürel kalkınmanın anahtarı olmuşlardır. Bu taşra için daha farklı bir anlam ifade ediyordu. Batı Anadolu'da Küçük Menderes Havzasında iri bir kasaba olan Ödemiş'te de Kemalist devrimler, cumhuriyet değerleri toplumsal ve kültürel yaşamın modem yüzü halkevi ile kendini göstermiştir.

Bir Modernleşme Projesi Olarak Türkiye’de Cumhuriyet

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2003, Cilt XIX, Sayı 56 · Sayfa: 815-875
Türkiye Cumhuriyeti, yaklaşık altı yüz yıl üç kıta üzerinde egemen olmuş Osmanlı Devletinin tarih sahnesinden geriye çekilmesi sonucunda kuruldu. Bu gelişme ile birlikte Türk toplumu yeni bir yönetim olarak Cumhuriyet ile tanıştı. Türkiye'de Cumhuriyet yeni devlet, ulus ve bireyin doğmasını sağlayan bir modernleşme/uygarlaşma projesi olarak tasarlandı. Cumhuriyetle getirilen bu yeni yapılanma içinde bir süreklilik sağlanarak bugüne gelindi.

Atatürk ve İnkılâplarının Arnavutluk’taki Tesirleri

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2003, Cilt XIX, Sayı 55 · Sayfa: 105-123
İstiklâl Savaşı'nın ve daha sonra yapılan inkılâplar ile Atatürk'ün liderlik özelliğinin, birçok geri kalmış ve esir milletlere örnek olduğu bilinmektedir. Bunlardan birisi olan Arnavutluk, uzun yüzyıllar boyunca Türk hâkimiyet ve kültürü altında yaşamış olmanın tesiriyle de, Türkiye'deki yenilik ve reformları yakından takip etmiştir. Bu dönemde, Arnavut aydınlarının Türkiye'nin lehinde ve aleyhinde olmak üzere ikiye ayrıldıkları görülmektedir. Aleyhinde olanlar, daha çok kral Zago ve eski sistem ile değerleri müdafaa ederken, Türkiye'nin lehinde olan aydınlar, lâik, demokratik ve cumhuriyet yanlısı, kadın haklarının geliştirilmesinden yana bir tutum takip etmişlerdir. Mustafa Kemal de bu gelişmeleri yakından takip etmekte ve Arnavutluk ile Türkiye arasındaki ilişkileri geliştirmeye önem vermektedir.

Modernleşme İdeolojisi Olarak Atatürkçülük

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1988, Cilt IV, Sayı 11 · Sayfa: 289-296
Kanaatimizce bu husus, bizim neden öteden beri Kemalist dünya görüşünü bir "İdeoloji" olarak sunduğumuzu ortaya koymakta ve Kemalizmin bir "Ulusal Modernleşme İdeolojisi" olarak saptanması ve ele alınması halinde, Türk siyasal hayatında mevcut bulunan tehlikeli "İdeolojik Boşluk"un Kemalizm ile doldurulabileceğini göstermektedir.

Atatürk ve Türkiye'nin Modernleşmesi

Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 204 · Sayfa: 985-992
Tam Metin
1922 Lozan konferansına delegelerimiz eşsiz bir zaferle gittiler. Fakat orada müzakereler açıldığı zaman batılı devletler Türkiye'ye eşitlik hakkı tanımak istemiyorlar, bilhassa Türkiye'nin geri bir memleket olduğu noktası üzerinde duruyorlardı. Kapitülasyonların ipkası için Ryan "Medeni Kanun İslâm mevzuatından alınmadır", Galli ise "Kanun-i esasî, kanunların daima fıkıh ahkâmına uygun olmasını ister. Muhtelit mahkemelerde bile Mecelle ihticâc olunur" diyordu. Başdelegemiz İsmet Paşa, Türk adliyesini övdüğü zaman da Curzon "yazık ki, bütün âlemin bildiği üzere mesele böyle değildir" diye bunu istihza ile karşılıyordu. İşte o zaman Riza Nur ve Münir beyler, Türkiye'nin umumî ve asri bir kanun neşredeceğini Barış konferansına bildirdiler. Aynı tarihte Mustafa Kemal, Türk milletine şu sözlerle hitap ediyordu: "Memleket behemehal asri, medeni, müteceddit olacaktır. Bizim için bu hayat dâvasıdır". Ogündenberi modernleşme, Türkiye için bir hayat davası, mücadelelerimizin ana meselesi olmuştur. Bugünkü meselelerimizin asıl kaynağı şüphesiz modernleşme davasıdır.

Japonya’nın Modernleşmesi ve Atatürkçü Modernleşme

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1986, Cilt II, Sayı 5 · Sayfa: 361-378
Japonya'nın 1868'de başlayan Meiji Dönemi'ndeki modernleşme hamlesinde başlıca faktör, Türkiye'de olduğu gibi, Batı teknolojisinin üstünlüğünün anlaşılması ve uçurumun bir an Önce kapatılması arzusudur; başka bir deyim ile millî çıkarları ön plânda tutan "milliyetçilik"tir.

Atatürkçülük İdeolojisi

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1984, Cilt I, Sayı 1 · Sayfa: 102-107
Son yıllara kadar yazılan ve söylenenlerin büyük kısmı, geçmiş yıllarda olduğu gibi, "Atatürk Olayf'na daha ziyade mazide yaşanmış parlak bir tarihî olay olarak bakmaktadır. Oysa önemli olan Atatürk'ün bize bıraktığı "fikrî miras" Atatürkçülüğün bugün de yaşayan bir ideoloji olduğunun vurgulanması ve Türkiye'nin bugünkü ve yarınki güncel sorunlarının çözümünde kullanılabilecek bir inanç sistemini, aksiyon programını ve pragmatik metodunu da oluşturduğunun anlatılması ve anlaşılmasıdır.