4 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Mongolia
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Moğolistan’da 2018–2021 Yılları Arasında Bulunan Runik Yazıtlar

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2024, Sayı 77 · Sayfa: 25-42 · DOI: 10.32925/tday.2024.110
Tam Metin
Moğolistan coğrafyasında XIX. yüzyılın son çeyreğinde başlayan runik harfli yazıt keşifleri günümüze kadar kesintisiz devam etmektedir. Bu da Moğolistan’da hâlâ keşfedilmemiş birçok yazıt olduğunu kanıtlamaktadır. Yeni keşfedilen runik yazıtların tanıtılması dilbilimciler, halk bilimciler ve tarihçiler vb. bütün Türkologlar için son derece önemlidir. Yeni keşfedilen yazıtların tek bir kelimesi, tek bir karakteri dahi runik yazı ile işaretlenmiş eski Türk dilinin söz varlığı için yeni şeyler söylemeyi mümkün kılabilmektedir. Ayrıca keşfedilen bu yazıtlar eski Türk dili araştırmalarının yanında, tarihî ve kültürel araştırmalar için de değerli katkılar sağlamaktadır. 2022 yılı itibarıyla, Moğolistan’da toplam 101 farklı alanda 182 runik yazıt keşfedilmiştir. 2018 yılında, 2010-2017 yıllarında keşfedilen 21 adet runik yazıtın genel bir tanıtımı ile 13 adet küçük yazıtın (kaya yazıtı) ayrıntılı bilgileri tarafımızca araştırmacıların istifadesine sunulmuştu. Bu çalışmada 2018- 2021 yılları arasında Moğolistan’da keşfedilen 15 yeni yazıtın tanıtımı yapılacak; bu yazıtlarla ilgili çalışmalarla yazıtların mevcut durumları hakkında bilgiler verilecektir. 2022 yılında 4 civarında runik yazıtın keşfedildiğine dair ön bilgiler elde edilmiştir. Ancak bunlardan Dukhyn Buuts II ve İlteriş Kutlug Kağan yazıtı haricinde, bu yazıtlarla ilgili ilk araştırma ve anlamlandırmalar henüz yayımlanmamıştır. Ayrıca 2022 yılının sonuna kadar yeni yazıtların keşfedilmesi ve tescil edilmesi mümkün olduğundan bu çalışmaya 2022 yılı keşifleri dâhil edilmemiştir. Moğolistan coğrafyasında 2018 yılında beş, 2020 yılında dört, 2019 ve 2021 yıllarında ise üçer adet yazıt keşfedilmiştir. Bu yazıtların tümü kaya yazıtları kategorisine dâhildir. Yazıtlarla ilgili bilgileri paylaşmak ve yukarıda belirtilen yazıtlar için bir söz varlığı listesi oluşturmak bu çalışmanın iki ana hedefidir.

GÖKTÜRK DÖNEMİ TÜRK MOĞOL BOY İLİŞKİLERİ (542-745)

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2011, Cilt 59, Sayı 1 · Sayfa: 81-104
Türklerin Moğollarla tarihleri boyunca kader ortaklığı yaptıkları çok açık bir şekilde bilinmektedir. Orta Asya tarihinin henüz ilk devirlerinde büyük bir imparatorluk kuran Hunların zamanından başlayarak, MS 920 yılına kadar Türkler Moğollarla komşuluk hâlinde yaşadılar. Kim büyük devlet kurabildi ise diğerleri ona itaat etmek zorunda kaldı. 13. yüzyılda Cengiz Han önderliğinde gelişen Moğol Türk İmparatorluğu bu ilişkilerin zirvesini meydana getirdi. Bu makalede tarihte Göktürk diye adlandırdığımız Türk Kağanlığı devrinde Moğolistan coğrafyasında ve doğusunda yaşamış Türk ve Moğol kökenli boyların durumu ve karşılıklı ilişkileri değerlendirilecektir

Kırgız Boylarının Yenisey’den Çıkarılmaları Ve Coğrafî Dağılımları

Erdem · 2005, Sayı 42 · Sayfa: 77-100
Kırgızların yerleşim merkezi meselesi birçok araştırmacının ileri sürdüğü tezlerle önemli bir tartışma konusu olarak belirlenmiştir. Kırgızların Yenisey-Altay, Sibir, Hakasya ve Moğolistan topraklarını içine alan bölgede uzun dönemler yaşadığı bilinmektedir. Hunlar, Göktürkler ve Uygurlar döneminde Kırgızların sistematik bir göç politikasına tabi tutulduğu ve bu yerleştirme siyaseti sonucunda eski vatanlarım terk ettikleri görülmektedir. Araştırmamızda, Kırgızların sonraki dönemlerde değil, Hunlar döneminden itibaren Tiyanşan (Tanrı Dağlan) bölgesine sürüldüğü ortaya konulmaya çalışılmıştır. Sonraki dönemlerde Karahitaylann ve Moğolların saldırılan ile son guruplarda Tiyanşan bölgesine göç etmek zorunda kalmışlardır. Bu göç döneminde Kırgız boylarının etnik yapılannda büyük değişiklikler olmuştur.

Köl Tigin Yazıtının Çince Yüzü Hakkında

Belleten · 2004, Cilt 68, Sayı 252 · Sayfa: 403-422
Moğolistan'daki Türk Anıtları Projesi çerçevesinde 2002 yılının 16 Temmuz-17 Ağustos tarihleri arasında Koşo Çaydam Gölü yakınında bulunan Orhun Yazıtlarının Çince metinleri üzerinde incelemeler yaptım. Daha önce Gök-Türk tarihi ile ilgili Çin kaynaklarındaki orijinal bilgiler üzerinde çalıştığım için ve bu konularda iki kitap yayınladığım, iki kitabı da yayınlamak üzere olduğumdan konuya çok aşina idim. Fakat, yine de Köl Tigin ve Bilge Kagan yazıtlarını görmenin, orijinal metnin üzerinde çalışmanın beni heyecanlandırdığını söylemem gerekir.