25 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler
Tarihî Zamanın Kurgulanmasında Dil Kullanımı: Mustafa Necati Sepetçioğlu Örneği
Erdem · 2007, Sayı 49 (Mustafa Necati Sepetçioğlu Özel Sayısı) · Sayfa: 225-254
Özet
Tam Metin
Tarihî zamanı kurgulamak, tarihî romanın en önemli konularından biridir. Edebiyatımızın tanınmış tarihî roman yazarlarından Mustafa Necati Sepetçioğlu, Dünki Türkiye, Bugünki Türkiye ve Sabır Ağacı serileriyle Anadolu ve Kıbrıs'ın uzak ve yakın tarihlerini anlatmaktadır. Bu eserlerden hareketle tarihî dönemlerin kurgulanmasında dil kullanımı üzerinde durulacaktır.
Mustafa Necati Sepetçioğlu’nun Hikâyeleri Üzerine Genel Bir Değerlendirme
Erdem · 2007, Sayı 49 (Mustafa Necati Sepetçioğlu Özel Sayısı) · Sayfa: 353-380
Özet
Türk edebiyatında daha çok tarihî romanları ile bilinen Mustafa Necati Sepetçioğlu aynı zamanda bir hikâye yazarıdır. Zira, Sepetçioğlu'nun ilk kalem tecrübeleri hikâye vadisinde olmuştur. O, her ne kadar 1970'li yıllardan sonra daha çok roman yazsa da Sepetçioğlu'nun edebî hayatının ilk safhasında hikâyenin önemli bir yeri vardır. Sepetçioğlu'nun iki adet hikâye kitabı bulunmaktadır. Bazı hikâyeleri de çeşitli dergi ve gazete sayfalarında kalmıştır. Tebliğimizde söz konusu hikâyeler; tema, öykü unsurları, anlatım teknikleri açısından incelenmiştir. Bunun yanında bir giriş mahiyetinde yazarın hikâye, hikâyeci ve hikâyecilerimiz hakkındaki düşüncelerine de kısaca yer verilmiştir.
Mustafa Necati Sepetçioğlu’nun Öykülerinde Nesne-İnsan İlişkisi
Erdem · 2007, Sayı 49 (Mustafa Necati Sepetçioğlu Özel Sayısı) · Sayfa: 341-352
Özet
Konularını genellikle Türk tarihinden seçmeye özen gösteren Mustafa Necati Sepetçioğlu, daha çok romanları ve tiyatrolarıyla tanınır. Yazar, Türk destan ve efsanelerine yönelik derleme ve incelemeler de yapmıştır. Sepetçioğlu'nun eser verdiği diğer bir tür de öyküdür. Bunlar, Abdürrezzak Efendi (1956), Menevşeler Ölmemeli (1972) adlarını taşır. Daha çok yalnızlık, özlem, kadın-erkek ilişkileri, geçim sıkıntısı gibi temaların işlendiği öykülerde, insana özgü duygu ve düşüncelerin genellikle nesneler üzerinden anlatıldığı dikkati çeker. Biz de bu noktadan hareketle bu bildiride, Mustafa Necati Sepetçioğlu'nun öykülerini, ön plana çıkan nesne-insan ilişkisi açısından incelemeye çalışacağız.
Tarihin Dirildiği Gün: Maziden Roman Ütopyasına
Erdem · 2007, Sayı 49 (Mustafa Necati Sepetçioğlu Özel Sayısı) · Sayfa: 381-386
Özet
Tarihi okumak, onu anlamak adına gerçekleştirilen en önemli insan faaliyetidir. Tarihi anlamak da kendimizi daha doğru tanımaktır. Ancak tarih bir bilim olarak tek boyutludur. Yazarına bir ayrıcalık, güç vermez. Bu aşamada roman, tarihsel roman devreye girer. Yapılan araştırmalar, zamanımızda arketiplerin kılık değiştirerek modern roman ve hikâye gibi edebi türler içerisinde de devam ettiğini göstermektedir. Mustafa Necati Sepetçioğlu da bir tarihi romancı kimliğiyle tarihi, roman boyutunun ötesine taşıyabilmiştir.
OSMANLI DEVLETİ’NİN KURULUŞUNU ANLATAN ROMANLARDA DESTANÎ UNSURLAR
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2005, Cilt 53 · Sayfa: 107-123
Özet
Türkçe Edebî türlerin hemen hepsinden faydalanarak kendine özgü bir edebî türşeklinde Batı'da ortaya çıkan ve Tanzimattan sonra Türk edebiyatına giren roman,ülkemizde sadece Batı edebiyatının etkisinde oluşmamıştır. Türk romancılar, sadeceAvrupalı meslektaşlarını örnek almakla kalmamış halk hikâyelerimiz ve destanlarımızgibi geleneksel anlatılarımızdan da yararlanmışlardır.Bir milletin özelliklerinin parlak bir şekilde yansıtılmasına en elverişli tür olarakgörülen destan türünün etkisi, özellikle Türklerin Anadolu'ya gelişini ve orada devletkurma çabalarını konu edinen tarihî romanlarımızda açıkça görülür. İşte OsmanlıDevleti'nin kuruluş aşamasını konu alan tarihî romanlara imza atan Kemal Tahir, TarıkBuğra ve Mustafa Necati Sepetçioğlu gibi romancılarımız da, bu konuyu işleyenromanlarında destan türünden faydalanmışlardır.Biz bu çalışmada, adı geçen romancılarımızın 'kuruluş'u ele alan romanlarıyla-Kemal Tahir'in Devlet Ana'sı (1967), Mustafa Necati Sepetçioğlu'nun Konak (1973)ve Çatı'sı (1974) ile Tarık Buğra'nın Osmancık'ı (1983)- Türk destanları arasındaki benzerlikleri/ilişkiyi ortaya koymaya çalışacağız.