2 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Son 1 yıl
  • Orta Anadolu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Acemhöyük’ten Kırmızı Haç Motifli Bir Erken Tunç Çağı Çanağı

Höyük · 2024, Sayı 14 · Sayfa: 47-68 · DOI: 10.37879/hoyuk.2024.2.047
Tam Metin
Tuz Gölü’nün hemen güneyinde bulunan Acemhöyük, Asur Ticaret Kolonileri Çağı’nın önemli ticari ve siyasi merkezlerinden biridir. Günümüze kadar sürdürülen çalışmalar, Acemhöyük’ün MÖ III. binyılın ilk yarısından itibaren iskân gördüğünü ve MÖ II. binyılın başlarında Orta Anadolu’nun büyük krallık merkezlerinden biri haline geldiğini göstermektedir. Bu çalışmada, Acemhöyük güney yamacında sürdürülen kazılarda ele geçen ve Erken Tunç Çağı’na tarihlenen bir çanak buluntusu ele alınmıştır. Güney yamaçta çöp çukuru içerisinde bulunan çanak, Anadolu’da en erken örnekleri Neolitik Çağ’da görülen kırmızı haç motifli çanakların bir örneğidir. Bu çanakların Erken Tunç Çağı’nın ilk yarısında İç Batı Anadolu çevresinde nispeten sınırlı bir bölgede yayılım gösterdikleri bilinmektedir. Ancak Erken Tunç Çağı sonlarına tarihlenen tabakalara sahip çok sayıda yerleşimde, bu tip çanakların bulunması, bir yaygınlaşma sürecine işaret etmiştir. Kırmızı haç motifli çanakların ele geçtiği yerleşimlerin coğrafi dağılımına bakıldığında, Batı Anadolu’dan Kilikya’ya kadar uzanan geniş bir bölgeyle karşılaşılmaktadır. Bu çalışmada tartışılan Acemhöyük çanağı, öncelikle arkeolojik bağlamı ve teknik özellikleriyle ele alınmıştır. Biçim ve bezeme özellikleri temelinde benzer örneklerle karşılaştırılan çanağın kırmızı haç motifinin yaygınlaştığı süreçle bağlantılı olduğu anlaşılmıştır. Biçim, hamur, astar gibi makroskopik özellikler, çanağın yerleşime dışarıdan getirilmediğine işaret etmiştir. Sonuç olarak Acemhöyük çanağının içinde bulunan kırmızı haç motifi, dönemin inanç sistemleriyle bağlantılı bir sembolün çanak çömlek üretimine yansıması şeklinde değerlendirilmiştir.

Aşıklı Höyük’ün Çocukları

Höyük · 2024, Sayı 13 · Sayfa: 1-18 · DOI: 10.37879/hoyuk.2024.1.001
Tam Metin
İnsan yaşamında bilişsel ve teknolojik gelişimin en önemli aşaması, çocukluk dönemidir. Buna karşın tarih öncesi toplulukların dünyasında çocuklar, genelde ihmal edilen bir alan olmuştur. Bu konuda araştırma azlığının nedeni, çalışmaların genellikle tarih öncesi toplulukların sosyo-ekonomik dünyalarını meydana getiren temel aktiviteler olan tarım, hayvancılık, avcılık-toplayıcılık ve çeşitli zanaatlar gibi çoğunlukla fiziksel güç ve bilişsel beceri gerektiren konulara odaklanmış olmasıdır. Bu nedenle, çoğu zaman arkeologlar için, örneğin Neolitik bir köy, besin üretimi ile meşgul olan yetişkin bireylerle özdeştir. Çocuklar ise üretim faaliyetlerinin aktif bir parçası olmaya başladıkları belirli bir yaşa gelene dek toplumun en pasif halkası olarak görülürler. Ancak, etnografik ve arkeolojik çalışmalar, yetişkin bireylerin gündelik sorumluluklara ve zanaatlara ilişkin bilgi ve becerilerinin gelişimi, bireyin seçeceği uzmanlık, topluluk içindeki kimlik ve rollerinin çocukluk döneminde oluşmaya başladığını göstermektedir. Bu nedenle tarih öncesi bir topluluğu anlamak için çocukların dünyasını anlamak en az yetişkin bireyler kadar önemlidir. Bu makale, bundan 10 bin yıl öncelerinde Aşıklı Höyük’te doğan ve ölen çocuklar üzerinedir. Bebek ve çocuklara dair iskelet verilerinin yanı sıra yontma taş (obsidiyen) işçiliği üzerine yürütülen teknolojik analizler sonucunda, çocukların da üretim süreci içerisinde yer aldıkları saptanmış ve böylelikle çocuklar, arkeolojik veriler vasıtasıyla görünür kılınmıştır. Çalışmada, son veriler ışığında, Aşıklı topluluğunun bin yıllık uzun ve kesintisiz iskân tarihinde bebeklerin ve çocukların yeri ve biyolojik ve sosyal kimlikleri ele alınmaktadır.