272 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Türk Tarih Kurumu
  • Osmanlı
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

19.yüzyılda Hıristiyan-Müslüman Eşitliğine Karşı Türklerin Tutumları

Belleten · 1999, Cilt 63, Sayı 236 · Sayfa: 229-252
Tam Metin
Her modern toplum meydana geldiği çeşitli gruplar arasındaki eşitsizliklerden dolayı ortaya çıkan problemlerle karşı karşıya kalmıştır. Özellikle 18. yüzyılda Amerika'da "her insanın eşit yaratıldığının" ilân edilmesinden ve Fransa'da İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi'nin hazırlanmasından beri, bu böyle olmuştur. Eşitsizliği yaratan farklılıklar çeşitlidir-(ekonomik, sosyal, ırksal, dilsel (linguistic), dinsel ve siyasal sebepler). Bu sebepler iç içe geçmiştir. Yakındoğu'da son zamanlara kadar, gruplar arasındaki başlıca ayırımlar (sınırlar) ve bu yüzden homojen topluma başlıca engeller din kaynaklı olmuştur. Bugün Yakındoğu toplumunda sosyal ve ekonomik eşitsizlikler/farklar, modern teknoloji ve malî durum satın almak ve harcamak için daha geniş imkânlar sundukça artsa da, milliyetçi görüş dinî görüşün önüne geçse de, hâlâ genellikle dinin, ayıran bir hat görevini gördüğü ve kişinin inancının onun ayırt edici vasfı olduğu doğrudur.

ÖZER ERGENÇ, Osmanlı Klâsik Dönemi Kent Tarihçiliğine Katkı. XVI. Yüzyılda Ankara ve Konya, Ankara Enstitüsü Vakfı Yayınları: 1, Ankara 1995, 247 s. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1999, Cilt 63, Sayı 236 · Sayfa: 253-256
Tam Metin
Cumhuriyetin ilk yıllarında yapılan Türk tarihi çalışmaları arasında özellikle Anadolu'daki yerleşim birimleri monografilerinin sayıca fazlalığı ve bu konulara ilginin yoğunluğu dikkati çekerken. sonraki yıllarda bu tür çalışmaların azaldığı da gözden kaçmamaktadır. Ancak arşivlerimizin araştırmacıların hizmetine girmesi ve üniversitelerimizde bu sahalarla ilgili tezlerin yapılması şehir tarihi çalışmalarına eski önemini kazandırmıştır.

İzmir Temettü Sayımları ve Yabancı Tebaa

Belleten · 1999, Cilt 63, Sayı 238 · Sayfa: 755-774
Tam Metin
Tanzimat devrinde maliye alanında yapılan değişiklikler arasında farklı adlarla alınan vergilerin tek bir kaleme indirilmesi de vardır. Bu yeni vergi için bütün hane reislerinin mal, mülk ve gelirlerinin tesbit edilmesi gerekmiştir. Onun için de bu sayımlar "temettü" sayımları olarak adlandırılmıştır. İlk defa 1256'da başlanan temettü sayımlarına, biraz değişikliğe uğratılarak 1261 (1845)'de devam edilmiştir. Müslim ve gayr-i müslim bütün tebaa yanında yabancı tabiiyetinde bulunanlar da sayım kapsamı içine alınmıştır. Osmanlı tebaası köy köy, mahalle mahalle yazılırken yabancı tebaa tâbi oldukları devletlere göre ayrı ayrı kayd edilmişlerdir. Bu sayımlarda "an cemaatin" vergi de denilen "vergi-i mahsûs" mıkdarlarının tesbiti yanında cizye mükellefi oldukları halde bir şekilde saklanmayı başaranların tesbiti de hedeflenmiştir.

Birinci Dünya Savaşı Yıllarında Canik'in İaşe Durumu (1914-1918)

Belleten · 1999, Cilt 63, Sayı 238 · Sayfa: 775-812
Tam Metin
İaşe, kelime olarak beslenme, yedirip içirip geçindirme anlamlarına gelmektedir. İaşe buhranı ise çeşitli nedenlerden ötürü ortaya çıkan iktisadi darlıkta temel geçim maddelerinin bulunamaması veya aşırı fiyat yükselmesinin tüketiciye yansımasıdır. Tarih boyunca oluşan iaşe buhranlarının sebepleri çok çeşitlidir. Fakat, toplumları derinden sarsan, siyasi ve sosyal bir takım sonuçlar doğuran bu buhranın temel sebepleri her zaman aynı olmuştur. Toplumu iaşe kıtlığına götüren gelişmelerin başlıcaları nüfus tehâcümü, para kıymetinin düşmesi ve maliyetin yüksek oluşudur.

Sefâret-nâmehâ-yı İrân (Gozârişhâ-yı Musâfiret ve Memûriyyet-i Sefîrân-ı Osmânî Der İrân), Tedvîn ü Tahkîk ü Telîf: Dr. Muhammed Emîn-i Riyâhî, Tahran 1368/1989. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1999, Cilt 63, Sayı 237 · Sayfa: 627-628
Tam Metin
Ankara'da yıllarca İran'ın Kültür Müsteşarlığı görevini liyâkatla yürüten, İran'da yıllar yılı pekçok kültür kurumunda üst düzey yöneticilik yapan, üniversitelerde ders veren ve nihayet bir süre de Kültür Bakanlığı yaptıktan sonra emekliye ayrılarak kendini tamamen ilmi araştırma ve kitap telifine vakfeden değerli araştırmacı ve ilim adamı Dr. Muhammed Emîn-i Riyâhî, birçok eserinin yanısıra 1989 yılında Sefâret-nâmehâ-yı İrân adlı bir eser yayımlamıştır.

Türk Minyatürlerinde Hil'at Merasimleri

Belleten · 1999, Cilt 63, Sayı 238 · Sayfa: 745-754
Tam Metin
Osmanlı padişahlarının ve sadrazamlarının yabancı elçileri, devlet erkânını ve memurlarını çeşitli vesilelerle onurlandırmak ve taltif etmek amacıyla, bir tür hediye olarak giydirdikleri kaftan veya kürke, genel bir tanımlama ile hil'at denilmektedir. Arapça bir kelime olan hil'at "üste giyilen elbise, kaftan" anlamındadır, "resmen giydirilen elbise, teşrifat kaftanı, halâ-ı fâhire" şeklinde de açıklanmıştır.

EVANGELİA BALTA, Les vakıfs de Serrés et de sa région (XVè et XVè s.) -un premier inventaire- (Traduit par Edith Karagiannis), Athènes 1995, 442 s. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1999, Cilt 63, Sayı 238 · Sayfa: 949-954
Tam Metin
İslâmiyet dönemi Türk medeniyetinin eğitim-öğretimden mimariye, sosyal dayanışmadan şehirciliğe kadar her alana damgasını vurmuş olan temel müesseselerinden birisi, hiç şüphesiz vakıf müessesesidir. 1984'te Vakıflar Genel Müdürlüğünün Vakıflar Haftası münasebetiyle düzenlemiş olduğu sempozyuma sunmuş olduğum 'Vakıf incelemelerinde metod araştırmaları" adlı bildirimde [I.Vakıf Haftası (3-9 Aralık 1984) Konuşmalar ve Tebliğler, Ankara, 1985, s.16-18] , bu müesesenin asıl mâhiyetini anlayabilmemiz için vakıf araştırmalarında denenebilecek birkaç yaklaşım tarzı ileri sürmüştüm. Bunlardan biri de, Osmanlı coğrafyası üzerinde bu coğrafyanın değişik bölgelerini temsil edebilecek biçimde seçilmiş on onbeş dar mıntıkadan her birinde kurulmuş bütün vakıfları o mıntıkanın kültür bütünlüğü içinde ve ilk kuruluşlarından günümüze kadar geçirdikleri tarihi süreç çerçevesinde tahlil ederek anlamaya çalışmayı amaç edinen bir yaklaşım tarzıydı. E. Balta'nın yukarıda künyesi verilmiş olan çalışması, benim tasarladığım tarzdaki bir araştırmaya yönelik önemli bir adım sayılabilir. E.Balta'nın Atina'da İlmi Araştırma Milli Vakfı Neo-Helleniques Araştırmalar Merkezi (Centre de Recherches Neo-Helleniques Fondation Nationale de la Recherche Scientifique) tarafından yayınlanan eserinin konusu, XV. ve XVI. yüzyıllarda Siroz ve bölgesinin vakıfları'dır. Siroz vakıflarının ikiyüz yıllık envanterini veren ve bunların muhtelif açılardan değerlendirmesini yapan bu çalışma kaldığı noktadan günümüze doğru geliştirildiğinde ve tahlil açısından biraz daha derinleştirildiğinde, şüphesiz vakıf olgusunu anlamada çok daha ileri bir seviyeye ulaşılacaktır.

SHAİ HAR-EL; Struggle for Domination in the Middle East The Ottoman-Mamluk War, 1485-1491" E.J. Brill, Köln, Leiden New York, 1995. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1999, Cilt 63, Sayı 238 · Sayfa: 947-948
Tam Metin
Yazar tarafından anne ve babasına ithaf edilen eser "Ortadoğu'da Hakimiyet Mücadelesi, Osmanlı-Memlûk Savaşı 1485-1491" adını taşımaktadır. Önsözünden anlaşıldığına göre Shai Har-El doktora öğrenimini ve çalışmasını, dünyaca ünlü tarihçimiz. Prof. Dr. Halil İnalcık'ın nezaretinde gerçekleştirmiştir. Basımı Hollanda'da yapılan bu eser normal ebatta ve 20+239 sayfadan ibarettir. Eser, önsöz, giriş ve iki ana bölümden ve her bölüm dörder kısımdan meydana gelmektedir. Girişten önce bir transliterasyon alfabesi, resim ve tablolar listesi ile kısaltmalar yer almaktadır.

YUZO NAGATA, Tarihte Âyânlar. Karaosmanoğulları Üzerinde Bir İnceleme, Türk Tarih Kurumu yayını VII. Dizi-Sa. 176, XXV+329 s. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1998, Cilt 62, Sayı 233 · Sayfa: 233-236
Tam Metin
Müesseseler, Osmanlı Tarihinin bütününü aydınlatmak üzere yapılacak çalışmalarda dikkatle incelenmesi gereken konuların başında gelir. Devlet çarkını işleten kuramların çalışma esaslarının neler olduğunu ortaya çıkarmak, bu kurumlar çevresinde gelişen sosyo-ekonomik olayların anlaşılmasına da yardımcı olacaktır. Özellikle Osmanlı Devleti'nin büyüdüğü ve devlet çarkının gelişerek içinden yeni kurumlar çıkardığı XVIII. yüzyıldan itibaren ortaya çıkan gelişmelerin takibi, üzerinde durulması gereken konulardandır. Bu kuramların temelde örneklenerek değerlendirilmesi ise yüzyılın daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacaktır. Dolayısıyla âyânlar devri olarak nitelenen bu asrın tam olarak anlaşılması aynı zamanda bu kurumun ayrıntılarıyla değerlendirilmesine de bağlıdır.

Yunan Ayaklanması Günlerinde Mora'daki Türkler Nasıl Yok Edildiler?

Belleten · 1998, Cilt 62, Sayı 233 · Sayfa: 107-120
Tam Metin
"Peloponez (Peloponisos)" adıyla da anılan Mora Yarımadası, ilkin Sultan Beyazıt I tarafından 1397'de Bizanslılardan alınarak kısmen Osmanlı İmparatorluğu'na bağlanıyor; Yunanistan'ın her yanında, Katolik Lâtinlerin zulmü altında inleyen Ortodoks Hıristiyan Grekler, 1460'da Mora'yı tümüyle fetheden Sultan II. Mehmet'i bir kurtarıcı olarak karşılıyorlardı. 1698'de imzalanan Karlofça Antlaşması'yla, Osmanlılar, Mora'yı Venediklilere vermek zorunda kalıyor; ama 1718'de aktedilen Pasarofça Antlaşması'ndan sonra, Mora, yeniden Osmanlı egemenliğine geçiyordu.