272 sonuç bulundu
Yayınlayan Kurumlar
Yazarlar
Meslek Kuruluşu ve Faaliyeti
Belleten · 1990, Cilt 54, Sayı 211 · Sayfa: 1151-1166
Özet
Tam Metin
Türkiye'de 1850 ile 1876 yılları arasında hükümet çalışmalarının mürakabe edilebilmesi için millet temsilcilerinden oluşan bir parlamento kurulması yolunda bazı şahıslarla bazı kuruluşların, hemen hepsi başarısızlıkla sonuçlanmış bir takım faaliyetler içinde bulundukları görülmektedir. Başarısızlıkla sonuçlanmış olmalarına rağmen bu faaliyetlerin, Türk-Osmanlı toplumunda meydana getirdiği etkiler olumlu şekilde gelişerek, 1877 yılında ilk Türk parlamentosunun kurulmasında önemli bir rol oynadıkları malumdur. İşte bu çeşit faaliyetlerden birisi de "Meslek" veya "Meslekname" adlı kuruluşun çalışmalarıdır.
SOVYETLER BİRLİĞİ'NDE EVLİYA ÇELEBÎ'NİN SEYAHATNÂMESİ İLE İLGİLİ YAYINLAR [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 1990, Cilt 54, Sayı 211 · Sayfa: 1259-1276
Özet
Onyedinci yüzyılın büyük Türk seyyahı Evliya Çelebî'ye ve tarihimizin önemli bir kaynağı olan Seyahatnâmesi'ne olan ilginin son zamanlarda yurdumuzda arttığını görmek gerçekten çok sevindiricidir. 1988 yılının başında, Atatürk Yüksek Kurumu Başkanlığı'na bağlı olarak Evliya Çelebi Bilim ve Uygulama Kolu kurulmuştur. Bu faaliyetin bir parçası olarak E.Çelebi'nin Seyahatnâmesi'nin otograf (yazar) nüshaları tespit edilmiş, bu nüshaların filmleri çekilmiş, onar adet fotokopileri yapılmış ve beş nüshası Seyahatnâme'yi hazırlayacak olan görevlilere verilmiştir. E.Çelebi'nin yayınlanacak olan bibliyografyasının ilk tespitleri yapılmış; bazı yayınların tanıtılmasını da kapsayacak şekilde genişletilmiş bir bibliyografya çalışmasına ise devam edilmektedir.
Tokat'ta Ailenin Sosyo - Ekonomik Yapısı (1771-1810)
Belleten · 1990, Cilt 54, Sayı 211 · Sayfa: 993-1052 · DOI: 10.37879/belleten.1990.993
Özet
Tam Metin
Çok genel bir ifade ile, bir kızla bir erkeğin baba ocağını terkederek yeni bir ev kurmaları olayını evlenme, evlenen karı-koca ve çocuklardan oluşan küçük topluluğu da aile olarak tanımlamak mümkündür. Bir topluluğun siyasi, sosyal, hukuki ve ahlaki yapısını anlayabilmek için, o toplumun küçük bir modeli olan aileye bakmak gerekir. Ailenin iyi tahlil edilmesiyle, o devlete ait birçok mesele rahatlıkla çözülmüş olacaktır. Ailede, çocuklar üzerinde babanın otoritesi ile, devlet yönetiminde, hükümdarın millet üzerindeki otoritesi birbirine benzerlik göstermektedir. Eski Türk anlayışına göre "Gök kubbesi devletin, çadır ise ailenin" birer örtüsü gibi kabul ediliyordu. Gök altında devlet, çadır kubbesi altında ise aile düzeni" yer alıyordu. Aile içinde "karı-koca" münasebeti ile devlette "kagan-hâtun" hukuku arasında pek fazla fark görülmüyordu. Bir ailenin fertleri arasında sosyal, siyasi, hukuki ve ahlaki denge varsa, o toplumlarda da sosyal, siyasi, hukuki ve ahlaki denge var demektir.
1700-1730 Tarihlerinde Ankara'da Ailenin Niceliksel Yapısı
Belleten · 1990, Cilt 54, Sayı 211 · Sayfa: 945-962 · DOI: 10.37879/belleten.1990.945
Özet
Tam Metin
Türkiye'nin sosyal ve ekonomik tarihi çalışmaları için önemli bir kaynak Şer'iye Sicilleridir. Bilhassa, Osmanlı şehirlerinin canlı hayatını göstermesi bakımından yeri doldurulamayan bir kaynaktır. Çok zengin ve çeşitli belgeler içeren sicillerde; ferman, berat, mektup suretleri, buyruldular, i'lâm ve hüccetler, nikâh, boşanma ve adli belgeler, alım-satım vesikaları, vakfiye kayıtları, narh defterleri, şehir esnaf gurupları ile esnaflık yapanların kefil ve taahhüdlerini gösteren belgeler, şehrin mahalle listeleri ve alınan vergiler, salyane defterleri, avârızhâne listeleri, altın çeşitleri, değerleri ve tereke defterleri gibi kayıtlar mevcuttur. Bu çalışmanın temel kaynağı, bir kimsenin ölümünden sonra tüm mal varlığının (alacak ve borç dahil) cins, adet ve fiyat açısından yazılıp vârislere dağılımını gösteren tereke defterleridir.
1572 Tarihli Adana Mufassal Tahrir Defterine Göre Adana'nın Sosyo-Ekonomik Tarihi Üzerine Bir Araştırma
Belleten · 1990, Cilt 54, Sayı 209 · Sayfa: 179-212 · DOI: 10.37879/belleten.1990.179
Özet
Tam Metin
Bugün Çukurova diye adlandırdığımız Adana ve yöresi milattan XV asır evvel Hitit Federasyonuna dahil idi. Daha sonra Asurlular, İranlılar ve Romalıların hakimiyetine girdi. Abbasiler bölgeye hakim oldukları zaman buralara Türk nüfus getirip yerleştirdiler. X.yüzyılda tekrar Bizanslılara geçen bu toprakları 1082-1083 yıllarında Süleyman Şah, Türk-Selçuklu hakimiyetine soktu. Haçlı savaşlarının doğurduğu karışıklıklardan yararlanan Ermeniler, bölgeye hakim oldular. Mogol istilasının önünden kaçarak Anadoluya gelen Türkmen boylarından Üçoklar, Memlûklerin yönetiminde Adana ve Tarsus yöresine yerleştiler. Üçok kolunun başlıca boyları Yüregir, Kınık, Bayındır, Salur ve İğdir idi. Üçok kolunun en tanınmış beyi Yüregir oğlu Ramazan Bey idi. Nitekim Adana merkez olmak üzere kurulan beyliğe de onun adı verildi.
EVLİYA ÇELEBİ BİBLİYOGRAFYASINA HAZIRLIK [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 1989, Cilt 53, Sayı 206 · Sayfa: 381-400
Özet
Kültür tarihimiz, onyedinci yüzyıldaki coğrafyamız üzerinde çalışanlar için Evliya Çelebi Seyahatnamesi hemen daima ilk baş vurulan ve vaz geçilemez bir bilgi kaynağı olmuştur. Nitekim bazı çalışmalarımda yararlanma ihtiyacını duyarak ben de Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nin basma ve gerektikçe yazma nüshalarına müracaat ettim. Evliya Çelebi ve eseriyle ilgili olarak tesbit edebildiğim kitap ve makale künyelerinin toplanmasıyla bir küçük bibliyografik birikim meydana gelmişti. Sonradan Index Islamicus'tan tarayıp çıkardığım künyelerle Prof. M. Cavid Baysun'un İslâm Ansiklopedisi'ndeki "Evliya Çelebi" maddesinin bibliyografyası karıştırılarak Evliya Çelebi Bibliyografyasına bir ön hazırlık olarak bu küçük birikim ilgililerin istifadesine sunulmuştur. Ancak pek çok eksikleri bulunduğunu tahmin ettiğim bu bibliyografik deneme, hiç bir zaman sistematik bir taramanın sonucu olarak kabul olunmamalıdır.
Evliya Çelebi ve Seyahatnâmesi
Belleten · 1989, Cilt 53, Sayı 207-208 · Sayfa: 709-734
Özet
17. yüzyılın büyük gezgini ve nesir ustası Evliya Çelebi'nin ve 10 ciltlik Seyahatname'sinin adına ne yaşadığı çağda ne de daha sonra, Tanzimat'a kadar, Türk kaynaklarında rastlanmaz. Evliya'nın yaşam öyküsü ancak eserinin türlü yerlerindeki veriler birleştirilerek ortaya konmuştur. Sarayın kuyumcubaşısının oğlu olan Evliya 1640 ile 1675 yılları arasında İmparatorluğun her yanını ve komşu ülkeleri dolaşmış, gördüklerini ve işittiklerini çekici bir üslûpla anlatmıştır. XVII. yüzyılın çok değerli bir belgesi olan Seyahatname'yi tarihçi Joseph von Hammer geçen yüzyılın başında bilim dünyasına tanıtmış, ondan sonra Türk ve yabancı pek çok bilgin Evliya Çelebi araştırmalarına katkıda bulunmuşlardır. Son on yıl içinde bu araştırmalar büyük bir ilerleme kaydetmiştir. R.F. Kreutel ve Pierre A.MacKay Seyahatnâme yazmalarının en güvenilir nüshasını saptamışlardır. S simgesi ile gösterilen bu nüsha Topkapı Sarayı Kütüphanesi Bağdat Köşkü'ndedir. Kreutel'e göre S nüshası Evliya Çelebi'nin elyazısı ile yazılmış esas nüshadır. MacKay'a göre Evliya bu nüshayı kendi yazmamış, bir yazıcıya dikte ettirmiştir. Makalede bu iki bilginin fikirleri tartışılmış ve söz konusu S nüshasının Evliya'nın el yazısı olamayacağı gibi son kopya da olmadığı, belki Evliya'nın asıl nüshayı hazırlamak için yazdırdığı son müsvedde olduğu sonucuna varılmıştır.
Bulgaristan'daki Türk Vakıflarının Durumu (XX. Yüzyıl Başları)
Belleten · 1989, Cilt 53, Sayı 207-208 · Sayfa: 679-708
Özet
Osmanlılar, Rumeli'de ilk fethettikleri yerlerden biri olan Bulgaristan'da adil bir idare kurmuşlar, yerli halkı pek çok ağır vergi ve angaryalardan kurtararak rahata kavuşturmuşlardır. Ayrıca burada bir çok sosyal, kültürel ve dini tesisler meydana getirerek kısa bir süre sonra bu toprakları Anadolu'daki şehirlerden farksız bir hüviyete kavuşturmuşlardır. XIV. asırda Osmanlı topraklarına katılan Bulgaristan'da huzur ve sukunet asırlarca fasılasız devam etmiştir.
XIX. Yüzyılda Harput'ta Fiyatlar
Belleten · 1989, Cilt 53, Sayı 207-208 · Sayfa: 797-828
Özet
Tam Metin
XIX. yüzyıl Türkiye tarihi üzerinde yapılan araştırmaların daha çok siyasi tarih ve ıslahat hareketleri alanında yoğunluk kazandığı, iktisadi ve sosyal tarihe ait araştırmaların azlığı dikkati çekmektedir. Hele iktisadi hayatın önemli bir öğesi olan fiyat hareketlerine ait çalışmaların yokluğu daha da ilginçtir ve bir eksiklik olarak görülmektedir. Bu cümleden olarak, halen yürütmekte olduğumuz Anadolu Fiyat Tarihi projesi çerçevesinde, XIX. yüzyılda Harput'ta fiyatlar incelenmeye çalışılmıştır.
14-15. Yüzyıllarda Osmanlı Fetihleri Sırasında Avrupa'nın Siyasî ve İktisâdî Durumu
Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 202 · Sayfa: 101-114
Özet
Tam Metin
Osmanlıların Avrupa'ya ayak bastıkları ve arkasından süratle ilerleyerek Balkanlar'da ve Orta Avrupa'da İmparatorluğun temellerini attıkları bir sırada Avrupa'da siyasi, iktisadi ve sosyal durum ne idi sorusuna cevap verecek bir araştırmaya bu güne kadar rastlayamadık. Hammer, Zinkeisen, Jorga gibi Osmanlı tarihlerinde, Türklerin fetihleri sırasında karşılaştıkları ülkeleri, onların siyasi ve sosyal durumlarını dağınık bahislerde ele alarak kısım kısım açıklamalara rastlanır. Zinkeisen bu konuda daha da faydalı olmaktadır. Ayrıca Delaville-Leroulx, Alexandrescu-Dersca, Gibbons, Elekes, Babinger ve Werner gibi araştırıcılar da konularıyla ilgili olarak Osmanlılarla temas halindeki devletlerin durumlarını izaha çalışırlar. Fakat mozaik şeklinde verilen ve birbirinden ayrı bütün bu açıklamalar, okuyanı aydınlatmakta fazla yardımcı olmamaktadır. Özellikle bu devirde Avrupa toplumuna hâkim bulunan fikirleri bir kül olarak anlamamıza yaramıyorlar. Bu sebeble, yıllarca evvel bu konuda başladığımız bir araştırmanın burada sadece bir özetini veriyoruz.