3 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Anahtar Kelimeler
- Almanya 1
- Archipelago 1
- Deniz Ticareti. 1
- Egypt 1
- England 1
Son Mısır Hidivi II. Abbas Hilmi Paşa’nın (1874-1944), Evelyn Cromer’ın İddiaları ve İngiltere’nin Mısır Politikaları Karşısında Yazdığı Eseri Üzerine Bir İnceleme
Belgeler · 2025, Cilt XLI, Sayı 45 · Sayfa: 93-185 · DOI: 10.37879/belgeler.2025.93
Özet
Tam Metin
Bu çalışma, Mısır’da Britanya başkonsolosu olarak 1883’te Londra Hükûmeti tarafından görevlendirilen ve bu pozisyonunu 1907 yılına kadar kesintisiz sürdüren Evelyn Baring Cromer tarafından 1908’de yayınlanan “Modern Egypt” adlı eserden sonra Mısır’ın Hıdivi II. Abbas hakkında yazılan ve 1915’te basılan “Abbas II” adlı kitaptaki iddialara karşı II. Abbas Hilmi Paşa’nın 1929 yılında yayınladığı “A few words on the Anglo-Egyptian Settlement” başlıklı kitabın tercümesi ve değerlendirmesi ile ilgilidir.
Lord Cromer’ın yazdığı kitaplarla politikaları ve icraatlarını öne çıkaran tutumu yanında Hidivlik makamını, Mısırlı bürokratları ve Mısır halkını yer yer kritik eden ve İngilizler dışında Mısır Hükûmeti’nde çalışanları ölçüsüz bir şekilde yeren yaklaşımı karşısında II. Abbas Hilmi Paşa da kendi zaviyesinden bir eser yazarak adeta savunmasını yapmıştır. Aynı zamanda II. Abbas Hilmi Paşa, Londra’nın Mısır’da yeni bir politika uygulayacağına dair uluslararası alanda yeni sinyaller verdiği bir sırada kaleme aldığı bu eseriyle dikkatleri üzerine çekmek istemiştir. Yazar bu şekildeki girişimiyle bir yandan kendi devrinin bir savunmasını yaparken bir yandan da Mısır’ın yeni sürecinde rol alma umutlarını ortaya koymuş oldu.
Abbas Hilmi Paşa’nın söz konusu eseri kaleme almasının temel amaçlarından birisi de Mısır’ın yönetiminde hak sahibi olduğunu ifade etmeye çalışmasıdır. Mısır’ın kaderini tayin etme anlaşmaları gündemde iken yazdığı “A few words on the Anglo-Egyptian Settlement” eseri tarafımızdan “İngiliz-Mısır Antlaşması Üzerine Birkaç Söz” başlığı ile tercüme edilmiştir. Abbas Hilmi bu eseriyle hem Londra’ya hem de Kahire’ye dolaylı mesajlar vermeye çalışmıştır. Bu anlayışla, Osmanlı devri unvanı olan Paşa sıfatını kullanmadan yazan müellif eserdeki unvanını “Mısır’ın 23 Yıllık Hidivi Abbas Hilmi II” olarak kaydetmiştir.
The Liman Von Sanders Mission Crısıs: Reactions To The Mission, The Stance Of The Ottoman Empire And Germany (November 1913–January 1914)
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2025, Cilt XLI, Sayı 111 · Sayfa: 1-56 · DOI: 10.33419/aamd.1699281
Özet
Tam Metin
This study aims to conduct a comparative analysis of the Ottoman Empire and Germany’s responses to the international reactions triggered by the arrival of the German Military Reform Mission, led by Liman von Sanders, in Istanbul. The research highlights the mission’s significance in reshaping pre-World War I power dynamics between rival blocs-with some diplomats even regarding it as a catalyst for the seeds of war- particularly focusing on its potential to provoke a conflict between Russia and Germany. It examines the factors that compelled Germany to modify the mission, the Ottoman Empire’s resistance to these changes, and ultimately questions whether these adjustments were imposed by Germany on the Ottomans or whether they constituted a strategic maneuver by the Committee of Union and Progress leadership to create political leverage amid diplomatic pressures.
The mission emerged following the Ottoman Empire’s request for a fully authorized German military delegation to reorganize its army, which had suffered a decisive collapse in the Balkan Wars. The primary point of contention revolved around Liman von Sanders’ appointment as the commander of the First Army Corps, which lay at the heart of Russia’s objections. This development, perceived as an expansion of Germany’s political and military influence over the Ottomans, provoked strong diplomatic protests from Russia and quickly escalated into an international crisis. Initially, Germany resisted these pressures alongside the Ottoman Empire, but mounting diplomatic tensions eventually forced Berlin to retreat. The Ottomans, too, opposed Germany’s demands for a period before ultimately conceding to the modifications.
The study argues that the mission marked a critical turning point not only in the modernization of the Ottoman military but also in the restructuring of Ottoman foreign policy and decision-making mechanisms in alignment with German interests. It demonstrates how power dynamics, diplomatic pressures, and military reform policies became deeply intertwined in Ottoman-German relations. As Germany expanded its military and political influence over the Ottomans during this process, this shift became a key factor influencing the Ottoman Empire’s decision to ally with Germany in World War I. In this regard, the study also seeks to provide a scholarly foundation for debates surrounding Liman von Sanders’ role in the Battle of Gallipoli.
17. ve 18. Yüzyıllarda İstanköy Adası’nda Ekonomi ve Ticaret
Belleten · 2025, Cilt 89, Sayı 314 · Sayfa: 223-264 · DOI: 10.37879/belleten.2025.223
Özet
Tam Metin
İstanköy Adası tarih boyunca, coğrafî konumu ve korunaklı limanıyla ön plana çıkmıştır. Ada, Mısır-Rodos-İzmir denizyolunun üzerinde yer almaktadır. Anadolu kıyısında Bodrum’a da çok yakındır. Adada ticaretin kalbi Narence Limanı’dır. Limanın korunaklı bir yapısı vardır. Bundan dolayı liman, bölgede seyrüsefer eden gemiler için önemli bir sığınak yeri olagelmiştir. Osmanlı Devleti idaresinde limanın ve genel olarak adanın ticari işletmesi, Gümrük-i İskele-i Narence ve Tevâbii Mukātaası adıyla yapılandırılmıştır. Narence Limanı’na giriş-çıkış yapan ürünlerin gümrük vergisi ve adadaki her türlü vergi bu mukātaa tarafından tahsil ediliyordu. Mukātaaya ait rakamlar, İstanköy Adası’nın ekonomik ve ticari durumu hakkında bilgi sahibi olmamızı sağlamaktadır. Dolayısıyla bu araştırmanın ilk bölümünde, İstanköy Mukātaası’nın, 17. ve 18. yüzyıllardaki mali yapısı gözden geçirilmiştir. Böylece, ada ekonomisinin büyüklüğü ve karakteri hakkında genel bir kanaat oluşturulmaya çalışılmıştır. Sınırlı ziraî toprağa sahip adada, hububat tarımının yeteri kadar gelişmediği açıktır. Buna karşılık bağcılık ve bahçecilik yaygındır. Adada yetiştirilen limon ve turunç gibi narenciye ürünlerinin en büyük alıcısı, Osmanlı saray mutfağıdır (Matbah-ı Âmire). Tarımın yanı sıra adada, canlı bir ticari hayatın olduğunu söylemek mümkündür. Araştırmada, adanın ve Narence Limanı’nın ticari işlevine ve önemine dair de bazı bilgiler verilmektedir. Araştırmanın temel kaynakları, Osmanlı Arşivindeki defter ve belgelerden oluşmaktadır. İlaveten, bazı Osmanlı kroniklerinden ve adayı ziyaret eden yerli ve yabancı seyyahların anlatımlarından da istifade edilmiştir.