6 sonuç bulundu
Sillyon Roma Dönemi Köprüsü (Ayvalıkemer) Üzerine Bir Değerlendirme
Höyük · 2024, Sayı 13 · Sayfa: 165-182 · DOI: 10.37879/hoyuk.2024.1.165
Özet
Tam Metin
Sillyon, Antik Dönem’de Pamphylia Bölgesi’nde, günümüzde ise Antalya ili, Serik ilçesine bağlı Yanköy Mahallesi Kocagözler mevkiinde yer almaktadır. Kent, arkeolojik kültür varlıkları ve sahip olduğu tarihi ve kültürel değerlerle, geçmişten bugüne dek çok katmanlı dokusuyla önemli bir kültürel miras alanı olma özelliğini korumuştur. Tarih boyunca kültür ve uygarlıkların birleşme-çatışma noktasında yer alan Sillyon, birçok medeniyetin izini taşımaktadır. Başka bir ifadeyle, mevcut veriler ışığında Sillyon, Demir Çağı başlarından Osmanlı Dönemi’ne kadar yerleşim gören ve kesintisiz bir tarihsel sürece ev sahipliği yapan çok katmanlı bir kent örneğidir. Bu makalede, Sillyon’un yaklaşık 1,5 km batısında Koducak Deresi üzerinde bulunan ve halk arasında Ayvalıkemer olarak bilinen Roma Dönemi Köprüsü ele alınmaktadır. Roma İmparatorluk Dönemi’ne tarihlenen yapı üç gözlü olup tamamı traverten bloklardan inşa edilmiştir. Karayolları Genel Müdürlüğü’nün destekleriyle 2016-2017 yıllarında restorasyonu gerçekleştirilen yapı, bölgedeki en sağlam köprü örnekleri arasında yerini almaktadır. Çalışmada, öncelikle yapının oryantasyonu ve tüm mimari kurgusu analiz edilmiş ve Anadolu’da inşa edilen çağdaşı köprülerle karşılaştırma yapılarak tarihsel değerlendirmesi yapılmıştır. Onarım müdahaleleri incelenmiş, köprünün restorasyon öncesi ve sonrası durumu ile ilgili bilgiler sunulmuştur. Köprünün Pamphylia Bölgesi yol ağları üzerindeki yeri ve kent için önemi araştırılmış ve Sillyon’un bölgedeki antik yol rotaları ile bağlantısı tartışılmıştır. Bu makalenin hem Sillyon araştırmalarına hem de bölgedeki Antik Dönem ulaşım ağları çalışmalarına yeni bir bakış açısı sunması beklenmektedir.
Perge’de Roma İmparatorluk ve Geç Antik Dönem’de Görülen İthal Keramik Malzeme Üzerine Genel Bir Değerlendirme
Höyük · 2022, Sayı 9 · Sayfa: 67-84 · DOI: 10.37879/hoyuk.2022.067
Özet
Tam Metin
Perge, eski çağlarda Pamphylia olarak tanımlanan ve Antalya ilinin ovalık kısmını oluşturan bölgenin önemli kentlerinden biridir. Kentte bugün ayakta kalmış yapıların büyük çoğunluğu Roma İmparatorluk Dönemi’ne tarihlenmektedir. Bununla birlikte kentin akropolisinde yapılan çalışmalarla Perge’deki en erken insan izlerinin MÖ 5. bin civarına tarihlendiğini söyleyebilmek mümkün olmuştur. Bu tarihten itibaren yaklaşık MS 7. yüzyıla kadar kesintisiz yerleşim izlenen Perge’de 1946 yılından beri kazı ve onarım çalışmaları sürdürülmektedir. Farklı dönemlerde ve farklı uzmanlar tarafından sürdürülen çalışmalar sayesinde kentin keramik repertuarının oldukça geniş olduğu anlaşılmaktadır. Perge, kıyıdan içeride bir yerleşim yeri olmakla beraber, aslında gemilerle geliş gidişe uygun Aksu nehrine yakınlığı sayesinde aynı zamanda bir liman kentidir. Bu elverişli konumu sayesinde güçlü bir ticari ağa sahip olduğu söylenebilir. Nitekim yerleşmede MÖ 5. binden itibaren çok çeşitli türlerde keramik malzeme bulunmuştur. İleride gerçekleştirilmesi planlanan Perge keramik repertuarı çalışmalarına bir altlık oluşturması amacıyla hazırlanan bu derlemede kentin uzun süreli ve kesintisiz tarihinde Roma İmparatorluk ve Geç Antik Dönem ithal kaliteli keramik malzemeye odaklanmaktadır.
Girlanden-Ostotheken aus Kalkstein in Pamphylien und Kilikien. Untersuchungen zu Typologie, lkonographie und Chronologie, Deutsches Archologisches Institut Sarkophag-Studien
Belleten · 2009, Cilt 73, Sayı 267 · Sayfa: 605-608
Özet
Taner Korkut tarafından hazırlanan "Pamphylia ve Kilikia'daki Kireçtaşı Girlandlı Ostotekler" isimli bu monografi, aslen yazarın Almanya/Marburg Philipps-Universitat'te 1999 yılında tamamladığı doktora tezinin tekrar gözden geçirilmiş, kısaltılmış ve Sarkophag-Studien'in formatına göre yeniden düzenlenmiş halidir. Alman Arkeoloji Enstitüsü tarafından yayımlanan ve Antik Dönem'deki lahitler üzerine yapılmış çalışmaları gerek sempozyum bildirileri gerekse monografiler olarak bir seri halinde sunan Sarkophag-Studien, ilk olarak 1998 yılında basılmış ve 2007 yılında basılan F. Işık'ın monografisiyle 5 cilde ulaşmıştır. Tanıtmaya çalışacağımız bu monografi söz konusu serinin 4. cildini oluşturmaktadır. Editörler tarafından kaleme alman Önsöz'de (Vorwort) Geç Hellenistik Dönem'den itibaren kullanılmaya başlanmış ve en yaygın kullanımı M.S. 2. yy.'da gerçekleşmiş "ostothotek"in (kemiklik, külkemik muhafazası) kısa bir tanımı, yayılım alanları, lahitler ile birlikte ele alınmasının önemine değinilmiş, ardından, metin içinde kullanılan Kaynakların kısaltması (Abkürzungen) gelmiştir.
Pamphylia Bölgesi ve Çevresi Eski Yol Sistemi
Belleten · 1992, Cilt 56, Sayı 216 · Sayfa: 361-370
Özet
Tam Metin
Antik Çağda Pamphylia Bölgesi Ord. Prof. M. A. Mansel'in tanımlamasıyla "... bugünkü Antalya Vilayeti'nin düzlük alanlarını kapsıyordu" Bölgenin sınırları ile ilgili bir çok tanım yapılmış olmasına karşın, Sayın Mansel'in bu tanımıyla belirlediği sınırlar hemen hiç tartışılmamıştır. Antik Çağda Pamphylia'da Olbia, Perge, Sillyon, Aspendos, Side gibi önemli kentler yer alıyordu. Bölgede kurulu bulunan kentleri birbirine ve bölgeyi kuzey, kuzey-batısındaki Pisidia'ya, kuzey doğusundaki Lycaonia'ya ve güney batısındaki Lykia'ya bağlayan antik ve sonraki çağlara ait yol güzergahlarının belirlenmesi amacıyla yaklaşık 10 yıldan bu yana yürüttüğüm araştırmalarla görülmüştür ki, genellikle nehir ve ırmakların oluşturduğu vadiler boyunca inşa edilen yollar, sahilden yükseklere çıkıldıkça daha belirgin izler vermekte ve özellikle sert, kayalık zeminlerde varlıklarını hala sürdürmektedirler.
Alanya Yöresinde Antik bir Liman
Belleten · 1975, Cilt 39, Sayı 156 · Sayfa: 613-628 · DOI: 10.37879/belleten.1975.156-613
Özet
Tam Metin
Antik çağlarda Pamphylia Küçük Asya'nın güneyinde yer alan, kuzeyden Toros'larla çevrili, güneyde ise Akdeniz'e açılan, batısında Lykia, doğusunda Kilikya Trakheia denilen Dağlık Kilikia'nın bulunduğu sahil ovasına verilen addır. Kıyı batıda Khelidoniai'dan doğuda Anamur'a kadar uzanan geniş bir girinti yaparak oldukça büyük bir körfez meydana getirmektedir. Bu körfezden Kıbrıs adasına kadar uzanan bölüme ise İlkçağda "Pamphylia Denizi" adı verilmekteydi. Pamphylia bölgesinin hudutları konusu antik yazarlar arasında olduğu kadar halen günümüz araştırmacıları için de çeşitli görüş ve fikir ayrılıklarına sebep teşkil etmektedir. Kuzeyde teraslar halinde denize doğru inen Toros dağları, güneyde ise Akdeniz, ovayı iki yönden sınırlamak bakımından şüphe götürmezken, batı ve bilhassa doğu hudutları hakkında birbirinden oldukça farklı görüşler ortaya atılmaktadır. Güvenilir antik kaynakların belirttiği gibi genellikle Olbia Lykia bölgesinden evvel yer alan en batı Pamphylia şehri olarak kabul edilir.
An Ancient Harbour in the District of Alanya
Belleten · 1975, Cilt 39, Sayı 156 · Sayfa: 629-632 · DOI: 10.37879/belleten.1975.156-629
Özet
Tam Metin
The extensive plain, that borders the south coast of Asia Minor from Antalya to the river Melas, is the ancient Pamphylia. To the east of this, where the Taurus mountains gradually approach the coast, lies the geographically contrasting region of Rough Cilicia. The borders of Pamphylia, especially the eastern extremity which interests us mainly, have always been a matter of different concepts among the ancient authors. We accept the general fact that Side is the last Pamphylian city, and so the east of the river Melas should be regarded as Rough Cilicia. The region, which the present work deals with, is the part of the coast lying between Alara Çay and Kargı Çay in west Cilicia. The accounts of the early explorers, such as Beaufort, Heberdey and Wilhelm, Rott, Keil and Wilhelm, Paribeni and Romanelli, Mitford and Bean, are stili interesting to read but hardly sufficient. Beaufort's attention was attracted by a cape which is located to the east of cape Karaburun and about zo km. to the west of Alanya (Corecesium)