13 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Peace
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Atatürk ve Barış

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1986, Cilt II, Sayı 6 · Sayfa: 607-613
Atatürk sadece büyük ve muzaffer bir komutan değil, çok başarılı bir barışçı politikanın izleyicisi de olan büyük bir devlet adamıdır. Diğer tarafta Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 1986 yılını (Dünya Barış Yılı) olarak ilân ettiğini görüyoruz. Atatürkçülüğü karakterize eden ilkelerden birisi de "Yurtta Sulh Cihanda Sulh"tur. Zira O, Türk ulusuna ana hedef olarak gösterdiği "Çağdaş uygarlık düzeyine ulaşma"nın ön koşulunu yurtta ve cihanda barışta görmüştür.

Jeopolitik Tehditler Karşısında: “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh”

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1986, Cilt II, Sayı 6 · Sayfa: 743-756
Türkiye'nin jeopolitik, durumuna bakıldığında; kara alanı bakımından Avrupa-Asya-Afrika kıtaları arasında olup bu kıtalarla bir çok noktalardan bağlantısı bulunmaktadır. Hava alanı bakımından da, yine bu üç kıta arasında, bir kavşak noktası halindedir. Deniz yönünden ise daha da büyük önem taşımaktadır. Türk boğazları, Karadeniz'i Akdeniz'e bağlamaktadır; bu nedenle Karadeniz'e kıyısı bulunan devletler için Türkiye'nin çok büyük bir değeri vardır. Hele bir süper devlet durumunda bulunan Sovyetler için bu durum son derece önemlidir.

Yurtta Sulh, Cihanda Sulh

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1985, Cilt I, Sayı 2 · Sayfa: 435-450
İnsanlar arasındaki ilişkiler ya çarpışma, zorlama veya uyumdur. Menfaat çarpışmalarının tabiî sonucu, mücadeledir, harptir. Menfaatlerin uyuşması ise sulhtur. Sulh (barış) ve harp (savaş) birbirine taban tabana zıt iki ayrı müessesedir. Barış kısaca sosyal düzendir, güvenliktir, hukuk ve kazanılmış haklara saygıdır. Toplum hayatında dengenin sağlanmasıdır. Mücadele, en vahimi olan harp ise anarşidir, karışıklıktır, kararsızlık ve dengesizliktir.