3 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Populism
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Hatay Devleti Başbakanı Doktor Abdurrahman Melek’in Yeni Mecmua’daki Yazıları Üzerine

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2018, Cilt XXXIV, Sayı 98 · Sayfa: 281-310
Tam Metin

Bilindiği üzere basın dünyada dördüncü güç olarak kabul edilmektedir. Basın, halkın yönlendirilmesi, bilgilendirilmesi amacıyla kullanılmıştır. Abdurrahman Melek de bu gücü kullanan kişiler arasında yer almıştır.

Melek bu doğrultuda Antakya'da yayınlanan Yeni Mecmua'da muhtelif yazılar kaleme almıştır. O, neredeyse bütün yazılarında bir şekilde sağlık ile bağlantı kurma çabası göstermiştir. Mesleki bilgi ve tecrübesini yazılarına yansıtmaya çalışmıştır. İlaveten verdiği siyasi mesajlarla İskenderun Sancağı halkını çeşitli konularda bilgilendirmek ve bilinçlendirmek istemiştir.

Bu makalenin kapsamı sadece Abdurrahman Melek'in Yeni Mecmua'daki yazıları ile sınırlıdır. Makalenin amacı ise Hatay Devleti Başbakanı Abdurrahman Melek'in yazarlık yönünün de bilim dünyasına tanıtılmasıdır.

Melek'in gazetede yer alan 15 makalesinin 12 tanesi başyazı özelliği göstermektedir. İlk yazısı 15 Mayıs 1928, son yazısı ise 8 Ekim 1934 tarihinde yayınlanmıştır.

Türkiye’de Halkçılık İdeolojisi Ve Halkevleri

Erdem · 2005, Sayı 42 · Sayfa: 101-118
Meşrutiyet ve Milli Mücadele dönemlerinde halkın siyasete katılımım artırmak şeklinde ortaya çıkan halkçılık ideolojisi, Cumhuriyetin kurulmasıyla nitelik değiştirmeye başlamıştır. Halk Fırkasının yönetiminde tüm halkı kapsayan yeni halkçılık anlayışı, vatandaşları, laiklik, etnik milliyetçilik ve otoriter merkeziyetçilik çerçevesinde toplumsal kuramlarla halkı eğitmeyi amaçlama şekline dönmüştür. Siyasal katılmayı ve alternatif siyaset kanallarını sınırlayarak siyasi rejimin çoğulcu ve yarışmacı bir sisteme dönüşmesini engelleyen Halk Fırkası, vatandaşları, siyasal ve sosyal bir eğitim kurumu olması amaçlanan Halkevleri yoluyla, halkın, cumhuriyet ilkeleri doğrultusunda terbiye edildiği kurum haline dönüşmüştür.

Atatürk, Popülizm ve Demokrasi

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1990, Cilt VII, Sayı 19 · Sayfa: 141-146
Atatürk'ün modern Türkiye'ye miras bıraktığı iki ana miras, güvenli bir ulusal kimlik duygusu ve popülizme bağlılıktır - Türk halkının geleneksel otokrasiden modern demokrasiye sadece iki kuşakta aşamalı ve barışçıl bir geçiş yapmalarına izin veren bir taahhüttür. Bu başarı, tarih ve coğrafyanın uygun perspektiflerinde görüldüğünde daha dikkat çekicidir. Mustafa Kemal Paşa 1919'da siyasi liderliğini üstlendiğinde, Osmanlı İmparatorluğu, Hohenzollerns Alman İmparatorluğu, Habsburgs Avusturya İmparatorluğu ve Çarların Rus İmparatorluğu ile birlikte son askeri çöküşünü yaşadı. Bunu izleyen karmaşık yeniden yapılanma sürecinde, Güneydoğu Avrupa, Orta Doğu, Kafkaslar ve Orta Asya'nın birçok yerinde ulusal bağımsızlık ilan edildi. Ancak asıl netice tipik olarak ya açık bir sömürge kuralı (Kafkasya; Orta Asya; 1950'lere kadar Orta Doğu) ya da bir ya da daha fazla emperyal gücün (o zamandan beri Dünya Savaşları ve Orta Doğu arasındaki Balkanlar) ve Almanya'nın güvencesiz bağımsızlığıydı. Sadece Türkiye, Atatürk'ün Ulusal Paktı'nda (Misak-1 Millî) ilan edilen sınırlar içinde ulusal bağımsızlığını korumuş ve yabancı işgalinden veya savaşa karışmasından kaçınmıştır.